Bir kişi daha eksilmeyeceğiz!


  • Hekim Sözü Nisan-Haziran 2024
  • 60

Başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzerine kadın haklarını koruyan yasaların derhâl uygulanmasını talep ediyoruz. Yok sayılmaya, çifte ezilmişliğe karşı çıkıyoruz. Daha başka Merve’leri kaybetmek istemiyoruz.

Merve Yıldırım, Dr, İTO Denetleme Kurulu Üyesi 

Çok yakın bir zamanda Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan bir kadın, abisi tarafından öldürüldü. Abisinin psikolojik rahatsızlığı olduğu yönünde iddialar var. Daha önce de gördüğümüz çok sayıda örnekten öğrendiğimiz şudur ki; fail erkekler ilk savunmada hep “psikolojik sorunu var”, vb. bahaneler ileri sürmektedir. Fakat bunun arkasına sığınılması yeterli bir cevap mıdır? Bu kadar zarar verebilecek durumdaysa aile tarafından tedavi süreci neden geciktirildi? ‘Evin tek erkek evladı, biz kendi içimizde çözelim’ demenin sonucunda gencecik bir kadın arkadaşımız katledildi. Bağıra bağıra geliyorum diyen bu vahşetin sebeplerini hep birlikte düşünmek ve düşündürtmek zorundayız. Çünkü sesimizi ancak böyle duyurabiliriz.

Toplumdaki nefret ortamından en çok etkilenen kadınlar oluyor. Sadece fiziksel değil; ekonomik, psikolojik şiddet gibi bazen hissetsek de adını koyamadığımız, saymakla bitiremeyeceğimiz şiddet türlerini yaşıyoruz. Eşinden, kardeşinden, babasından, sevgilisinden ya da yakın akraba çevresinden şiddet gören kadınların haberlerine şimdilerde otobüste, minibüste, parkta, sokakta hiç tanımadığı erkeklerin saldırılarına uğrayan kadınların haberleri de eklendi. Şiddetin giderek arttığı sağlık sektöründe de en çok biz kadın sağlık emekçileri, şiddetin her türlüsüyle karşı karşıya kalıyoruz.

Yıllardır dillerden düşmeyen “kutsal aile” ”evde olan evde kalır” gibi söylemler huzurlu, sağlıklı aile ve toplum yaratmak yerine sorunların üzerinin örtülmesine ve eninde sonunda kadınların canlarına mal oluyor. 2024 yılının ilk altı ayında ülkemizde 205 kadın cinayeti, 117 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Yine çok yakın zamanda aynı gün içinde 8 kadın katledildi. Kadınlar için önemli bir güvence kaynağı olan İstanbul Sözleşmesi’nden ülkemizin imzası geri çekildi. O tarihten bugüne kadar olan süreçte, her yılın ilk 6 ayına baktığımızda kadın cinayeti sayısının arttığını görüyoruz. Kadına yönelik şiddet artık vahşet boyutunda. 6284 Sayılı Yasa ve Medeni Kanun her seferinde tartışmaya açılıyor. Yapılan yasal düzenlemeler şiddeti önlemek, engellemek yerine, kadın cinayetlerinin artarak devam etmesine önayak oluyor. Her kadın cinayeti ardından türlü bahaneler öne sürülerek üzeri kapatılmaya çalışılıyor. Her görülen davada ‘pişmanım’ kelimesi de sözde iyi hâl indiriminin gerekçesi olarak temellendiriliyor.

Bizler bir kadını daha kaybetmek istemediğimizi tekrar söylüyoruz. Güvenli sokaklar ve evler istiyoruz. Kısacası yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Gülüşümüze, ne giydiğimize, çocuk doğurup doğurmayacağımıza karışılmasını kabul etmiyoruz. Başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzerine kadın haklarını koruyan yasaların derhâl uygulanmasını talep ediyoruz. Yok sayılmaya, çifte ezilmişliğe karşı çıkıyoruz. Daha başka Merve’leri kaybetmek istemiyoruz. İhmallerin ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Bunun için de davanın takipçisi olacağız ve kadınlar olarak birbirimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.


Bu İÇERİĞİ Paylaş!