Sevinç Özgüner Anma ve Ödül Töreni Yapıldı


  • Mayıs 25, 2018
  • 2622

23 Mayıs 1980 günü demokrasi düşmanlarınca evi basılarak katledilen, dönemin TTB Merkez Konseyi Üyesi Dt. Sevinç Özgüner aramızdan kopartılışının 38. yılında gerçekleştirilen bir törenle anıldı. Törende ayrıca, Sevinç Özgüner anısına Odamızca düzenlenen İnsan Hakları, Barış ve Demokrasi Ödülü de tutuklu gazeteciler adına Ahmet Şık’a verildi.

23 Mayıs 2018, Çarşamba günü 19.00’da Odamız Cağaloğlu binasında yapılan anma töreninde Sevinç Özgüner’in kızları Alev ve Işıl Özgüner, kızkardeşi Narinç Tanık, mücadele arkadaşları, sendika ve kitle örgütü temsilcileri ile onun ardında bıraktığı değerlerin takipçisi olan hekimler bir araya geldiler. Törene TTB Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, TTB MK Üyesi Prof. Dr. Taner Gören, İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, İTO Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk, İTO YK Üyeleri Dr. Murat Ekmez ve Dr. Recep Koç, İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Turhan Atalay, DİSK Genel Sekreteri ve Devrimci Sağlık-İş Başkanı Dr. Arzu Atabek Çerkezoğlu, TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TİHV Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ümit Biçer, Ödül Jürisi Üyeleri Dişhekimi Feride Aktan, KESK İstanbul Şubeler Platformu adına Erdal Güzel, DİSK İstanbul Bölge Temsilciliği adına Adil Çiftçi de katıldı.

Dr. Çağla Demir ve Dr. Gizem Akça’nın sunduğu tören demokrasi mücadelesinde kaybettiğimiz tüm insanlar adına 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı.

Ardından Dr. Çağla Demir Dt.Sevinç Özgüner’in hayatından ve hayatını adadığı mücadeleden satırbaşlarını içeren bir sunum yaptı.

Törende açılış konuşmalarını TTB Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel ile İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip yaptılar.

Dr. Raşit Tükel yaptığı konuşmada şunları söyledi: “23 Mayıs 1980 günü Mecidiyeköy’deki evinde barış ve demokrasi düşmanlarınca katledilen Sevinç Özgüner’i burada saygıyla anıyoruz. Sevinç Özgüner’in katledilmesi sıradan bir olay değildi. Katledilmesinden 2 yıl önce, 1978 yılında arabası yakılmıştı. Yine katledilmesinden 5 gün önce evi, kilidi kırılarak basılmış, bunun üzerine dönemin TTB Merkez Konseyi İstanbul Valiliği’ne başvuruda bulunup koruma verilmesini istemişti. Ancak Sevinç Özgüner planlı bir şekilde, göz göre göre yaşanan bir süreç sonunda katledildi. Katillerin kim olduğu biliniyordu, çünkü tek cinayetleri Sevinç Özgüner değildi. Failler belli olduğu halde herhangi bir ceza almadılar. Sevinç Özgüner 1946 yılında tıp fakültesine girmesi ardından barış, eşitlik, özgürlük mücadelesinde yerini aldı. O dönem Kore’ye asker gönderilmesinin gündemde olduğu yıllardı, Özgüner de barış mücadelesinde yerini alması sebebiyle, 1951 tevfikatında Şefik Hüsnü, Behice Boran, Mihri Belli ve Ruhi Su gibi isimlerle birlikte tutuklandı, 2 yıl tutuklu kaldı. 1957 yılında da İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’ne girdi ve mezun oldu. O dönem yaşananlar, barış mücadelesinin bu topraklarda ne denli eskiye dayandığını ve barışı savunanların ne tür baskılarla karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşlik gibi evrensel değerlere inanan, bunu hayatının bir parçası haline getiren, insanlığın savaşsız, sömürüsüz, adil şekilde yaşanması için, insan onuru için mücadele eden Sevinç Özgüner’i burada bir kez daha saygıyla anıyorum.”

Dr. Pınar Saip ise konuşmasında şunları söyledi: “Bugün Sevinç Özgüner İnsan Hakları, Barış ve Demokrasi Ödülünü alacak olan arkadaşımız, sevgili meslektaşımız Sevinç Özgüner’in katledildiği 1980 yılında 10 yaşındaydı. Bu ödülün Sevinç Özgüner’in uğruna mücadele ettiği değerleri taşıyabilen genç insanlara verilmesi bizler için onurdur. Sevinç Özgüner’in katledildiği yıl Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde öğrenciydim, ölümünü haber aldığımızda iliklerimize kadar hissetmiştik acıyı. Demokrasi mücadelesinin, öğrenci hareketlerinin çok yükseldiği bir dönemdi. Demokrasi mücadelesinin yükselmesinin karşısında, bu mücadeleyi bastırmayı amaçlayan karanlık güçlerin müdahaleleri de aynı oranda artmıştı. Zor günlerdi. Ama her şeye rağmen mücadelenin bir bayrak yarışı gibi elden ele devam ettirilmesi umutlarımızı yeşertiyor.”

Eski TTB Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Turhan Atalay, TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB Merkez Konseyi Üyesi Prof. Dr. Taner Gören, DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Atabek Çerkezoğlu ve İHD İstanbul Şube Başkanı Av. Gülseren Yoleri de birer konuşma yaparak Dt.Sevinç Özgüner’in temsil ettiği değerlerin, vermiş olduğu barış ve demokrasi mücadelesinin bugün de geçerliliğini koruduğunu vurguladılar.

Ardından Dr. Gizem Akça bu yılki Sevinç Özgüner İnsan Hakları, Barış ve Demokrasi Ödülü’nün tutuklu gazeteciler adına Ahmet Şık’a verildiğini ve ödül gerekçesini açıklayan bir sunum yaptı. Dr. Gizem Akça “Bu topraklarda iktidarların sözcülüğünü değil, gerçekleri yazmanın peşinde olan gazeteciler hep zorluklar yaşadılar; işsiz bırakıldılar, tutuklandılar, haklarında davalar açıldı, kimi zaman yok sayıldılar, kimi zaman yokedildiler…Türkiye son 12 yılda basın özgürlüğü endeksinde toplam 57 basamak geriledi. Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL ile yaşamın her alanında olduğu gibi basın özgürlüğü konusunda da bir dizi gerileme yaşadık. Basın yayın organları kapatıldı, gazeteci, yazar çok sayıda insana davalar açıldı, yayınlar toplatıldı. Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’nun Mayıs 2018’deki en son verilerine göre halen 213 gazeteci cezaevinde. Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından açıklanan 2017 raporuna göre Türkiye dünyada tutuklu gazeteci sayısının en yüksek olduğu 5 ülke arasında” dedi ve bu yılki ödülün, kitapların bombalardan daha tehlikeli bulunduğu bu topraklarda tüm baskılara rağmen hakikati yazmaktan vazgeçmeyen gazeteci Ahmet Şık’a verildiğini açıkladı. Dr. Gizem Akça ödül kararının verildiği günlerde cezaevinde olan Ahmet Şık’ın ödülü kendi elleriyle alabilmesinden büyük mutluluk ve onur duyduklarını belirtti.

Ödülünü Prof. Dr. Raşit Tükel ve Prof. Dr. Pınar Saip’in elinden alan Ahmet Şık yaptığı konuşmada “İçinde insan hakları, barış ve demokrasi geçen bir ödüle, hele Sevinç Özgüner adına verilen bir ödüle beni layık gördüğünüz için ayrıca onur duyuyorum. Bu ödülün omuzlarıma yüklediği sorumluluğun farkındayım. Bu ödülü şu an hapishanede bulunan, mesleki faaliyetleri nedeniyle, yazdıkları, söyledikleri sebebiyle hapishanede bulunan tüm meslektaşlarım adına alıyorum” dedi.


Bu HABERİ Paylaş!