Sağlıkta Dönüşüm Programına "Biber Gazı" Sıkıldı


  • Nisan 15, 2011
  • 1876

Başta İstanbul olmak üzere hemen her gün ve her hastanede yaşanmaya başlanan sözlü, fiili şiddet olguları artık boyut değiştirmeye başladı. Başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanlarına, hizmet sundukları kurumlarda saldırmak "vaka-i adiye" haline geldi. Daha önce bıçaklanan, kurşunlanan, sıklıkla yumruklarla saldırıya maruz kalan sağlık çalışanları ne yazık ki şimdi de "biber gazlı" saldırıya maruz kalmışlardır.
İstanbul Tıp Fakültesi’nde 13 Nisan 2011 günü hekimleri ve hastaları etkileyen bir saldırı yaşanmıştır. Fakültenin poliklinik bölümünde; öncelik tanınarak kaydı yapılan ve işlemleri özel olarak takip edilen tekerlekli sandalyedeki vatandaşımız,  kendisinden önceki hastanın işleminin biraz uzaması ile geciktirildiğini bahane ederek öfkelenmiş, beklemekte olan bir kadın hastaya çarpmış,  ardından biber gazı sıkmıştır. Çocuk polikliniğinde beklemekte olan bir çocuğun gazın etkisiyle astım krizi tetiklenmiş, acil müdahaleye alınmıştır. Hekimler ve hastalar başta gözleri olmak üzere biber gazından etkilenmiş ve kimyasal bir silah olan biber gazının etkisindeki poliklinik alanından ayrılmış, hizmet 4 saat durmuştur.
Hastanelerde, tıp fakültelerinde hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti bir kez daha kamuoyu ile paylaşmaktan üzgünüz. Hekimlere yönelik bu saldırıların yaygınlaşmasından, bu saldırılara maruz kalmaktan, bu saldırılara zemin hazırlayan Sağlık Bakanlığı'nın işin ciddiyetini anlamamakta ısrar eden tutumundan dolayı kaygılıyız. Bir kez daha söylemek isteriz ki, hiç bir gerekçe hekime ve sağlık çalışanlarına saldırı için mazur kabul edilemez. Kaldı ki sağlık sisteminde yaşanmakta olan eksikliklerden, aksaklıkların sorumlusu bizler değiliz. Doğrudan doğruya bu ülkeyi ve sağlık sistemini idare eden yöneticilerdir. Bu hastanede olduğu gibi biz hekimler işimizin gereğini yapıyoruz.
Sağlık sistemini dönüştüren iktidar ve Sağlık Bakanı her fırsatta hekimlerin, sağlık çalışanlarının mutlu olduğunu, halkın da hizmetten memnun olduğunu vurguluyor.
İşte mutluluk ve memnuniyet…
Sağlık sistemindeki dönüşüm sağlıkta ve toplumda barışı zedelemiştir. Sağlıkta eşitsiz hizmet sunumları, esnaf zihniyeti; yoksulları öfkelendirmiştir. Öfkelerinin hekimlere yönelmesine neden olmuştur.
Bugün kendilerini iyileştiren, tedavi eden hekimlere kalkan eller, yaralayan silahlar, sıkılan gazlar bu öfkenin habercisidir. Hekimin huzursuz, mutsuz ve kaygılı olduğu bir sağlık ortamının hastaların yararına olacağı düşünülemez.
Sağlık Bakanını uyarıyoruz; halkın sağlığı ile oynuyorsunuz. Hürmetsiz ve değerbilmez ifadeleriniz ile hekimler ve sağlık çalışanları için şiddet tehlikesi yaratıyorsunuz.
Sağlık çalışanlarını halkla karşı karşıya bıraktınız.  Bugün “memnuniyetten” biber gazı sıkanlar; sağlıkta yaratılan felaketin gerçek sorumlularını hekimler olmadığını elbette anlayacaklar.
Sayın Bakan; sağlık çalışanları;  yaralanmaktan, kaygı ile çalışmak zorunda kalmaktan, 5 dakikada hasta bakmak zorunda kalmaktan, onlarca nöbetlerle geçen fedakârca ve yoğun çalışmalarının karşılığında güvencesiz performans ücretlendirmesi ve gelecekteki emeklilik günlerini düşünmekten mutlu değiller.
Bizler;
 Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmak ve yaşamak istiyoruz.
Topluma eşit, ücretsiz ve nitelikli bir sağlık hizmeti sunmak istiyoruz.
Bu nedenle; 
Biz sağlık çalışanları;  laborantı, hizmetlisi, radyoloji teknisyeni, sağlık teknisyeni, hemşiresi, diş hekimi, hekimi, ebesi, biyoloğu, eczacısı, sosyal hizmet uzmanı, acil tıp teknisyeni ile 19–20 Nisan’da sağlık hizmeti sunamayacağımızı yeniden duyuruyoruz.

İSTANBUL TABİP ODASI


Bu HABERİ Paylaş!