İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin geçtiğimiz gün yaptığı yazılı açıklamada Nisan ayı içerisinde en az 87 işçinin hayatını kaybettiğini bildirdi.  Yapılan açıklamada ölümlerin en çok inşaat, maden ve enerji sektöründe yaşandığı ve 6 Nisan’da hayatını kaybeden 2 tersane işçisiyle birlikte Tuzla tersaneler bölgesinde tespit edilebilen iş cinayetlerinin 149’a çıktığı belirtildi.

Açıklamada ayrıca, “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi ve tüm bileşenleri olarak bir yılı aşkın bir süredir iş cinayetlerine karşı mücadeleyi her alanda yükseltme gayreti içindeyiz. Bu noktada dünyanın birçok ülkesinde kabul edilen ‘28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölen ve Yaralananları Anma/Yas Günü’ için Petrol-İş Sendikası’nın Genel Merkezi’nde bir etkinlik gerçekleştirdik. İş cinayetlerinde yakınlarını yitiren Davutpaşa, Ostim/İvedik, Tuzla, Van Bayram Otel, BEDAŞ, Tekstil, Ev İşçileri, Hatice Yurttaş, Zonguldak Madencileri Aileleri ve meslek hastalığına karşı mücadele eden Ostim Galveniz İşçileri’nin seslerini duyurduğu anma etkinliğinde bir dizi kararlarda alındı” denildi. Alınan kararlar şöyle:

1-    28 Nisan günü ülkemizde de “İş Cinayetlerin Ölen ve Yaralananları Anma/Yas Günü” olarak resmen kabul edilmelidir. Yas ve Adalet Günü talebimizi her mecrada öne süreceğiz.

2-    İşçi aileleri olarak acılarımız ortaktır. Her iş cinayetinde acımızı yeniden yaşıyoruz, bu yüzden çözümü de ortaklaştırmalıyız. 28 Nisan’ın anlamına uygun olarak “Ölenler için yas tut, kalanlar için mücadele et” vurgusuyla talep edilen adalet, ortak mücadeleye hepimizi çağırmaktadır.

3-    İş cinayetlerinde yitirdiğimiz işçilerin ailelerine başsağlığı bile dilemeyen patronların tehditkâr, suçlayıcı ve duyarsız tavırlarının yanı sıra ceza almadan tazminat ödeyerek hukuki süreçten çıkmaları insan canının muhasebeleştiren bu sistemi perçinleştirmekte ve yeni iş cinayetlerine meydan vermektedir. Cezasız kalan her iş cinayeti yeni iş cinayetlerine ortam hazırlamak demektir.

4-    Hukuk yolunu hem devlet hem de sermaye tıkamaktadır. Taraflı bilirkişi raporları, kan parası verme gibi yollarla adaletin tecelli etmesinin önüne geçilmektedir. Sorumlularınsa hukuk mücadelesinin sonucunda ceza alması ancak kamuoyu baskısı ve sokak mücadelesinin yükselmesi ile sağlanabilir.