Prof. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu’nun Ailesine Hakları İade Edilmelidir!


  • Ocak 15, 2025
  • 326

Bir vakıf üniversitesinde çalışmaktayken Covid-19 nedeniyle yaşamını yitiren meslektaşımız Prof. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu’nun ailesinin açtığı ve İstanbul Tabip Odası (İTO) olarak takip ettiğimiz davanın 15 Ocak 2025 tarihindeki duruşması öncesi Bakırköy Adliyesi Ek Bina önünde “Özel Sağlık Sermayesi Mesleki Haklarımızı Gasbedemez” temalı bir basın açıklaması düzenledik.

İTO Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Ayşen Yavru ve Dr. Okan Toygar’ın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz açıklamada, Prof. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu'nun ailesine meslek hastalığı nedeniyle SGK tarafından bağlanan maaşın kesilmemesini talep ederek, bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir, çağrısı yaptık. Dr. Okan Toygar’ın okuduğu açıklama şöyle:

ÖZEL SAĞLIK SERMAYESİ MESLEKİ HAKLARIMIZI GASBEDEMEZ!

Prof. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu’nun Ailesine Hakları İade Edilmelidir!

Bugün, bir vakıf üniversitesinde çalışmaktayken Covid-19 nedeniyle yaşamını yitiren meslektaşımız Prof. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu’nun ailesinin açtığı ve İstanbul Tabip Odası olarak takip ettiğimiz davanın duruşması için buradayız.

Bu, hepimizin utanç duyması gereken bir davadır.

Ve devletin kurumları, özel hastaneler ve sermayenin fütursuzluğunun nasıl bir araya geldiğini bizlere göstermektedir bu dava.

Prof. Dr. Mehmet Ergenoğlu, bir Kalp ve Damar Cerrahisi (KVC) uzmanıydı. Çukurova Üniversitesinde aldığı tıp ve KVC eğitiminin ardından Amerika (Houston ve Cleveland) ve Belçika’daki önemli üniversite ve hastanelerde altı yıla yakın çalışmıştı.

Yaşamı masa başında bilimsel makaleler yazarak, nöbetlerde, yoğunbakımlarda ve ameliyathanelerde hayat kurtararak geçirmişti. 2020 yılında Covid-19 pandemisi başladığında Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesiydi.

Özel hastane zincirleri, üniversite hastanesi “olduğunda” SGK’dan daha fazla ödeme alıyor, daha düşük ücretle çalışmaya gönüllü öğretim üyesi bulabiliyordu.

Bu yolla özel hastaneler mali ve hukuki tüm sorumluluklarından kurtuluyor; hekimler ise çalışma koşulları ve yükümlülükler bakımından 4A’lı çalıştırıldıkları halde 4B’li oldukları için tüm iş haklarından yoksun bırakılmış oluyordu.

Dr. Ergenoğlu görev yaptığı sırada COVID-19 hastalığına yakalanarak 15 Mart 2021’de yaşamını yitirdi.

Meslek hastalığı nedeniyle vefat ettiği saptanarak iki kızına maaş bağlandı. Her şey şaşırtıcı bir şekilde olması gerektiği gibi gidiyordu, ta ki Mart 2023’e kadar…

20.03.2023 tarihinde Rehberlik ve Teftiş İstanbul 2 No’lu Grup Başkanlığı’nın (29.12.2022 tarih ve 420749/07/İR/07 sayılı) raporu sebebiyle hak sahiplerine bağlanan gelirin kesileceği ve geçmişe dönük borç çıkartılarak şimdiye dek yapılmış ödemelerin tahsil edileceği Esenyurt Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hak sahiplerine bildirildi.

Bu karar, “Prof. Ergenoğlu’nun koronavirüse maruz kaldığı sırada hem öğretim üyesi (4A) hem de hekimlik hizmet alım sözleşmesi (4B) ile çalıştığını, ancak meslek hastalığının, o sırada eğitim faaliyeti olmadığı için 4B ile çalıştığı sırada oluştuğu, bu nedenle maaş bağlanmasının mümkün olmadığı” gibi akıldışı ve “zorlama” bir gerekçeye dayandırılıyordu.
Hâlbuki mahkemede aksi yönde görüş bildiren fakülte dekanı da dâhil olmak üzere herkes biliyordu ki tıp eğitimi sadece amfilerde verilen bir disiplin değildir. KVC eğitimi de tıpkı diğer klinik dallarda olduğu gibi, doğrudan hastanede ve hastalara hizmet sunularak da verilmektedir.

Raporda, Prof. Ergenoğlu’nun görevi ikiye bölünmüş, iki görevin birbiriyle ilişkisi yokmuş gibi değerlendirilmiş ve virüsle, öğretim üyesi olarak değil, hekim olarak karşılaştığı gibi mantık dışı ve trajikomik bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Kaldı ki öyle bile olsa; üniversite, hastane yöneticileri hatta devlet de biliyor ki Dr. Ergenoğlu hizmet satın alınan bir taşeron değil, hastanenin çalışanıdır ve 4B’li olması özel sağlık sermayesinin menfaatleri için uydurulmuş ve kendisine dayatılmış bir durumdur.

Devam etmekte olan Mehmet Ergenoğlu davası, özel hastane patronlarının hekimleri neden 4B’li çalışmaya zorladıklarını açıkça ortaya koyan trajik bir örnektir. Kendi bünyesinde çalışan bir işçisi meslek hastalığı nedeniyle ölmüş ve 4A’lı olsa evlatlarına maaş bağlanması gerekecekken, 4B’li sayıldığından bu yapılmamış ve vicdanları yaralayan hak kaybına uğramıştır.

Tüm bu hukuksuz değerlendirmelerin, kuralsız hallerin, kötücül kararların altında sermayenin çıkarlarını amansız koruma çabası olduğunu biliyoruz. Prof. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu’nun ailesinin mücadelesi başta Covid-19 olmak üzere mesleğini icra ederken zarar görmüş tüm sağlık çalışanlarının ve hekimlerinin mücadelesidir. Davanın meslektaşımızın ailesi lehine sonuçlanması durumunda, sağlık emekçilerinin geçmişte yaşadığı ve gelecekte yaşayabilecekleri meslek hastalıkları açısından emsal teşkil edecek bir karar olacaktır.

Mesleğimiz ve meslektaşlarımız için bu karardan dönülünceye kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğimizi bildiririz.

İSTANBUL TABİP ODASI
YÖNETİM KURULU

 

 


Bu HABERİ Paylaş!