17 Ağustos Marmara Depremi Yıldönümü


  • Ağustos 27, 2010
  • 2558

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, 17 Ağustos Marmara Depremi'nin onbirinci yılı yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.

16.08.2010

BASIN AÇIKLAMASI

17 Ağustos Marmara Depremi Yıldönümü

17 Ağustos 1999’da gerçekleşen Marmara Depremi’nin üzerinden tam onbir yıl geçti. Geçen onbir yıl bizi 1999 Marmara Depremi’nin yıkımından uzaklaştırmadığı gibi, beklenen Marmara depremine her geçen gün biraz daha yaklaştırıyor. Ve biz de Türk Tabipleri Birliği olarak her yıl hükümetleri uyarmaktan, olağandışı durum sonrası müdahaleyle ilgili göstermelik hazırlıklardan vazgeçip, yıkımı önlemeye hazırlanmanın yaşamsal öneminden bahsetmekten yorulduk.

Her olağandışı durumdan sonra hükümetin aynı duyarsızlığı koruyan yaklaşımını ve sözde iyileştirme çalışmalarını görmekten usandık.

Türk Tabipleri Birliği bu onbir yıl içinde olağandışı durumlarla ilgili çabalarından vazgeçmedi, vazgeçmeyecek. Depremin hemen ardından, çadır kentlerde yaşayanların durumunu araştırdı ve kamuoyu ile paylaştı. Olağandışı durumlara hazırlıklı olma eğitimlerine devam etti ve ek olarak Hızlı Değerlendirme ve Müdahale ekipleri yetiştirdi. Sel, yangın, deprem, ulaşım kazası ve yaşanan tüm diğer olağan dışı durumlardan hemen sonra olay yerindeydi.

Geçtiğimiz yıl ise, hastanelerin deprem olağandışı durumlara hazırlıklılığını hekimlerin gözünden değerlendirdi. Hekimlerin sadece yüzde 10’u çalıştıkları hastanelerin hazırlıklı olduğunu ifade etmişti. Bu hazırlıklılık çalışmalarının ise sadece olağandışı durum sonrasında hizmet sürdürebilme koşullarını sağlamakla sınırlı olduğu da saptanmıştı. (Hastaneler depreme hazır mı?)

Türk Tabipleri Birliği Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu, depremle sınırlı kalmayıp 2009 yılında İstanbul’da Ayamama deresinin taşmasına neden olan selin sağlık kurumlarına etkilerini inceledi. Depremlerde olduğu gibi sel sonrasında da olağandışı duruma verilen yanıtın gecikmiş, yetersiz ve göstermelik olduğunu ortaya koydu. (Doğa olaylarının yıkıcı sonuçları bir yazgı değildir)

Çalışmalarımızın sonuçları gösteriyor ki, hükümet olağandışı durumlardan sonra yaşamsal önem taşıyan sağlık kurumlarında ne yeterli düzeyde bir hasar önleme ve kitlesel yaralanmalara hazırlanma çabasında, ne de kurumlara olağandışı durum sonrasında normal hizmetlerini sürdürmesini sağlayacak iyileştirmeleri yapmakta.

Ne yazık ki hükümetin bu ilgisizliği sağlık kurumları ile sınırlı değil. Deprem uzmanları, 1999’dan sonra İstanbul’da güçlendirilen yapıların oranının yüzde 1 bile olmadığını yakınlarda açıkladı. Hükümetin uyguladığı neoliberal politikaların ilgi alanına ne sağlık çalışanları, ne sağlık kurumları ne de halkın sağlığı giriyor.

Depremlerde ve diğer olağandışı durumlarda yaşamını yitiren tüm meslektaşlarımızı ve yurttaşlarımızı saygıyla anıyor ve bir kez daha vurguluyoruz:

Yapılması gereken, geçmiş yıkımlardan bir an önce ders çıkarmak ve yeni yıkımların öncesinde örgütlü, sistematik ve toplumun iyilik halini önceleyen bir yaklaşımla hazırlıklı olmaktır.

Tüm olumsuz koşullara rağmen Türk Tabipleri Birliği, olağandışı durumlarla ilgili örgütlü, sistematik ve sağlık sisteminin ve toplumun iyilik halini önceleyen çalışmalarına devam edecektir.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ


Bu HABERİ Paylaş!