VALİDEBAĞ’DA “YAĞMA VE RANT'A HAYIR” ETKİNLİĞİ


  • Ağustos 25, 2010
  • 1921

Beykoz Devlet Hastanesi’nin kapatılıp Paşabahçe Devlet Hastanesi’yle birleştirilmesinin ardından, Validebağ Devlet Hastanesi’nin de kapatılıp Üsküdar Devlet Hastanesi’yle birleştirilmesi kararı 30 Temmuz 2009 tarihinde gerçekleştirilen “Yağma ve Ranta Hayır” Kurumlarımıza Sahip Çıkıyoruz” etkinliğiyle protesto edildi.

Validebağ Devlet Hastanesi bahçesinde gerçekleştirilen etkinliğe hastane çalışanlarının yanı sıra, yöre halkı, çeşitli siyasi partiler, Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu üyeleri de destek verdiler.

Etkinliğe katılan Odamız Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Demirdizen yaptığı konuşmada; Hükümet’in hastane birleştirmeleri yoluyla İstanbul’da şehir merkezindeki kıymetli kamu arazilerinin satışına yönelik adımlar attığını, bu adımların halkın sağlık kurumlarının özelleştirilmesinin ön adımları olduğunu dile getirdi. Dr. Demirdizen, “Hükümet İstanbul’da Validebağ Korusu’ndaki Validebağ Devlet Hastanesi ile boğaz manzaralı 60 dönüm arazisi bulunan Beykoz Devlet Hastanesi’ni diğer iki hastane ile birleştirerek boşaltmak ve bu değerli kamu mallarını satmak istemektedir. ‘Birleştir-Kapat-Sat’ biçiminde özetlenebilecek bu politikanın da kamu yararına olmadığı açıktır” dedi.


VALİDEBAĞ’DA MÜCADELE DEVAM EDİYOR!HASTANEMİZİN KAPATILMASINA SESSİZ KALMAYACAĞIZ!

Validebağ Devlet Hastanesi’ne şifa bulmak için gelen hastalarımızı ve içinde bulunduğumuz bu süreçte mücadelemize duyarlılık gösteren tüm dostları, basın mensuplarını, siyasi parti temsilcilerini ve demokratik kitle örgütlerini hastanemizin tüm çalışanları adına selamlıyorum.

Bizler, hastalarımız hastaneye başvurduğunda onu ilk karşılayan bilgi işlem elemanlarıyız. Günde yüzlerce hastanın bizimle işinin hemen bitmesini beklediği asgari ücretle geçinmeye çalışan insanlarız. Bizler, hastanenin güvenliğinden ve temizliğinden sorumlu olup aynı zamanda hiçbir gelecek güvencesine sahip olmayan taşeron şirkete bağlı çalışan işçileriz. Bizler, hastalık riski altında küçücük alanlarda çalışan hastanenin görünmez emekçileri, laboratuvar çalışanlarıyız. Kimimiz kadrolu, kimimiz sözleşmeli ama çoğumuz yıllarca bu hastaneyi kendi evi gibi görmüş olan hemşireleriz. Rekabet içinde çalışmaya, çok sayıda hastaya, az zamanda bakmaya zorlanan doktorlarız. Bizler Validebağ çalışanlarıyız. Bu hastanenin çalışanları olarak, hastanemizin sorunlarını çok iyi biliyoruz. Bu hastanede hizmeti üreten insanlar olarak, bize sorulursa, çözümlerini de söyleriz.

Dostlar, yine burada on beş gün önce bir basın açıklaması yapmıştık. Hastanemizle Üsküdar Devlet Hastanesi'nin birleştirilmesinin planlandığının duyumlarını almış ve kaygılarımızı sizlerle paylaşmıştık. Hastanemiz idari kadrosu tarafından bilgilendirilmeyi talep etmiştik. O zamandan bu zamana biz sağlık çalışanlarını tatmin edecek ve kaygılarımızı giderecek bir açıklama yine de yapılmadı. Resmi olmayan kanallardan ve görüşme çabalarımız sonucu Üsküdar Devlet Hastanesi Başhekimliği'nden bizlere hastanemizde hiçbir değişikliğin yapılmayacağı söylenmiştir. Ancak aldığımız bilgiler ve sözlü vaatler bizleri rahatlatmamış, aksine kaygılarımızı daha da artırmıştır. Hastanemize ve bulunduğumuz bölgeye dönük farklı bir niyet yoksa, böyle bir birleştirmeye gerek duyulduğunu bilmek, hastalarımıza daha iyi bir sağlık hizmeti sağlanacağından emin olmak istiyoruz. Şu anda yapılanları bilmekle yetinmek değil, gelecekte yapılacakları da öğrenmek istiyoruz. Hepimiz çalışma koşullarımızın daha da kötüleşmesinden, istem dışı görevlendirmelerden, güvencesiz çalışanlarımızın işten atılmasından kaygı duymaktayız. Ayrıca bu birleştirme ile çalıştığımız hastanemizin geliştirilmesi yerine bugün ya da yarın kapatılmasından endişeliyiz.
1927 yılından bu yana Koşuyolu, Üsküdar, Kadıköy halkına hizmet veren hastanemiz ve soluklanma yeri olan Validebağ koruluğumuz yok edilmeye çalışılıyor. Kamu hastaneleri birliği yasa tasarısı ile sağlık hizmetinin piyasanın insafına terk edilmesi adım adım hayata geçirilmektedir. Bizler bu birleştirme girişimlerinin bunun bir parçası olduğunu görüyoruz. Validebağ hastanesi aynı zamanda Validebağ korusunun güvencesidir. Hastane tasfiye edildiğinde, arkasından koru da yok edilecektir. Çalışanlar olarak çabamız aynı zamanda Validebağ'ı korumak tarihini ve ismini yaşatmaktır.

Milyonlarca lira harcanarak tadilattan geçen Beykoz Devlet Hastanesi de “işlevsiz” olduğu gerekçesi ile Paşabahçe Devlet Hastanesi'ne bağlanmıştır. Validebağ ve Beykoz Devlet Hastanesi'nin uygun bir zamanda özelleştirme girişimlerinin kurbanı olacağını düşünüyoruz. Nasıl olsa parası olana bir sürü özel hastane var. Ama parası olup olmadığına bakılmaksızın herkesin sağlık hizmeti alabilmesinin olanakları da var. İstanbul’un yeni hastanelere ihtiyacı var. Para kazandırmanın değil hizmet vermenin kriter olduğu, hastaların müşteri olarak görülmediği, bilimsel bir düşünceyle hastalara yaklaşan, aynı bilimsellikle çalışanlarına çalışma ve yaşama olanağı sunan bir sağlık sistemine ihtiyacımız var.

Sağlık hizmetine yeterli bütçe ayırmayıp sağlık kurumlarını fiilen işlemez hale getirenler, biz sağlık çalışanları değiliz. Binlerce hemşire, doktor, tıbbi sekreter ve sağlık emekçisi işsizken, çalışan sayısı yetersiz olduğu için “işlevsiz” diye nitelenen hastanemizi işlevsiz hale getirenler bizler değiliz. Peki öyle ise bedelini neden biz sağlık çalışanları ödüyoruz.

Devlet sağlık hizmetine ayırdığı bütçeyi daha da küçültmeyi hedeflemektedir. Peki bunun sonucu ne olacaktır? Bunun sonucu devlete ait sağlık kuruluşları ayakta kalabilmek için faturayı emekçilere çıkaracaktır. Ücretlerimizin iyileştirildiği, iş güvencesinin sağlandığı, sağlık alanındaki her türlü özelleştirmeye son verildiği, herkesin eşit-ücretsiz-nitelikli-ulaşılabilir sağlık hizmetinden yararlandırılmasının hak olarak tanındığı, kısıtlamaların kaldırıldığı, donanım ve personel eksikliğinin giderildiği, hastanelerin ve diğer sağlık kurumlarının giderlerinin bütçeden karşılandığı bir durumda hiçbir sağlık kuruluşunun işlevsizliğinden söz edilemez. 

İşte bu nedenlerle bizler bu hastane birleştirmelerinin daha verimli ve etkin bir sağlık hizmeti verebilmek amacıyla yapılmadığını biliyoruz. Yangından mal kaçırır gibi hızlıca, bir çok arkadaşımızın izinleri durdurularak ve fazla mesaiye bırakılarak yapılmakta olan bu devir işlemlerindeki aceleye getirme çabasının nedeni de olası tepkinin önüne geçebilmek ve mücadeleyi engellemektir. Bu nedenle de İstanbul Tabip Odası ve SES olarak Beykoz Devlet Hastanesi'nin ardından bizler de gerekli hukuksal girişimleri başlatmış bulunuyoruz.

Gücümüzü birlikteliğimizden alıyoruz. Dün olduğu gibi bu gün de bizimle birlikte olan  dostlarımıza teşekkür ediyoruz.

Validebağ halkını hastane çalışanlarımızla birlikte mücadelemize destek vermeye çağırıyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Bu HABERİ Paylaş!