Hedef Gösterilen Meslektaşlarımızın Sonuna Kadar Yanında Olacağız!


  • Ağustos 14, 2023
  • 433

İ.Ü İstanbul Tıp Fakültesi'nden 11 meslektaşımız "Journal of Clinical Research in Pediatric Endocrinology" adlı uluslararası hakemli dergide yayımladıkları makale nedeniyle Yeni Şafak ve Aydınlık gazeteleri tarafından hedef gösterildi. Bu örgütlü saldırı karşısında meslektaşlarımızın sonuna kadar yanında olacağımızı ilan ediyoruz. Yönetim Kurulumuzun açıklaması şöyle:

HEDEF GÖSTERİLEN MESLEKTAŞLARIMIZIN SONUNA KADAR YANINDA OLACAĞIZ!

Sağlıkta şiddetin esir aldığı hekimler hedef gösterilmeye devam ediyor!

Toplumumuz ideolojik, dar kalıplarda taraf kılınarak anlamak ve dinlemek gayretinden yoksun bırakılıyor!

Ülkemiz yangın yeri. Altı ay önce yaşanan Kahramanmaraş depremi resmi sayılarla elli bin vatandaşımızın kaybına yol açtı. Kalanlar ise adeta yaşadıklarına pişman. Ekonomik güçlükler halkı bir şiddet sarmalı içine sokmuş durumda ve ne yazık ki şiddet, öncelikle halkın can derdine çare bulmaya çalışan hekimleri hedef alıyor.

Doktor dövmekle övünen insan videoları viral olurken bu kez hekimler meslektaşlarınca ve bazı basın yoluyla hedef gösteriliyor. Hedef sekmesin diye isimlerinin yanı sıra resimleri de yayınlanarak ve “Birisi bu doktorları durdursun” demek suretiyle... Birisi kim ve nasıl durdursun sorularının yanıtı net değil ama bu ülke bu tür asılsız haberler nedeniyle 6-7 Eylül olaylarından Madımak katliamına kadar geçmişte çok acı örnekler gördü.

Yeni Şafak gazetesinde açıklamalarda bulunan, Aydınlık gazetesince de ilk sayfadan verilen ne hekimlik ne de bilimle bağdaşmayan çarpıtılmış haberler nedeniyle Dr. Zeki Bayraktar’ı en hafif ifadeyle insani ve mesleki sorumluluğa davet ediyoruz. Çünkü Türkiye’de klinik araştırmaların yürütülmesine ilişkin kurallar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş; bu konuda kılavuz ve yönetmelikler hazırlanmıştır. Araştırmacılar bu kural, kılavuz ve yönetmelikler çerçevesinde çalıştığı birimin etik kurulu ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndan izin almak zorundadır. Araştırma süreci de bu birimler ve Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenir.

Çünkü Dr. Zeki Bayraktar’ın söz ettiği makale ülkemizde yalnızca üç merkezde olan cinsiyet geçiş kurullarının bulunduğu ve ülkenin bu konuda en yetkin uzmanlarının görev yaptığı İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi gibi bir merkez tarafından, etik kurul onayı alınarak, uluslararası bir dergide ve o dergi hakemlerinin denetiminden geçerek yayınlanmıştır.

Birçok farklı disiplinin yer aldığı bu kurullar, “özendirme” olarak nitelenen cinsiyet uyum sürecini dünya standartlarına uygun şekilde, ülkede var olan yasal çerçeve içinde ve bilimsel yöntemler doğrultusunda sürdürmekte, bilimsel bilginin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Başka türlü olması da mümkün değildir. Çünkü bilimsel çalışma kişisel görüşler, günlük siyaset, toplumsal baskı ve hedef gösterme ile yönlendirilemez.

Söz konusu uzmanların yaptıkları yayın ve çalışmalar ile çocuklara zarar verdikleri, hayatlarını kararttıkları, kanun dışı ameliyatlar yaptıkları, kanunsuz tedavi uyguladıkları, suç işledikleri, görevi kötüye kullandıkları iddiaları açıkça yalandır. Çünkü bu merkezlerin yasaya ve uluslararası kılavuzlara aykırı davranmak gibi bir olanakları ve niyetleri yoktur.  

Bu haberle kişilerin hukukunun ihlal edilmesi, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma gibi suç oluşturan eylemler işlenmektedir. Ayrıca dayanağı 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği (TTB) yasası olan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Disiplin Yönetmeliğine göre, meslektaşlarına ve diğer sağlık meslek mensuplarına karşı küçük düşürücü davranışlarda bulunmak veya kötülemek, bilimsel araştırma verilerini değerlendirirken ve yayına hazırlarken bilimsel gerçekleri yansıtmamak disiplin suçu oluşturan eylemlerdir.

Sahte bilimin en önemli göstergelerinden birisi akran ya da meslektaş tartışmasından kaçınarak doğrudan medyada boy göstermektir. Bilim ise her zaman uygun platformlarda tartışmaya açıktır çünkü amacı doğruları ortaya koymaktır. Bilimsel yöntemlerle ortaya konan bilgileri çarpıtarak, mesnetsiz görüşler öne sürerek gerçek gündemi karartmak, bunları yaparken meslektaşlarını hedef göstermek ne hekimlikle ne de bilimle bağdaşan bir tutum olamaz.

İstanbul Tabip Odası (İTO) olarak hedef gösterilen meslektaşlarımızın sonuna kadar yanında olacağımızı, karalama ve linç gayesi taşıyan bu haberle işlenen suçun her türlü hukuki yolu kullanarak takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz.

İSTANBUL TABİP ODASI

YÖNETİM KURULU


Bu HABERİ Paylaş!