Page 12 - Hekim Sözü Sayı: 1
P. 12

DOSYA

                                   Türkiye’nin krizi






                                                    Hayri Kozanoğlu  *






                   Doğal olarak krizlerde, sosyal harcamalar artma eğilimine girer ve
                      vergi gelirleri ekonomik aktivite yavaşladığı için azalır. Bunu
                zorlayarak bir kemer sıkma politikasına dönüştürmek, krizin insani ve

                           sosyal maliyetinin çok ağır olması sonucunu doğurur.




                    ergimizin bu sayısı için dosya konusu olarak Türki-  nacağının altı çizildi. Öncelikle şunu söylemekte yarar var:
                    ye’nin krizini seçtik. Öncelikle krizi tanımlamanızı   Bu program aslında resmi bir IMF programı. Uygulanmasa
            D isteyeceğim sizden. “Kriz yok” dendi, “dış güçle-  dahi IMF’nin kemer sıkma politikalarının açık bir örneği.
            rin oyunu” dendi, “psikolojik” dendi. Kriz var mı, kabaca   Mantığı şuna dayanıyor: Siz mali disiplini sağlarsanız,
            nedenleri neler ve bugüne nasıl geldik?           yüksek faizlerle ve sıkı para politikalarıyla yabancılar için
                                                              Türkiye’yi cazip tutmaya devam ederseniz bir noktadan
            Hayri Kozanoğlu: Genel hatlarıyla şunu söyleyebilirim:   sonra ülkeye güven artar ve ekonomi istikrar kazanır. Tama-
            İlk olarak konjonktürel krizler vardır. Ekonomiler kısa   men yanlış bir formül. Kamucu bir ekonomist olarak benim
            dönemli daralır ve bu durum sistem içinde para ve maliye   ne düşündüğümden öte, 2008-2009 krizinde bu metropol
            politikalarıyla aşılabilir. İkinci olarak yapısal krizler vardır.   ülkelerin kendileri için ne uyguladığına bakalım: Faizleri
            Bu krizler de İkinci Dünya Savaşı sonrası 1929 ekonomik   aşağı çektiler, sıfıra yaklaştırdılar. Ancak krizlerde kaçınıl-
            bunalımının devamında refah devletiyle, emeğiyle geçinen   maz olarak bütçe açıkları artar. Çünkü doğal olarak  sosyal
            insanların satın alma gücünü artırarak ve canlandırarak ka-  harcamalar artma eğilimine girer ve vergi gelirleri ekonomik
            pitalizm tarafından aşılmıştır. Bir de sistemik krizler vardır   aktivite yavaşladığı için azalır. Bunu zorlayarak bir kemer
            ki bunlar rejim değişikliğiyle, kapitalizmin başka bir üretim   sıkma politikasına dönüştürmek, krizin insani ve sosyal
            tarzına evirilmesiyle aşılabilir.                 maliyetinin çok ağır olması sonucunu doğurur. Ama krizin
                                                              faturasını kim ödeyecek sorusuna şöyle cevap vereyim:
            Dünyanın içinden geçtiği 2008 ekonomik krizi henüz aşıla-
            madı. Bu anlamda da bir çözüm bulunamadı. Türkiye’nin   Emeğiyle geçinen bütün insanlar olarak bu sürecin nesnesi
            krizinin de ne derinlikte ve ne şiddette olacağını henüz   olursak, tabii ki haliyle faturayı da emek kesimi öder. 1994-
            bilemiyoruz ama bütün belirtiler şunu gösteriyor: Uzun   2001-2009 krizlerinden alınan derslerle emek kesiminin
            sürebilecek, kolay kolay hafızalardan silinmeyecek bir sıkın-  krizin faturasını ödememesi için direnmesi gerektiğini dü-
            tıyla karşı karşıyayız. Bu ekonomik verilerin takvimlendiril-  şünüyorum. Emekçilerin, ücretlerinin yükselen enflasyonun
            mesi de bizim işimizi biraz zorlaştırıyor. Çünkü ana akım   altında artırılmasına izin vermemesi, ücretlerinin eksik-geç
            iktisatta ekonomi 2 çeyrek daralırsa resesyon deniliyor.   ödenmesi, insanların daha uzun saatler çalıştırılması,
            Tahminim, 2018’in son çeyreğinde bu başlayacak, 2019’un   kitlesel işten çıkarmalar gibi 2001 krizinde tanık olduğumuz
            ilk çeyreğinde şiddetlenerek devam edecek ama bizim buna   uygulamalarını kabullenmemeliler.
            ilişkin verileri elde edip de bunu ilan etmemiz Haziran   IMF anlaşması yerine hükümetin tahvil ihracı konusunda
            ayını bulacak. Ama en son IMF’nin ve Dünya Bankası’nın   bazı yabancı bankalara yetki verdiği yansıdı basına. Bu
            Endonezya’da yaptığı yıllık toplantısında, Türkiye’yle ilgili   durum sorunu kısa vadede çözmeye çalışırken uzun vadede
            kriz lafının kullanılması bile yurtdışı çevrelerin, uluslararası   derinleştirecekmiş gibi duruyor. Bu konuda ne söylersiniz?
            finans kurumlarının Türkiye’nin krize doğru sürüklendiğini
            kabul ettiğini gösteriyor.                        Türkiye’nin en büyük kırılganlığı yurtdışı aleme olan
                                                              yükümlülüklerden kaynaklanıyor. Bunun en önemli nedeni
            Krizin faturasını kim ödeyecek? Yeni Ekonomi Programı bize   şu:  Bilindiği gibi AKP bir kriz sonrasında, 2001 krizi
            ne gösteriyor?                                    sonrası hükümete geldi ve o dönem Türkiye gibi ülkelere
                                                              sermaye akışlarının en yoğun olduğu dönemdi. Bunun
            Yeni Ekonomi Programı’nda en fazla altı çizilen noktalar-
            dan bir tanesi 2019 bütçesinde harcamaların 60 milyar TL.   risklerini göz önüne almadan, yurtdışı kaynak girişlerine
            kısılması ve vergi gelirlerinin de 10 milyar artacağının ifade   dayalı bir büyüme modeli izlendi. Buna uygun olarak da
            edilmesi oldu. Böylece 70 milyar TL’lik bir tasarruf sağla-  faizlerin yüksek, Türkiye’nin kendi standardından düşük de
                                                              olsa uluslararası anlamda yüksek döviz kurunun da değerli
                                                              olduğu bir süreçten geçildi. Bu geçen dönemde Türkiye’nin
            *Prof. Dr., Altınbaş Üniversitesi. Röportaj: Dr. Süheyla Ağkoç
                                                              dış borçları en son rakamlara göre 456 milyar dolara yük-
             10  hekim sözü  OCAK - ŞUBAT 2019
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17