Uyarmıştık, Cinayet Göz Göre Göre Geldi
- Eylül 08, 2014
- 2947
Mecidiyeköy Ali Sami Yen Stadı arsasında yapımı devam eden Torun Center inşaatında işçileri taşıyan asansörün 32. Kattan yere çakılması sonucu 10 işçi yaşamını yitirdi.
24 saat çalışma yapılan, işçilerin gerekli alt yapıdan yoksun derme çatma barakalarda kalmaya mahkum edildiği şantiyede yaşanan iş cinayetinin ardından işçilerin aktardıkları katliamın nasıl göz göre göre yaşandığını da gözler önüne serdi. Arkadaşlarının ölümü ardından konuşan işçiler, inşaatta 21 farkı taşeron firma olduğunu, işçi sağlığı ve güvenliği denetimlerinin yapılmadığını, hem inşaat malzemelerini hem de işçileri taşıyan asansörlerin zaman zaman arıza yapmasına rağmen bakımlarının yapılmadığını aktardılar.
10 gencecik işçinin göz göre hayatını kaybettiği bu iş cinayeti sonrası gözaltına alınan 8 firma yetkilisi ise serbest bırakıldı. Aynı inşaatta Nisan ayında meydana gelen iş cinayetinde 19 yaşındaki işçi Erdoğan Polat inşaat sepetinin halatının kopması sonucu yaşamını yitirmişti.
Yaşanan iş cinayeti İstanbul başta olmak üzere tüm yurtta büyük tepkiyle karşılandı. 10 işçinin hayatını kaybettiğinin duyulmasının ardından inşaat alanı çevresinde toplanan vatandaşlar tepkilerini sloganlarla ifade etmeye çalıştılar ve oturma eylemi gerçekleştirdiler. İnşaat alanına sendika ve meslek örgütü yöneticileri alınmazken, inşaatta çalışan işçilerin bir kısmı ve desteğe gelen İstanbulluların yaptığı oturma eylemine polis coplarla ve gaz bombalarıyla müdahale etti.
Bu duruma tepkinin büyümesi üzerine gece 02.00 sularında şantiye alanına giren DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu çıkışta bir açıklama yaptı. Dr. Çerkezoğlu; işçilerin depo olarak kullanılan ve ışık, hava almayan barakalarda kaldığını, işçi sağlığına dair hiçbir önlemin alınmadığını söyledi. Dr. Çerkezoğlu milyon dolarlık plazaların işçilerin kanı üzerinde yükselmesine izin vermeyeceklerini dile getirdi.
İNŞAAT İŞÇİLERİ SENDİKASI: SADECE BARET VE ELDİVENLE GÜVENLİK ÖNLEMİ OLMAZ
7 Eylül 2014, Pazar günü 14.00’da İnşaat İşçileri Sendikası Torun Center önünde bir basın açıklaması gerçekleştirerek katliamı protesto etti. Sendika Başkan Yardımcısı Remzi Yılmaz tarafından okunan açıklamada; “Şantiyelerde hiçbir güvenlik önlemi alınmadan,kara düzen çalıştırılıyoruz. 30-40 katlı bir bina inşaatında sadece baret ve eldiven giymek güvenlik önlemi olamaz. Bu kadar büyük bir inşaatta iş güvenliği sorumlularının faaliyetin devam ettiği sürece burada bulunması gerekir. Biz bunu daha önce de defalarca ifade ettik. İş güvenliği sorumlusunun özel şirket patronu altında çalışıyor olması buradaki temel sorundur. Güvenlik sorumluluğunun doğrudan bakanlığa bağlı olması ve kontrollerin çalışma devam ettikçe sürmesi gerekmektedir. Sadece burada değil, Türkiye’nin her yerine inşaat işçisi hiçbir güvenlik olmadan çalıştırılıyor. Ağustos ayında şantiyelerde çalışan 40 işçi kardeşimiz patronların karına kurban edildi. Çalışma Bakanlığı'nı uyarıyoruz. İnşaatlarda hiçbir denetim yapılmıyor. Şantiyelerde şu an 12 bin denetmen açığı var. Bu denetçiler alınmadığı için her sene iki Soma yaşıyoruz. Biz her sene bu kadar şehit verirken, Torunlar şirketi geçen yıla oranla karını % 900 artırmıştır. Bu şantiyedeyse üç kuruşluk önlemler alınmamaktadır” denildi.
Yapılan açıklamada günde birkaç kere arızalanan asansörlerle işçilerin taşınmaya devam ettiği, asansörün düşmesi ihtimaline karşı alınan paraşüt ve düşme freni gibi önlemlerin ise bulunmadığı dile getirildi.
ÜLKE ŞANTİYEYE ÇEVRİLİRKEN, İŞ GÜVENLİĞİ RAFA KALDIRILDI
Aynı gün 16.00’da ise TTB, DİSK, KESK ve TMMOB tarafından ortak bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi. Cevahir AVM önünde toplanıp Torun Center inşaat alanı önüne dek yürüyen kitle “Kaza değil, cinayet”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “Katillerden hesabı emekçiler soracak” sloganları attı.
Yürüyüşün ardından yapılan açıklamada; yaşanılanın bir cinayet olduğu vurgulanarak sorumlulardan hesap soruluncaya kadar mücadeleye devam edeceği belirtildi. Açıklamada ülkeyi koca bir şantiyeye çevirmekle övünenlerin iş güvenliği konusunda alınması gereken tedbirleri, birer maliyet unsuru olarak ele alıp yok saydığı, bu durumun da iş cinayetlerine davetiye çıkardığı dile getirildi.
Basın açıklamasının ardından şantiye önünden ayrılmak üzere olan kitleye polisin gaz bombaları ve tazyikli suyla müdahale etmesi ise büyük tepki yarattı.
KEHANET MESAJI DEĞİL, GÖZ GÖRE GÖRE CİNAYET
Göz göre göre yaşanan bu katliam sonrasında İstanbul Tabip Odası’nın resmi twitter hesabından 15 Mayıs 2014 tarihinde gönderilen “Bugünden sesleniyoruz maalesef yarın bu inşaatlarda 8-10 işçi kardeşimizi kaybedeceğiz” mesajı ise büyük yankı doğurdu ve adeta aylar öncesinden bir kehanette bulunmuşuz gibi tartışma yarattı. Oysa sadece geçtiğimiz yıl 1235 işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği ve inşaat sektörünün iş cinayetlerinde ilk sıralarda geldiği, iş cinayetlerinde dünya üçüncüsü Avrupa birincisi olan bir ülkede meslek örgütü olarak plazalar hızla yükselirken işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin alınmayışına dikkat çekmeye çalışmıştık. Bir kez daha ifade edelim yaşanan kaza değil katliamdır, ortada kehanet değil cinayet vardır.