COVID-19: Hangi yeni varyantlar ortaya çıkıyor ve bunlar nasıl araştırılıyor?
- Ocak 22, 2021
- 4458
İngiltere’de saptanan ve daha hızlı yayıldığı söylenen yeni varyant aslında dünyadaki pek çok varyanttan sadece bir tanesi. Bu güncel gelişmelerle ilgili Elisabeth Mahase’ nin derlediği bilgileri sizin için tercüme ettik.
Makalenin aslına buradan ulaşabilirsiniz.
Brezilya’ da ortaya çıkan yeni varyantla ilgili bildiklerimiz neler?
Birleşik Krallık’ta P.1 veya VOC202101/02 olarak bilinen bu varyant ilk olarak Ocak 2021’ de Japonya’ya Brezilya’dan gelen yolcularda saptandı. Yapısında on yedi özgün aminoasit değişikliği, üç delesyon, dört sinonim mutasyon ve bir tane 4nt. insersiyonu mevcut. E484K ve N501Y’ nin de aralarında bulunduğu, biyolojik olarak önemli kabul edilen bir takım mutasyonları da içeriyor.
İngiliz varyantta da bulunan N501Y mutasyonu; fare modellerinde, artmış bulaştırıcılık ve virülans ile ilişkili bulundu. E484K mutasyonunun ise, SARS-CoV-2’ ye karşı üretilen nötralizan antikorlardan kaçma becerisiyle ilişkili olduğu düşünülüyor. Bu mutasyon Güney Afrika’ da görülen varyantta da bulunuyor.
P1 henüz Birleşik Krallık’ta görülmedi ve ülkeye ulaşmasının önüne geçmek için seyahat yasakları getirildi. Ancak, Brezilya’da görülen ve az sayıda mutasyon içeren bir başka varyanta (VUI202101/01 olarak bilinen) rastlanıldı. Daha az kaygı uyandıran bu varyantın olduğu 8 vakanın varlığı 14 Ocak 2021 itibariyle doğrulanmış durumda. İngiltere Halk Sağlığı (PHE)’ nin ifadesine göre “Bu varyantın hızı ve önemi henüz araştırma aşamasında.”
PHE covid stratejik yanıt direktörü Susan Hopkins diyor ki “Şimdilik, BK’ da Brezilyalı varyantın saptanmasının ardından, yaptığımız uyarılarda değişen bir şey yok. Bu varyant Manaus’ta saptanan ve daha fazla mutasyon içeren varyant olmasa da, yayılmasını önlemenin en iyi yolu ellerinizi yıkamak, maske takmak ve başkalarıyla mesafenizi korumak. Kısıtlamalar devam ediyor, kesinlikle gerekmedikçe evde kalmamız çok önemli.”
Güney Afrikalı varyantla ilgili bildiklerimiz neler?
Güney Afrikalı varyant İngiliz olanla benzer zamanlarda ortaya çıktı ve şimdiye kadar 20 ülkede saptandı. Güney Afrika’dan gelen genomik veriler 501Y.V2 olarak bilinen bu varyantın hızlıca ülkede dolaşımda olan diğer türlerin (lineage) yerine geçtiğini ve daha yüksek viral yük ve bu nedenle daha hızlı yayılma özelliği taşıdığını öne sürüyor. Bu varyantın N501Y ve E484K spike proteini mutasyonu taşıma özelliği İngiliz ve Brezilyalı varyantlarla benzerlik taşıyor.
Elimizdeki aşılar Brezilyalı, İngiliz ve Güney Afrikalı varyantlara karşı etkili mi?
Başlıca açıların üçü (Pfizer BioNTech, Moderna, ve Oxford AstraZeneca), bu varyantlarda mutasyona uğramış olan virus spike proteinini hedef alıyor. Araştırmacılar aşıların hala etkili olacağına oldukça güveniyor olsalar da koruyucu etkinin azalıp azalmayacağı konusunda emin değiller. Çünkü spike proteini oldukça büyük ve aşının etkisinden kaçınmak için pek çok mutasyona ihtiyaç var. Aşıların yeni varyantlara karşı etkili olup olmayacağını test edecek çalışmaların yürütülmesine başlandı.
Virusun hala mutasyona uğrayıp aşıyı yenmesi mümkün mü?
Oxford aşı klinik deneylerini yürüten Andrew Pollard’ ın The BMJ’ e verdiği bir röportajda söylediğine göre esas önemli süreç çok sayıda insanın aşılanmasından sonra başlayacak çünkü bu aşamada virus ağır bir baskıyla karşılaşacak: “Bu olduğunda, bazı viruslar bu bağışıklık düzeyi ile rekabet edemeyecek. Peki bunun üzerine mutasyona mı uğrayacak? Bu coronavirus söz konusu olduğunda henüz yanıtı bilmiyoruz, bu nedenle önümüzdeki yıl toplumsal bağışıklık sağlandığında virusun kaçıp kaçmadığını yakından izlemek oldukça önemli olacak. Eğer böyle bir durumdan hemen haberdar olabilirsek aşıları yeniden tasarlayabiliriz.”
Araştırmacı; Pfizer, Moderna ve Oxford aşılarının “yeni varyantlara uyacak şekilde yeniden tasarlanmaya görece müsait aşılar” olduğunu ekledi.
Brezilya ve Güney Afrika’da yürütülen Oxford aşı çalışmalarıyla bu yeni varyantlar arasında bir bağlantı var mı?
Pollard’ a göre hayır. BMJ’ ye söyledikleri ise şöyle: “Aşı çalışmalarına katılan insan sayısı o kadar az ki, bizim çabamızın virusu yeni varyantlar seçmeye zorlayacak bir baskı yaratması çok beklenmedik olur. Çoğu çalışmada yüzbinlerce ya da milyonlarca kişinin yaşadığı şehirlerde yalnızca birkaç yüz kişi aşılandı. Aşılamanın bugünkü yeni varyantlarla bir ilişkisi olduğunu düşünmüyorum.”
Bununla birlikte; Brezilya ve Güney Afrika'da varyantların ortaya çıkma sebebinin kalabalık koşullarda yaşayan topluluklarda yayılmanın hızlı olması (insanların neredeyse %40-50 sinin enfekte olması) olabileceğini ekliyor. “Bu gibi ortamlarda, enfeksiyon-sonrası bağışıklığa rağmen yayılma özelliğine sahip virus varyantları seçilime uğrayacaktır. Bu durum, aşıların hastaneye yatış veya ağır hastalığı önleme etkisinin ortadan kalktığı bir senaryodan ziyade; hafif hastalık ve bulaştırıcılığın önüne geçmemizin zorlaşacağı anlamına gelecektir. İhtiyaç doğduğu takdirde uyarlanmış bir aşının üretimi sürecinin üstesinden gelebilmek için durumu çok yakından ve dikkatlice takip etmeliyiz.” diyor Pollard.
Birleşik Krallık yeni varyantları nasıl izliyor?
The Covid-19 Genomics UK (COG-UK) kurulu, virus örneklerini geniş çaplı ve hızlı bir şekilde tüm genom sekanslamakta. Bu sayede yeni varyantlar belirlenebiliyor. Pandeminin gerçek zamanlı izlenmesi için çalışan küresel bir girişim olan GISAID’a sağlanan genomik verilerin %48’ ini, bu kurul sağlıyor.
G2P-UK Ulusal Viroloji Kurulu, COG-UK ile birlikte mutasyonların belli başlı sonuçlara olası etkilerini araştırıyor; örneğin varyantların yayılması, neden oldukları hastalığın ağırlığı ve aşılarla ilaçlara verdikleri yanıt gibi.
Grubun başında aynı zamanda Imperial College London influenza viroloji bölümü ve Enfeksiyon Hastalıkları bölüm başkanı da olan Wendy Barclay var. Science Media Centre toplantısında belirttiğine göre şu an Brezilya’ da gözlenmekte olan iki varyant var. Bunların biri Japonya’ daki yolcularda görüleni diğeri ise daha çok Brezilya’da yaygın olan. Barclay ayrıca “Burada spike proteinde gördüğümüz sekanslar proteinin reseptör alanında. Başka gruplar ve aynı zamanda bizim de çalışmalarımız gösteriyor ki bunun sonucunda, bazı insanlarda antikorların virusu görme şeklinin etkileniyor olabilir. Bu konuyu dikkatlice araştırmamız çok önemli, ve ayrıca sağlam sonuçlar elde etmek için farklı birkaç laboratuvarda yapmalıyız. Çünkü bu sonuçların ciddi etkileri olacak.” şeklinde de ekliyor.
Yeni varyantlar nasıl araştırılacak
King’s College London’ dan G2P-UK eş-yöneticisi Michael Malimın sözleri şöyle: “İlgili sekansı belirlediğimizde o spike genini üretip laboratuarda virus parçacıkları yapabileceğiz. Sonrasında o virusun laboratuvar modellerinde, aşıdan veya doğal enfeksiyondan sonra alınan serum tarafından inhibisyona olan duyarlılığını test edeceğiz. Bir değişiklik var mı bakılacak. Hangi sekansa odaklanmamız gerektiğini anlamamız iki ile üç hafta arasında vakit alıyor. Bu nedenle, oldukça hızlı bir şekilde, varyantın aşıdan nasıl kaçabileceğini öğrenmiş olabileceğiz.”
Ülkeler arasında varyantlar konusunda işbirliği var mı?
Barclay’ e göre, Dünya Sağlık Örgütü küresel bir izleme sistemi üzerinde çalışıyor. Şöyle devam ediyor: “Bizimkisi gibi bir grup iş görebilir. İzleme ve güncelleme sistemleri temel biyoloji gerektirir, bizim ve dünyanın farklı yerlerindeki diğer grupların destek biyoloji bilgisine ihtiyaç duyacaklardır. DSÖ’nün yakın gelecekte de bizimle olmaya devam edecek bu virusla nasıl baş edeceğine dair planlarını destekleyebiliriz.”
Çeviri: Dr. Şirin Atay