8 Eylül 2009 tarihinde yaşanan sel felaketi sonrasında suç duyurusunda bulunduk.tüm şikayetlerimiz reddedildi


  • Ağustos 25, 2010
  • 5213

Meğerse Silivri Devlet Hastanesi’nin
bolluca dere yatağının yanına inşa edilmesinde ve
bu nedenle sular altında kalmasında kusur yokmuş (!)

Hatırlanacağı gibi 08.09.2009 tarihinde Silivri ve İstanbul’un pek çok bölgesinde yağan aşırı yağış sel felaketine yol açmış, can kayıplarının yanı sıra dere yataklarında bulunan pek çok binada sel baskını yaşanmıştı. Baskınlar sırasında Kamu sağlık kurum ve kuruluşları da zarar görmüş, Silivri ilçesinde özellikle Prof. Dr. Necmi Ayanoğlu Silivri Devlet Hastanesi, Selimpaşa Acil Yardım ve Travmatoloji Hastanesi, Şerife Baldöktü Sağlık Ocağı, Çatalca ilçesinde ise İlyas Çokay Devlet Hastanesi hasar görmüş, sağlık hizmeti verilemez hale gelmiş, hastalar ve kamu sağlık çalışanları ciddi mağduriyet yaşamıştı.

Yapılan araştırmalar sonucunda mal ve can kaybına neden olan bu ağır faturanın nedeninin; kamu sağlık kurum ve kuruluşlarının dere yataklarına ve/veya kenarına kurulması, dere yataklarının yanlış şekilde kapatılması ve imar planlarının mevzuata ve bilimsel gereklere aykırı yapılması olduğunu belgelerle tespit etmiştik:

1- Silivri Belediye Başkanlığı tarafından 2005 yılından itibaren Silivri’ye “dev bir hastane kurulması” için girişimlerde bulunulduğu kamuoyuna duyurulmuştu.

2- Hastanenin inşa edilebilmesi için önce Silivri Belediye Meclisi tarafından plan tadilatı onaylanmış, böylece imar planında değişiklik yapılarak devlet hastanesi plan notu düşülmüştü.

3- Belediye Meclisi’nin bu kararı, Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 14.11.2005 tarihli oturumunda kabul edilmiş ve devlet hastanesi yapımı 2006 yılı yatırım programına alınmıştı.

4- Dönemin Belediye Başkanı Hüseyin Turan tarafından, ihale hazırlık sürecinin tamamlandığı ve hastanenin projesinin bizzat kendisi tarafından çizildiği kamuoyuna açıklanmıştı.

5- Silivri Belediye Meclisi tarafından bu kez ilave bina yapılması ve otopark ihtiyacından hareketle imar planında resmi kurum alanı olarak görülen 1 nolu parselin de bu alana katılmasına karar verilerek imar planı tadilatı yapılmıştı.

6- Değişiklik teklifi, Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından uygun görülmüştü. Meclis kararının “İlgili Kurum Görüşleri” başlıklı bölümünde Zemin ve Deprem İnceleme Müdürlüğü’nün 28.03.2006 tarih, 12734-70-070:10 Gn:14651/407 sayılı yazısında;

“Söz konusu alan, “ÖA3 (Önemli Alanlar-3)” lejantlı sınırlar içerisinde kalmaktadır. özellikle dere vadileri ile ilgili olarak taşkın riski, taşkın sınırı ve dere ıslahları gibi konularda mutlak surette DSİ’den görüş alınması ve önerilecek yaklaşım sınırlarına uyulması, mutlak surette sıvılaşmaya yönelik analizlerin yapılması gerektiği…”

yer almıştı. Oysa bu yönde herhangi bir etüt veya analiz yapılmamış ve taşkın riski, taşkın sınırı ve dere ıslahları gibi konularda DSİ’den görüş alınmadan plan tadilatı teklifi aynen kabul edilmişti.

7- Böylece, Devlet Su İşleri’nin görüşü alınmaksızın 06.07.2007 tarihinde Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından temeli atılan yeni hastane binası, İstanbul İl Özel İdaresi tarafından Bolluca deresi yatağının kenarında inşa ettirilmiş ve hastane 29 Mart yerel seçimlerinden hemen önce 14 Mart 2009 günü hizmete açılmıştı.

8- Anlaşılacağı üzere yapım öncesinde DSİ’nin görüşüne başvurulmadığı gibi, yapımı sırasında da taşkın ve sellere ilişkin hiçbir etüt ve analiz yapılmamış, dere yatağı ıslah edilmemiş ve Hastane dere yatağının kenarına inşa edilmişti.

Sonuç olarak da 08.09.2009 tarihinde meydana gelen yoğun yağış, hastanenin kenarına inşa edildiği Bolluca deresinin taşmasına yol açmış, hastane bodrum katı tamamen sel sularıyla dolmuş, elektrik trafosu, laboratuar birimi, radyoloji, ilaç ve tıbbi malzeme birimi, arşiv, ayniyat ve araç-gereç içeren depo birimi, mutfak ve gıda deposu, morg, mahkum koğuşu, çamaşırhane, ısıtma sistemi ve su deposu sular altında kalmış; malzemelerin büyük bir kısmı, ilaç-gıda gibi sudan etkilenen stoklar tamamen kullanılamaz hale gelmişti.

9- Bu nedenle, hukuka ve bilimsel ilkelere aykırı şekilde dere yatağının kenarına inşa edilen hastanenin sel baskınına uğramasında ve hastalar ile sağlık çalışanlarının mağdur olmasında açık ihmalleri bulunan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, dönemin İstanbul İl Özel İdaresi Başkan ve üyeleri ile dönemin Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan hakkında Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Korunma Kanunu’na muhalefet ile görevi kötüye kullanma suçlarından şikayetçi olmuştuk.

Şikayetlerimizin tamamı “kovuşturmaya yer olmadığı” kararları ile sonlandı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ yönünden bu karar sonrasında yaptığımız itiraz da reddedildi. Şikayetçi olduğumuz diğer yetkililer hakkında ise İçişleri Bakanlığı tarafından “şüphelilere izafe edilebilecek kişisel kusurun bulunmadığı” gerekçesiyle soruşturma izni verilmedi. Bu karara itiraz aşamasındayız. Ancak sonucun ne olacağını tahmin etmek hiç zor değil.

Merak etmemek mümkün değil. Mevzuatın açık düzenlemesine rağmen DSİ’nin görüşüne başvurmadan, taşkın ve sellere ilişkin hiçbir etüt ve analiz yapılmadan, dere yatağı ıslah edilmeden; seçimden hemen önce açılış yapmak için Hastane inşa etmek; normal, sıradan, kabul edilebilir bir durum mudur, hukuka uygun bir tutum mudur?
18.08.2010
Hukuk Bürosu

Suç duyurusu dilekçesi için tıklayınız
Sağlık Bakanı hakkında verilen karar için tıklayınız
İtiraz dilekçesi için tıklayınız
Şikayet edilen diğer yetkililer hakkında verilen karar için tıklayınız


Bu HABERİ Paylaş!