Barış ve Hekimlik Değerlerini Savundukları İçin Yargılanan TTB Merkez Konseyi Üyelerinin Yanındayız


  • Aralık 25, 2018
  • 1569

 “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı basın açıklaması sonrasında gözaltına alınan, haklarında soruşturma ve ardından dava açılan 2016-2018 dönemi TTB Merkez Konseyi Üyeleri’ne yönelik davanın ilk duruşması 27 Aralık 2018, Perşembe günü Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Duruşma öncesinde TTB Merkez Konseyi üyelerine destek vermek, barış ve hekimlik değerlerinin savunulduğunu bir kez daha dile getirmek üzere 25 Aralık 2018, Salı günü 13.00’da İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu bir basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısına İTO Başkanı Dr. Pınar Saip, İTO Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk, İTO Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. Güray Kılıç ve Dr. Osman Küçükosmanoğlu katıldılar.

Dr. Osman Öztürk basın toplantısını açarken yaptığı konuşmada şunları söyledi: “İddianameye baktığımız zaman TTB’nin söz konusu basın açıklamasıyla ilgili herhangi bir suçlamanın olmadığını görüyoruz. Düz mantık yürütülerek aynı dönemde kimi haber sitelerinde yayınlanan yorumlarla bağlantı kurularak suç uydurulmuş. 40 sayfalık iddianame son derece mesnetsiz, boş bir iddianame. Yapılan açıklamayla, 40 sayfalık iddianamenin hiçbir bağlantısını bulamadık. Bir an önce dava arkadaşlarımızın beraatiyle sonuçlanmalıdır. 27 Aralık Perşembe günü arkadaşlarımızın, hekimlik değerlerinin ve barış talebinin yanında olmak üzere Ankara’da olacağız.”

Dr. Osman Küçükosmanoğlu tarafından okunan basın açıklamasının tam metni aşağıdaki gibidir:

BARIŞ VE HEKİMLİK DEĞERLERİNİ SAVUNDUKLARI İÇİN YARGILANAN 

TTB MERKEZ KONSEYİ ÜYELERİNİN YANINDAYIZ!

“Biz hekimler uyarıyoruz:

Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur.

Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir.

Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz.

Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır.

Savaşa hayır, barış hemen şimdi!”

Toplam altı cümleden oluşan bu bildiriyi kendi web sitesinde yayınlayan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi 2016-2018 dönemi yöneticileri hakkında açılan dava 27 Aralık Perşembe günü saat 09.00’da Ankara’da 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlayacak. TTB Merkez Konseyi’nin 11 üyesi, yayımladıkları bu bildiri nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla 30 Ocak 2018 günü “Terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlarından gözaltına alınmışlar daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmışlardı.

Herhangi bir kişiyi/kurumu/devleti veya tarafı eleştirmeyen ve samimi, anlaşılır şekilde savaşın halk sağlığı açısından niçin sorun olduğunu açıklayan bu metinde suç unsuru görülmesi adalete olan inancımızı ciddi şekilde incitmiştir. 

Savaşın halk sağlığını can kayıpları ve yaralanmalar ile direk olarak, beslenme, barınma, eğitim, sağlık hizmetine ulaşımda yaşanan sorunlar ve göç yoluyla dolaylı olarak etkilediği çıplak bir gerçektir. Bu gerçek toplumsal hafızamızda (Sarıkamış, Çanakkale, Yemen, Kore, Kıbrıs, Irak, Suriye) canlı olarak yer almaktadır. Bileşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü kararları ve yanında çok sayıda bilimsel makale, kitapta bu durum ayrıntılı olarak anlatılmıştır.

Tıp literatüründe savaş yerine çatışma sözcüğü tercih edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) çalışmalarında savaş/çatışma olgusu, k  armaşık olağan dışı durumlar başlığı altında incelenir. 

6023 sayılı TTB kanunu Madde 4 de açıkça belirtildiği gibi TTB, halk sağlığını koruma ile ilgili çalışmalar yapmakla yükümlüdür. TTB nin açıklaması bu yükümlülük gereği yapılmıştır. Ayrıca Anayasa’da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde yer alan düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğinde her yurttaşın böyle bir açıklama yapması suç olarak değerlendirilemez. 

Dün nasıl “barış” istediysek bugün de istiyoruz. Savaşın/çatışmaların bir halk sağlığı sorunu olduğu söylemek, “Dünya dönüyor.” demek kadar meşrudur. 

Barışın yanında “adalet” de istiyoruz. Adalet’in olmaması da bir halk sağlığı sorunudur.

Bilin: Halkın ekmeğidir adalet. 

bakarsınız bol olur bu ekmek, 

bakarsınız kıt, 

bakarsınız doyum olmaz tadına, 

bakarsınız berbat. 

Azaldı mı ekmek, başlar açlık, 

bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya. 

...

Ekmek her gün nasıl gerekliyse nasıl, 

adalet de gerekli her gün, 

hem o, günde bir çok kez gerekli. 

Bertolt Brecht

27 Aralık 2018, Perşembe günü, Barış ve Hekimlik Değerlerini Savundukları İçin Yargılanan 2016-2018 Dönemi TTB Merkez Konseyi Üyelerinin Yanındayız!

Bütün meslektaşlarımızı ve demokratik kamuoyunu da TTB ile dayanışmaya davet ediyoruz.

İstanbul Tabip Odası

Yönetim Kurulu


Bu HABERİ Paylaş!