Prof. Dr. TÜRKAN SAYLAN'IN ARKASINDAYIZ


  • Ağustos 24, 2010
  • 3356

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Prof. Dr. Türkan Saylan’ın TTB Merkez Konseyi delegesi olduğunu belirterek, “Eğer TTB’nin, 100 bin hekimin kutsal bir değeri varsa, Türkan Saylan’ın temsil ettiği kimlik bizim kutsalımızdır” diye konuştu.

TTB Merkez Konseyi, Ergenekon soruşturması kapsamında bu sabah (13.04.2009) saatlerinde evi aranan Prof. Dr. Türkan Saylan ile ilgili olarak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Türkan Saylan’ın evinin aranmasının tüm hekim camiasını üzdüğünü belirtti. Saylan’ın demokrasi karşıtı herhangi bir hareketin içinde olduğuna inanmadıklarını ifade eden Gürsoy, “TTB olarak onun demokrasi yandaşı bir kimliğe sahip olduğu konusunda garanti verebiliriz. Taahhüt edebiliriz” diye konuştu. 

Türkan Saylan’ın hekim olarak bugüne kadar çok önemli işler yaptığını belirten Gürsoy, Saylan’ın Türkiye’de cüzam hastalığına karşı mücadelenin öncülerinden biri olduğunu, sayısız demokratik örgütte, öğretim üyeleri derneği ve sendikasında çalışmış, toplumsal sorumlulukları kadar iyi hekimlik değerlerine kadar sonuna kadar sahip çıkan bir hekim olduğunu vurguladı. Saylan'ın son 15 yıldan beri de yoksul kız çocuklarının eğitim almaları konusunda olağanüstü çabalar gösterdiğini kaydeden Gürsoy, sözlerinin şöyle sürdürdü:

“Bütün bu örneklerle birlikte, eğer TTB’nin, 100 bin hekimin kutsal bir değeri varsa, Türkan Saylan bizim kutsalımızdır. Türkan Saylan’ın temsil ettiği kimlik bizim kutsalımızdır. Bugün hepimiz Türkan Saylan’ız. Onun rencide edilmesi, örselenmesi bizi rencide edecektir. Bu da bizler için travma niteliği taşır. Travmaya uğramış hekimlerin görevlerini yerine getirme konusunda bir takım güçlüklerin olacağını anlamak mümkün. Umuyorum Türkan Saylan, hastalığı da dikkate alınarak en kısa sürede özgürlüğüne kavuşsun ve istirahate çekilebilsin. Bu olmadığı takdirde TTB’li tüm hekimler adına konuşuyorum; ona yapılan muameleyi kendimize yapılmış addedeceğiz.”

Saylan’ın sağlığından endişeli olduklarını da vurgulayan Gürsoy, “Ama sanıyoruz ki Türkiye’de yasal süreç bunları dikkate alacaktır. Türkan Saylan’ın tedavisinde en ufak bir aksama çok ciddi sonuçlara neden olabilir. Biz yakından biliyoruz ki -ben bir doktor ve arkadaşı olarak çok iyi biliyorum ki- gerçekten hastalığının kritik bir evresindedir. İlerlemiş bir kanser hastasıdır. Karaciğer yetmezliği içindedir. Bütün bunların özenle dikkate alınmasını umuyoruz” diye konuştu.

Gürsoy, basın toplantısını, tüm hekimler adına Türkan Saylan’a sevgi ve dayanışma duygularını ifade ederek tamamladı.

BASINA VE KAMUOYUNA

ÇYDD BAŞKANI PROF. DR. TÜRKAN SAYLAN’A YÖNELİK MÜDAHALEYİ KINIYORUZ

Değerli meslektaşımız, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın  Ergenekon soruşturması kapsamında bugün sabah saatlerinde evinin aranması tüm hekim camiasını üzmüş, yaralamıştır.

Bugüne dek pek çok önemli çalışmaya imza atan Türkan Saylan’ın demokrasi karşıtı herhangi bir hareketin içinde olduğuna inanmıyor, yapılan bu müdahaleyi kınıyoruz.

Yaşamı aydınlanma, demokrasi ve temel haklar ve hukukun üstünlüğünü savunmakla geçmiş bir meslektaşımıza yapılan rencide edici bu uygulama bütün hekim camiasını yaralayacak niteliktedir.

İstanbul Tabip Odası olarak söz konusu olayı kınamak, geçmiş olsun dileklerimizi sunmak, tüm hekimler adına sevgi ve dayanışma duygularımızı ifade etmek üzere 13 Nisan 2009 Pazartesi günü (bugün) 19.30’da, Sayın Saylan’ı evin de ziyaret edeceğiz.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.

İSTANBUL TABİP ODASI YÖNETİM KURULU

ÖĞRENCİLERİNDEN PROF. DR. TÜRKAN SAYLAN’A

Siz bizlere olduğunuz kadar, tüm insanlara ve özellikle de bu ülkenin malumlarca 2. sınıf görülen kızlarına her zaman bir ışık ve en zor anlarda bile yapabileceğimiz bir şeyler olduğunu gösteren bir umut oldunuz. Bizleri uykudan uyandırdınız.

Hem de kendi sağlığınızı hiçe sayaraktan. Tabii ki bundan rahatsız olanlar vardı.

Çünkü bu ülkenin çocuklarının önünde sizin gibi bir örneğin olması onların işine gelmiyordu. Siz tam bir cumhuriyet, tam bir Atatürk Türkiyesi kadını dört dörtlük bir insansınız. Ben sizin öğrenciniz olmanın gururu ile doluyum.

Sizin sınavı bile yarıda kesip bizlere ' sınavdan önemli şeyler vardır. Gelin bu hastanın lezyonlarına bakın, kolay kolay rastlayamazsınız' diyerek poliklinikten sınav salonuna hasta getirip bizlere anlattığınıza; lepra hastanesine trafik cezasını hiçe sayarak otobüs parasından tasarruf etmemiz için arabanıza bizleri doldurup götürmenize, hastanenin bahçe kapısından girdiğimiz anda biz şaşkın şaşkın bakarken lepralı hastalar ile kucaklaşıp onları aslan görünümlü yüzlerinden öpmenize; o çok şirin karış karış dolaştığınız buram buram Anadolu kokan mütevazi odanıza tanık oldum.

Hocam yanınızda olup emek, sevgi kokan ellerinizden doya doya öpmek isterdim.

Şimdi o öpülesi ellerinizin dokunduğu eşyalarınıza, ellerinizi öpmeye hiç layık olmayanların dokunması gururumu kırıyor!

Ama biz sizin çocuklarınızız.

Sizden çalışmayı, yılmamayı, umudu ve canlıyı sevmeyi öğrendik.

Sizi çok ama çok seviyoruz.                                                                  

Bir Grup İstanbul Tıp Fakültesı 1987 mezunları adına, ögrenciniz Op.Dr.Yavuz Uçar


Bu HABERİ Paylaş!