Kadınlardan 1 Mayıs Çağrısı


  • Nisan 30, 2014
  • 3409



İstanbul’daki TTB, DİSK, KESK, TMMOB Kadın Koordinasyonu'ndan kadınlar son üç yıldır yapıldığı gibi bu yıl da 1 Mayıs 1977’de Hacer İpek Saman, Hatice Altun, Jale Yeşilnil, Kadriye Duman, Leyla Altıparmak, Meral Cebren Özkol, Nazan Ünaldı,  Diran Nigiz, Sibel Açıkalın başta olmak üzere yaşamını yitirenleri anarak Kazancı yokuşuna karanfillerini bıraktılar.
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. İncilay Erdoğan tarafından okunan ortak basın açıklamasında; emekçi kadınlar olarak  iktidar, sermaye, erkek egemen sistem ve basının cinsiyetçi, ırkçı saldırısıyla erkek egemenliğinin tüm kadınları ezmesine, sömürmesine karşı olunduğu, 1 Mayıs günü Taksim’de olunacağı vurgulandı.

“Bizler:
Çünkü hükümet ve sermaye yarı zamanlı, geçici, ucuz, kuralsız, örgütsüz, taşerona bağlı güvencesiz bir çalışma modelini kadın istihdamını arttırmanın tek yolu olarak ileri sürüyor. Biz kadınlar bu köleci çalışma biçimini, bu dayatmayı kabul etmiyoruz.  Kadınlar için insana yaraşır bir iş, eşdeğerde işe, eşit ücret, ayrımcılıktan ve şiddetten arındırılmış bir çalışma ortamı istiyoruz.
Çünkü bizler emek ve meslek örgütlerinde de, üyesi olduğumuz kurumlarda  da kadınların yeteri kadar temsil edilmediğini, ayrımcılığa hatta taciz, mobbing ve şiddete uğradığını biliyoruz. Bunları hatırlatmak için 1 Mayıs'ın iyi bir mücadele mevzisi,  vesilesi  olduğunu düşünüyoruz... Bu örgütlerde erkek egemenliğini aşındıracak kadın yapılarına ihtiyacımız var.
Çünkü 2005 de Bursa'da elyaf fabrikasında diri diri yanan 5 kadın arkadaşımız için, 2006' da Ceylanpınar'da 3 TL yevmiye için kamyon kasasında taşınırken nehirde boğularak can veren 9 tarım işçisi kadın arkadaşımız için, 2009 da İstanbul'da yaşanan sel felaketi sonucunda tekstil atölyesine götürülürken servis aracında can veren 8 emekçi kadın arkadaşlarımız için,  Gezi’de kaybettiği oğlunun acısına dayanamayan Fadime Ayvalıtaş için, başta Lobna olmak üzere Gezi’de yaralanan kadınlar için 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağız.
Buradayız çünkü, vahşi sermaye düzeninin yarattığı yıkım yüzünden iş kazalarında hayatımızı kaybediyoruz, yakalandığımız meslek hastalıkları yüzünden yaşamdan kopuyoruz, her gün beşimiz bizi sevdiğini iddia eden ya da hiç tanımayan erkekler tarafından evde, işte veya sokak ortasında öldürülüyoruz.
Kadınlar korunmaları gereken çocuk yaşta  “evlilik” adı altında cinsel istismarlarına toplumsal, yasal zemin aranıyor, taciz ve tecavüz suçları cezasız kalıyor, kadının bedeni ve beyanı erkek egemen zihniyete teslim ediliyor.
Buradayız çünkü, yaşamımız ve bedenimiz üzerinde kendi kararımız dışında bir egemenlik tanımıyoruz.
Buradayız çünkü yıllardır süren savaşın ağır bedelini taciz, tecavüz, göç, yoksulluk ve sevdiklerimizi yitirerek bizler ödedik. Kadınları uçurumun kıyısına sürükleyen savaşın bir an önce son bulmasını,  başlayan görüşmelerin onurlu bir barışa dönüştürülmesini istiyoruz.
Buradayız çünkü çalışma yaşamındaki mücadelemiz iktidar, sermaye, erkek egemen sistem ve basının cinsiyetçi, ırkçı saldırısıyla gölgelenmek isteniliyor. Tıpkı 21 Nisan da 1 Mayıs tertip komitesinin basın açıklamasında;  yapılan polis saldırısını yazamayan basın,  hepimiz şahsında bir kadın arkadaşımızı hedef gösterilerek “en seksi devrimci”  başlığı atmıştı; kınıyoruz.
Buradayız çünkü bizi 3-5 çocuk doğurmaya, yetmedi doğurma yöntemine karar veren zorba ve egemen anlayışa itiraz ediyoruz.
Bu yıl da 1 Mayıs’ta kadın emeğini görünür kılmak, sesimizi duyurmak, kadın dayanışmasını ve örgütlü gücünü yükseltmek için alanlardayız.”


Bu HABERİ Paylaş!