Page 31 - Hekim Sözü - Sayı 11 - Eylül-Ekim 2020
P. 31
DOSYA
biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sahip olduğumuz biyolojik özelliklerin
milyonlarca yıllık bir evrimsel sürecin
sonunda oluştuğu düşünülürse virüsle-
rin hem geçmişte hem de günümüzde
insan evrimindeki önemi ortaya çıkar.
Şimdi bu etkilere biraz daha yakından
bakalım.
Retrotranspozonların insan genomuna
etkisi büyük oranda aşırı miktardaki
kopya sayısından kaynaklanır. Öyle ki
ortalama olarak her 3000 bazda bir bir
retrotranspozon olan Alu tekrar dizisi
vardır. Bu dizilerin retrotranspozis-
yonunun insanda her yirmi doğumda
bir bir araya girme olarak tahmin
edilmektedir (Cordaux, R ve diğ. 2006)
Protein şifreleyen bölgeye transpoze
olup bu şekilde araya girerek yapı
bozumuyla ilişkilendirilen 65 durum
tanımlanmıştır ve bunların hemo-
fili, kistik fibroz, Apert sendromu,
Duchenne müsküler distrofi, hiperko-
lesterolemi ve meme ve kolon kanseri
gibi kalıtsal hastalıklara neden olduğu
bildirilmiştir (Callinan ve Batzer, 2006)
Bir retrovirüs genoma yerleştiğinde ve
almaktadır ve bunlar, etkinlikleri de- gelir (Dewannieux M ve Heidmann T, genomun başka bölgelerine kendini
ğişken ölçekte olsa da, genomumuzun 2013). Milyonlarca yıllık süreçte omur- kopyaladığında gittiği yer yukarıda be-
yaklaşık % 45 kadarını oluşturmaktadır galıların genomunda binlerce viral ge- lirtildiği gibi genin kendisi ya da gen
(Buzdin A, 2007). İnsan endojen retor- nom kalıntısı birikmiştir. Fakat bunlar düzenleyici bölgenin yakını olabilir.
virüslerinin tüm genomun salt %8’ini yerleşik element olarak kalmaz, klasik Bu elbette söz konusu viral parçanın
oluşturduğu ve bunun tüm genomda durumdaki hücreleri istila edip onun gittiği yerdeki genin çalışmasına etki
protein şifreleyen kısmın yaklaşık 4 mekanizmaları aracılığıyla kendini etme potansiyeli anlamına gelir. Genin
katı kadar bir yer tuttuğu göz önünde çoğaltmaktan çok farklı olarak tek bir içine girerek yapısını bozabilir ya da
bulundurulursa bu yapıların önemi hücrenin genomunda, RNA halinde o genin çalışma düzenini değiştirebi-
daha iyi anlaşılabilir. Retrovirüsler kopyalarını çıkarıp genomun başka bir lir. Bu yukarıda örneklenen olumsuz
tipik olarak vücut dokularını enfekte bölgesine DNA parçası olarak yerleşe- bir sonuca yol açabileceği gibi yeni
eder fakat enfekte ettiği konağın po- bilir. Bu tablo bize bu viral parçaların işlevlerin ya da çalışma kombinasyon-
larının ortaya çıkması anlamına da
pülasyonunda yayıldıkça, daha düşük salt pasif kalıntılar olmadığını, insan
bir olasılıkla olmakla beraber, üreme genomunun dizilimini değiştirebilme gelebilir. Genel olarak bakıldığında
hücrelerini de enfekte eder ve onların yetisine sahip olduklarını ve bunun retrovirüslerin sahip oldukları birbirini
tekrar eden uç kısımları bir genin ça-
genomlarına yerleşir. Konak popülas- sonucunda genomun çalışma biçimini lışmaya başlamasını sağlayan başlatıcı
yonuna bu şekilde giren virüsler artık etkileme potansiyeli taşıyan molekül- bölge (promötör) işlevini görebilir,
genetik bir bileşen olarak endojen ret- ler olduğunu göstermektedir. Bu, viral genin anlatımını artıran (enhancer) ya
rovirüs adını alır ve bu aşamadan son- kalıntıların, genomun hem normal da baskılayan bir etkide bulunabilir,
ra doğal seçilim ve genetik sürüklenme işlerliğinde yaratacağı avantaj ya da kromatinin bükülmesini sağlayabilir
gibi evrimsel etkenlerin karmaşık dezavantajlara hem de bir virüsün yol ve pek çok düzenleyici protein için
etkileşimleri sonucunda konak genom- açacağı bulaşıcı hastalıklardan farklı bağlanma bölgesi oluşturabilir. (Young
larında sabitlenebilir ya da ortadan olarak başka hastalıkların altında J. ve diğ, 2013) İnsan genomunda
kalkabilirler. Fakat genoma yerleşip yatan mekanizmaları da oluşturabile- gen işlevinin başlamasında etkili
sabitlenen virüsler olduğu haliyle tam ceğine işaret etmektedir. Bu nedenle olan proteinlerin DNA’ya bağlanma
bir virüs olarak kalmaz, binlerce yıl öyle görünüyor ki bugün bir tür olarak bölgelerinin %20-30 viral ya da virüs
boyunca üzerlerinde çeşitli mutasyon- sergilediğimiz biyolojik, genetik ve benzeri kalıntılar olduğu gösterilmiştir
lar biriktirmeleri nedeniyle klasik viral davranışsal özelliklerin yanı sıra sahip (Garazha A. ve diğ, 2015) Öte yandan
çoğalma mekanizmalarını yitirerek olduğumuz hastalıklar bağlamında insandaki endojen retrovirüslerin
daha pasif bir genetik kalıntı haline da virüsler bizi biz eden etkenlerden yaklaşık %50’si dokularda gen anla-
EYLÜL-EKİM 2020 hekim sözü 29