Reha Muhtar Hakkında Vatan Gazetesi Ve Basın Konseyine Yazılarımız
- Kasım 15, 2012
- 3480
Sayın Meslektaşlarımız,
Vatan Gazetesi Yazarı Reha Muhtar'ın 9 ve 11 Kasım 2012 tarihli, hekimlik mesleğini itibarsızlaştırmaya çalışan, hekimleri hedef gösteren köşe yazılarına yönelik olarak Vatan Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliğine ve Basın Konseyi'ne göndermiş olduğumuz yazıları bilginize sunarız.
Saygılarımızla,
İSTANBUL TABİP ODASI
YÖNETİM KURULU
15.11.2012 / 104349
VATAN GAZETESİ
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
SAYIN İSMAİL TURGUT YUVACAN
Sayın İsmail Turgut YUVACAN,
Bilindiği üzere sağlık alanında hizmet alma ve hizmet verme biçimi olarak 2003 yılından bu yana kamu ve özel sağlık sektöründe köklü değişikliklerden geçiyoruz. Sağlıkta Dönüşüm adı altında uygulanan bu değişikliklerden ülke olarak bir bölümümüz memnuniyet algısı yansıtmakla birlikte bir bölümümüz de şikâyetçi.
Ancak bir gerçek var ki, bu dönüşüm sürecinde aynı tarafta yer alması gereken hastalar ve hekimler karşı karşıya getirilmiş ve sağlık hizmeti sunulan alanlarda yaşanan şiddet bir afet halini almıştır. Yaşanan bu şiddet ortamından sevgili genç meslektaşımız Dr. Ersin Arslan da nasibini almış ve bir hasta yakını tarafından öldürülmüştür. Günlük yaşamın bir parçası haline getirilen darp, hakaret ve tehditleri ise burada yazmaya gerek görmüyoruz.
Böylesine hassas bir dönemden geçilirken yazarlarınızdan Sayın Reha Muhtar’ın Vatan Gazetesi’nde yayımlanan, 09.11.2012 tarihli “Ameliyatımı Yanlış Yapan Doktor Maceraları” ve 11.11.2012 tarihli “Semra Hanım’dan Mektup Var” başlıklı köşe yazılarının hekimleri hedef haline getirdiğini, hekimlere ve hekimlik ortamına karşı güvensizlik duygusu aşıladığını üzülerek görmüş bulunuyoruz.
Sayın Reha Muhtar hiçbir tıbbi görüşten yararlanmadan -en azından yazısından öyle anlıyoruz- sadece kendi kanaatiyle vardığı “hatalı tedavi” yargısı sonucunda ilgili hekimi deşifre etmiş ve yine aynı hekim üzerinden tartışma yaratmıştır. Ayrıca başta yazılarda adı geçen hekim olmak üzere hastanın tedavi tercihleri sorgulanmış ve kişisel kanaatlere fütursuzca devam edilmiştir.
Her yurttaşımızın "hatalı tıbbi uygulamaya" maruz kaldığını düşünmesi durumunda yargıya ve meslek kuruluşuna şikayet etme hakkı olduğu gibi, "gerçekten" tıbbi yanlış uygulama yaptığı kanıtlanmış hekimlerin de ceza, tazminat ve mesleki yaptırımlara tabi kılınması söz konusu olabilir ve olmalıdır. Ancak, hiç kimsenin (Sayın Reha Muhtar dahil) bir hekimi kendi kanaatleri üzerinden yargısız infaza uğratma hakkı bulunmamaktadır. Bu konu özelinde meslek odamıza herhangi bir başvuru yapılmamış olduğu da kamuoyunca bilinmelidir.
Toplumsal bellek oluşturmakta önemli rol oynayan medya mensuplarının kişisel deneyim ve kanaatleriyle yazılan kimi makaleler ve yapılan haberlerin hekimlik mesleğini itibarsızlaştırdığını ve hatta hekimleri hedef tahtası haline getirdiğini bu üzücü vesileyle bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Bu çerçevede, hekimler hakkında olumsuz ve güven zedeleyici dil kullanılmaması konusunda gazete olarak duyarlılık ve özen göstermenizi bekliyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.
Saygılarımızla,
Dr. Ali ÇERKEZOĞLU
Genel Sekreter
Yönetim Kurulu Adına
15.11.2012 / 104350
BASIN KONSEYİ BAŞKANI
SAYIN ORHAN BİRGİT
Sayın Orhan BİRGİT,
Bilindiği üzere sağlık alanında hizmet alma ve hizmet verme biçimi olarak 2003 yılından bu yana kamu ve özel sağlık sektöründe köklü değişikliklerden geçiyoruz. Sağlıkta Dönüşüm adı altında uygulanan bu değişikliklerden ülke olarak bir bölümümüz memnuniyet algısı yansıtmakla birlikte bir bölümümüz de şikâyetçi.
Ancak bir gerçek var ki, bu dönüşüm sürecinde aynı tarafta yer alması gereken hastalar ve hekimler karşı karşıya getirilmiş ve sağlık hizmeti sunulan alanlarda yaşanan şiddet bir afet halini almıştır. Yaşanan bu şiddet ortamından sevgili genç meslektaşımız Dr. Ersin Arslan da nasibini almış ve bir hasta yakını tarafından öldürülmüştür. Günlük yaşamın bir parçası haline getirilen darp, hakaret ve tehditleri ise burada yazmaya gerek görmüyoruz.
Böylesine hassas bir dönemden geçilirken Vatan Gazetesi yazarı Sayın Reha Muhtar’ın, 09.11.2012 tarihli “Ameliyatımı Yanlış Yapan Doktor Maceraları” ve 11.11.2012 tarihli “Semra Hanım’dan Mektup Var” başlıklı köşe yazılarının ilgili hekimin kişilik haklarını yok saydığını, hekimleri hedef haline getirdiğini, hekimlere ve hekimlik ortamına karşı güvensizlik duygusu aşıladığını üzülerek görmüş bulunuyoruz.
Sayın Reha Muhtar hiçbir tıbbi görüşten yararlanmadan -en azından yazısından öyle anlıyoruz- sadece kendi kanaatiyle vardığı “hatalı tedavi” yargısı sonucunda ilgili hekimi deşifre etmiş ve yine aynı hekim üzerinden tartışma yaratmıştır. Ayrıca başta yazılarda adı geçen hekim olmak üzere hastanın tedavi tercihleri sorgulanmış ve kişisel kanaatlere fütursuzca devam edilmiştir.
Her yurttaşımızın "hatalı tıbbi uygulamaya" maruz kaldığını düşünmesi durumunda yargıya ve meslek kuruluşuna şikayet etme hakkı olduğu gibi, "gerçekten" tıbbi yanlış uygulama yaptığı kanıtlanmış hekimlerin de ceza, tazminat ve mesleki yaptırımlara tabi kılınması söz konusu olabilir ve olmalıdır. Ancak, hiç kimsenin (Sayın Reha Muhtar dahil) bir hekimi kendi kanaatleri üzerinden yargısız infaza uğratma hakkı bulunmamaktadır. Bu konu özelinde meslek odamıza herhangi bir başvuru yapılmamış olduğu da kamuoyunca bilinmelidir.
Toplumsal bellek oluşturmakta önemli rol oynayan medya mensuplarının kişisel deneyim ve kanaatleriyle yazılan kimi makaleler ve yapılan haberlerin hekimlik mesleğini itibarsızlaştırdığını ve hatta hekimleri hedef tahtası haline getirdiğini bu üzücü vesileyle bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Yine bu çerçevede, Sayın Reha Muhtar hakkında basın meslek ilkeleri doğrultusunda gerekli işlemlerin yapılmasını rica ediyor, hekimler hakkında olumsuz ve güven zedeleyici dil kullanılmaması konusunda genel bir duyarlılık geliştirilmesi için destek ve işbirliğinizi bekliyoruz.
Saygılarımızla,
Dr. Ali ÇERKEZOĞLU
Genel Sekreter
Yönetim Kurulu Adına