Aile Hekimliği Bilgilendirme


  • Kasım 01, 2010
  • 3366

 Değerli Meslektaşımız,

1 Kasım 2010 tarihinde başlayacağı ilan edilen Aile Hekimliği Uygulaması hazırlıkları tamamlanamadığından, hekimlerin hafta sonu tatilinde çağrılması, zaman kısıtlılığı da gerekçe gösterilerek bazı işlemlerin acele ile bitirilmesi gündeme gelmiştir. Bu işlemler sırasında yasal ve mesleki sorumluluklar açısından bazı noktalara dikkat çekilmesi ihtiyacı doğmuştur.

• Her türlü malzeme ve demirbaşın, tutanak ile teslim edilmesi gerekmektedir. Tutanak hazırlanırken, malzemelerin tutanakta liste halinde, tek tek ve açık olarak belirtilmesi, ayrıca “malzemelerin hasarsız, tam ve eksiksiz olarak teslim edildiği” ibaresinin yer alması ve devreden ile devralan tarafından imzalanması gerekmektedir. Taraflarca imzalanmış tutanağın bir örneğinin saklanması, daha sonra ortaya çıkabilecek olumsuzların önüne geçebilmek açısından önemli olacaktır.

• Her türlü talimatın yazılı olarak yapılmasının istenmesi, sözlü talimatlara itibar edilmemesi gerekmektedir.

• “Sarf malzemelerinin sıfırlanması” yönündeki taleplerin mutlaka yazılı olarak yapılmasının istenmesi, aksi halde “kamu malına zarar vermek” nedeniyle, hem disiplin hukuku bakımından, hem de Türk Ceza Kanunu açısından hukuki sorumluluk doğabileceği unutulmamalıdır.

• 1 Kasım 2010 tarihi itibariyle, “geçici görevlendirme”lerin gündeme geleceği bilinmektedir. Görevlendirmeyle karşı karşıya kalındığı durumda;

Görevlendirmelerin yazılı olarak yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Sözlü olarak görevlendirme yapılmaya çalışıldığı durumlarda, görev emrinin yazılı olarak istenmesi ve bu konuda ısrarcı olunması gerekmektedir.

Görevlendirme yazılarında; görev yeri, görevlendirmenin gerekçesi, görevin niteliği ve görev süresinin belirtilmesi gerekmektedir. Memura, gideceği yerin, yapacağı görevin, görev süresinin, görevlendirmenin hukuki dayanağının bildirilmemesi, hiçbir hazırlık yapmasına imkan vermeyen çok kısa bir sürede gitmesinin emredilmesi, başta Anayasa’da ifadesini bulan en temel insan haklarına aykırı olduğu gibi, yargı kararlarına da aykırıdır.

Öte yandan, her durumda idare tarafından yapılan işlem kamu yararına, hizmet gereklerine ve amaca uygun olmalıdır. İdare tarafından yapılan görevlendirme işleminin, hukuka aykırı olması ve/ veya kişisel koşulların bu görev için uygun olmaması nedeniyle, tebliğden itibaren 60 gün içinde dava açmak mümkün olduğu gibi, bu görevlendirmeler nedeniyle varsa uğranılan zararların tazminat davası açılarak talep edilmesi de mümkündür. 

Ancak görevlendirme işleminin yargıya taşınabilmesi ve herhangi bir hak kaybının yaşanmaması için görevlendirme yazılarının “muvafakatım yoktur, kanuni haklarım saklıdır” ibaresi yazılmak suretiyle tebellüğ edilmesi ve bu şerhli yazının bir örneğinin de istenmesi gerekmektedir.

Önemle belirtmek gerekir ki, görevlendirme işleminin yargıya taşınması, görevin yapılması gereğini ortadan kaldırmamaktadır. Görev kararı mahkeme tarafından iptal edilmediği veya yürütmeyi durdurma kararı verilmediği sürece yerine getirilmelidir

657 sayılı yasanın 94. maddesi gereğince, memur izinsiz veya kurumlarınca kabul edilen özrü olmaksızın görevi terk eder ve bu terk kesintisiz 10 gün devam ederse, ayrıca memurun yazılı bir başvurusu aranmaksızın memuriyetten çekilme isteğinde bulunmuş; Yasanın ifadesiyle “memuriyetten çekilmiş sayılır”. Çekilmiş sayılanlar ise bir yıl geçmeden devlet memurluğuna alınmazlar. Kısaca 657 sayılı yasada bu hal, devlet memurluğunun sona ermesi nedenlerinden biri olarak kabul edilmekte ve yaptırım olarak da bir yıl geçmeden devlet memurluğuna alınmayacağı hükmü getirilmiş bulunmaktadır. 

• Aile hekimliğinden istifa edecek hekimlerin, sözleşmeler 1 Kasım 2010 tarihinde yürürlüğe girdiği için, bundan sonra 2 ay önceden bildirerek sözleşmeyi feshetmesi uygun olacaktır. Çünkü Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ve Sözleşme Şartları Hakkında Yönetmelik’in 15. maddesinde ”iki ay önceden bildirmek kaydıyla sözleşmenin sona erdirilmesi talep edebilirler. Bu süreyi doldurmadan görev yerini terk eden personel, bir yıl süreyle aile hekimi veya aile sağlığı elemanı olamaz.” düzenlemesi yer almaktadır. İmzalanan Aile Hekimliği Hizmet Sözleşmesi’nin 6. maddesinde de paralel bir düzenleme yer almaktadır.

Feshin yazılı yapılması, ispat açısından önemli ve gereklidir. Hukuk Büromuz tarafından hazırlanan dilekçe örneği ekte yer almaktadır. (Ek-1) Dilekçeden iki nüsha hazırlanması ve bir örneğine, “tarih ve kaşe”li olarak “alındı” alınması veya evrak kayıttan geçirilmesi gerekmektedir. 

• Adli nöbet, ölü muayene ve defin ruhsatı hizmetlerinin nasıl verileceği hususu, hukuk büromuzun 22.10.2010 tarihli değerlendirme yazısında ayrıntılı olarak yer almıştır. (Ek-2)

Değerlendirme yazısından da görüleceği gibi; ilgili mevzuat, adli nöbet, ölü muayene ve defin ruhsatı hizmetlerinde görev paylaşımını, tereddütsüz ve açık olarak düzenlememektedir.

İl Sağlık Müdürlüğü’nün 12.10.2010 tarihli “Ölü Defin Ruhsatı” konulu yazısında;
 
"1 Kasım 2010 tarihi itibariyle, kamu adına verilen bu önemli hizmetin; mesai saatleri içinde birden fazla belediye tabibi bulunan yerlerde belediye tabibi tarafından, belediye tabibinin olmadığı veya bir belediye tabibinin olduğu yerlerde, belediye tabibi ile Toplum Sağlığı Merkezi hekimleri tarafından; mesai saatleri dışında, tek belediye tabibinin bulunduğu ilçelerde belediye tabibi ile Toplum Sağlığı Merkezi ve Aile Sağlığı Merkezi hekimlerinin içinde bulunacağı şekilde dönüşümlü olarak düzenlenen “Defin Ruhsatı İcap Nöbet Listesi”nin, ilgili ilçe TSM’leri tarafından oluşturulması, akabinde ilgili ilçe belediye başkanlıklarına bildirilerek defin ruhsatı verilmesi işleminin o ilçe içinde bulunan hekimlerce yürütülmesi uygun görülmüştür.” denilmektedir.
 
Aksi bir uygulama yapılması halinde ve/veya nöbet listelerinin hakkaniyete uygun olarak düzenlenmediği durumlarda, çözüm geliştirebilmek için konunun Odamıza iletilmesi gerekmektedir.
 

-Dilekçe örneği için tıklayınız (Ek-1)

- Değerlendirme yazısı için tıklayınız (Ek-2)


Bu HABERİ Paylaş!