Üniversite Dayanışma Platformu’ndan İşten Çıkarmalara Tepki


  • Aralık 29, 2013
  • 2720



Üniversite Dayanışma Platformu (ÜDP) 27 Aralık 2013 günü İstanbul Tabip Odası’nda yaptığı bir basın toplantısıyla üniversitelerde eğitim-öğretimin taşeronlaştırılmasını ve son dönemde öğretim üyeleri üzerinde yoğunlaşan baskıları, yaşanan işten çıkarmaları değerlendirdi.

Basın toplantısına Fatih Üniversitesi Sosyoloji Öğrencileri adına Hatice Küçükkaya, Vakıf Üniversiteleri İletişim ve Dayanışma Ağı (VİDA) adına Emre Fırat Met, ÜDP adına Prof. Dr. Raşit Tükel, Fatih Üniversitesi’nde işten çıkartılan Prof. Dr. Neşe Özgen, Yar. Doç. Dr. H. Hüseyin Kalaycı, Dr. Nil Mutluer, Yrd. Doç. Dr. Rainer Brömer ve Doğuş Üniversitesi’nde işten çıkartılan Prof. Dr. Serdar Değirmencioğlu katıldılar.

Basın toplantısı Fatih Üniversitesi Sosyoloji Öğrencileri, ÜDP ve VİDA adına yapılan açıklamaların ardından, çalıştıkları üniversitelerden çıkartılan öğretim üyeleri konuşmalar yaptılar. Yapılan konuşmalarda; uzun süredir özgür ve eleştirel düşünceye, akademiye ve üniversitelere yönelik baskı ve saldırılar yaşandığı dile getirildi, bu baskılar kapsamında son olarak Bilgi, Maltepe, Doğuş, Okan, Bahçeşehir ve Yeditepe tensikatlarından sonra hukuksuz ve buyurgan işten çıkarmaların devam ettiğine dikkat çekildi.

Basın toplantısına işten çıkartılan hocalarına destek olmak üzere Fatih Üniversitesi’nden çok sayıda öğrenci ile farklı üniversitelerden öğretim üyeleri katıldı.

Açıklamada; “Vakıf Üniversiteleri olarak adlandırılan ve çoğu birkaç apartman katıyla gösterişli birer web sayfasından ibaret olan onlarca özel şirket, İş ve İdare Hukuku’nun sağladığı haklar çerçevesinden uzak  keyfi kadro ve özlük politikalarıyla idare ediliyor. Taşeron sistemin en yırtıcı biçimleri üniversite adı altında yürütülüyor, sözleşmesiz veya hukuksuz çalışma baskısı uygulanıyor… Bu üniversitelerin içerisinde; hem çalıştırılırken hem de işten çıkarılırken hakların nasıl ihlal edildiğine ve ahlaki sorunlar yaşandığına dair bilgilerini derslerinde öğrencilerine aktaran hukukçular, sosyologlar, psikologlar, tarihçiler, siyaset bilimciler, temel bilimciler, felsefeciler bulunuyor. Mesleğinin itibarını korumak, eğitimin kalitesini yükseltmek için çabalayan bunca nitelikli öğretim üyesinin bugün üniversite dışı bırakılmasının nedeni, tamamen çıkar ve kâr odaklı bir üniversite işletmesine dayanan sistemin saldırılarından kaynaklanıyor. En büyük zararıysa üniversite olduğunu sandıkları bu ticari kurumların diplomalı işsizleri olacak öğrenciler görüyor. Üniversite çarklarının bilgiye dair öğrendiğimiz ve öğrettiğimiz tüm değerlerin aksine işlemeye devam etmesi, hepimizi nitelikli eğitim, bilim ve özgür düşüncenin kaynağı olarak üniversitelerimizi savunma görevinde birleştiriyor” denildi.


Bu HABERİ Paylaş!