İstanbul Tabip Odası 2000 - 2001 Dönemi ÇALIŞMA RAPORU (22.04.2001)


  • Ağustos 18, 2010
  • 2705

 

İSTANBUL TABİP ODASI
2000 - 2001 DÖNEMİ ÇALIŞMA RAPORU

Değerli Meslektaşlarım,

72 senelik Tabip Odamızın 2001 Genel Kurulu�nu gerçekleştiriyoruz.

1929�da Cumhuriyet Devrimi İlkeleri�nin sağlık hizmeti ve hekimlik anlayışı ışığında kurulmuş bir örgütüz. 6023 sayılı kanun ile tanımlanan hizmet ve görevlerimiz, mezuniyet öncesi tıp eğitiminden başlayarak, �sağlıkta hekim� olgusunun tüm boyutlarını içermektedir. Ancak bu görevleri icra etmek için gerekli hukuki yetki ve donanımın olmayışı Tabip Odaları ve TTB�nin hekim ve sağlık sorunlarında çözümleri kısa vadede gündelik yaşama geçirmesini engellemektedir. �Arkası yarın� dizileri için harcanan onca emeğe karşın çözümler hep bilinmeyen tarihlere ertelenmektedir. 12 Eylül sonrası değişmeyen siyasi-politik tavırlar çözümsüzlükleri gittikçe ağırlaştırırken onlarca yıl hızla tükenmektedir.

Hekimler için tek doğru adres olan İstanbul Tabip Odası�nın kuruluş felsefesi ile bağdaşır, tarihiyle hakettiği konumu kazanması ancak yasada tanımlanan görev ve yetkilerinin çağdaş ve bilimsel normlara uygun bir biçimde yeniden düzenlenmesiyle ve üyesi olan hekim kitlesinin kendi örgütüne sahip çıkması ile mümkündür.

İstanbul Tabip Odası�nın hekim üyeleri ve üyelerinin seçtiği hekimlerce yönetilen kamu kuruluşu niteliğinde, özerk bir örgüt olduğu üyelerince hep hatırlanmalıdır. Yıllardan beri �Geleceğimiz Kendi Ellerimizde� derken, hekimlerin sağlıksız sağlık politikaları içinde güdülmemesi gerektiğini hatırlatmaya çalıştık. �Sağlık ve hekimlik alanında bilgi, deneyim ve becerisi en fazla olan hekim kamuoyudur. Kendi uygulama alanları için en doğru politikaları ancak hekimler saptayabilir� dedik. Bu doğrultuda Hükümetler ve Sağlık Bakanları ülkemizin sağlık çıkarları adına Tabip Odaları ve TTB ile işbirliği yapmak zorundadır. Hekim kamuoyu da kendi örgütüne sahip çıkarak, örgütüyle sistematik ve yakın bir ilişki içinde olmak zorundadır. Ancak bu şekilde her geçen gün daha fazla koruma kaygısı duyduğumuz �bölünmez bütünlüğümüz� adına hekimce birşeyler yapabiliriz.

Bugün, ülkemizin içinde bulunduğu koşullara rağmen iyi hekimlik yapmaktan daha fazlasına ihtiyacımız var. 16547 üyesi bulunan İstanbul Tabip Odası gibi bir örgütün önündeki bütün sorunları çözmesi beklenir. Tabip Odamıza bu gücü kazandırdığımız esenlikli günlere biran önce ulaşmak dileğiyle tüm meslektaşlarımıza saygılarımı sunarım.

Prof. Dr. Süha GÖKSEL
Başkan

 


30 Nisan 2000 tarihinde yapılan seçimlerden sonra oluşan Yönetim Kurulumuz; seçim sonuçlarına yapılan bir itiraz nedeniyle ilk toplantısını 10 Mayıs 2000 tarihinde yapabilmiş ve daha sonra her hafta Çarşamba günleri düzenli olarak toplanarak  gündemindeki konuları değerlendirmiştir. Saat 16.00'da başlayan ve gece geç saatlere kadar süren bu toplantılarda alınan kararların büyük çoğunluğu, önceki dönemde olduğu gibi, hekimlik uygulamaları ile ilgilidir. Yönetim Kurulu kararları; bir önceki dönem olduğu gibi bu dönemde de internette yayınlanmış, Temsilciler Kurulu'nda düzenli olarak sunulmuştur.

Alınan kararların dökümü, oda çalışmaları ile birlikte aşağıdadır. Hekimlik uygulamaları ile ilgili kararlarda hekim ve soruşturmacı isimleri yazılmamıştır. Elinizdeki çalışma raporunda sadece Yönetim Kurulu karar ve çalışmalarına yer verilmiş olup; kurul, komisyon ve çalışma gruplarının raporlarının bir bütün olarak 2002 Genel Kurulu'nda üyelere sunulması planlanmıştır.
 

 


YÖNETİM KURULU ÇALIŞMALARI

MAYIS 2000
� İlk toplantımızda Oda Başkanlığına Dr. Süha Göksel, Genel Sekreterliğe Dr. Turgut Adatepe, Veznedar üyeliğe Dr. Aysel Altan, Muhasip üyeliğe ise Dr. Rıfat Yücel seçildiler. Yönetim Kurulu üyelerinin kendi aralarında yaptığı görev dağılımına göre, Tıp Eğitimi ve Tıp Fakülteleri alanından Dr. Zeynep Aydın'ın, Uzmanlık Eğitimi ve Uzmanlık Dernekleri alanından Dr. Taner Gören'in, SSK Sağlık Hizmetleri alanından Dr. Aysel Altan'ın, Kamu hastaneleri alanından Dr. Süha Göksel'in, Özel Sağlık Hizmetleri alanından Dr. Turgut Adatepe'nin, Temel Sağlık Hizmetleri alanından Dr. Rıfat Yücel'in, diğer kurumlarla ilişkilerden Dr. Hulki Forta'nın sorumlu olmasına karar verildi. Basın sözcülüğüne Dr. Rıfat Yücel getirildi. TTB GYK üyeliğine ise Dr. Zeynep Aydın seçildi.
� Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un 6 Mayıs 2000 tarihinde İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde düzenlenen "Eğitim ve Araştırma Hastaneleri Sempozyumu'nda" Tıpta Uzmanlık Sınavında (TUS) başarılı olamayan hekimlere para karşılığı uzmanlık eğitimi olanağı sağlanacağını açıklaması üzerine, bir basın açıklaması yaparak, bu uygulamayı engellemek için bütün gücümüzü kullanacağımızı belirttik. Kamuoyunda "paralı asistanlık" olarak anılan konu ile ilgili olarak "Sağlık Bakanlığının asistan seçiminde en geçerli ve eşitlikçi yöntem olma özelliğini koruyan TUS'ta başarısız olan hekimlerin "paralı asistanlığa" başlayabilmelerini sağlayacak tasarısını benimsemek mümkün değildir. Yakın geçmişte yaşanan Yatay Geçiş'lerin yarattığı hoşnutsuzluğun ve adaletsizliğin izleri henüz silinmemişken, eğitim kurumlarımızın fırsat eşitsizliğine yol açacak böylesine haksız bir uygulama ile yüz yüze kalması kabul edilemez. Birinci basamak sağlık hizmetlerini destekleyerek pratisyen hekimliği çekici hale getirip hekimler üzerinde uzmanlaşma baskısını azaltmak yerine, küçük bir zengin azınlık dışında kimseye yararı olmayacak bu girişimin bir an önce geri alınmasını bekliyor, meslek örgütümüzün kaygılarına katılıyoruz" şeklinde bir imza metnini hekimlere dağıttık ve hekimlerin yoğun desteğini aldık.
� Sağlık Bakanlığının, 56 hastane, 7 sağlık meslek lisesi ve 1 kreşin ismini eski Sağlık Bakanları ve Müsteşarlarının isimleriyle değiştirmesi düşüncesine karşı, 19 Mayıs 2000 tarihinde bir basın açıklaması ile yapılması planlanan bu uygulamanın karşısında olduğumuzu duyurduk.
� Aydınlanma ve demokrasi düşmanı faşist katiller tarafından 23 Mayıs 1980 tarihinde katledilen Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Diş Hekimi Sevinç Özgüner'in mezarı başında yapılan anma toplantısına katıldık. Katillerin hala bulunmadığını,  onun adının ve mücadelesinin varolduğumuz sürece yaşatılacağını bildirdik.
� Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Cerrahi Servisinde görev yapan meslektaşlarımız Dr. Ümit Abanuz ve Dr. Arzu Akdağcık'ın, 22 Mayıs 2000 tarihinde bıcaklı saldırıya uğraması üzerine derhal ilgili hastaneye giderek yaralı arkadaşlarımızı ziyaret ettik. Hastane Başhekiminden konu ile ilgili bilgi aldık ve 24 Mayıs günü hastane bahçesinde bir basın açıklaması yaparak yetkilileri ciddi önlemler almaya davet ettik. Bütün hastane çalışanlarının katıldığı toplantıya basının da yoğun bir ilgisi oldu. Basın açıklamamızın ardından Oda Başkanımız ve Genel Sekreterimiz İstanbul Valisi Erol Çakır'ı ziyaret ederek sağlık çalışanlarının can güvenliği sorununu görüştü. İl Sağlık Müdürü Mecit Çalışkan ve İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'in de katıldığı toplantıda "kamu hastanelerinde resmi güvenlik önlemlerinin gözden geçirilmesi, bu amaçla polis sayısının arttırılması, bazı hastanelerde bulunan özel güvenlik görevlilerinin ve personelin eğitiminin sağlanması, İstanbul Valiliği, İl Sağlık Müdürlüğü ve Tabip Odasının hastanelerde can güvenliği sorununun çözümü doğrultusunda gerekli işbirliği ve koordinasyonun sağlanması için ortak çalışmalar yürütmesi" kararları alındı ve bu kararlar toplantı sırasında Vali Erol Çakır tarafından İl Emniyet Müdürlüğüne bildirildi. Bir gün sonra Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaptığımız toplantıda Genel Sekreterimiz Valilik ile yapılan görüşme ile ilgili olarak hastane çalışanlarına bilgi verdi. 100 civarında hastane çalışanının katıldığı bu toplantıya hastane Başhekimi de katıldı ve hekimler can güvenliği sorunu ile ilgili olarak önerilerini dile getirdiler.
� Bu görüşmenin üzerinden 5 gün geçtikten sonra, ne yazık ki, bu defa Haydarpaşa Numune Hastanesi 3. Dahiliye Servisi hekimlerinden Dr. Hacer Köse görevi başındayken hasta yakınlarının saldırısına uğradı. Arkadaşımızı hastanede ziyaret ettik, hastane Başhekiminden bilgi aldık. Saldırıya uğrayan meslektaşlarımıza her türlü hukuki desteği sağladık. Mahkemelerde davaları takip ettik. Hekimlere yapılan bu saldırılar üzerine İstanbul'daki hastanelerin Başhekimlerine birer mektup yazdık ve İstanbul Valiliğinde ortaklaşa alınan kararlara kendi hastanelerinde uyulup uyulmadığını sorduk. Ayrıca İl Sağlık Müdürlüğü ile görüşülerek hastanelerin can güvenliği açısından durumun yeniden gözden geçirilmesini talep ettik.
� Dünya Sağlık Örgütü 2000 yılını "Sigarasız Bir Dünya Günü"nün ana temasını "Aldanmayın Sigara Öldürür" olarak belirlemesinden hareketle 31 Mayıs tarihinde Odamızda bir basın toplantısı düzenledik. Bu toplantıya konuşmacı olarak Karen Slama (Uluslararası Sigara Karşıtı Sivil Toplum Örgütleri Koalisyonu Direktörü), Prof. Dr. Elif Dağlı (Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Başkanı), Prof. Dr. Adnan Çobanoğlu (Marmara Tıp Fakültesi Kalp-Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı) ve Yönetim Kurulu üyemiz Dr. Rıfat Yücel katıldı.
� 30 Mayıs 2000 tarihinde Şişli Etfal Hastanesinde "Eğitimciler Toplantısına" katıldık.
� Kartal Özel Tip Cezaevindeki bazı tutukluların açlık grevleri nedeniyle Odamıza yaptıkları başvuru üzerine, Kartal Cumhuriyet Başsavcılığına "açlık grevi yapan tutukluların bir hekim heyeti tarafından muayene edilmeleri" isteği ile müracaat ettik. Kısa bir süre sonra açlık grevi yapan tutukluların kendi istekleri ile eylemlerini bıraktıklarını öğrendik.
� 30 Mayıs 2000 tarihinde Emek Platformu İstanbul Bileşimlerini faaliyete geçirme amacıyla yapılan toplantıya katıldık. Bu toplantılar Haziran ayında da devam etti.

HAZİRAN 2000
� Üniversite sınavlarına katılacak olan Lise son sınıf öğrencilerinin raporları hakkında, Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bir yazı yazıldı ve öğrencilerin rapor almak konusunda teşvik edilmemesi ve konuya hassasiyet gösterilmesi hatırlatıldı.
� 10 Haziran 2000 tarihinde İstanbul Tabip Odasında "Çocuk Gözüyle Doktorlar" resim yarışması ödül töreni vardı. 14 Mart Sağlık Haftası etkinlikleri içinde düzenlenen, İstanbul'daki İlkokulların yoğun ilgisini çeken ve 80 öğrencinin resimleriyle katıldığı yarışma sonucunda ödüller dağıtıldı.
� 8-14 Haziran Epilepsi ile Savaş Haftası nedeniyle Türk Epilepsi ile Savaş Derneği ile ortak basın toplantısı düzenledik. İstanbul Tabip Odasında yapılan ve Dernek Başkanı Prof. Dr. Esat Eşkazan'ın da katıldığı basın toplantısında ülkemizde epilepsi hastalığının durumu, sorunlar ve bu alandaki bilimsel gelişmeler konusunda basın mensuplarına bilgi verildi.
� 27 Haziran 2000 tarihinde SSK Okmeydanı Eğitim Hastanesinde görevli 5 hemşirenin il dışına geçici tayinlerini kınamak amacıyla sendikanın yaptığı basın açıklamasından sonra 4 hekim ve 13 sağlık personelinin gözaltına alınmasını kınadığımızı basın açıklaması ile duyurduk. Oda avukatlarımız ile beraber gözaltına alınan  meslektaşlarımızı götürüldükleri karakolda ziyaret ettik ve destek verdik.
� 28 Haziran 2000 tarihinde Prof. Dr. Nedim Zenbilci'nin vefatı nedeniyle Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde düzenlenen törene katıldık.
� İstanbul Tabip Odası Temsilci seçimlerine Yönetim Kurulumuzun tam destek vermesi ve özellikle 1. Basamaktaki seçimlere Yönetim Kurulu üyelerimizin mutlaka katılması kararını aldık. Bu amaçla Bakırköy Sağlık Grup Başkanlığı seçimine Oda Başkanımız katıldı. Diğer Sağlık Grup Başkanlıkları seçimleri de Yönetim Kurulu üyelerimizin katılımı ile yapıldı.
� Sağlık Bakanı Osman Durmuş'u 15 Haziran 2000 tarihinde İstanbul Sağlık Müdürlüğünde ziyaret ederek bir toplantı yaptık. Oda Başkanımız Dr. Süha Göksel, Genel Sekreterimiz Dr. Turgut Adatepe ve TTB Merkez Delegemiz Dr. Kürşat Yıldız ile gerçekleştirdiğimiz ziyarete dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü Dr. Mecit Çalışkan da katıldı. Toplantının esas konusu "paralı asistanlık" ve "Tababet Uzmanlık Yönetmelik Değişikliği" idi. Her iki konudaki kaygılarımızı yaklaşık 1.5 saat boyunca Sağlık Bakanı Osman Durmuş'a ilettik. Paralı asistanlık konusunu kabullenemeyeceğimizi, imza kampanyamıza bütün hekimlerin tam destek verdiğini hatırlattık ve Bakanlığın bu düşünceden vazgeçmesini beklediğimizi söyledik. Tababet Uzmanlık Yönetmeliği Değişikliği Taslağının siyasi kadrolaşmaya açık olduğunu, Bakanlık Müsteşarı Haluk Tokuçoğlu tarafından sunulan bu taslağın İzmir'de düzenlenen "Eğitim ve Araştırma Hastaneleri Sempozyumu'nda" eğiticilerden ve Tabip Odalarından yoğun eleştiri aldığını belirttik. Sağlık Bakanı Osman Durmuş, özellikle şef ve şef yardımcılığı sınavları, jürilerin oluşumu, EPKK üyelerinin belirlenmesi gibi kritik konularda eleştirilerimiz karşısında, eğiticilerin ve İstanbul Tabip Odasının görüşlerini almadan taslağın yürürlüğe konulmayacağı sözünü verdi. Bunun üzerine Genel Sekreterimiz verilen bu sözü hekimlerle de paylaşacağımızı, bu yüzden yanlış bir anlama olmaması için tekrar söylemesini istedi. Sağlık Bakanı da Tabip Odasının görüşünü almadan bu yönetmelik değişikliğini yürürlüğe sokmayacağını, Kasım ayında düzenlenecek "Sağlık Eğitim Şurası"nda tartışılarak karara bağlanacağını tekrarladı. Bu şartlarda "Sağlık Eğitim Şurası"nda Oda olarak aktif rol almayı istediğimizi Bakan'a söyledik. Ayrıca bu toplantıda Tababet Uzmanlık Yönetmeliği Değişikliği konusundaki eleştirilerimizi Sağlık Bakanı Osman Durmuş'a yazılı olarak da ilettik.
� Sağlık Bakanlığının Kasım ayında yapmayı planladığı "Sağlık Eğitim Şurası"na aktif olarak katılma kararı alarak, 26 Haziran 2000 tarihinde Şişli Etfal Hastanesindeki "Düzenleme Kurulu Toplantısına" katıldık. Birbiri ardına 3 toplantı yapılarak İstanbul'daki eğitim hastanelerinin temsilcileri Tababet Uzmanlık Yönetmelik Değişikliği Taslağı hakkındaki görüşlerini ortak bir metin haline getirdiler ve İstanbul Tabip Odası aracılığı ile bu görüşler Sağlık Bakanlığına sunulmak üzere İl Sağlık Müdürlüğüne verildi.
� 30 Haziran 2000 tarihinde Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Ünitesi açılışına katıldık.
� İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nu ziyaret ettik. Oda Başkanımız ve Genel Sekreterimizin katıldığı bu ziyarette, Sağlık Bakanlığının uygulamayı tasarladığı paralı asistanlık, Tababet Uzmanlık Yönetmelik Değişikliği, hekimlerin can güvenliği gibi konularda bilgi alışverişinde bulunduk.
� İnsan genomu projesi hakkında, ABD Başkanı Bill Clinton ve 2 şirketin ortaklaşa yaptığı açıklamalar ve bunun bazı basın kuruluşlarınca abartılı ve gerçekle bağdaşmayan şekilde kamuoyuna yansıtılması üzerine, 30 Haziran 2000 tarihinde bir basın açıklaması yaptık. Genetik biliminde çığır açacak buluşları heyecanla takip ettiğimizi ancak konu ile ilgili etik olmayan uygulamaları, insan hakları ihlallerini ve genetik ayrımcılığı önlemek için Ulusal Etik Kurul oluşturulması gerektiğini ve UNESCO tarafından 1997 yılında yayınlanan "Gen Haritası ve İnsan Hakları" bildirgesinin yol gösterici olacağını belirttik. Dr. Aslı Torun, Dr. Beyazıt Çırakoğlu, Dr. Beyhan Tüysüz, Dr. Yıldırım Gülhan ve Dr. Süha Göksel'den oluşan "Genetik Çalışma Grubu" kurduk.

TEMMUZ 2000
� 1-2 Temmuz 2000 tarihinde yapılan TTB Genel Kuruluna katıldık
� Temmuz 2000 tarihinden itibaren geçerli olacak İstanbul ili özel hekimlik asgari ücretleri belirlendi. TTB tarafından onaylanan yeni katsayı, laboratuar işlemleri için 615.000 TL, diğer tıbbi uygulamalar için ise 690.000 TL oldu.
� Temmuz 1993'de Sivas katliamında yitirdiğimiz 37 aydınımızı unutmadığımızı, aydınlanma düşmanı gerici güçlerin hiçbir zaman emellerine ulaşamayacağını, Kurtuluş Savaşımızla kurduğumuz laik Cumhuriyete bağlılığımızı vurgulayan bir basın açıklaması yaptık.
� İstanbul Tabip Odası İnsan Genetiği Çalışma Grubunun 3 Temmuz 2000 tarihinde yaptığı toplantısından sonra "İnsan Genomu Projesi" ile ilgili olarak toplumun ihtiyaç duyduğu bilgilerin doğru olarak aktarılması önemini vurgulayan ve bilim adamları ile basına önemli sorumluluk düştüğünü hatırlatan bir basın açıklaması yaptık.
� İstanbul Sağlık Müdürlüğünün 112 Hızır Acil Servisinde çalışan personel sayısını azaltma girişimi üzerine 6 Temmuz 2000 tarihinde bir basın açıklaması yaparak acil sağlık hizmetlerini sürdürmek ve geliştirmenin devletin görevi olduğunu belirttik. 112 Hızır Acil sisteminin bu uygulama ile bir darbe yediğini, kamusal acil sağlık sisteminin ülkemize yakışır bir duruma getirilmesi için önerilerimizi anlattık.
� Elektromanyetik alanlar ve cep telefonu baz istasyonlarının sağlık üzerine etkileri ve alınması gereken önlemler konusunda Odamızda, Çevre için Hekimler Derneği ile ortaklaşa bir toplantı yaptık. Konu hakkında biriken bilimsel bilgi ve deneyimlerin bir araya getirilmesi ve daha sonra yapılacak çalışmalarda ve kamuoyuna aktarılacak bilgilerde belli bir eşgüdüm sağlanması amacıyla 17 Temmuz 2000 tarihinde düzenlenen bu toplantıya Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nesrin Seyhan Atalay, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunaya Kalkan, İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Sabuncu, Çevre için Hekimler Derneği Başkanı Dr. Günay Can, Çevre için Hekimler Derneği Genel Sekreteri Dr. Ümit Şahin ve Odamız Yönetim Kurulu üyesi Dr. Rıfat Yücel katıldı. Toplantının sonuç bildirgesi 20 Temmuz 2000 tarihli basın toplantısı ile duyuruldu.
� Sağlık Bakanı Osman Durmuş ile Trabzon Numune Hastanesi Başhekimi Dr. Mehmet Usta arasında televizyon ekranlarına yansıyan tartışma ile ilgili olarak, bir Bakanın bir Başhekime televizyon kameraları önünde hitap tarzının ve atışmanın düzeyinin, sadece makamların saygınlığını zedelemekle kalmadığı aynı zamanda ülkemizdeki idari ilişkilerin sağlıksızlığını da gösterdiğini belirten 14 Temmuz 2000 tarihli bir basın açıklaması yaptık.
� Yaz ishalleri ve besin zehirlenmelerine dikkat çeken 21 Temmuz 2000 tarihli basın açıklamamızda ishallerin nedenleri ve korunma konusunda önerilerimizi kamuoyuna duyurduk.
� 13 Temmuz 2000 tarihinde Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mezuniyet Törenine katıldık. 17 Temmuzda ise Açık Hava Tiyatrosunda yapılan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mezuniyet Törenine katıldık.
� Türk Eczacılar Birliği üzerindeki Sağlık Bakanlığı denetlemesini kınayan 21 Temmuz 2000 tarihli bir basın açıklaması yaptık. Sağlık Bakanlığının Türk Eczacılar Birliği'ni denetim altına almasının tüm meslek örgütlerine bir gözdağı niteliğinde antidemokratik bir uygulama olduğunu belirttik. 1982 Anayasasının değiştirilmesi talebimizi tekrarladık.
� Temmuz ayında geleneksel olarak yürütülen Toplu Sözleşme Görüşmeleri Odamız ile Tez - Koop İş Sendikası yetkilileri arasında anlaşma ile sonuçlandı.

AĞUSTOS 2000
� 1-8 Ağustos Dünya Emzirme Haftası nedeniyle "anne sütünün yaşamımızdaki zorunlu yeri ve önemini" anlatan bir basın açıklaması yaptık.
� F tipi cezaevlerinin insan sağlığı üzerine etkileri ile ilgili olarak hazırlanan ön raporu bir basın toplantısı ile açıkladık. 5 Ağustos 2000 tarihinde yaptığımız basın toplantısında, Hükümetin ve Adalet Bakanlığının kamuoyundan yükselen demokratik tepkilere ve bilimsel görüşlere duyarsız kalmaması gerektiği vurgulandı. Projenin bu haliyle uygulamaya geçirilmemesi ve durdurulması talep edildi. En kısa zamanda cezaevi yönetimi esaslarıyla ilgili yeni bir yönetmeliğin ilgili meslek kuruluşlarının da katkılarıyla hazırlanması istendi. F tipi cezaevlerinde kişinin izolasyonunun yaratacağı sağlık sorunlarına ön raporda dikkat çekildi. İzolasyonun insanı kişiliksizleştireceği, ağır psişik ve fizik bozukluklara yol açacağı belirtildi.
� 17 Ağustos depremi yıldönümünde olası bir İstanbul depremine karşı yürütülen çalışmaların yetersiz olduğunu, topluma ve sağlık çalışanlarına güven vermekten uzak olduğunu belirten bir basın açıklaması yaptık. 17 Ağustos günü Marmara bölgesi Tabip Odaları yöneticileri ile beraber TTB çatısı altında İzmit'e gittik. Gölcük Devlet Hastanesini ziyaret ettik ve kaybettiğimiz vatandaşlarımız anısına hastane bahçesinde saygı duruşunda bulunarak bir basın açıklaması yaptık. İzmit'te yaptığımız basın toplantısında ise İstanbul Tıp, Cerrahpaşa Tıp, Şişli Etfal gibi büyük hastanelerimizde binalarda hasar olmasına karşılık etkin önlemlerin alınmadığını belirttik. 2000 yılı bütçesinde sağlığa ayrılan pay ve yapılan çalışmaları değerlendirdiğimizde Hükümetin ve Sağlık Bakanlığının depremden yeterince ders çıkarmadığını söyledik. Yine 17 Ağustos depremi yıldönümü nedeniyle Yalova Devlet ve Sigorta Hastanelerini ziyaret ederek hekimlerle toplantılar yaptık.
� 17 Ağustos depremi yıldönümünün gündemi doldurduğu bir sırada, adeta bunu fırsat bilerek, 12 Ağustos 2000 tarihli Resmi Gazetede Tababet Uzmanlık Yönetmelik Değişikliği yayınlandı. Oysa 15 Haziran 2000 tarihinde Sağlık Bakanı Osman Durmuş İl Sağlık Müdürlüğünde yaptığımız görüşmede, İstanbul Tabip Odası yöneticilerinin kendisine ilettiği eleştiriler karşısında, eğiticilerin ve İstanbul Tabip Odasının görüşünü almadan değişikliğin yürürlüğe konmayacağı sözünü vermişti. Aynı görüşmede bu konuların Kasım ayında yapılacak Sağlık Eğitim Şurasında tartışılarak karara bağlanacağı görüşü benimsenmişti. Şef ve şef yardımcılarının belirlenmesi uygulanacak yöntemlerle ilgili eleştiri ve görüşlerimiz Sağlık Bakanına yazılı olarak da verilmişti. Ancak bu konudaki uyarılarımızın Sağlık Bakanlığının görüşlerini pek etkilemediği ve Bakan Osman Durmuş'un sözünde durmadığı ortaya çıktı. 18 ağustos 2000 tarihinde yaptığımız basın toplantısında uzmanlık eğitimi üzerindeki siyasi baskılar ve kadrolaşma özleminin hekimliğe, ülke tıbbına ve toplum sağlığına ihanet olduğunu belirterek Sağlık Bakanı Osman Durmuş'u istifaya davet ettik. Hekim örgütüne verdiği sözü tutmayan Sağlık Bakanı'nın tüm güvenilirliğini kaybettiğini ve derhal istifa etmesi gerektiğini söyledik.
� Tababet Uzmanlık Yönetmelik Değişikliği ile ilgili olarak İstanbul'daki Eğitim Hastaneleri'ne birer mektup yazılarak toplantıya davet edildi. 31 Ağustos 2000 tarihinde yapılan toplantıda Tababet Uzmanlık Tüzüğü'nün de aceleyle hazırlandığı belirtildi ve hukuki olarak yapılması gerekenler planlandı.
� Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı'nın Urfa ve Adana'da gerçekleştirdiği sağlık haberciliği ile ilgili seminere Oda adına Yönetim Kurulu üyemiz Dr. Rıfat Yücel katıldı. Urfa ve Adana'da toplam 50 yerel basın mensubunun katıldığı tartışmalı konferanslar düzenlendi.
� Odamızdan burs alan tıbbiyeli öğrencilerin durumları görüşüldü. Maddi kaynak sıkıntısını giderebilmek amacıyla çalışmalar başlatıldı ve burs alan öğrencilerimizin mağdur duruma düşmeleri önlendi.

EYLÜL 2000
� 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptık. Sağlığın ön koşulunun barış olduğunu ve barış olmadığı sürece hekimlerin ve sağlık çalışanlarının nitelikli sağlık hizmeti vermek ve sağlıklı bir toplum yaratmak çabalarının sonuç vermeyeceğini belirttik. Bu nedenle ülkemizde barışa, ulusal bağımsızlığa ve aydınlanmaya olan özlem ve umudumuzu bir kez daha tekrarladık.
� 1 Eylül 2000 tarihinde gazete ve televizyonlara yansıyan haberlerde İçel'in Sarıkavak beldesinde Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un "şeftali yerken fotoğrafımı çekmeyin yoksa sizi Türk hekimlerine emanet ederim" dediğini üzülerek öğrendik. Bir basın toplantısı düzenleyerek, Bakan Durmuş'un bu sözleriyle sadece hekimleri rencide etmekle kalmadığını aynı zamanda "Beni Türk hekimlerine emanet edin" diyen Cumhuriyetimizin kurucusu M. Kemal Atatürk'ün cümlesini de alaya aldığını söyledik. Yazılı ve görsel basının yoğun ilgi gösterdiği basın toplantımızda 15 gün önce Bakan Durmuş'u istifaya davet etme nedenlerimizi de tekrarladık. Yönetim Kurulu toplantımızda Bakan Durmuş'un 1,5 yıllık çalışma dönemini değerlendirerek istifasının ülkemiz sağlık ortamı açısından en doğru davranış olacağı sonucuna vararak bu konuda kampanya düzenledik. Çıkışımız ve yürüttüğümüz etkinliğe toplumdan büyük destek geldi. Sağlık Bakanı Osman Durmuş hakkında hazırladığımız dosyayı gazetelerin köşe yazarlarına ve televizyon kuruluşlarına gönderdik. 4 Eylül 2000 tarihinde yaptığımız bu basın toplantısının ardından, Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un bir gün sonra gazetelere yazılı bir açıklama göndererek Odamızı "çarpık zihniyetli" olarak suçlaması ve yine basın yoluyla hekimleri rencide eden davranışları nedeniyle üyesi bulunduğu Ankara Tabip Odası'na şikayet başvurusu yaptık.
� Hekimlere saldırılar, ne yazık ki, Eylül ayında da durmadı. 2 Eylül 2000 tarihinde İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı hekimlerinden Dr. Hakan Kaya polis memuru olan bir hasta yakınının saldırısına uğradı. Hekim arkadaşımızın yine yanındaydık, yine her türlü hukuki desteğimizi veriyorduk ama asıl beklentimiz olan hekimlerin can güvenliğinin sağlanması konusunda maalesef ciddi atımlar atılmıyordu. 6 Eylül günü yaptığımız basın açıklamasında önerilerimizi tekrarladık: "Sağlık kurumlarında acil servis güvenliği kolluk kuvvetlerince sağlanmalı, varolan önlemler güçlendirilmelidir. Acil servise başvuran hastanın yanında en çok 2 hasta yakını muayene odasına girebilmelidir. Alkollü, silahlı ve saldırgan eğilimli kişiler, hasta yakını dahi olsalar, muayene odasına alınmamalı, hekimle muhatap olmaları engellenmelidir. Kamu sağlık kurumlarında yardımcı sağlık personeli sayısının azaltılması uygulamasına son verilmelidir. Yurttaşlarımız ve basın, sağlık çalışanlarına karşı saldırganca tutumlara tepki vermelidir."
� Kış mevsimi öncesinde grip aşıları ve grip hastalığı konusunda kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla bir basın açıklaması yaptık.
� 16 Eylül 2000 tarihinde Tekirdağ'da Marmara Bölgesi Tabip Odaları toplantısı yapıldı. 8 Tabip Odasından 28 temsilcinin katılımıyla yapılan toplantının sonuç bildirgesinde, "Tababet Uzmanlık Yönetmelik Değişikliği ile ilgili olarak, partizanca kadrolaşmayı siyasi ve mesleki yaşamının merkezine almış Sağlık Bakanı'na İstanbul Tabip Odası tarafından yapılan istifa çağrısını yerinde ve mesleğimizin geleceği bakımından gerekli buluyoruz"  denildi. Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Edirne, İstanbul, Kırklareli, Kocaeli ve Tekirdağ Tabip Odaları 23 Eylül 2000 tarihinde yapılacak olan TTB GYK toplantısına bu konunun taşınacağını belirttiler. Marmara Bölgesi Tabip Odaları toplantısında ayrıca, hekimlerin özlük hakları ve olağandışı durumlarda sağlık hizmetleri konuları da görüşüldü. Çanakkale Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Özlem Yüksekbaş'ın Ankara'ya sürgünü kınandı.
� 21- 29 Eylül 2000 tarihlerinde Prag'da yapılan Dünya Bankası - IMF 55. Ortak Zirvesi esnasında "küreselleşme karşıtı etkinliklerde ve bilimsel toplantılarda" Odamız da vardı. Dr. Atilla Ongan 8 gün boyunca Prag'da, Odamız adına gözlemci sıfatıyla gelişmeleri izledi, etkinliklere katıldı.

EKİM 2000
� 2 Ekim 2000 tarihinde, 1992-1994 dönemi İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği ve 1994-1996 TTB Yüksek Onur Kurulu üyeliği de yapan meslektaşımız Prof. Dr. Müjdat Başaran'ı kaybettik. 1986�dan beri Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Müjdat Başaran arkadaşımızı yaptığı hizmetlerden dolayı şükranla anıyoruz. Arkadaşımızın anısına her yıl ölüm yıldönümünde anma, bilimsel makale ödülü ve bilimsel etkinlikler düzenlenmesi ve bu konuda Marmara Üniversitesi ile beraber hareket edilmesi kararı aldık.
� Görevi başındayken bir kaza sonucu 1998 yılında yitirdiğimiz meslektaşımız Dr. Cengiz Çetin adına düzenlediğimiz Asistan Tez yarışmasının ikincisi sonuçlandı. 6 Ekim 2000 tarihinde İstanbul Tıp Fakültesindeki törende ödüller sahiplerine verildi. Törende yapılan konuşmalarda Dr. Cengiz Çetin'in yaşamından kesitler sunuldu ve bu yarışmanın önümüzdeki yıllarda daha da yaygınlaştırılması dileklerinde bulunuldu.
� Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde uygulanan vardiyalı çalışma sisteminin sonuçlarını ve bir yıllık bilançoyu 12 Ekim 2000 tarihinde bir basın açıklaması ile duyurduk. Vardiyalı çalışma sistemi uygulanan 5 hastanede yaptığımız araştırmanın sonuçlarına göre, vardiyalı çalışmanın sağlık sorunlarını çözmediği ortaya çıktı. Sistemin, toplumun sağlık gereksinimlerini çözmediği gibi hekimlere de yeni angaryalar yüklediği açıklandı. Ayda 25 milyon TL ek ücret, olumsuz çalışma koşulları, parçalanan günlük mesai sonucunda hekimler ve sağlık çalışanlarının sistemin mağduru haline geldiği belirtildi. Sadece halkın gözünü boyamak ve siyasi rant elde etmek hedefiyle, Sağlık Bakanlığı tarafından uygulamaya sokulan bu sistemin, daha büyük hayal kırıklıkları yaratmadan bir an önce terk edilmesini ve Bakanlığın gerçekçi, çağdaş ve bilimsel çözümlere yönelmesi gerektiğini vurguladık.
� Hekimlerin özlük hakları ile ilgili olarak yürüteceğimiz çalışma planını kamuoyuna aktarmak amacıyla 23 Ekim 2000 tarihinde bir basın toplantısı düzenledik. Bu toplantıda, TTB tarafından hazırlanan "hekimlerin mali haklarının iyileştirilmesine yönelik öncelikli yasa tasarısı" önerilerimizi açıkladık.
� 19 Ekim 2000 tarihinde katılanların beğenisi ile karşılanan "Eğitici Eğitimi Kursu" Oda merkezinde yapıldı ve katılımcılara sertifikaları verildi.
� Yönetim Kurulunda aldığımız karar uyarınca İstanbul'daki büyük hastanelerde ve Sağlık Grup Başkanlıklarında Hekimlerin Özlük Hakları ile ilgili olarak toplantılar yaptık. Bu toplantılarda "Hekimlerin mali haklarının iyileştirilmesine yönelik öncelikli yasa tasarısı" önerilerimizi hekimlere slaytlarla anlattık ve neler yapmamız gerektiği konusunda fikirlerimizi paylaştık. Her toplantıya Yönetim Kurulu üyelerimizin en az 2'si katıldı. İlk toplantı, 18 Ekim 2000 tarihinde SSK Okmeydanı Hastanesinde Yönetim Kurulu üyelerimizin tamamının katılımı ile gerçekleşti. Daha sonra 19 Ekim günü Haydarpaşa Numune Hastanesi ve 20 Ekim günü İstanbul SSK Hastanesi ve Bakırköy SSK Hastanesi toplantılarını yaptık. 23 Ekim tarihinde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ve Bakırköy Devlet Hastanesi toplantıları yapıldı. Bakırköy Devlet Hastanesine yapılan ziyaretimizin ayrı bir önemi de vardı. Zira bu hastane kısa bir süre önce Sağlık Bakanlığınca sağlık eğitim hizmetinde kalite yetersizliği gerekçe gösterilerek, 7-8 şef hekimin "olabilir" onamıyla birkaç şef atanması ile eğitim hastanesine dönüştürülmüştü. Bu durum hastane hekimlerinin haklı tepkilerine neden olmuştu. 24 Ekim günü İstanbul Tıp Fakültesi ve Vakıf Gureba Hastanesi hekimleriyle beraberdik. 25 Ekim günü Haseki Hastanesi hekimleriyle yaptığımız toplantıdan sonra, son toplantımızı Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde yaptık. Basının da çağrıldığı bu toplantıya da tüm Yönetim Kurulu üyelerimiz katıldı. Ayrıca Kartal SSK ve Kartal Devlet Hastaneleri, Validebağ Öğretmenler Hastanesini ve Maltepe Sağlık Grup Başkanlığını 25 Ekim 2000 tarihinde ziyaret ederek toplantılarımızı yaptık. Toplam 24 sağlık kuruluşunda düzenlediğimiz bu toplantılara 1500'den fazla hekim katıldı. "Hekimlerin mali haklarının iyileştirilmesine yönelik öncelikli yasa tasarısı" hekimlerin onayına sunuldu. İstanbul'da 4403 hekim oy kullandı.
� 29 Ekim 2000 Cumhuriyet Bayramı törenlerine katıldık. İstanbul Üniversitesindeki törende Oda Başkanımız Dr. Süha Göksel ve Yönetim Kurulu üyemiz Dr. Rıfat Yücel ile temsil edildik.
� 5 Ekim 2000 tarihinde kamuoyunun gündeminde olan 2 olayla ilgili olarak görüşlerimizi kamuoyuna açıkladık. Amerikan Temsilciler Meclisi komisyonlarında kabul edilen sözde Ermeni soykırımı ile ilgili karar tasarısı hazırlayanların karşılarında ulus devleti, bağımsızlığı ve Türkiye'yi savunan güçleri bulacaklarını belirttik. İstanbul Üniversitesi'nin açılışında Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun yaptığı konuşmanın Cumhuriyet düşmanlarını ve şeriat özlemcilerini yüreklendirdiğini belirttik ve laiklik konusundaki hassasiyetimizi vurguladık.
� Ekim ayı içinde Yeni Binyıl gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan sürekli olarak köşesinde kanser oluşumu ve tedavisi hakkında bilimsel gerçeklere tamamen aykırı bilgileri topluma sunmaya başladı. Kısa sürede yazılı ve görsel basının ilgi odağı haline gelmesi üzerine Oda olarak duruma müdahale ettik. Yazılarında kanserle uğraşan bilim insanlarını "beyaz mafya" olarak tanımlayan ve hastaları Amerika'da Livingstone adlı merkeze açıkça yönlendirerek hasta ve hasta yakınlarında doğru olmayan umutlara taşıyan Etyen Mahçupyan'ı önce yazı ile uyardık. Ancak yazılarına devam etmesi üzerine Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli'ye bir mektup yazarak gerek tıp etiği gerekse gazetecilik etiği ile bağdaşmayan bu yazılar nedeni ile gereğinin yapılmasını istedik. 26 Ekim 2000 tarihinde CNN Türk kanalında canlı yayınlanan programa Genel Sekreterimiz Dr. Turgut Adatepe ile Etyen Mahçupyan katıldı. 25 dakika süren programda Genel Sekreterimiz "ikinci zakkum faciası ile karşı karşıya olduğumuzu" belirtti ve yazıların şarlatanlık olduğunu açıklayarak halkımızın bilim yolundan ayrılmamasını istedi. Birkaç gün sonra İstanbul Tabip Odasında düzenlediğimiz basın toplantısına İstanbul Tıp, Cerrahpaşa Tıp ve Marmara Tıp Fakülte Dekanlıklarının ve Türk Onkoloji Derneğinin katılımı ile kamuoyuna bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi sunuldu. Oda Başkanımız ve Genel Sekreterimiz ile birlikte 20 Öğretim Üyesinin katıldığı basın toplantısında konuşan Türk Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Berkarda, "Bir tedavi ancak bilimsel denetimden geçtiği taktirde kabul edilebilir. Şarlatanlar önerdikleri tedavinin etkisini yalnız kendileri övmekte başkaları bu etkileri görememektedir. Yani eski deyişle dervişin kerameti kendinden menkuldür" dedi.

KASIM 2000
� Hekimlerin özlük hakları ile ilgili olarak İstanbul milletvekilleri ile tüm hekim milletvekillerine konu hakkında bir mektup iletilerek destek talep edildi. 12 Kasım 2000 tarihinde ise Odamızda yapılan toplantıda milletvekilleri bilgilendirildi. TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerin İstanbul İl Başkanlıkları ziyaret edildi. TBMM'de grubu bulunmayan siyasi partilerin il başkanlıklarına konu hakkında bilgi verildi. 15 Kasım 2000 tarihinde, "Hekimler Tabip Odasına Gelin" çağrısına uyan hekimler beyaz önlük ve siyah kurdele-şemsiyeleri ile Tabip Odasının önüne geldiler. Genel Sekreterimiz burada yaptığı konuşmada, "IMF'nin değil, hekimlerin reçetesini uygulayın. Bu halkın evlatlarının reçetelerini uygulayın. Hekimin hakkını verin" dedi.
� 22 Kasım 2000 tarihinde tüm yurtta uygulanan "beyaz uyarı" eylemine İstanbul'da katılım %80 düzeyinde oldu. Hekim eylemleri; bizim de desteklediğimiz 1 Aralık uyarı eyleminden önce tüm topluma bir moral verdi, halktan büyük destek gördü. Halkın da desteğini alan uyarı eylemlerimiz basında da geniş yankı buldu. SSK Okmeydanı Hastanesindeki basın açıklamasına çok sayıda hekim ve sağlık çalışanı katıldı. Polikliniklerde bekleyen vatandaşlarımıza uyarı eylemlerinin gerekçeleri aktarıldı, mektuplar dağıtıldı. Aynı gün Genel Sekreterimiz Dr. Turgut Adatepe Ankara'da TTB heyeti ile beraberdi. TBMM'ye yürüyüşe ve siyasi partilerin grup başkanlarıyla yapılan görüşmelere katıldı. Yönetim Kurulu üyemiz Dr. Rıfat Yücel bu dönemde 5 TV programına canlı yayında konuk olarak katıldı. 22 Kasım eylemi ile ilgili olarak 19 televizyon kanalında toplam 54 haber yayınlandı.
� 28 Kasım 2000 tarihinde bu defa "toplu nöbet" eylemimiz vardı. İstanbul Tıp Fakültesi, Kartal Devlet Hastanesi, SSK İstanbul Hastanesi ve Haydarpaşa Numune Hastanesinde gerçekleştirdiğimiz toplu nöbete çok sayıda meslektaşımız katıldı. İstanbul Tıp Fakültesinde gerçekleştirdiğimiz toplu nöbet eylemini 4 televizyon kanalı canlı yayın bağlantısı kurarak aktardı. Ana haber bültenlerinin ilk sıralarında toplu nöbet eylemlerimizden bahsedildi. 7 televizyon kanalında canlı yayın konukları olduk. Bu eylemlerde verdiğimiz mesaj çok netti: "Sağlık Bakanlığı makamı şikayet etme değil, çözüm makamıdır. Sağlığı milli bir mesele olarak görün. Toplumun sağlığına ve hekimlerin emeğine saygılı olun. Hazırladığımız yasa tasarısı için gereğini yapın".
� 4-5 Kasım 2000 tarihlerinde TTB-UDKK tarafından düzenlenen 6. Tıpta Uzmanlık Eğitimi Kurultayı'na katıldık. Bu kurultaya çok sayıda rektör, dekan ve dekan yardımcıları, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Eğitim Hastanesi Başhekimleri, Uzmanlık Dernekleri temsilcileri katıldı. Oda Başkanımız da katılımcılar arasındaydı. 24-26 Kasım tarihlerinde Sağlık Bakanlığının düzenlediği 1. Türk Sağlık Eğitim Şurası'na TTB adına Oda Başkanımız katıldı.
� 17 Kasım günü; önceki Genel Sekreterlerimizden, işçi sağlığı alanına büyük emekleri geçmiş Dr. Nejat Yazıcıoğlu'nun mezarı başında yapılan anma törenine Oda Başkanımız katıldı.
� 28 Kasım 2000 tarihinde cezaevlerindeki açlık grevleri eylemleri nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak müracaat ettik ve açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin tıbbi muayenelerini yapmak için izin talep ettik. 29 Kasım günü iç hastalıkları, nöroloji ve adli tıp uzmanlarından oluşan 3 kişilik hekim grubu Odamızca görevlendirilerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının izniyle Bayrampaşa Cezaevine gitti. Bu ziyarette 13 açlık grevi katılımcısı muayene edildi.

ARALIK 2000
� 1 Aralık 2000 tarihinde Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak müracaat ederek Ümraniye Cezaevindeki açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin muayeneleri için izin talep ettik. 3 Aralık günü Genel Sekreterimiz TTB Merkez Konsey üyeleri ile birlikte Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile görüştü. Bu görüşmede Adalet Bakanının talebi üzerine açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin muayenelerinin Tabip Odalarının belirleyeceği uzman heyet tarafından yapılması karara bağlandı. Bu görüşmede Adalet Bakanlığının hazırladığı 3 yasa taslağı TTB heyetine sunularak açlık grevcilerine de bu yasa tekliflerinin iletilmesi istendi. 3 Aralık günü Oda Başkanımız Dr. Süha Göksel, Genel Sekreterimiz Dr. Turgut Adatepe ve Yönetim Kurulu üyemiz Dr. Hulki Forta'dan oluşan bir heyetle Bayrampaşa Cezaevine giderek açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin sözcüleri ile görüştük. Aynı gün Ümraniye Cezaevine 4 hekimden oluşan İstanbul Tabip Odası heyeti Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığının izniyle gitti. 21 kişilik birinci grup ve 23 kişilik ikinci grup olmak üzere toplam 44 açlık grevi katılımcısı ile görüşüldü, ancak hiçbiri muayene olmayı kabul etmedi. Onur Kurulu üyemiz Dr. Hakan Gürvit, Denetleme Kurulu üyemiz Dr. Rezzan Tuncay, Dr. Demet Kınay ve Dr. Hüseyin Alpaslan Şahin'den oluşan sağlık heyetimiz Ümraniye Cezaevinden ayrılırken cezaevinin kapısında bekleyen çok sayıda basın mensubu ile karşılaştılar ve "devlet memurlarının basına açıklama yapma yasağı" gibi inanılmaz bir gerekçe ile gözaltına alındılar. Bu olay üzerine Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Üsküdar Cumhuriyet Başsavcısı Kemal Cambaz ve Başsavcı vekili Durmuş Yargı ile derhal temasa geçerek kendilerini bu anlamsız davranıştan haberdar ettik. Aynı gece gözaltına alınma olayını şiddetle protesto eden bir basın açıklaması yaptık ve cezaevlerinde açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin muayenelerini yapan hekimlerin İstanbul Tabip Odasının güvencesi altında olduklarını vurguladık. 7 Aralık günü Genel Sekreterimiz Bayrampaşa Cezaevinde açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin sözcüleri ile tekrar görüştü. Aynı gün TTB Merkez Konsey üyeleri ve Genel Sekreterimizden oluşan bir heyet Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile görüştü. Bu görüşmeye TBMM İnsan Hakları Alt Komisyon üyesi Mehmet Bekaroğlu, Kamer Genç ve Rıdvan Budak ta katıldılar. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, az önce TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmadan bahsederek "F tipi cezaevlerinin en az 6 ay sonra hizmete açılabileceğini ve bu süre içerisinde kamuoyundaki duyarlılıkları, F tipi cezaevlerine yöneltilen eleştirileri ve ilgili kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarının yapıcı önerilerini değerlendirmeye hazırız" dedi. Bunun üzerine Genel Sekreterimiz, TTB 2. Başkanı Dr. Metin Bakkalcı ve TBMM İnsan Hakları Alt Komisyon üyesi Dr. Mehmet Bekaroğlu ortak bir metin kaleme aldılar ve bu metin toplantıda bulunanlar tarafından da benimsendi ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk tarafından 9 Aralık günü bir basın toplantısı ile duyuruldu: "Bakanlığımızın yeni ve çağdaş infaz kurumları oluşturma projesinden vazgeçmesi söz konusu değildir. Bu projede sadece güvenlik değil aynı zamanda insan hakları endişesi de göz önünde bulundurulmaktadır. Toplumdaki duyarlılıklar ve konu ile ilgili kurum ve kuruluşların (Barolar, Tabip Odaları ve diğer sivil toplum kuruluşları) önerileri dikkate alınarak kamu vicdanını tatmin edecek görüşler oluşturuluncaya kadar bu kurumlarla ilgili uygulamalar başlatılmayacaktır. Bu süreçte mimari tadilat ve hukuki düzenlemeler de tartışılacaktır".  9 Aralık günü Bayrampaşa Cezaevinde açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin sözcüleri ile tekrar görüşüldü. 8 Aralık günü nöroloji, psikiyatri ve iç hastalıkları uzmanlarından oluşan 5 kişilik heyetimiz Bayrampaşa Cezaevine ikinci ziyaretlerini yaptı. Bu ziyarette daha önce muayene edilen 13 kişilik birinci grup ile 18 kişilik ikinci grup muayene edildi. 11 Aralık günü 7 hekimden oluşan heyetimiz Ümraniye cezaevini ziyaret etti. Bu defa birinci gruptaki 21 kişi ve ikinci gruptaki 4 kişi muayene olmayı kabul etti. Her iki cezaevinde muayene edilen açlık grevi katılımcıları, uyguladıkları açlığın olumsuz sonuçları hususunda ayrıntılı olarak aydınlatıldılar, bilgilendirildiklerini ve anlatılanları anladıklarını beyan eden bir belge imzalatıldı. Her iki cezaevine 15 Aralık tarihinde yeniden gidildi ancak bu defa açlık grevi katılımcıları muayene olmayı kabul etmediler. Açlık grevi katılımcılarının her biri için bir dosya açıldı ve dosyalar İstanbul Tabip Odasında koruma altına alındı. Dosyaların birer nüshası muayenelerin yapıldığı gün Cezaevi hekimliğine de verildi. 19 Aralık günü yapılan operasyon üzerine bir basın açıklaması yaptık: "Açlık grevi ve ölüm oruçlarına son vermek ve cezaevi koşullarını düzeltmek için seçilen yöntemi onaylamıyoruz. Ölümleri önlemek için hekimlerin çabası güçleri yettiğince sürecektir. Bu konuda hem kamuoyunun hem de ilgililerin hekimler üzerinde baskı oluşturacak tarzda davranmamasını talep ediyoruz. Hekimler üstlerine düşen görevi, hekimlik mesleğinin temel ilkelerine uygun olarak yerine getirecektir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır". Operasyonun devam ettiği 20 Aralık günü hastane başhekimliklerine ve TBMM İnsan Hakları Komisyon Başkanlığına "acil" notu düşerek bir yazı gönderdik: "Cezaevlerinde yaşanan olayların aynı zamanda tıbbi boyutu da vardır. Taraflar açısından doğacak iddiaların aydınlatılması, hukuki açıdan mağduriyetlerinin önlenmesi, bilimsel gerçeklerin ortaya çıkarılması için hastanelerde tedavi görmekte olan tutuklu ve hükümlülerin adli tıp yönünden de değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle adli tıbbi bulguların kaybolmadan tespit edilmesi için Adli Tıp Kurumu veya Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dallarından yeterli sayıda Adli Tıp uzmanı hekimlerin görevlendirilmesini zorunlu buluyoruz". 23 Aralık günü operasyonlar sona erdikten sonra, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile TTB Merkez Konsey üyeleri bir görüşme yaptı. Tüm bu gelişmeler sırasında hekim kamuoyunda da bazı tartışmalar yaşandı. Bu tartışmalarla ilgili olarak yaptığımız basın açıklamasında şunları söyledik: "Şuuru açık olan bir kişiye, psikolojik yönden de normal ise, onayı olmadan herhangi bir tetkik ve tedavi uygulanamayacağı en önemli evrensel hekimlik kuralıdır. Yani şuuru açık bir insanın zorla beslenmesi bir hekimlik uygulaması değildir. Dolayısıyla bu sorunun muhatabı hekimler olamaz. Basında en çok tartışma konusu, şuuru açıkken, şuuru kapandığında kendisine hiçbir tıbbi müdahale yapılmamasını yazılı olarak beyan eden bir açlık grevi katılımcısının, şuuru kapandığında tedavi edilip edilemeyeceği hususunda olmuştur. Hekimlerin böyle bir durum karşısında, hekimliğin genel kuralları ışığı altında hiç kimsenin tesiri altında kalmadan, kendi iradeleri ile en doğru kararı vereceklerinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Yine basında yer alan, tıbbi müdahalede bulunan hekimlerin disiplin kuruluna verileceği gibi bir yaklaşım asla söz konusu değildir". 31 Aralık günü yaptığımız basın açıklaması ise şöyleydi: "Biz söylemiştik demek ve haklı çıkmak istemiyoruz. Aslolan insan hayatıdır. Yeni ölümler olmaması için herkesi göreve çağırıyoruz. F tipi cezaevlerini protesto etmek için başlayan açlık grevi - ölüm orucu ve ardından yapılan operasyonu kapsayan sürece olumlu - olumsuz katkısı olan her kesimi görev ve sorumluluğa davet ediyoruz. Hükümeti ve ilgili Bakanlıkları, meslek odalarını, sivil toplum kuruluşlarını, basın kuruluşlarını, gazetecileri ve ölüm orucunu sürdüren örgütlerin temsilcilerini ölüm oruçlarını ve açlık grevlerini sonlandırmak için aktif çaba harcamaya, sorumluluk almaya ve sağduyulu davranmaya çağırıyoruz. Yetkililerden F tipi cezaevlerinin hemen meslek örgütleri ile medyanın gözlemine açılmasını ve cezaevlerinde insan onuruna ve sağlığa uygun koşulların ilgili meslek kuruluşlarının katkısıyla sağlanacağına ait güvence verilmesini talep ediyoruz. İnsan sağlığından sorumlu bir mesleğin temsilcileri olarak amacımızın yaşamın ölümleri yenmesi olduğunu kamuoyuna bir kez daha duyuruyoruz".
� Özel sağlık kuruluşları ve özel muayenehane hekimlerinin, özel sigorta kuruluşlarının ve banka sandıklarının TTB asgari ücret tarifesi altında hizmet satın alma konusundaki ısrarlarından şikayetçi olmaları üzerine 20 Aralık 2000 tarihinde bir toplantı düzenlendi. 100'den fazla katılımcı ile yapılan toplantıda İstanbul Tabip Odası temsilcileri, Özel Sağlık Kuruluşları Derneği temsilcileri ve Bankalar ve sigorta temsilcilerinin katılacağı bir komisyon oluşturuldu. İstanbul Tabip Odası olarak Asgari Ücret Tarifesi uygulamalarındaki mevcut durum için ivedilikle çözüm yolları bulunmasına katkıda bulunacağımızı, ancak kurumlar arasında haksız rekabete yol açan ve mevcut anlaşmaların iptali sonucu ortaya çıkan durumlar için Odamıza yapılacak şikayetler konusunda yasal işlem yapacağımızı bildirdik. Daha önceki Yönetim Kurulumuz tarafından başlatılan ve Amerikan Tabipler Birliği (AMA) tarafından hazırlanan "Güncel İşlemler Terminolojisi" ile ilgili çalışmalar tamamlanarak TTB Merkez Konseyine sunuldu. Merkez Konseyin yapacağı çalışma sonrasında CPT kod sisteminin hayata geçirilmesi uluslar arası normlara uygunluk açısından da önemli bir gelişme olacaktır.

OCAK 2001
� Halen yürürlükte olan ancak uygulanmayan Sağlık İşlerinin Sosyalleştirilmesine dair 224 sayılı yasanın 40. Yıldönümü nedeniyle bir basın açıklaması yaptık. Bu yasanın mimarı sayılan dönemin Sağlık Bakanlığı Müsteşarı ve eski TTB Başkanımız Prof. Dr. Nusret Fişek hocamızı ve 27 Mayıs'ın devrimci kadrolarını saygı ve özlemle anarak 5 Ocak gününün Toplum Sağlığı günü olması talebinde bulunduk.
� Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık kurumları ve Esenlendirme (Rehabilitasyon) tesislerinde verilecek döner sermaye hakkında kanun ile 190 sayılı kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılması hakkındaki kanun tasarısında, sağlık personelinin ücretlerinin iyileştirilmesi amacıyla diyerek, sağlık ocakları ve ana-çocuk sağlığı merkezlerinde döner sermaye uygulamasına karşı çıkarak 13 Ocak günü bir basın açıklaması yaptık. Sağlık hizmetlerinin parasız ve sosyal devlet güvencesi altında olması ilkeleri göz önüne alınarak İstanbul Tabip Odasının bu tasarıyı kesinlikle kabul etmeyeceğini vurguladık.
� 2001 yılında da hekimlere saldırılar devam etti. Bu defa SSK İstanbul Hastanesi hekimlerinden Dr. Özkan Erdoğan ve Dr. Fatih Öner Kaya 3 Ocak günü hasta yakınlarının saldırısına uğrayarak ağır yaralandılar. 4 Ocak günü hastane acil servisi önünde kalabalık bir hekim grubuyla beraber; Oda Başkanımız Dr. Süha Göksel ve Yönetim Kurulu üyelerimiz Dr. Aysel Altan ve Dr. Rıfat Yücel'in katılımıyla basın açıklaması yaparak olayı kınadık.
� Sözde Ermeni Soykırım Tasarısının Fransa Parlamentosu'nda kabul edilmesi üzerine yaptığımız basın açıklamasında "Tarihi ve bilimsel gerçeklerle bağdaşmayan bu tasarıyı batının Sevr planlarının bir parçası olarak görüyor ve 72 yıllık bir meslek örgütü olarak kınıyoruz" dedik. Konu ile ilgili olarak ayrıca çok sayıda meslek örgütü ve kitle örgütü ile birlikte Taksim'deki Fransız Konsolosluğu önünde yapılan kitlesel basın açıklaması katıldık.
� 24 Ocak 1993 tarihinde ülkemizi ortaçağ karanlığına geri götürmek isteyen ve karanlıktan medet uman aydınlanma düşmanı canilerin katlettiği Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümünde yaptığımız basın açıklamasında "hekimler olarak Uğur Mumcu'nun düşüncelerinin ve aydınlanma mücadelesinin takipçisi" olduğumuzu belirttik.
� Açlık grevleri - ölüm oruçları nedeniyle Kartal Cumhuriyet Başsavcılığının 10 Ocak tarihli yazısı üzerine, Kartal Özel Tip Cezaevindeki açlık grevini sürdüren tutuklu ve hükümlülerden tedavi olmak isteyenlerin tedavilerini düzenlemek üzere bir heyet oluşturduk. Daha sonra aynı talebin Bakırköy Tutukevinden de gelmesi üzerine Yönetim Kurulu üyemiz Dr. Taner Gören'in sorumluluğunda heyetler cezaevindeki açlık grevi katılımcılarının muayenelerine başladı.
� Tababet Uzmanlık Yönetmelik Değişikliği ile ilgili olarak Danıştay 5. Dairesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bilindiği gibi, bu yönetmelik Resmi Gazetede yayınlandıktan hemen sonra İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu olarak Sağlık Bakanı Osman Durmuş'u istifaya davet etmiştik. Danıştay'ın verdiği yürütmeyi durdurma kararına uymadığı taktirde, Bakan Durmuş hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunma kararı aldık.

ŞUBAT 2001
� Kartal Özel Tip Cezaevi ve Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevinde açlık grevi - ölüm orucu katılımcılarının muayenelerine devam edildi. 4 aydır devam eden ölüm oruçlarında ölümün eşiğine gelindiği ve İstanbul Tabip Odası olarak bu durumdan derin bir kaygı duyduğumuzu bildirdik. Henüz vakit varken bu sürecin yeni ölümlere yol açmadan sonlanması için ilgili tarafları bir kez daha sağduyulu davranmaya ve aktif çaba harcamaya davet ettik.
� 22 Şubat 2001 tarihinde TBMM İnsan Hakları Komisyonu İl İnsan Hakları Kurulları Alt Komisyonu üyesi milletvekilleri Odamızı ziyaret etti. Oda Başkanımız Dr. Süha Göksel, Genel Sekreterimiz Dr. Turgut Adatepe ve Yönetim Kurulu üyemiz Dr. Taner Gören'in de katıldığı toplantıda açlık grevlerindeki son durumu komisyon üyelerine aktardık.
� 17 Şubat 2001 tarihinde TTB Merkez Konseyi, Ankara ve İzmir Tabip Odaları yöneticileri ile birlikte Ankara'da yapılan toplantıya Oda Başkanımız katıldı. Toplantıda Tababet Uzmanlık Yönetmelik Değişikliği ile ilgili son gelişmeler değerlendirildi.
� 7 Şubat 2001 tarihinde Bakırköy Kaymakamlığı ve Sağlık Grup Başkanlığı ile Afet Yönetim Merkezi ve sivil Halkın İlkyardım Eğitimi ile ilişkili olarak yapılan toplantıya Oda Başkanımız katıldı.
� İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi (İl Kriz Merkezi) 21 Şubat günü Odamıza bir yazı göndererek "Tekirdağ Feribotunun" yerinde incelenmesi ve olası afet sırasında tıbbi müdahale hizmetine yönelik ve günlük yaşamda da sağlık ünitesi olarak kullanılabilirliği açısından değerlendirilmesini talep etti. Bunun üzerine bir heyet oluşturarak Tekirdağ Feribotu ile ilgili incelemelerde bulunduk ve Valilik Afet Yönetim Merkezi ile koordinasyona geçtik.

MART 2001
14 Mart 2001 Sağlık Haftası Ödülleri
İstanbul Tabip Odası Özel Onur Ödülü: Prof. Dr. Müjdat Başaran
Tıp Hizmet Ödülü: Prof. Dr. Talia Bali Aykan
Tıp Bilim Ödülü: Prof. Dr. Kazım Türker
Prof. Dr. Nusret Fişek Halk Sağlığı Hizmet/Teşvik Ödülü: Prof. Dr. Azmi Arı ve
Yeni Bosna Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Eğitim Merkezi
Dr. Nejat Yazıcıoğlu İşçi Sağlığı ve Meslek Hastalıkları Ödülü: Prof. Dr. Feyza Erkan,
Dr. Nesrin Yüksel, Dr. Nebahat Sözer Orhan
Dt. Sevinç Özgüner İnsan Hakları, Barış ve Demokrasi Ödülü: Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu
Basın Dayanışma Özel Ödülü: İşsiz Basın Emekçileri
Radyo Program Ödülü: Cemil Özyıldırım (Radyo Kent)
Yazılı Basın Haber Ödülü: Ayşegül Aydoğan (Milliyet)
TV Haber Ödülü: Ruken Akbay (TV8)
Güncel Yazılar Ödülü: Ataol Behramoğlu ve Coşkun Bel
Dergi Haber Ödülü: Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi
Dergi Araştırma Ödülü: Bilim ve Ütopya Dergisi

1827'den 2001'e 174. yılında 14 MART
Ülkemizde batılı anlamda ilk tıp okulu olan Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire, 14 Mart 1827'de Şehzadebaşı'ndaki Tulumbacıbaşı Konağı'nda açılmıştı. Bu tarih, I. Dünya Savaşı yıllarında özel bir anlam kazandı. 1919 yılının 14 Mart günü, ilk kez Tıp Bayramı Töreni yapıldı. İşgal altındaki İstanbul'da, Tıbbiyeliler tepkilerini bu şekilde dile getirmeye karar vermişlerdi. Öğrencilerin düzenlediği törene, Dr. Fevzi Paşa, Dr. Besim Ömer Paşa, Dr. Akil Muhtar (Özden) gibi dönemin önde gelen hocaları da katıldı.
1929 ile 1937 yılları arasında Bursa'da Yıldırım Bayezit Darülşifa'sında, ilk Türkçe tıp eğitiminin başladığı tarih olan 12 Mayıs günlerinde kutlanan Tıp Bayramı, 1937'den itibaren tekrar 14 Mart günlerinde gerçekleştirilmiştir. 1976'dan bu yana İstanbul Tabip Odası, 14 Mart'ı içine alan haftayı "Sağlık Haftası" olarak değerlendiriyor. Sağlık alanındaki güncel sorunlar ve hekimlerin talepleri "Sağlık Haftası" süresince toplumun gündemine getiriliyor.
82 yıl önce Tıbbiyelilerin başlattığı bir geleneği sürdürüyoruz. Hekimler, 14 Mart Sağlık Haftası'nda ülkenin sağlık sorunlarını toplumun gündemine taşıyor.
Çok zor koşullarda bile mesleki değerlerine bağlı kalarak sağlık hizmeti veren bütün hekimlerimizin Tıp Bayramını kutluyoruz.

2001 HEKİM BİLDİRGESİ
* Ekonomik ve siyasal krizlerle başladığımız 2001 yılında sağlık sorunlarımızın daha da ağırlaşacağı açıktır. Ancak yurttaşlarımızın "sosyal devletin" sağlık güvencesi altında olması gerektiği unutulmamalıdır. Eşit, nitelikli, yaygın ve ulaşılabilir sağlık hizmeti herkesin hakkıdır.
* Kendi özgücüne dayanan, kamu sağlık hizmetlerini yeniden düzenleyen, gerçekten ulusal bir program ile yaşadığımız krizden çıkmamız mümkündür. Böyle bir programı oluşturacak ve yürütecek birikime ve deneyime sahibiz. Çözüm, "IMF reçetelerinde" değil, "hekim reçetelerindedir".
* Kamusal projeler esas alınarak, kamu sağlık kuruluşlarında yönetim ve hizmet açısından köklü değişikliklere ihtiyaç vardır. Koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmelidir. Basamaklandırılmış bir sağlık sisteminde iyi hekimlik yapmak istiyoruz.
* Politik veya özel çıkar amacıyla açılan yetersiz tıp fakülteleri ve özel tıp fakülteleri ülkemizin yararına değildir. Çok kişiye hekim diploması vermekle iyi sağlık hizmeti sağlanamaz.
* Hekimin eğitiminden denetimine kadar tüm konularda Tabip Odasının yetkisi arttırılmalıdır. Ancak bu şekilde tıp eğitiminde, hekim atamalarında, hizmetin denetiminde nitelik ve adalet sağlanabilir, tıp ortamı keyfi ve partizan müdahalelerden korunabilir.
* İyi eğitim almak, mesleğimizi uygulayabilecek koşullarda çalışmak ve emeğimizin karşılığını almak istiyoruz. Özlük haklarımız için yıllardır sürdüğümüz çabalar halkımızın sağlıklı yaşam talebinin bir parçasıdır. Hekimlerin özlük hakları ve halkın sağlık hakkının bir bütün olduğu bilinciyle bu çabalarımız sürecektir.
* Güçlü bir hekim örgütü hepimizin ihtiyacıdır. İyi hekimlik ve sağlıklı toplum hedefiyle hekimlik değerleri ve meslek örgütü etrafında birleşelim. Tabip Odası hekimler için doğru adres, toplum sağlığı için güvencedir.

� 14 Mart günü geleneksel tören Taksim Atatürk Anıtına çelenk koyulması ve saygı duruşu ile başladı. Daha sonra basın mensuplarının önünde yukarıdaki bildirgeyi, Oda Başkanımız Dr. Süha Göksel okudu. Ardından Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Oditoryumu'na gidildi ve 14 Mart Ödül Töreni yapıldı. Oldukça canlı geçen törende meslekte 25, 40 ve 50 yılını dolduran hekimlere plaketler verildi.
� Dr. Hayri Davas'ın büyük katkılarıyla "Sanatçı Hekimler Sergisi" bu yıl 16. kez açıldı.
� 100 İlköğretim okulundan öğrencilerin 800  eserle katıldığı  �Çocuk Gözüyle Doktorlar� resim yarışmasının ikincisi yapıldı.
� 14 Mart Sağlık Haftası etkinlikleri çerçevesinde Hekimlerin Özlük Hakları için "Bu Bordro Değişecek" başlıklı toplu basın açıklamasını 16 Mart günü, SSK İstanbul Hastanesi Acil Servisi önünde hekimlerle birlikte yaptık.
� Hekimlere saldırılar Mart ayında da devam etti. Üç ayrı yerde; SSK Beşiktaş Dispanseri�nden Dr. Halil Dilek, İstanbul Tıp Fakültesi�nden Dr. Serdar Tuncer ve Üsküdar Merkez Sağlık Ocağı�ndan Dr. Cengiz Sayılgan; hasta yakınları tarafından 20 Mart günü saldırıya uğradı. 21 Mart günü SSK Beşiktaş Dispanseri önünde hekimler ve sağlık çalışanları ile beraber olayı kınayan ve hekimlerin can güvenliği talebini yineleyen basın açıklamamızı yaptık, meslektaşlarımıza hukuki destek sağladık.
� İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası ve İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası sağlık alanında hizmet veren profesyonelleri ve sağlık konusunda bilgilenmek isteyenleri aynı bilgi platformunda birleştirmek amacıyla işbirliği yaparak www, saglik-info.com adresinde faaliyete başladığını duyurmak için 21 Mart tarihinde Odamızda bir basın toplantısı yaptık.
� Açlık grevi - ölüm oruçlarında son tıbbi durumla ilgili olarak 23 Mart günü bir basın açıklaması yaparak izlediğimiz 80 kişiden ölüm orucunu sürdüren 30 tutuklu ve hükümlünün sağlık durumlarını açıkladık. 20 Şubat tarihli basın açıklamamızdan bu yana Kartal Özel Tip ve Bakırköy Kadın ve Çocuk Ceza ve Tutukevlerinde düzenli ziyaretler yapıldı. Ayrıca bu cezaevlerinden durumları kritik görülerek Bayrampaşa Ceza ve Tutukevi Hastanesine nakledilen 12 hasta 16 Mart tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının izniyle muayene edildi. Bu hastanedeki muayenelerin sürdürülmesi için gerekli başvuru yapılmış olup İl Sağlık Müdürlüğü'nden talep ve izin beklenmektedir.
� Sabah Gazetesi'nde çıkan "Hey bebek, emme sakın"  başlıklı haber üzerine bir basın açıklaması yaparak Basın Konseyi'ne çağrıda bulunarak; sorumsuz habercilik yaparak bebeklerimizin sağlığını tehlikeye düşüren gazete hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını talep ettik.
� 29 Mart 2001 tarihinde; İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı tarafından uygulamaya sokulan 1. Sınıf öğrencilerine Halk Sağlığı dersine katılarak Odamız görüşlerini öğrencilerle paylaştık.
� 7 Nisan 2001 tarihinde 1. Basamağa yönelik Kardiyopulmoner Resüsitasyon Kursu yapıldı. 24 pratisyen hekimin katıldığı kursta, Kardiyopulmoner Resüsitasyon protokolünün eğitimi verildi ve uygulaması gösterildi. Bu kurs TTB'den 8.5 kredi ile değerlendirildi.
� 14 Nisan 2001 tarihinde; Emek Platformu'nun İstanbul'da düzenlediği mitinge katıldık.
� 15 Nisan 2001 tarihinde; Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Elif Dağlı, Bağımlılığı Engelleme ve Mücadele Vakfı Yönetim Kurulu başkanı Doç. Dr. Mansur Beyazyürek, Toraks Derneği adına Dr. Mesut Kosku ve Yönetim Kurulu üyemiz Dr. Rıfat Yücel'in katılımıyla TBMM'de görüşmeleri süren Tütün Yasası ile ilgili değerlendirmelerimizi kamuoyunun dikkatine sunduk. Tütün Yasa Tasarısının; Türkiye'nin değil yabancı sigara tekellerinin çıkarına hazırlandığını, tasarının kabulu halinde sigaraya bağlı sağlık harcamalarının çok artacağını ve ulusal ekonomi ile tarımın zarar göreceğini vurguladık.

Diğer Çalışmalarımız:
1.  Akil Muhtar Özden Ağaçlandırma Alanı: Geçtiğimiz dönem Sazlıdere Barajı çevresinde başlanan ağaçlandırma çalışmalarını bu yıl da takip ediyoruz.
2.  Spor Kulübümüz: 1998 yılında kurduğumuz spor kulübümüz; erkek ve bayan voleybol ve basketbol dallarında İstanbul amatör kümelerinde 52 lisanslı sporcusuyla mücadelesine devam etmektedir.
3.  İstanbul Tabip Odası - Kadıköy Bürosu: 2000 yılı mart ayında açılan iletişim bürosu Anadolu yakasında çalışan hekimlere Oda hizmetlerini sunmakta ve küçük toplantılar için kullanılmaktadır.
4.  İstanbul Tabip Odası - İnternet şubesi: 1997 yılında açılan sitemiz aracılığıyla Oda çalışmaları www.istabip.org.tr adresinde takip edilebiliyor.
 
 

YÖNETİM KURULU KARARLARI
 

İŞYERİ HEKİMLİĞİ
Kasım 2000 ve Şubat 2001 tarihlerinde olmak üzere toplam 2 kez A kursu yapıldı. Toplam 388 hekim bu kurslara katılarak işyeri hekimliği sertifikası aldı. Mayıs ayında yapılacak olan kurs için toplam 500 hekime mektup gönderildi.
2001 yılının Şubat, Mart ve Nisan aylarında toplam 3 kez B kursu düzenlendi. Bu kurslara toplam 189 işyeri hekimi katıldı.
Mayıs 2000 tarihinden itibaren toplam 476 hekim Odamızdan yetki alarak işyerlerinde çalışmaya başlamıştır. Yine Mayıs 2000 tarihinden sonra, kursa katılmak amacıyla, 536 hekim Odamıza başvurmuştur. Kurs kayıt sırasında toplam 1174 hekim vardır.

 


HEKİMLİK UYGULAMALARI BÜROSU ÇALIŞMALARI
Hekimlik Uygulamaları Bürosu, 6023 sayılı Yasa'da tanımlanan, hekimlerin haklarını ve halk sağılığını korumak görevlerinin yerine getirilmesinde başta Tıbbi Deontoloji Tüzüğü olmak üzere ilgili sağlık mevzuatına uyarlılığın denetlenmesi amacıyla kurulmuştur. Türk Tabipleri Birliği'nin kuruluş amaçlarından biri olan "iyi hekimlik" değerlerinin yerleşmesi amacına bu yolla katkı sağlanmasına çalışılmaktadır.
Hekimlik Uygulamaları Bürosu, kurulduğu günden bu yana meslektaşlarına hukuk kurallarıyla ilgili bilgilendirme ve sağlık mevzuatıyla ilgili danışmanlık hizmeti yanında, İstanbul Tabip Odası'na yapılan başvuruların hızlı, doğru ve tarafsız bir şekilde yetkili karar organlarına sunulması çalışmalarını yürütmektedir.
Yürütülen çalışmalarla ilgili zaman zaman gelen eleştirilerin büyük çoğunluğu, hekimlerin kendilerini ilgilendiren mevzuat bilgilerinden yoksun olmalarından ve daha önemlisi yürürlükteki sağlık mevzuatının günümüz şartlarına tam anlamıyla cevap verememesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, Hekimlik Uygulamaları Bürosu, yukarıda tanımlanan görevleriyle birlikte, mevzuatın güncelleştirilmesi  çalışmalarını da sürdürmektedir.
Bu doğrultuda yapılan son bir yıllık çalışmalar aşağıda istatistiksel olarak gösterilmiştir:

Sonuçlandırılan 129 Dosyanın Konu Başlıklarına Göre Dağılımı:
Tanıtım İhlali (Reklam)  :                     38               % 29,45
Tıbbi Hata ve İhmal                   :         35               % 27,13
Tanıtım ve Asgari Ücret İhlali             : 15               % 11,62
Gerçek Dışı Rapor Düzenleme           :  7               %  5,42
Hekimliğe Yakışmayan Davranış        :  6                % 4,65
1219 Sayılı Yasa İhlali                       :  6                % 4,65
Hekim-Hasta İlişkisi                          :  4                % 3,10
Deontolojiye Aykırı Davranış               :  4                % 3,10
Usulsüz Reçete Düzenleme               :  3                % 2,32
Hekim-Hekim İlişkisi                          :  3                % 2,32
Tabela Yönetmeliği'ni İhlal                  :  2                % 1,55
Organ Nakli Yasası'nı İhlal                  :  2                % 1,55
Diğer (Şarlatanlık, vb.)                        :  4                % 3,10

Yönetim Kurulumuz tarafından Onur Kuruluna 61 dosya sevk edilmiştir. İnceleme aşamasında 64, soruşturma aşamasında 157 dosya mevcuttur. 157 dosyanın 24'ü 1998 yılından önceki yönetim dönemlerinden intikal etmiş olup, ayrıntılı dökümü aşağıda gösterilmiştir:
Tıbbi Hata                                      : 17
Haksız Kazanç                              :   1
Reklam ve Şarlatanlık                   :     1
Deontolojiye Aykırı Davranış         :      1
Diğer                                              :  4

1998 - 2000 döneminden kalan ve Yönetim Kurulumuz tarafından takip edilen dosyalarla, başvuruları Yönetim Kurulumuza yapılan 84 dosyanın dökümü:
Tıbbi Hata ve İhmal                      :  44
1219 Sayılı Yasa İhlali                  :   6
Gerçek Dışı Rapor Düzenleme     :    5
Hekimliğe Yakışmayan Davranış  :    4
Usulsüz Reçete Düzenleme         :    4
Hasta Sırlarını Açıklama               :    3
Hekim-Hekim İlişkisi                      :  3
Reklam ve Asgari Ücret İhlali        :    3
Uzmanlık Dışı Girişim                   :   3
Organ Nakli Yasası'nı İhlal          :     3
6023 Sayılı Yasa'yı İhlal             :      2
Usulsüz Uzmanlaşma       :               1
Hekim-Hasta İlişkisi                      :   1
Bilim Dışı Metotlarla Tedavi          :     1
Haksız Kazanç                              :  1
Geriye kalan 49 dosyanın konusu tanıtım ihlali yani reklamdır.

Yönetim Kurulu tarafından havale edilen 61 dosyayı 20 oturumda görüşen Onur Kurulumuz,  bunlardan 40 dosyayı karara bağlamıştır. Bu dosyalardan 20'sine itiraz olmadığından, kararlar kesinleşmiştir.
Onur Kurulu kararlarımıza itiraz edilen dosyalarla, itiraz olmasa dahi Onur Kurulumuz tarafından meslekten men cezası verilen dosyalar yasal olarak Yüksek Onur Kurulu'na gönderilmektedir. Önceki dönemden kalanlarla birlikte, bu gerekçelerle gönderilen dosyalardan 30'u Yüksek Onur Kurulu'nca görüşülerek karara bağlanmıştır.
Gündemimizde halen görüşülmekte olan 21 dosya  bulunmaktadır.

Kararı kesinleşen 30 dosyanın cezalarına göre dökümü aşağıda gösterilmiştir:
İŞLEME GEREK YOK :  6
UYARMA CEZASI :  3
PARA CEZASI : 18
GEÇİCİ OLARAK MESLEKTEN
ALIKOYMA CEZASI  :  3 *

* 1 Ay Süre İle : 2       (Mesleki Hata ve İhmalde Bulunmak)
* 3 Ay Süre İle : 1       (Organ Nakli Yasası'nı İhlal Etmek)

Türk Tabipleri Birliği Soruşturma ve Yargılama Yönetmeliği hükümlerine göre verilen cezalarla birlikte, 3 dosya hakkında, kamu görevlisi olan ilgili hekimlerin kurumlarına suç duyurusunda da bulunulmuştur.


Bu HABERİ Paylaş!