Ülkede giderek şiddet ikliminin tırmandırıldığına tanık oluyoruz.

Bu şiddet dilinin; yurttaşlarımıza kendi çıkarları için zarar vermekten bir an olsun geri durmayacak kadar zalim zihinlerin planı olduğunu izliyoruz.

Zorun, zorbalığın, şiddetin, silahın kendi karşıtını yarattığını, yarınlarımızı öfkeyle, şiddetle karartmaya kastettiğini görüyoruz.

Adaletin eşit ve özgür, sağlıklı insanlarla sağlanacağı inancındayız. Adalet sisteminin bütün etkilere, tüm zor unsurlarına karşı tarafsız olması gerektiğini haykırıyoruz.

Tüm yurttaşların adalete güvenmeye, adaletin gerçekleşeceğine inanmaya ihtiyacı var.

İstanbul Adliyesi’nde yaşanan olaylarda; insan yaşamının kaybedilmesi pahasına “çözümler” bulunmuş olması ve bunun başarı olarak değerlendirilmesini kınıyoruz. Kartal AKP binasında, Vatan Emniyeti’nde yaşanan olaylar yeni bir kaotik sürecin başlangıcı olduğu kanaatini doğurmakta ve bizleri insanlık adına kaygılandırmaktadır. İç Güvenlik Paketinin kaygılarımızın haklılığı için tek başına yeterli olduğu görüşündeyiz.

Antidemokratik Olağanüstü Hal Yasalarının, Polis Vazife Ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilatı Görev Ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yani' “İç Güvenlik Yasası” adı altında tüm ülkede yaşama geçirilmesindeki ısrarcı, aceleci davranışlar, seçim öncesi yapılan konuşma ve söylemler bu olaylardan bağımsız düşünülebilir mi?

Esenboğa’da IŞİD tarafından 101 gün gün esir tutulduktan sonra yapılan pazarlıklar sonucu bırakıldığı bildirilen yurttaşlarımızı karşılayan ailelerinin mutluluğunu yaşamak Çağlayan Adliyesi’nde ölenlerin ailelerinin ve tüm yurttaşlarımızın da hakkıdır.

Bu yolla yeni bir şiddet sarmalı örülmesini önlemek en önce yetkililerin görevidir.

Hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımızın ailelerine başsağlığı diliyor, herkesi sükunete, demokratik duruşa ve sağduyuya davet ediyoruz. Yetkilileri de bu antidemokratik yasa uygulama ve söylemlerden vazgeçmeye bir kez daha çağırıyoruz.

İstanbul Tabip Odası