Aile Hekimliği Sürecinde Güncel Durum


  • Ekim 01, 2010
  • 4351

Değerli Meslektaşımız,
Görevdeki AKP Hükümetinin kararlılıkla uygulamaya geçirdiği Sağlıkta Dönüşüm/ Özelleştirme Programının, Birinci Basmak sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine karşılık gelen Aile Hekimliği uygulamasının İstanbul ayağı, 15-18 Temmuz 2010 tarihlerinde yapılan seçme ve yerleştirmelerle yeni bir aşama kaydetmiştir. Yerleştirmelerin ikinci gününde aile hekimliği uygulaması gerekçe gösterilerek Şişli Devlet Hastanesi kapatılmış; her bir katı bir Aile Sağlığı Merkezine tahsis edilmiştir. Konu hukuk büromuz tarafından yargıya taşınmıştır.
(Konuyla ilgili yazı için tıklayınız)
 
Seçme ve yerleştirme süreci, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu ve Pratisyen Hekimlik Komisyonu üyeleri tarafından izlenmiştir. İl Sağlık Müdürlüğü tarafından belirlenen 3645 Aile Sağlığı Birimi’ne  3040 hekim başvuruda bulunmuştur. Seçme ve yerleştirmelerin ilk günlerinde daha merkezi yerler ve Aile Sağlığı Merkezine dönüştürülen Sağlık Ocaklarının bulunduğu birimler tercih edilmiş; son gün ise daha çevrede olan ve çalışılacak birimin bulunmadığı sanal yerler seçilmiştir. Yerleştirmelerin ilk gününde aile hekimi olmak üzere başvuruları kabul edilen kamu personeli uzman tabipler, Sağlık Bakanlığı’nın onay vermediği gerekçesiyle geri çevrilmişlerdir. Yerleştirmelerde 149 aile hekimliği uzmanı yerleştirilmiş, 270 kişi pas geçerek, 28 kişi de seçme haklarından feragat ederek yerleştirmelere katılmamıştır. Boş kalan 903 Aile Sağlığı Biriminin bulunduğu yerler  Arnavutköy, Bağcılar, Esenler, Esenyurt, Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece, Sultangazi Sultanbeyli, Ümraniye gibi ilçelerimiz olmuştur.
 
İkinci bir yerleştirme 07 Temmuz 2010 günü askerden ve doğum izni gibi izinlerden dönen meslektaşlarımızın yerleştirilmesiyle gerçekleştirilmiştir. Bu yerleştirmelerde ikisi aile hekimliği uzmanı olmak üzere 26 meslektaşımız yerleştirilmiştir. Boş kalan 877 pozisyon 13 Eylül 2010 tarihine kadar kamu görevlisi olmayan uzman tabip ve tabiplerin başvurusuna açılmıştır. Hizmet puanlarının hesaplanmasının ardından yerleştirmelerin yapılacağı duyurulmuş; bu tarihe kadar yeterli başvuru olmadığından süre uzatılmıştır. 27 Eylül 2010’da yapılan yerleştirmelere, 36 uzman hekim, 36 Aile hekimliği uzmanı olmak üzere 381 kişi başvurmuş; 308 kişi yerleştirilmiştir. Boş kalan pozisyonlar 01 Ekim 2010 tarihine kadar 3. defa kamu kurumlarında çalışan hekim başvurusuna açılmıştır.

Anayasa Mahkemesi’nin Tam Gün Yasası kararı ve ardından Sağlık Bakanlığı’nın dayatmasına karşı Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararından sonra, kamuda çalışan hekimlerin mesai saatleri dışında ek görev yapmaya devam edebilmeleri ile, yerleştirmelere katılan bazı meslektaşlarımızın Aile Hekimi olmaktan vazgeçmeleri gündeme gelmiştir. Bu meslektaşlarımızın, uygulamanın başlayacağı 1 Kasım 2010 tarihinden önce sözleşmeden vazgeçmek istedikleri taktirde verecekleri dilekçe örneği hukuk büromuz tarafından hazırlanmış, web sitemiz üzerinden sizlerin bilgisine sunulmuştur. (Konuyla ilgili yazı için tıklayınız)Yine benzeri bir biçimde kamudan emekli olmadan ayrılan hekimlerin emekli ikramiyesi almalarına ilişkin bilgilendirme yazısı web sitemize konmuş ve konu ile ilgili dava açılmıştır.
(Konuyla ilgili yazı için tıklayınız)

Gerek Aile Hekimi olmayı seçen, gerekse Toplum Sağlığı Merkezi’nde veya çalıştığı kurumda kalmayı seçen meslektaşlarımızı zorlu bir sürecin beklediği ortadadır. Sağlık Müdürlüğü, bugün 900 Aile Sağlığı Merkezi belirlerken, yirmibeş yılı aşan Sağlık Ocağı uygulaması süresince ancak 560 Sağlık Ocağı açabilmiştir. Bunların da önemli bir kısmı kiralama, yerel yönetim katkısı, vatandaş bağışı yolu ile sağlanmıştır. Kendilerinin bu kadar yılda tamamlayamadığı, İstanbul'un gereksinimi olan sağlık ocağı sayısını, Aile Hekimi olmayı seçen hekimler üzerinden, Aile Sağlığı Merkezi adı altında birkaç ay içinde tamamlama yolunu seçmiştir.  Aile Sağlığı Merkezlerinin bir kısmının binası yoktur ki bu yaklaşık 1000 Aile Sağlığı Birimine denk düşmektedir. İl Sağlık Müdürlüğü bu birimlerde çalışacak hekimlerden, belirlenen kriterlere uygun yerler bulmalarını ve kiralamalarını istemektedir. Bu birimleri seçen meslektaşlarımızın mağduriyet yaşayacağı aşikardır. Acil servis ve 112 acillerde çalışan hekimlerin Aile Sağlığı Merkezlerine yerleştirilmeleri ile bu birimlerde sağlık hizmetlerinin aksaması kaçınılmaz olacaktır. Aile Sağlığı Elemanı olacak hemşire, ebe ve sağlık memurları için de başvurular başlamıştır. Aile sağlığı elemanı birlikte çalışacağı aile hekimini seçmişse O’nun onayının yer aldığı bir başvuru formu doldurmaktadır.

26 Ağustos 2010 tarih ve 27684 sayılı resmi gazetede yayınlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği ile aile hekimlerinin, aile hekimliği hizmetlerinin verilmesiyle ilgili olarak yapılan ödemelerden  (çalıştırılan personele yapılan ödemeler, mal, hizmet ve kira ödemeleri) tevkifat yapmaları yani vergi ödemeleri uygun bulunmuştur. Birden çok sayıda aile hekiminin çalıştığı Aile Sağlığı Merkezlerinde bu sorumluluk yönetici konumundaki aile hekimine verilmiştir. 21 Temmuz 2010 tarih ve 27648 sayılı resmi gazetede yayınlanan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına dair tebliğde sözleşmeli aile hekimlerinin primlerinin tamamının kendileri tarafından ödeneceği dile getirilmiştir. Kamu ve özel tüm kurumlarda çalışan hekimlerin primlerinin yarısının kurum tarafından ödenmesine ilişkin düzenlemeye rağmen aile hekimleri için benzer bir düzenleme uygun görülmemiştir. Bununla birlikte Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından dile getirilen görüşte Toplum Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekimlerin mesleklerini fiilen icra etmediklerinden zorunlu mesleki sorumluluk sigortası yaptırmasına gerek olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Bu durum aile hekimliği uygulamalarının Bakanlık nezdinde nasıl algılandığının iyi bir göstergesidir. Toplum Sağlığı merkezlerinin görev ve sorumluluklarını maddeler halinde sıralayan, bu birimlerde uygulanacak performans kriterlerini belirleyen Bakanlık, bu uygulamaları yapan hekimlerin mesleklerini “fiilen” yapmadıklarını düşünmekte; koruyucu hizmetleri sağlık hizmetlerinden saymamaktadır. 21 Eylül 2010 tarihinde yapılan yönerge değişikliği ile birden fazla Toplum Sağlığı Merkezi kurulmuş olan ilçelerde, müdürlükçe uygun görülecek olanın dışındaki Toplum Sağlığı Merkezlerinin bir ay içerisinde kapatılacağı duyurulmuştur.
İstanbul Tabip Odası tarafından, İstanbul’da başlatılacak aile hekimliği uygulamasına ilişkin basın açıklaması yapılmış çeşitli basın yayın organlarına demeçler verilmiştir. Aile Hekimliği Yönetmeliğinin getirdiği düzenlemeler soru-cevap biçiminde düzenlenerek web sitemizde bilgilerinize sunulmuştur. Odamızda meslektaşlarımızın katılımıyla gerçekleştirilen Aile Hekimliği gündemli toplantılar düzenlenmiştir. İstanbul’da bulunan Tıp Fakültelerinin Halk Sağlığı AD, Hasta Yakınları Derneği, Pratisyen Hekimlik Derneği- Komisyonu-Enstitüsü ve TAHUD katılımı ile Aile Hekimliği İzleme Komitesi oluşturulmuştur. 10 Temmuz 2010 tarihinde bir panel/ forum düzenlenmiş, aile hekimliği uygulamasının toplum sağlığı ve sağlık çalışanlarına getireceği kayıplar meslektaşlarımız, diğer sağlık çalışanları ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. İl Sağlık Müdürlüğü’ne Aile Hekimliği sürecine ilişkin sorular yazılı olarak iletilmiş; (Konuyla ilgili yazı için tıklayınız) yüz yüze görüşme için randevu talep edilmiştir.
Aile hekimliği eğitimleri ve eğiticilerin tespit edilme kriterlerini sorduğumuz yazıya cevap verilmemiş, konu yargıya taşınmıştır. Seçme ve yerleştirme sıralamasına esas oluşturan hizmet puanlarının hesaplanması ile, bazı hekimlere hizmet puanı verilmesinin  yarattığı eşitsizlikler yargıya taşınmıştır. (Konuyla ilgili yazı için tıklayınız) Binası olmayan Aile Sağlığı Birimlerinin yaratacağı mağduriyetler, zorunlu mesleki sorumluluk sigortası primlerinin tümünün aile hekimi tarafından ödenmesi zorunluluğu ( Konuyla ilgili yazı için tıklayınız ) da yargıya taşınacak konulardır. Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ve Sözleşme Şartları Hakkında Yönetmelik ile Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği’ne ilişkin Türk Tabipleri Birliği tarafından Danıştay'a dava açılmıştır. 
İstanbul Tabip Odası olarak Aile hekimliği uygulamaları süresince tüm meslektaşlarımızın her türlü sorununda gerek hukuki gerekse örgütsel desteğimizi esirgemeyeceğimizin bilinmesini isteriz.

Mesleğimizin ilke ve değerlerini, meslektaşlarımızın haklarını korumak için Sağlığın Özelleştirilmesi Programının tüm aşamalarına karşı kararlılıkla mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Bu dayatmalara karşı durmayı ülkemiz insanlarının sağlık hakkı ve meslektaşlarımızın geleceği açısından bir görev olarak kabul ediyoruz. Bu görevi yerine getirirken yapacağımız eylem ve etkinlikler için siz değerli meslektaşlarımızın dilek ve görüşlerini tarafımıza iletmelerini bekliyoruz. Haklı olduğuna inandığımız bu mücadeleyi tüm meslektaşlarımızla birlikte, meslek örgütümüz çatısı altında sürdürmek bizleri daha güçlü kılacak ve başarıya ulaştıracaktır.
 
Saygılarımızla.
 
İSTANBUL TABİP ODASI YÖNETİM KURULU 


Bu HABERİ Paylaş!