Page 46 - Hekim Sözü (Sayı 15) Mayıs-Haziran 2021
P. 46

KİTAP



                                           GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
                                      Kiraz ağacı








                                                  Deniz Devrim Dede   *



                           “Bir hakkın olsa, tam şu yaşında tek bir hakkın, unutmayı mı
                   yoksa hatırlamayı mı seçerdin?” Bu soru ile başlıyor Gökçer Tahincioğlu’nun

                                                 romanı Kiraz Ağacı.




                  24 Ankara Temsilcisi olarak   kuran iki dava insanının mücadelesi-  ğin, en çok hatırladığın olmuyor mu
                  tanıdığımız yazarın Mühür’den   ni, her şeye rağmen tükenmeyen aşkı   hep? Hatırlamak gerekiyor. Yoksa her
            Tsonraki ikinci romanı olan      ve hatırlama sancılarını bir belgesel   şey birbirine benzer. Dünya zaten bir
            kitapta, ülke tarihinin en ağır yaşan-  roman titizliği ile ele alıyor.  benzerlikten ibaret.”
            mışlıklarından birisi olan F Tipi ceza-
            evlerine karşı başlayan ölüm oruçları   “Bir hayatım vardı, çıplak biçimde   “Ben hatırladığımda senin anıların da
            ve “Hayata Dönüş operasyonu” süreci   görmek istiyorum onu, hangi gölgele-  yaşıyor oluyor” Hivda’nın ağzından
                                                                              duyduğumuz bu sözler, hatırlamanın
            Korsakoff Sendromlu iki insanın,   rin geçmişimde gezindiğini, nereden
            Hivda ve Deniz’in hikâyesi üzerinden   kopup geldiğimi bilmek istiyorum.   bireysel bir anıya sahip çıkmaktan
            anlatılıyor.                     Rüyanda gördüğün kişinin kim oldu-  daha fazlası olduğuna, bireysel ve
                                             ğunu bilmiyorsun, düşünsene. Kimi   toplumsal hakikat ihtiyacının kaynağı-
            Kitap, bir kiraz ağacının sırdaşlığında   niye özlediğini anlamıyorsun. Kendin   na işaret ediyor. Roman kahramanları
            daha adil bir dünya düzeni hayali                                 üzerinden tüm nahifliği ile kaleme alı-
                                             değilsin. Hem aslında çıplak olmasan
            * Dr., Aile Hekimi               da biliyorsun. En çok unutmak istedi-  nan hatırlama mücadelesi,  hatırlama-
                                                                              dan unutmanın mümkün olmadığını,
                                                                              yüzleşmeden geride bırakmanın im-
                                                                              kânsızlığı gerçeğini; romanın tarihsel
                                                                              örgüsü ile harmanlayarak toplumsal
                                                                              bellek üzerine de düşündürüyor.
                                                                              Neredeyse on yılda bir gerçekleşen
                                                                              darbeler, toplumsal cinayetler, 10
                                                                              Ekim veya Suruç Katliamları ve bu
                                                                              kitabın da konusu olan “Hayata
                                                                              Dönüş” operasyonları ve daha nicesi
                                                                              birer travma olarak pek çok bireysel
                                                                              ve toplumsal yaranın sebebidir. Resmi
                                                                              söylem ve unutma duvarları ile çar-
                                                                              pıtılan hakikatin arayışı ve yüzleşme,
                                                                              söz konusu yaraların sağaltılmasında,
                                                                              demokratik ve barışçıl toplumların
                                                                              inşasında kıymetli araçlar olarak
                                                                              karşımıza çıkıyor. Tam da Korsakoff
                                                                              Sendromuna karşı çetin bir hatırlama
                                                                              mücadelesi veren Hivda’nın da dediği
                                                                              gibi:
                                                                              “Hatırlamak kendin olabilmek demek.
                                                                              Herkes eksik parçalarını arıyor öyle
                                                                              değil mi? Yaralandığı yerden yaşamını
                                                                              yeniden kuruyor.”

             44  hekim sözü  MAYIS-haziran 2021
   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51