İşçilerin Sağlığı ve Güvenliği de İşyeri Hekimliği de Patronların İnsafına Terk Edilemez!
- Haziran 03, 2025
- 674
İstanbul Tabip Odası (İTO) ve İTO İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu tarafından hazırlanan “İstanbul’da Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerine (OSGB) Bağlı Çalışan İşyeri Hekimlerinin Çalışma Yaşamı” başlıklı araştırma raporu 3 Haziran 2025 Salı günü, İTO Cağaloğlu binasında düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.
Basın toplantısında İTO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu, İTO Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç, TTB İşçi Sağlığı İşyeri Hekimliği Kolu’ndan Dr. Figen Şahpaz, İTO İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu’ndan Dr. Nazmi Algan ve araştırma yürütücüsü Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Özlem Özkan yer aldı.
OSGB’lere bağlı iş yerlerinde çalışan işyeri hekimlerinin mevcut çalışma koşullarını, çalışma ilişkilerini, sosyal haklarını, mevcut işyeri hekimliği uygulamalarını; işyeri hekimi olarak çalışmanın anlamını, işyeri hekimlerinin deneyimlerini, bakış açılarını ortaya koyan araştırma raporunu Dr. Özlem Özkan sundu.
Basın toplantısında söz alan Dr. Osman Küçükosmanoğlu “Bu rapor elimizde bir pusula olacak. Biz eleştirirken bazı varsayımlarla, duyumlarla hareket ediyorduk bu rapor bize somut veriler ışığında bu alanda mücadele etmemiz gereken şeyin ne olduğunu bize gösterdi” dedi.
Dr. Figen Şahpaz da “Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın işçi sağlığı ayağında ne yazık ki bizim de payımıza OSGB’ler düştü. Hayatımıza yeni giren bu kavramı ilk günden itibaren çok eleştirdik, bu hizmet piyasaya açılamaz, taşeronlaştırılamaz dedik. Ama ne yazık ki şu anda sahada neredeyse hizmetin yüzde 90’ı OSGB’ler tarafından verilmektedir. Ayrıca işyeri hekimliği iş güvenliği uzmanları da OSGB’ler dışında iş bulamamaktadır ” diye konuştu.
Basın açıklamasını Dr. Ertuğrul Oruç okudu. Açıklama şöyle:
İŞÇİLERİN SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ DE İŞYERİ HEKİMLİĞİ DE PATRONLARIN İNSAFINA TERK EDİLEMEZ!
2013 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, mevcut işçi sağlığı ve güvenliği hizmetlerini, işyeri hekimleri başta olmak üzere, bu hizmeti sunanları ve onların meslek örgütlerini, işçileri, yani bütün tarafları köklü değişimlerle karşı karşıya bıraktı. AKP Hükümeti ve onun taraftarları, diğer yasal düzenlemelerde olduğu gibi, bu Kanun’da yer alan OSGB sisteminin herkesin özellikle işçilerin ve hizmeti sunanların yararına olacağı iddiasındaydı. Öyle ki bu yasa kapsamında kurulacak, OSGB’lerle tüm işçilerin işçi sağlığı ve güvenliği hizmetlerine ulaşacağı, meslek hastalıkları ve iş kazalarıyla onlara bağlı yaralanma, ölüm ve iş günü kayıplarının azalacağı gibi herkesi ikna etmeye yönelik iddialarda bulunmuştu. TTB ve tabip odaları olarak bizler ise o günden beri OSGB’lerin Hükümetin işçi sağlığı ve hizmetlerinin sunulmasını maliyet unsuru olarak gören patronları bu külfetten kurtarmanın ve beraberinde piyasalaştırmanın ya da alınır-satılır bir şeye dönüştürmenin, bu hizmetleri meslek odalarının her türlü denetim, gözetim ve inisiyatifi dışına çıkarmanın mekanizması olduğunu savunduk. Nitekim, OSGB sayıları da 2013 yılının Kasım ayında 1087 iken, bugün (Haziran 2025) 2616’ya ulaşmıştır. Bunların dörtte birinden fazlası da İstanbul’dadır. Sayıları hızla artan OSGB’lerin esas amacı, patronların çıkarını gözetmek olduğundan, işçilerin ve sağlığının ve güvenliğinin gözden çıkartmaktır.
Bunların yanında, 6331 sayılı Kanun, işyeri hekimlerinin çalışma koşullarından özlük haklarına, özlük haklarından mesleki bağımsızlıklarına, mesleki bağımsızlıklarından iş güvencesine kadar bütün çalışma yaşamlarının alanlarını tümüyle onların aleyhine değiştireceğini iddia ettik. İddiamızın temelleri, meslektaşlarımızdan aldığımız geri dönüşler, mezuniyet sonrası tezlerin ve yürütülen küçük çaplı bilimsel araştırmaların bulguları, Hükümetin sağlık politikalarına ve sosyal politikalara yönelik ekonomik ve siyasi tercihlerine dayalıydı. Ve sonuçlar da zaman geçtikçe bizi haklı çıkardı. Mevcut bilimsel araştırma sonuçlarının neredeyse tümü, 12 yıldır OSGB’lere bağlı işyeri hekimi olarak çalışan meslektaşlarımızın ücret, istihdam bakımından güvencesiz koşullarda çalıştığını, özlük haklarının yetersiz olduğunu, adaletsiz ve otoriter çalışma ilişkileriyle, despotik denetimlerle karşı karşıya kaldığını, çalışma günlerinin önemli bir bölümünün yolda geçtiğini ve bunun da çalışma süresinden sayılmadığını, tanımlı eğitim izinlerini kullanmada bile zorlandıklarını ve bunun gibi çok sayıda ve çeşitlilikte farklı sorunların bulunduğunu ortaya koymuştur. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün 1985 yılında kabul ettiği, Türkiye’nin ise yirmi yıl sonra imzaladığı 161 No’lu ‘‘Sağlık Hizmetlerine İlişkin Sözleşmesi’’nin 10. maddesinde işçi sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunanların tam bir mesleki bağımsızlığa sahip olarak çalışması hükmü bulunduğu halde, meslektaşlarımız OSGB’lerde “mesleki bağımsızlığın” kaybolan bir etik değer olduğunu ifade etmektedir.
Hepimizin bildiği gibi, meslek örgütlerinin bir işlevi de üyesi olsun ya da olmasın o meslek üyesinin mevcut durumunu ortaya koymaktır. Tabi ki sadece mevcut durumu ortaya koymak değil, beraberinde, bu objektif verilerden yararlanarak, meslek üyelerinin mevcut haklarını geliştirmek, korumak, mesleki uygulamalarının evrensel standartlara ve meslek etiğine uygun yürütülmesini sağlamak, çalışma koşullarının onların sağlığını ve güvenliğini tehdit etmeyecek düzeyde olmasına katkıda bulunmak gibi çok sayıda çözümün de bir parçası olmak amacını taşımaktadır. Bu amacı gerçekleştirmek için de mevcut akademik ve bilimsel çalışmalardan yararlanırken, beraberinde bilimsel araştırmalar da yürütür. Akademik ortamlarda yürütülen bilimsel çalışmalardan farklı olarak, meslek örgütlerinin yürüteceği bilimsel çalışmaların yaşamda karşılık bulması da daha kolaydır.
İşte biz de İstanbul Tabip Odası (İTO) İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu olarak uzun zamandır, üyemiz olsun ya da olmasın, OSGB’lere bağlı çalışan meslektaşlarımız için aynı amacı gerçekleştirmek niyetindeydik. Çok sayıda meslektaşımız çalışma yaşamının sorunlarından sözel olarak bahsetse de biz bunu önemsemekle beraber, bu sorunların bir bütün olarak OSGB’ye bağlı tüm işyeri hekimlerinin de sorunu olup olmadığını bilimsel olarak ortaya koymak istiyorduk. Çünkü, daha önceden de belirttiğimiz gibi, 2023 yılının Haziran ayı verisine göre, Türkiye’deki mevcut OSGB sayısının yaklaşık olarak, dörtte birinden daha fazlası İstanbul’da bulunmaktadır. Dolayısıyla, İstanbul’da bulunan OSGB’lere bağlı çalışmakta olan işyeri hekimleri üzerinde yürütülecek bir bilimsel çalışma, sadece İstanbul’un mevcut durumun fotoğrafının değil, aynı zamanda Türkiye genelindeki mevcut durumu da olsa yansıtabilecek bir veri sunacaktır.
İki aşamadan oluşan bu araştırmanın amacı, İstanbul’daki OSGB’lerine bağlı iş yerlerinde çalışan işyeri hekimlerinin mevcut calışma koşullarını, çalışma ilişkilerini, özlük/sosyal haklarını ve mevcut işyeri hekimliği uygulamalarını belirlemektir. Ek olarak, işyeri hekimi olarak çalışmanın anlamını, çalışma yaşamlarına yönelik deneyimlerini, bakış acılarını, anlayışlarını, algılarını ve duygularını derinlemesine ve onların perspektifinden değerlendirmektir.
Araştırmanın birinci aşaması kesitsel, ikinci aşaması fenomenolojik araştırma tekniğinden oluşmaktadır. Araştırmanın evreni İstanbul’da toplam 532 OSGB’ye bağlı iş yerlerinde calışan 2534 işyeri hekimidir. Araştırma örneği, olasılıklı örnekleme tekniği kullanılarak seçilen 254 OSGB’ye bağlı iş yerlerinde çalışan 334 işyeri hekimidir. Veriler, acık ve kapalı uçlu 72 sorudan oluşan soru formuyla, 28 Temmuz 2023-5 Ocak 2024 tarihleri arasında toplanmıştır.
Araştırmanın ikinci aşamasındaki örnek ise amaçlı örnekleme tekniklerinden maksimum çeşitlilik örneklemesiyle seçilen altı farklı konumdaki otuz işyeri hekimidir. Veriler, yarı yapılandırılmış bir soru formuyla, 16 Şubat-04 Nisan 2024 tarihleri arasında derinlemesine görüşmelerle toplanmıştır. Toplam dokuz odak grup, iki bireysel derinlemesine görüşme yapılmıştır. Kalitatif veriler, tematik içerik analiziyle değerlendirilmiştir.
Yaklaşık iki yıl süren ve bugün ayrıntılarıyla bulguları sizlerle paylaşılacak olacak bu bilimsel araştırma sonuçları sadece TTB, odaları, işyeri hekimleri açısından değil, beraberinde, bu hizmeti sunan diğer emekçiler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işçiler, sendikalar ve patronlar açısından da gerçeğin bilgisini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Biz bu araştırmanın sonuçlarından yola çıkarak, meslektaşlarımızla bir araya gelmeyi, dayanışmayı, mesleki akademik, hukuksal olarak onları desteklemeyi ortaya çıkan sorunların çözümü noktasında bir politika ve strateji geliştirmeyi görev edindik. Bundan sonra, OSGB’ye bağlı işyeri hekimliği olan meslektaşlarımızla bu konuda birlikte daha fazla çalışmaya, birlikte çözüm üretmeye çalışacağız.
Başından beri söylediğimiz gibi: İşçilerin sağlığı ve güvenliği de işyeri hekimliği de patronların insafına terk edilemez!
İSTANBUL TABİP ODASI YÖNETİM KURULU
İTO İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞYERİ HEKİMLİĞİ KOMİSYONU