Uzmanlık Derneklerinin Temsilcileriyle Bir Araya Geldik: Yeni Çekirdek Eğitim Müfredatları ile Uzmanlık Eğitiminde Kaos Daha da Derinleşecek
- Haziran 10, 2024
- 651
Sağlık Bakanlığı Tıpta Uzmanlık Kurulu (TUK), 30 Nisan 2024 tarihinde, öncesinde uzmanlık derneklerinin görüşünü almadan 43 tıpta uzmanlık ana dal, 43 tıpta uzmanlık yan dal ve 9 diş hekimliği olmak üzere toplam 95 uzmanlık dalına ilişkin uzmanlık eğitimi çekirdek müfredatlarını güncellediğini duyurarak taslaklarını erişime açmıştı. 3 Haziran 2024 Pazartesi günü İstanbul Tabip Odası’nın davetiyle bir araya gelen merkezi İstanbul’da olan uzmanlık derneklerinin temsilcileri, 29 Nisan 2024 tarihli karar uyarınca TUK tarafından açıklanan uzmanlık eğitimi çekirdek müfredat taslakları konusunu görüştüler.
Yasal mevzuat hükümlerine göre tıp ve diş hekimliği alanında sürdürülen uzmanlık eğitiminin çekirdek müfredatları TUK tarafından belirlenmektedir. 6 Haziran 2024 tarihine kadar öneri ve itirazlara açık olan taslak müfredatlar mevcut haliyle sağlık alanında var olan kaosu derinleştirecektir. Hâlihazırda yürürlükte olan çekirdek eğitim müfredatlarının eğitim hakkı, nitelikli ve güvenilir sağlık hizmeti ve uygun içerikle uzmanlık dalının pratik uygulamalarının hukuki çerçevesini belirleme konularında eksiklikleri mevcuttu. Ancak açıklanan taslaklar bu eksiklikleri ve sorunları gidermek bir yana daha da derinleştiren yanlar içermektedir.
Akademik ve eğitim standardı açısından değerlendirildiğinde, TUK’un 12 Ekim 2017 tarih ve 82/1026 sayılı kararında “Çekirdek Müfredat” şöyle tanımlanmaktadır: “Bir uzmanlık dalında uzmanlık eğitimi yapılabilmesi için programların içermesi ve uygulaması gereken ve Kurul tarafından kabul edilip ilan edilmiş asgari eğitimi ve bu eğitimin standartlarını belirleyen metindir”. Buradan hareketle çekirdek müfredat, uzmanlık eğitimi verilebilmesi için gereken asgari kriterleri belirleyen bir metin olup mevcut eğitim veren anadal/yandal programlarının hepsinde ortak olarak verilen asgari eğitim düzeyini gösterir. Her anadal/yandal uzmanlık programı bu asgari kriterleri eksiksiz olarak sağlaması halinde uzmanlık eğitimi yetkisi alır. Bu yetkinliklerden bir veya daha fazlası hakkında teorik, klinik ve pratik eğitim verilememesi halinde o anadal/yandal kliniğinin uzmanlık eğitimi verilebilmesi için gereken asgari eğitim standardına sahip olmadığı anlamına gelir. Sonuç olarak mevcut TUK mevzuatına göre güncel çekirdek eğitim müfredatına uymayan kliniklerin uzmanlık eğitimi vermesi hukuken mümkün değildir.
Bilindiği üzere çekirdek eğitim müfredatları, belirli bir program dâhilinde yürütülmesi koşuluyla, eğitim alan kişilerin yetkinliklerini geliştirmeyi güvence altına alan içeriklerdir. Bu nedenle çekirdek müfredatlar belirlenirken dikkate alınması gereken öncelikli kavram “eğitim hakkı” olmalıdır. Ayrıca müfredatlar aracılığıyla hekimlere gerekli mesleki yetkinliklerinin kazandırılması, önce zarar vermeme ve yararlı olma ilkeleri gereğince, hastaların nitelikli sağlık hizmetine ulaşma haklarının ve bu bağlamda hasta güvenliğinin sağlanması konusunu da kapsamaktadır. Son olarak hekimlerin asgari bilgi, beceri ve tutum yetkinliklerinin belirlenmesi, tıp alanındaki medikolegal sorunlara çerçeve çizmektedir. Ancak bu taslak müfredatların içeriklerinin hekimlerin asgari bilgi, beceri ve tutum yetkinliklerinin belirleyen çekirdek müfredat programlarından çok, uzmanlık eğitimini tamamlayan hekimlerin mesleki yetkinlik çalışması niteliğinde olduğu görülmektedir. Bu hâli ile kabul edilmesi halinde ciddi alan ihlalleri nedeniyle iş barışında bozulma, hasta güvenliğinin tehlikeye atılması, komplikasyonlar ve çoklu hasta başvuruları nedeniyle sağlık sistemine hem iş yükü hem de mali yük getirmesi kaçınılmazdır.
Ne yazık ki TUK tarafından yayınlanan çekirdek müfredat taslakları sağlık alanında yaşanan kaosu çözmeyecek, daha da derinleştirecektir. Nitelikli sağlık hizmetini sunmak için sağlık kurumlarında yan yana aynı amaçlar için emek harcayan uzmanlık alanlarını birbirine hasım hâle getirecektir. Söz konusu müfredat taslaklarının kabul edilmesi halinde uzmanlık alanları arasında hasta güvenliğini tehdit edecek ve hekimleri malpraktis sorunu ile karşı karşıya getirecek ciddi alan ihlalleri ve düzenlemeleri mevcuttur. Öte yandan yıllar içerisinde artan hizmet yükünün bir yansıması olarak uzmanlık eğitiminde belirgin bir kötüleşme yaşanırken, söz konusu müfredat taslaklarının içeriğinin yaşama geçirilmesinin altyapı, insan gücü, eğitim süreleri ve eğitici sayısı ve dağılımı açısından mümkün olmadığı ortadadır.
İstanbul Tabip Odası’nın davetiyle bir araya gelen merkezi İstanbul’da olan uzmanlık derneklerinin temsilcileri çekirdek müfredat taslaklarının mevcut sorunları çözmeyecek hatta derinleştirecek şekilde hazırlanmasının en önemli nedeninin TUK’un yapısında ve karar mekanizmasında saklı olduğunu ifade etmişlerdir. Esasen birden fazla uzmanlık alanını ilgilendirdiği düşünülen uygulama ve konularda; konunun tüm sonuçlarıyla ele alınıp değerlendirilebilmesi için, ilgili uzmanlık alanlarından oluşan karma bir komisyonca tüm fikirler temsil edilecek şekilde görüş oluşturulması ve itiraz sürecinde de itirazların aynı şekilde değerlendirilmesi gerektiği vurgulamış ve talep etmişlerdir.
TUK’un bileşimi, her bir uzmanlık alanının farklı hizmet birimlerini içerecek ve uzmanlık alanlarında hâlen var olan yeterlik kurulu üyelerini de dahil edecek biçimde yeniden düzenlenmesi ve yayınlanan müfredat taslaklarının eğitim hakkı ve hasta güvenliğini önceleyecek biçimde uzmanlık alanları arasında müzakeresi yapıldıktan sonrasında kesinleşmesi sağlanmalıdır. Ayrıca meseleyi mesleki, etik, sistemsel vb. boyutlarıyla bütüncül şekilde değerlendirebilecek kuruluş olarak TTB’nin sürece özel olarak katkı sunması önemlidir. Her ne kadar TUK üyeleri arasında (toplam 16 üye) TTB’yi temsilen 1 üye bulunuyor olsa da söz hakkı yalnızca 1 oydan ibaret kılınarak etkisizleştirilmemeli, bu alandaki yegâne meslek birliği olduğu gerçeğiyle TUK içinde etkin bir statüye kavuşması sağlanmalıdır.
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu