Yargı; Eğiticilerin Nasıl Tespit Edildiğinin Açıklanmamasını Hukuka Aykırı Buldu.


  • Temmuz 21, 2011
  • 3305

 

YARGI;

EĞİTİCİLERİN NASIL TESPİT EDİLDİĞİNİN AÇIKLANMAMASINI

HUKUKA AYKIRI BULDU.

 

Hatırlanacağı üzere, İstanbul’da aile hekimliğine geçiş sürecinde, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Aile Hekimliği 1. Aşama Uyum Eğitimleri yapılmış, bu süreçte;

 

·         Aile hekimliği eğiticilerinin objektif ve mesleki ölçütlerle belirlenmediği,

·         Eğiticilerin belirlenmelerine ilişkin hiçbir ilan veya duyuru yapılmadığı,

·         Başvuru alınmadığı,

·         Buna karşılık eğitici olarak görevlendirilen kimselere hizmet puanları verildiği,

·         Bu puanlar ile eğiticilerin meslekte çok daha kıdemli hekimlerin önüne geçecekleri ve yerleştirmelerde haksız olarak daha avantajlı hale gelecekleri

 

hekimler tarafından sıklıkla dile getirilmişti.

 

Bu nedenle, Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne başvurulup özetle;

 

“…aile hekimliğine geçiş sürecinde düzenlenen eğitimlerde görev yapmak üzere görevlendirilen eğiticilerin;

 

·         hangi bilimsel ve mesleki ölçütlere göre görevlendirildiği,

·         eğiticilerin kim tarafından belirlendiği,

·         eğiticileri belirlerken dikkat edilen ilkelerin neler olduğu,

·         şimdiye kadar eğitici olmak için kaç kişi tarafından başvurulduğu ve kaçının kabul edildiği,

·         ülke genelindeki toplam eğitici sayısı

 

sorulmuş ve ilgili bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenmişti.

 

Ancak Sağlık Bakanlığınca, yasal süre içerisinde, herhangi bir cevap verilmedi.

 

Oysa daha önce de pek çok yargı kararına konu olduğu gibi; 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu gereğince; hekimliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak ve meslek mensuplarının hak ve yararlarını korumak amacıyla kurulan meslek odasına, Kanun’dan doğan hak ve yetkilerini kullanabilmesi için, bu bilgi ve belgelerin verilmesi gerekiyor.

 

Bakanlık ve/veya Müdürlük ise neredeyse her seferinde, benzer bir tutum sergileyerek, konunun yargıya taşınmasına neden oluyor.

 

Nitekim öncekiler gibi bu davada da, Ankara 10. İdare Mahkemesi tarafından, istenilen bilgi ve belgelerin meslek odasına verilmemesi hukuka aykırı bulundu ve Sağlık Bakanlığı’nın işlemi iptal edildi.13.07.2011

 

İstanbul Tabip Odası

Hukuk Bürosu

 

 


 

ANKARA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ;

eş durumu nedeniyle atanma talebini, “stratejik personel” gerekçesiyle reddeden işlemin

HUKUKA AYKIRI OLDUĞUNA KARAR VERDİ.

 

Bilindiği gibi “eş durumu” atama-ma-ları uzun süredir can yakıcı bir hale dönüştü. Öyle ki eşi devlet memuru olanlar yönünden bile sıkıntı yaşanmakta, eşi özel sektörde çalışanların (eski adıyla Bağ-Kur, SSK ve özel sandıklara bağlı çalışanların) başvuruları ise her halukarda red edilmektedir. Bakanlığın artık “standartlaşmış” red gerekçesi ise başvurucu hekimin stratejik personel yani istihdamında zorluk çekilen personel olmasıdır.[1]

 

Anlaşılacağı üzere aynı branşta uzman olan iki hekimden; eşi kamu çalışanı olan “eş durumu” atamasından yararlandığı halde, eşi kamu çalışanı olmayan “istihdamında güçlük çekildiği” gerekçesiyle, eş durumu atamasından yararlanmamaktadır.

 

Ancak bu eşitsiz ve ayrımcı durum; sadece eşi özel sektörde çalışanlarla da sınırlı kalmamış, giderek eşi Devlet Memurları Kanunu’nun 4. maddesinin (B) bendine göre çalışanları da kapsar hale gelmiştir. Son olarak başvurucu hekimin eşinin Tıp Fakültesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4. maddesinin (B) bendi uyarınca, sözleşmeli uzman hekim olarak çalışması, eş durumu ataması için “yeterli” kabul edilmemiş ve talep red edilmiştir.

 

Bu nedenle tarafımızdan açılan dava sonucunda Ankara Bölge İdare Mahkemesi 26.05.2011 günlü kararı ile;

 

“ İncelenen dosyada davacının eşinin …Tıp Fakültesinde 657 sayılı Yasanın 4/B maddesi uyarınca çalıştığı anlaşılmakta olup, ilgilinin yürütmekte olduğu görevin ve istihdam şeklinin yukarıda anılan Yönetmelik ve Yönerge hükümleri kapsamında olduğu, davacının eş durumu mazereti nedeniyle kuraya tabi tutulmasına engel teşkil etmediği açıktır.

 

Davalı idarenin, davacının “stratejik personel” olduğundan bahisle eş durumu mazeretine binaen atama talebinin uygun bulunmadığını ileri sürdüğü görülmekte ise de, davalı idarece ibraz olunan 33. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Kurasına Uzman Tabip Sağlık Mazereti değerlendirme sonuçlarının incelenmesinden, davacı ile aynı ihtisas alanına mensup olan talep sahiplerinden 11nin mazeret kurası taleplerinin kabul edildiği ve talebi kabul edilen diğer ihtisas alanlarına mensup doktorların da bu sayıya dahil olmadığı tespit edilmiş olup; bu durumda davalı idarenin tanımlamasına göre tümü stratejik personel olan bu uzman doktorların talepleri kabul edilirken davacı talebinin kabul edilmemesinin hukuken geçerli bir nedeninin bulunmadığı açıktır.

Belirtilen durum karşısında yukarıda anılan mevzuat hükümleri uyarınca aile birlikteliğini sağlamakla yükümlü olan davalı idare tarafından davacının eşinin görev yaptığı Kurumun ve eşinin çalışma şartları değerlendirilerek eş durumu mazeret kurasına tabi tutulması gerekirken aksi yönde tesis olunan dava konusu işlemde hukuki isabet görülmemiştir

 

gerekçesiyle, dava konusu işlemin dava sonuna kadar yürütmesinin durdurulmasına” karar vermiştir.

 

Görüldüğü üzere Mahkeme; hem Üniversitelerde 4/B kadrosunda istihdam edilenler yönünden farklı işlem tesis edilemeyeceğini (bu konumdakilerin de Yönetmelik kapsamında olduğunu), hem de Bakanlık tarafından tümü stratejik personel olarak tanımlanan hekimler yönünden, aynı kurada bir kısmının mazereti kabul edilirken, bir kısmının kabul edilmemesinin haklı ve hukuki bir dayanağının bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır. 14.07.2011

 

İstanbul Tabip Odası

Hukuk Bürosu

 

 

Karar için tıklayınız



[1] Atama Nakil Yönetmeliği’nin 4. Maddesinin (m) bendinde “Bakanlık tarafından istihdamında güçlük çekilen uzman tabip ve tabip unvanlarındaki personel” olarak tanımlanmıştır.

 

 

 

 

 

 


Bu HABERİ Paylaş!