Adalet ve insanlığın romanı


  • Hekim Sözü Nisan-Haziran 2024
  • 76

Bülbül; Divan edebiyatında, klasik Doğu edebiyatlarında olduğu gibi âşığı sembolize etse de, Harper Lee için adalettir, masumiyettir, eşitliktir, vicdandır… İşte bu nedenle bülbülü öldürmek günahtır ve kitabın ismi de “Bülbülü Öldürmek”tir.

Okan Toygar, Dr. Hekim Sözü Dergisi Yayın Kurulu Üyesi

Bülbülü Öldürmek; Harper Lee’nin 1960 yılında yayımladığı, ırkçılık, adalet ve insanlık temalarını işleyerek okuyuculara toplumsal mesajlar sunduğu bir romandır. Eser yayınlandıktan sonra büyük yankı uyandırmış, önce Amerikan sonra da dünya edebiyatının klasikleri arasına girmiştir.

Yayımlandığı yılın ertesinde Pulitzer ödülünü alan kitap, bir yıl sonrasında da filme uyarlanmış ve film de üç dalda Oscar ödülü almıştır.

Kitabın ülkemizdeki ilk baskısı Halk Kitabevi’nden Özer Sunar çevirisiyle 1963 yılında çıkmış, orijinali 1970’li ve 1980’li yıllarda Türkiye’de yabancı dille eğitim yapan devlet okullarında İngilizce derslerinde okutulmuştur. (2)

Harper Lee, Amerika’nın özellikle güney eyaletlerinde toplumsal yaşamın hemen her alanında siyahlara yönelik ayrımcı politika ve uygulamaların doruk noktasına çıktığı bir dönemde yazar eserini. 1955’de Rosa Parks’ın Alabama’da bir belediye otobüsünde gerçekleştirdiği ilk meydan okuma ve sonrasında Martin Luther King’in bu başkaldırıyı başarıyla örgütlemesi romanın yazıldığı yıllara denk düşer.

Kitabın yazım aşamasının da ilginç bir hikâyesi var… (3)

New York’ta bir havayolu şirketinde çalışan Harper Lee işinin yoğunluğundan dolayı yazı yazmayı çok istemesine rağmen bunu yapamaz. Onun bu hayalini bilen arkadaşları 1956 Noel’inde ona bir zarf uzatırlar. İçindeki notta “İstediğini yazabilmen için işinden bir yıllık izin. Mutlu Noeller” yazmaktadır. Bu, Harper’ın bir yıllık maaşına denk gelen paranın ona hediye edilmiş olduğu anlamına gelmektedir. Harper, düzenli bir işin kaygılarından uzak olarak tüm yıl oturup yazar ve sonrasında o da edebiyat dünyasına “Bülbülü Öldürmek” romanını hediye eder.

Kitap, 1950’lilerin sonunda yazılsa da olay örgüsü 1930’lar Alabama’sının kurgusal kasabası olan Maycomb’da geçmektedir. 

Alabama’da doğup büyüyen Harper Lee, “Bülbülü Öldürmek”in bir otobiyografik roman olmadığını söylese de çocukluğundaki bazı kişi ve olaylar romanın ana kahramanı olan küçük kız çocuğu Scout’unkilerle paralellik göstermektedir. Örneğin Lee’nin babası Amasa Coleman Lee de Atticus Finch gibi bir avukattır ve 1919’da cinayetle suçlanan iki siyah adamı savunmuştur. Onlar mahkûm edilip asıldıktan sonra bir daha ceza davası almamıştır.2

Bülbülü Öldürmek kitabının hikâyesi Scout Finch’in gözünden anlatılır. Scout’un babası Atticus Finch, kasabada dürüstlüğü, adalet duygusu ve insani değerleriyle tanınan saygın bir avukattır. Romanın ana çatışması, Atticus’un, beyaz bir kadına tecavüz etmekle suçlanan Tom Robinson’un avukatlığını üstlenmesidir.

Tom “zenci”dir ve Maycomblular, beyaz bir insana karşı tecavüz ile suçlanan bir “zenci”yi savunacak olan Atticus’a tepki gösterirler. Sanık “zenci” olduğu için olayın araştırılmasına dahi gerek yoktur. Tom suçludur ve cezasını çekmelidir.

Tüm baskılara rağmen Atticus davayı bırakmaz, çünkü deliller Tom’un suçsuz olduğunu açıkça göstermektedir. İlerleyen günlerde kasabalılar Atticus ve ailesine dünyayı dar ederler ırkçı tavırlarıyla. Çocukları birçok kez hakarete maruz kalır okulda.

Siyahilere beyaz muamelesi yapmanın en az siyahi olmak kadar suç sayıldığı bir dönemde hiçbir baskıya ve tehdide boyun eğmeden, toplumun önyargılarına karşı cesurca karşı koyan Atticus, sonucu ne olursa olsun, aydının görevinin sadece ve sadece doğruları ve adaleti savunmak olduğu gerçeğine götürür okuru.

Atticus Finch, 1930’larda Amerika’nın güneyinde yaşayan bir erkeğe göre oldukça aydın biridir. Toplumsal sorunlar kadar çocuklarına karşı da sorumluluğunun bilincindedir. Scout ve Jem’e önyargılardan ve nefret dolu düşüncelerden uzak durmaları gerektiğini öğretir. Bunu öğüt vererek değil, kendi davranış ve ilişkileriyle onlara örnek olarak yapar. Örneğin; çocuklarına “Halanız uyuyor, gürültü yapmayın” demez ama arabayla eve yaklaştıklarında garaja girmeden arabanın motorunu kapatıp, vitesi boşa alarak garaja park eder ve sessizce evin arka kapısından girerek odalarına çekilirler. (4)

Okulda öğretmeniyle yaşadığı bir sorunu anlatan kızına, “Basit bir sırrı öğrenirsen her türlü insanla anlaşman kolaylaşır, Scout. Bir insanı anlayabilmek için, o insanın baktığı açıdan bakmayı becerebilmelisin” diyerek insanlarla duygudaşlık kurabilmenin olayları anlamada ve günlük sorunları çözmede ne denli önemli olduğunu anlatır.

Romanda üzerinde durulan önemli bir konu da cinsiyet eşitsizliğidir. O dönemde güneyli kadınlar zariflikleri ile övülürken, Scout bir erkek çocuğu gibi yumruklarıyla kavga edebilen bir kız çocuğudur. Yazar, Scout ile gelenekçi bir bakışı temsil eden halası arasındaki anlaşmazlıkları anlatan diyaloglarla bu konuyu irdeler, hem de 1950’lilerin sonunda.

Kitabın isminin arkasında sakladığı anlama gelince;

Bir gün Atticus, oğlu Jem’e, “Kuşların peşine düşeceğini biliyorum, istediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.” der.

Bülbül; Divan edebiyatında, klasik Doğu edebiyatlarında olduğu gibi âşığı sembolize etse de, Harper Lee için adalettir, masumiyettir, eşitliktir, vicdandır… İşte bu nedenle bülbülü öldürmek günahtır ve kitabın ismi de “Bülbülü Öldürmek”tir.

Ülkemizde ve dünyada yükselen ayrımcı, ırkçı, cinsiyetçi söylem ve politikaları düşündüğümüzde; evrensel sorunları, çözüm önerileriyle birlikte irdeleyen bu anıtsal romanın tekrar tekrar okunması, okutturulması sizce de gerekmiyor mu?

 

Dipnotlar

  1. Epsilon Yayınevi. 2. Baskı, Mart 2021. Çeviri: Ülker İnce.
  2. https://tr.wikipedia.org/wiki/Bülbülü_Öldürmek adresinden 02.08.2024 tarihinde alınmıştır.
  3. Harper Lee. Christmas To Me. McCall’s Magazine. December 1961.
  4. Şimşek Ş. Harper Lee’nin Bülbülü Öldürmek Adlı Romanında Eğitim Değerleri. International Journal of Language Academy. Volume 6/2 June 2018;81-89.

Bu İÇERİĞİ Paylaş!