İSTANBUL SEL FELAKETİ HIZLI SAĞLIK DURUM DEĞERLENDİRMESİ RAPORU 10 EYLÜL 2009


  • Ağustos 25, 2010
  • 3298

İstanbul Tabip Odası, İstanbul’da 9 Eylül 2009’da gerçekleşen sel ve kütlesel su hareketi sonucu gerçekleşen olağandışı durumun ardından felakette en çok etkilenen bölgeler olan İkitelli, Selimpaşa, Silivri ve Çatalca’da hızlı sağlık durum değerlendirmesi yapmıştır.    

Sel felaketinin ikinci gününde gerçekleştirilen ve acil evre sonrası sürecek izlem çalışmalarının ilkini temsil eden bu hızlı değerlendirme, ayrıntılı niceliksel bir değerlendirmeden çok, bölgede toplum sağlığını etkileyebilecek potansiyel riskleri değerlendirmeyi, sağlık kuruluşlarının durumunu incelemeyi, bölgede oluşturulacak sürveyans sistemine temel oluşturmayı ve temel sağlık hizmetlerine yönelik öneriler geliştirmeyi hedeflemektedir.

İkitelli;

Bu bölgede 9 Eylül sabahı erken saatlerde gerçekleşen şiddetli yağış Ayamama Deresi’nin taşmasına ve E5 karayolu da dahil olmak üzere ve işyeri, depo ve tır garajı gibi dere yatağı ve çevresinde kütlesel bir su hareketine neden olmuştur. Bu durumdan ilk etkilenenler karayolunda seyir halinde olan araç içindeki yolcular ve dere yatağında yer alan İkitelli Tır Garajı’nda bulunan kişilerdir. Su taşkını tır garajının bütünüyle tahrip olmasına, tırların sürüklenerek devrilmesine, prefabrike yapıların yıkılmasına ve ilk değerlendirmelere göre 13 kişinin ölümüne neden olmuştur.

10 Eylül günü yapılan değerlendirme sırasında tır garajında yıkıntı ve sel atıklarının kaldırılması çalışmasının sürdürüldüğü, bölgede güvenlik görevlileri, garaj sorumluları, işçiler ve basın çalışanlarının yanı sıra aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda sivilin çalışmaları izlemek için toplandığı gözlenmiştir. Tır garajı sorumlularından garaj giriş kaydının sınırlı bilgilerden oluştuğunu, araç ve sürücü bilgileri dışında taşınan malzemeye yönelik herhangi bir kayıt tutulmadığı öğrenilmiştir. Çalışma zemini çamur ve sel sularının taşıdığı materyallerle kaplıdır. İş makinelerinin çalıştığı alanlara basın çalışanlarının giriş çıkışına izin verilmektedir. Yıkıntı ve araç kaldırma çalışmalarının yanı sıra kayıp kişilere yönelik arama çalışmalarının da devam ettiği öğrenilmiştir.

Tır garajındaki çalışmalar sırasında özellikle görevli kişileri tehdit eden en önemli riskin kimyasal madde etiketleri taşıyan çok sayıda ve dağınık halde bulunan metal, plastik varil ve bidonun varlığıdır. Hafriyat kaldırma çalışması öncesi herhangi bir uzman ekip tarafından olay yerinin incelenmediği, kimyasal kontaminasyon riskine karşı varil ve bidonlardan örnek alınmadığı öğrenilmiştir. Kimyasal atıklarla çevrede bulunanlar arasında direk temas ve kontaminasyonun yanı sıra, iş makinelerinin varilleri parçalaması sonucu kimyasal maddenin çevreye saçılma tehlikesinin olduğu tespit edilmiştir.


Silivri ve Selimpaşa;         

Kent merkezi 50 bin, belde ve köylerle birlikte 112 bin olan Silivri İlçe nüfusu yaz aylarında 250 bine çıkmaktadır. Özellikle Selimpaşa ve Silivri sahil kesiminin selden etkilendiği, deniz seviyesinden yüksek yerlerden denize doğru hareket eden su kütlesinin ilçe ile karayolu arasında kalan derenin de taşmasıyla beslendiği, insanları ve binek araçları sürükleyerek denize  ulaştığı bildirilmektedir. Selimpaşa sahil şeridi ve sahil yolu yaklaşık 30 metre su altındadır. Selimpaşa’da yaklaşık 230 konutluk sahil yerleşimindeki tüm binaların alt katlarının selden etkilendiği gözlenmiştir. Denizde kayıp kişilere yönelik arama ve araçların çıkarılması çalışmaları, konutlarda da arındırma çalışmaları devam etmektedir.
Belediye yetkililerinin verilerine göre, Silivri’de 900, Selimpaşa’da 800 bina selden etkilenmiştir. Ölü ve kayıp sayıları konusunda belirsizliğin hakim olduğu kentte afet kaynaklı yaralı ve yaralanma türleri bilgisi yetersizdir. Resmi rakamlara göre iki ölü, resmi olmayan rakamlara göre 9 ölü, 3 kayıp bildirilmektedir. 

Selimpaşa İlçesi sahil şeridi yağmur suyu kanal ağızları parçalanmış ve denize akmaktadır. Sahil şeridindeki evsel sıvı ve katı atıklar için oluşturulan foseptiklerin sular altında kalan sahil şeridi nedeniyle kullanılamaz durumda olduğu tahmin edilmektedir. Selimpaşa Beldesi ve Silivri kent merkezinde temiz su şebekesinde genel olarak sorun olmadığı, ancak etkilenen bölgelerdeki su ve kanalizasyon şebekesinde hasarın tespiti için Silivri Belediyesi ile İSKİ arasında iletişim ve işbirliği kurulamadığı belirtilmektedir. Selden etkilenen evlerde bulunan su depoların temizlenmeden kullanılması olası su kirliliği için önemli bir tehdittir. Silivri Kaymakamlığı’nda kurulan Kriz Merkezi’nin yerel olanaklarla çalışmaları sürdürdüğü, iş makinesi yetersizliğinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce karşılanmadığı, bölgeden yapılan bireysel başvuruların olağan koşullardaki sistemle kayda girdiği, Büyükşehir Belediyesi ile yerel yönetimler arasında kriz yönetimi ve kriz iletişimi sürdürülmediği belirtmektedirler. Silivri Belediyesi’nde yetkililerle yapılan toplantıda belediyenin sorumluluğu içine giren çevre sağlığı çalışmalarıyla toplum sağlığını etkileyebilecek riskler paylaşılmıştır. 

Evleri oturulamayacak durumda olan ilçe ve belde sakinleri spor salonu ve okullarda barınmakta, Kızılay ve çeşitli belediyelerden gelen yardım ekiplerinin sunduğu gıda desteğinden yararlanmaktadır. Konutlarda eşya kurtarma ayıklama ve temizlik çalışmaları sakinlerin kendi olanaklarıyla sürdürülmektedir. 

Silivri kent merkezinde 150 yatak kapasiteli devlet hastanesi, 250 yatak kapasiteli ve 50 yoğun bakım yatak kapasiteli özel bir hastane bulunmaktadır. Bunun yanı sıra kent merkezinde 5, belde ve köylerle beraber toplam 15 sağlık ocağı, 1 AÇSAP, bir halk sağlığı laboratuvarı, 3 tane 112 ambulans istasyonu bulunmaktadır. Selimpaşa beldesinde 100 yataklı bir devlet hastanesi ve bir sağlık ocağı bulunmaktadır. Silivri ve Selimpaşa Devlet Hastanelerinin zemin katları tamamen selden etkilenmiş, bu katlarda bulunan laboratuar, radyoloji üniteleri, ameliyathaneler ve arşiv tahrip olmuştur. Devlet Hastaneleri yatan hastalarını taburcu etmiş veya özel hastaneye göndermiş, poliklinik hizmetlerini durdurmuştur. Her iki hastanede de hasar tespit, su tahliyesi ve arındırma çalışmaları devam etmektedir. Şerife Baldöktü sağlık ocağı sel nedeniyle hizmet verememektedir. Kentin önemli bir bölümüne elektrik ve su sağlanmaktadır. İlçe merkezi ve köylerle birlikte bölgede 120 hekim bulunmaktadır.


Çatalca;

Marmara bölgesinin Trakya alt bölgesinde yer alan Çatalca, kuzeyden Karadeniz, doğuda Gaziosmanpaşa, Büyükçekmece ilçeleri, batıda Silivri ilçesi ve Tekirdağ ili komşudur. İstanbul- Edirne karayolundan (E5) Büyükçekmece’nin batısında ayrılarak Kırklareli’ne giden karayolunun 17 km. lik kesimiyle İstanbul’ a, 3 km. lik hatla da kuzeydoğusundan geçen demiryoluna bağlıdır. İlçenin kuzey kesiminde Istranca dağlarının devamı olan ormanlarla kaplı yükseltiler yer alır. Bunların güneyinde ova ve tarım alanları yer alır. Kent Istranca dağlarının devamı olan tepelerin ova  ile birleştiği alanda kurulmuştur. İstanbul’un içme suyunun kaynaklarından en önemlileri ilçe sınırlarındaki Terkos Gölü ve Büyükçekmece baraj gölünden sağlanır. Istranca deresi başta olmak üzere Terkos gölüne su taşıyan birçok irili ufaklı dere vardır. Çatalca, İlçe merkezi 40 bin, köylerle birlikte yaklaşık 70 bin nüfusa sahip olup yaz aylarında 100 bin nüfusa ulaşmaktadır.

Çatalca’da, 1 devlet hastanesi (50 yatak), ikisi merkezde olmak üzere toplam 10 sağlık ocağı, 1 AÇSAP,1 verem savaş dispanseri bulunmaktadır. Devlet hastanesi dere yatağında çocuk esirgeme kurumu olarak yapılmış binada hizmet verirken, hastanenin poliklinik, acil, arşiv ve malzemelerinin bulunduğu alt katı sel sularından etkilenmiş ve drenaj çalışmaları nedeniyle hizmet verememektedir. Hastanenin altyapı (elektrik-su-kanalizasyon-atık toplama) sorunu bulunmamaktadır.

İlçe merkezinde selden dolayı önemli bir hasar yaşanmamıştır. Elektrik-su-kanalizasyon-çöp toplama sorunu yoktur. Ancak sel sonrası birçok köy yolu köprülerin yıkılması nedeniyle bazı köylerle bağlantı sorunu vardır. Köylerde evlerin bir kısmının selden etkilenmesi nedeniyle evlerde hasar ve büyük baş hayvanların kaybı yaşanmıştır.

Toplam 3 can kaybının yaşandığı kentte, ölenlerden bir erkeğin işine giderken arabasının içinde sel sularına kapıldığı, 60 yaşlarında bir kadın evinde sel suları altında kaldığı, Kabakça köyünde de 25 yaşlarında bir kadınının sel sularına kapılarak yaşamını yitirmiş olduğu bilgisi edinilmiştir.

Bölgede bulunan Nesin Vakfı’na yapılan ziyaret sırasında, vakıf binasının selden önemli ölçüde etkilendiği, özellikle alt katların çamurla kaplandığı, içme suyu deposu, katı ve sıvı atık kanallarının tıkandığı tespit edilmiştir. Vakfın kitaplık, arşiv ve mutfak bölümleri zarar görmüştür. Nesin Vakfı çocukları ve gönüllülerden oluşan bir ekip suların ve çamurun tahliyesi ve eşyaların temizlenmesi işini üstlenmişler. Ancak böylesi büyük felaketin yarattığı zararı azaltabilmek ve vakıf yerleşimini işlevsel hale getirebilmek maddi, teknik ve lojistik yardım gerekmektedir. 

Sel nedeniyle Sağlık Grup başkanlığı, bir çok köye muhtarlar aracılığıyla klor tabletleri dağıttığını, tüm ihtiyaçlarının karşılandığını, şehrin su ihtiyacını karşılayan deponun 1.5 ppm klor değerine çıkardıklarını, rutin sağlık sorunları dışında başvurunun olmadığı bildirmiştir. Sağlık çalışanlarının yeterli olduğu ancak hastanenin hizmet vermemesi nedeniyle halkın Büyükçekmece ilçesine gitmek zorunda kaldığı tespit edilmiştir. Hastanenin hizmete geçmesinin gecikmesi durumunda sağlık ocaklarında hastane ekibinin çalışabileceği bir acil hizmet birimi kurulması düşünülebilir.

Selden etkilenen bölgede bundan sonraki evrede sağlık ocaklarının sürdüreceği temel sağlık hizmetlerinin nüfus tabanlı ve risk gruplarına yönelik bir yaklaşımla planlanması, sürdürülebilir bir sürveyans sisteminin kurulması, yerel yönetimlerle temiz içme ve kullanma suların denetimi, evsel katı atıkların drenajı, güvenli gıda denetimi ve vektör kontrolü konularında işbirliği yapılması uygun olacaktır.


Dr. Özlem Sarıkaya
Dr. Hüseyin Demirdizen
Dr. Fethi Bozçalı
Dr. Mustafa Tamyürek


Bu HABERİ Paylaş!