Aşılarla ilgili yapılan bilim dışı açıklamaların etik ihlal olduğunu yargı da tescilledi-Oya Öznur*
- Hekim Sözü Eylül-Ekim 2021
- 1442
Pandemi sürecinde aşılarla ilgili sansasyon yaratan, tereddüde yol açan, halk sağlığını riske sokan ve çoğunlukla da kişisel reklam amacına hizmet eden açıklamalar daha da dikkat çekici bir boyut kazandı. Bu açıklamaların kimi hekimler tarafından da yapılıyor olması konuyu deontoloji ve meslek etiği kuralları çerçevesinde ele almayı zorunlu kılıyor. Bu süreçte sonuçlanan bir davayı, yargı mercilerinin bilim dışı açıklamalara nasıl yaklaşacağına dair olumlu bir veri olarak ele almak mümkündür.
Kamuoyunda tanınan bir hekim, 2018 yılında katıldığı çeşitli televizyon programlarında grip aşısı konusunda açıklamalar yapmıştı. Bu açıklamalarda özetle, grip aşısının alüminyum içerdiğini, alüminyumun insan sağlığına zararlı olduğunu iddia ederek halkı grip aşısı yaptırmamaya yönlendirmişti.
Bu açıklamalara karşı Enfeksiyon Hastalıkları Derneği ile Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği tarafından İstanbul Tabip Odası’na başvuruda bulunuldu. Başvurularda, grip hastalığından korunmanın en etkili yolunun aşı olduğu, Dünya Sağlık Örgütü’nün risk grupları için aşı önerdiği, ilgili hekimin açıklamalarının bilimsel verilere dayanmadığı, kamuoyunu yanıltıcı, yanlış yönlendirici, paniğe düşürücü ve gerçeğe aykırı olduğu belirtildi.
Söz konusu şikâyetler üzerine başlatılan inceleme sonucunda İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu tarafından, ilgili hekim hakkında “Tıbbi konularda doğru olmayan bilgiler vermek, gerçek dışı bilgiler vermek ve bu yolla halk sağlığına zarar vermek, hekimliğe yakışmayan tutum ve davranış içinde olmak” iddialarıyla Türk Tabipleri Birliği Disiplin Yönetmeliği’nin 5/t ve 7. maddeleri gereğince soruşturma açıldı.
Hekimin savunması alınarak yürütülen soruşturma sonucunda İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu tarafından 04.12.2018 tarihinde meslekten geçici olarak men cezası verildi. Kararda öncelikle, “Hekimler tıbbi konularla ilgili görüş ve düşüncelerini açıklamakta serbesttirler. Bu konuda bir kısıtlama ve sınırlama getirilmesi doğru ve uygun değildir. Ancak, görüş, düşünce ve öneri açıklamada sınır, etik kurallardır. Verilen bilginin kanıta dayalı olması, kanıt olmayan konularda ise kişisel tercihin, akılcı gerekçelerle, diğer yol ve yöntemlere de yer verilerek açıklanması, kesinleşmemiş doğruların kesinleşmiş gibi sunulmaması, meslektaşlar eleştirilirken genelleme yapılmaması, kusurun somut olarak gösterilmesi gerekmektedir” denilerek kamuoyu önünde yapılabilecek bilgilendirmelere ilişkin ölçütler tanımlandı.
Ardından, hekimin televizyon yayınlarında yaptığı konuşmalara yer verilerek;
- Hekimin aşı ile ilgili gerçek olmayan bilgiler verdiği, bunun kusur oluşturduğu,
- Gerçek dışı bilgilerle halka aşı yapılmamasını önerdiği, bu önerme ile halk sağlığına zarar verdiği, bunun kusur oluşturduğu,
- Kendisi dışındaki hekimlere yönelik söylemlerinin doğru olmadığı, doğru olmayan bilgilerle hekimlere suçlama yaptığı, suçlamalarının meslektaşlarını zemmettiği, bunun kusur oluşturduğu,
- Verdiği bilgilerin gerçek olmadığının kendisine söylenmesine rağmen yanlışında ısrar ettiği, bunun kusur oluşturduğu,
- Esasında kısa bir araştırma ile öğrenilebilecek bilgileri yok sayarak, yanlışını bile bile ve dinleyeni-okuyanı ajite ederek sunmaya devam ettiği, bunun kusur oluşturduğu,
- Hekimin bu tutumunu alışkanlık haline getirdiği ve artık fiilin taksirle değil kasıtla işlendiği kanaatinin oluştuğu,
belirtildi ve 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 39. maddesi gereği, geçici olarak meslekten alıkoyma cezasıyla cezalandırılmasına ve fiilde ısrar edildiği dikkate alınarak ceza süresinin bir ay olarak belirlenmesine karar verildi. Hekimin bu karara itiraz etmesi üzerine dosya Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu’nca da değerlendirildi. Yüksek Onur Kurulu da verilen cezayı 28-30 Haziran 2019 tarihli kararıyla onadı.
Onama kararına karşı hekim tarafından iptal davası da açıldı. Dava, Ankara 14. İdare Mahkemesi’nde görüldü. Gerek Hukuk Büromuz gerekse Türk Tabipleri Birliği Hukuk Bürosu tarafından, verilen disiplin cezasının haklı ve hukuka uygun olduğu, deontoloji ve meslek etiği kuralları çerçevesinde savunuldu. Zira hekimin yaptığı açıklamalar, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nün;
- Madde 2 - Tabip ve diş tabibinin başta gelen vazifesi, insan sağlığına, hayatına ve şahsiyetine ihtimam ve hürmet göstermektir.
- Madde 38 - Tabip ve diş tabibi, meslektaşlarını zemmedemiyeceği gibi onları küçük düşürecek diğer tavır ve hareketlerde de bulunamaz. Hükümleri ile Türk Tabipleri Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nın;
- Madde 5- Hekimin öncelikli görevi, hastalıkları önlemeye ve bilimsel gerekleri yerine getirerek hastaları iyileştirmeye çalışarak insanın yaşamını ve sağlığını korumaktır.
- Madde 6- Görevlerini yerine getirirken, hekimin uyması gereken evrensel tıbbi etik ilkeleri yararlılık, zarar vermeme, adalet ve özerklik ilkeleridir.
- Madde 11- Hekim, mesleğini uygularken... insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz.
- Madde 12- Hekim mesleğini yerine getirirken, bilimsel ve çağdaş tanı ve tedavi yöntemleriyle koruyucu hekimlik ilkelerini göz önünde bulundurur.
- Madde 16- Hekim, kendi meslektaşları ve insan sağlığı ile uğraşan öteki meslek mensupları ile iyi ilişkiler kurar, meslektaşlarına veya tedavi ekibinin bir başka üyesine karşı küçük düşürücü davranışlarda bulunamaz. Maddelerinin ihlali niteliğindedir.
Yargılama sonunda Ankara 14. İdare Mahkemesi tarafından, tüm bu düzenlemeler dikkate alınarak, 07.04.2021 tarihinde davanın reddine karar verildi. Mahkeme kararının gerekçesinde yer alan tespitler şöyle özetlenebilir;
“Dava dosyasında bulunan mevcut bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, davacının uzmanlık alanı içinde olmadığı halde ‘grip aşısında alüminyum bulunduğu, bunun insan sağlığına zarar verdiği, bu nedenle kullanılmaması gerektiği, aşıların içinde alüminyum bulunduğu, alüminyumun alzheimer nedeni olduğu, aşı vurulmaya gerek olmadığı, aşı öneren hekimlerin tümünün kayıtsız şartsız herkese aşı önerdiği, hepsinin ilaç firmaları tarafından desteklendiği ve ilaç firmaları tarafından desteklenen çalışmaları referans aldıkları’ yönündeki açıklamalarının herhangi bir bilimsel veriye dayanmayan değerlendirmeler içerdiği, sadece grip aşısıyla ilgili değil aşı ile tedavisi mümkün olan diğer hastalıklara ilişkin de olumsuz algı yarattığı, istatistiklere göre aşı reddinin arttığı da dikkate alındığında aşı ile tedavinin mümkün olduğu hallerde aşı ile tedavinin reddedilmesine yol açmak suretiyle halk sağlığını doğrudan olumsuz etkileyebileceği, bilimsel tedaviyi uygulayan hekimleri olumsuzladığı, doğruluğu bilimsel olarak gösterilmemiş bilgileri kesin bilgi gibi sunduğu, aşılar hakkındaki söylemlerinin ‘hekimin düşüncesini açıklamak’ kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmadığı ve söz konusu değerlendirmeler ile davacının hekimlik meslek etiği kurallarını ihlal ettiği anlaşıldığından, davacının bir ay süre ile geçici olarak meslekten alıkoyma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”
Böylece Mahkeme, hekimlerin kamuoyuna yönelik bilgilendirmelerde bilimi kılavuz almaları gerektiğini, bilimsel olarak kanıtlanmamış düşünceleri kanıtlanmış gibi sunmalarının yanlış olduğunu, uzmanlık dışı alanlarda görüş ifade ederken o alandaki bilimsel düşüncelere yer verilmesinin önemini, düşünce açıklamak adına bilimsel olmayan önermelerde bulunmanın hekimlik mesleğinin etik anlayışına uygun olmadığını vurgulamış oldu.
Hekim bu karara karşı istinaf yoluna da başvurdu ve bu süreç henüz sonuçlanmadı. İstinaf başvurusunun reddedilmesi halinde disiplin kararı kesinleşecek ve bir ay süreyle geçici olarak meslekten men cezasının uygulanması gerekecek.
Kararda yer alan gerekçe ile meslek kuruluşunun ortaya koyduğu tespitlerin haklı ve hukuka uygun olduğunun saptanması, aşı konusunda yapılan bilim dışı açıklamalar hakkında verilen/verilecek disiplin kararlarının, yargı mercileri tarafından nasıl ele alınacağına dair olumlu bir işarettir.
*Av., İstanbul Tabip Odası Hukuk Bürosu