Özel Hastaneler Yönetmeliğinde 6 Nisan Değişikliği
- Nisan 24, 2024
- 2134
6 Nisan 2024 tarihli ve 32512 sayılı Resmi Gazete’de, Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yayımlandı. Düzenleme dokuz maddeden oluşuyor. Ancak bu maddeler içinden özellikle ikisi öne çıkıyor. Çünkü hekimlerin çalışma haklarına yönelik iki önemli değişiklik getiriyor:
1- 60 yaş üstü hekimler ile engelli hekimler için kadro dışı çalışma hakkı tek yer ile sınırlandırılıyor.
Bilindiği üzere Yönetmeliğin Ek 5. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin 3 numaralı alt bendinde; “3) (Değişik:RG-7/8/2021-31561) 60 yaşını dolduran tabipler ile engellilik oranı en az yüzde 60 olan tabipler özel hastanelerde boş kadro şartı aranmaksızın çalışabilir. Bu fıkra kapsamında çalışan hekimler 1219 sayılı Kanunun 12 nci maddesine uygun olmak kaydıyla planlama kapsamındaki iki özel sağlık kuruluşunda daha çalışabilir. Bu kuruluşlardan bir tanesi çalıştığı il dışında planlama kapsamındaki bir özel sağlık kuruluşu da olabilir.” düzenlemesi yer alıyordu.
Şimdi ise bu bent şöyle değiştirildi: “3) 60 yaşını dolduran tabipler ile engellilik oranı en az yüzde 60 olan tabipler kadro şartı aranmaksızın bir özel sağlık kuruluşunda çalışabilir. Bu fıkra kapsamında çalışan tabipler bu Yönetmeliğin diğer maddeleri kapsamında kadrolu veya kadro dışı geçici çalışamaz.”
Bu değişiklik sonrasında 60 yaşını dolduran hekimler ile engellilik oranı en az yüzde 60 olan hekimler, boş kadro şartı aranmaksızın sadece tek bir özel sağlık kuruluşunda çalışabilecek. Bu hakkı kullanarak çalışan hekimler, ikinci bir sağlık kuruluşunda boş kadro mevcut olsa dahi çalışamayacak. Dolayısıyla bu bentte ifade edilen hekimler tercih yapmaya zorlanacak:
Şayet (eskisi gibi) kadro şartı olmaksızın çalışmayı tercih edeceklerse, ikinci bir sağlık kuruluşunda kadro mevcut olsa dahi çalışamayacaklar.
Şayet bu hakkı kullanmaksızın çalışmayı tercih edeceklerse o zaman birden çok sağlık kuruluşunda kadro şartına uyarak çalışabilecekler.
Özetle 60 yaşını dolduran hekimler ile engellilik oranı en az yüzde 60 olan hekimler için tanınmış olan kadro muafiyeti, bu değişiklikle ciddi ölçüde kısıtlanıyor. Üstelik bu bentte bir önceki değişiklik 07.08.2021 tarihinde yapılmış ve bu kategorideki hekimlerin boş kadro şartı aranmaksızın çalışabilecekleri özel hastane sayısı zaten en fazla üç olarak belirlenmişti. Şimdi bu sayı ölçüsüz bir şekilde tek bir yerle sınırlanıyor. Böylesi bir kısıtlamanın sağlık hizmeti için gerekli görülen hangi ihtiyaçtan kaynaklandığı anlaşılamamakla birlikte, bu kategorideki hekimler açısından ciddi bir hak kaybına yol açacağı muhakkaktır.
Ayrıca bu değişikliğe paralel olarak Geçici 14. maddeye ek yapıldığını da belirtmek gerekir: Buna göre; “Bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan bu Yönetmeliğin ek 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin (3) numaralı alt bendi hükmü kapsamında birden fazla özel sağlık tesisinde çalışmakta olan tabipler mevcut çalışma şekliyle çalışmaya devam edebilirler ancak ayrılmaları halinde hakları sona erer.”
Özetle; önceki düzenlemenin getirdiği hakkı kullanarak birden çok özel sağlık kuruluşunda çalışan hekimler, bu şekilde çalışmaya devam edebilecekler. Ancak özel sağlık kuruluşlarından ayrılmaları halinde bu hakları sona erecek; başkaca bir kazanılmış haktan söz edilemeyecek.
2- Muayenehanesi olan hekimlerin vakıf üniversiteleri hastanelerinde hastalarını tedavi etmeleri özel izne bağlanıyor ve kısıtlanıyor.
Bilindiği üzere 6 Ekim 2022 tarihli yönetmelik değişiklikleri ile muayenehane hekimlerinin, muayenehanelerine başvuran hastalarının teşhis ve tedavilerini özel sağlık kuruluşlarında yapmalarının önüne ciddi sınırlamalar getirilmişti. Sonrasında 7 Ocak 2023 ve devamında yapılan değişiklikler ile kimi ibareler esnetilse de kısıtlamanın özü korunmuştu. Bu değişikliklerle ilgili açılan davalar Danıştay 10. Dairesi’nde görülmeye devam ederken bu kez benzer bir kısıtlama vakıf üniversiteleri hastaneleri için de getiriliyor.
Yönetmeliğin Ek 8. maddesine eklenen yeni fıkraya göre; “Muayenehanesi bulunan hekimler, 1219 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince hizmet bedeli hasta tarafından karşılanmak ve Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmemek kaydıyla, muayenehanesine müracaat eden hastalarının tedavisini, yıllık sözleşme yapmak suretiyle, ilgili branşta hizmet sunan vakıf üniversite hastanelerinde, ancak Bakanlıkça planlama amacıyla oluşturulan komisyonun ilgili üniversitenin eğitim ve araştırma hizmet kapasitelerini dikkate alarak vereceği uygun görüşü ile yapabilirler. Muayenehane hekimiyle yapılan sözleşmenin taraflarca imzalanmış nüshası, vakıf üniversitesi hastanesi tarafından müdürlüğe gönderilir. Bu durumdaki hastalar, hastanedeki tedavi masraflarının kendileri tarafından karşılanacağı hususu ile tıbbi müdahalenin konusu ve sonuçları hakkında muayenehanede bilgilendirilir. Vakıf üniversite hastanesinde gerçekleştirilecek ayakta veya yatarak tedavi öncesi muayenehane hastalarına ilişkin bilgilendirilmiş rıza formu hasta veya kanuni temsilcisi, muayenehane hekimi, vakıf üniversite hastanesinin ilgili birim sorumlusu ve başhekim tarafından imzalanır. Hastanın hastanede tedavisi süresince ilgili hekim tarafından kesintisiz hizmet sunumu sağlanır. Hastaya sunulan teşhis ve tedavi hizmetlerinden muayenehane hekimi ve vakıf üniversite hastanesi müştereken sorumludur. Bu hekimlere hizmet sunan vakıf üniversite hastanesi tarafından her ay sonu itibarıyla tedavi edilen hasta sayısı ve hekim ismini müdürlüğe bildirir. Ayrıca bu şekilde tedavi gören hastalara ayrıntılı fatura düzenlenir.”
Bu değişiklik ile muayenehane hekimleri, muayenehanelerine başvuran hastaların tedavilerini, ilgili branşta hizmet sunan vakıf üniversite hastanelerinde ancak Bakanlığın uygun görüşü ile yapabilecekler. Bu izin, planlama amacıyla oluşturulan komisyonun ilgili üniversitenin eğitim ve araştırma hizmet kapasitelerini dikkate alarak vereceği uygun görüşe bağlı olacak.
Muayenehane hekimlerinin vakıf üniversiteleri hastanelerinde hastalarının tedavilerini yapabilmelerinin Bakanlık onayına bağlanması, üst hukuk kurallarına aykırı niteliktedir. Hekimlerin çalışma haklarına yönelik yeni bir kısıtlama getirmektedir. Üstelik izin verme kriteri olarak ifade edilenler, objektif ve denetlenebilir değildir. Hekimlerin de hastaların da daha önce var olmayan böylesi bir kısıtlamadan mağdur olacakları ve sağlık hakkına erişimin de zarar göreceği açıktır.
Hekimlerin çalışma hak ve yetkilerini kısıtlayan, kamu yararına da hizmet etmeyen Yönetmelik değişikliklerinin iptali için Hukuk Büromuzca dava hazırlığı yapılmaktadır.
Bilginize sunarız.
İstanbul Tabip Odası Hukuk Bürosu