Çalışanları Yoksullaştıranlara, Sağlığı Yönetemeyenlere Vergide Adalet Eylemlerinin 42. Haftasında Bir Kez Daha Seslendik: Artık Yeter Gidin!


  • Aralık 25, 2024
  • 496

Sağlık çalışanlarından haksız ve adaletsiz bir şekilde kesilen vergi oranının en fazla %15 ile sınırlanması ve yıl içinde sabit kalması talebiyle 21 Şubat 2024 Çarşamba gününden beri Türkiye genelinde başta aile sağlığı merkezleri olmak üzere hastane ve vergi daireleri önlerinde yapılan eylemler 42 haftadır devam ediyor.

Aile hekimleri ve sağlık çalışanları, Tüm Türkiye’de olduğu gibi İstanbul’da da 25 Aralık 2024 Çarşamba günü "Vergide adalet istiyoruz" dedi.

Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde yapılan, İstanbul Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Birlik ve Dayanışma Sendikası ve Hekim Birliği Sendikası’nın katıldığı eylemde ortak basın açıklamasını İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Emrah Kırımlı okudu. Açıklama şöyle:

Sağlık Çalışanları 42 Haftadır Vergide Adalet İstiyor!
Çalışanları Yoksullaştıranlara, Sağlığı Yönetemeyenlere Sesleniyoruz: Artık Yeter Gidin!

Bugün 25 Aralık 2024 Çarşamba. Vergide adalet eylemlerimizin 42. haftasındayız.
21 Şubat 2024 tarihinden bu yana her hafta Türkiye’nin dört bir yanında vergide ve gelirde adalet talebimizi dile getiriyoruz.

Açlık sınırının 24 bin lira, yoksulluk sınırının 67 bin lira olduğu ülkemizde, asgari ücretin açlık sınırının üzerinde olmasını bile çok gören bir hükümet tarafından yönetiliyoruz.
Önümüzdeki hafta memurlara %11 oranında zam yapılması planlanıyor. Emeklilerin bütçede aldığı pay %4,1’e düşmüş durumda. Maliye Bakanı’na göre bu oranların artırılması halinde ekonomi kötü etkilenecekmiş.

Biz sağlık çalışanları olarak, ekonomik krizin halkımızın yaşamını nasıl çekilmez hale getirdiğini görüyoruz.

Hastalarımız ilaçlarının katkı payını bile ödeyemez hale gelmiş durumda.

Maliye bakanlığı muayene katkı payını 200 liraya çıkartmayı planlıyor.

Biz yoksulluğun ve sağlıksız ortamların, hastalıkların en önemli nedenlerinden olduğunu biliyoruz. Ancak hem Sağlık Bakanı, hem Maliye Bakanı, yurttaşlarının sağlıklı olması için değil, halkın gözünü boyamak için algı yaratma peşinde.

Maliye Bakanı aylar önce, milyonlar harcayanların vergi vermediğini ve vergide adaleti sağlayacağını söylemişti. Ancak bugün geldiğimiz noktada, bu kişilerden vergi alınması bir yana, vergi kaçıranların yemek masasında bahşiş olarak verdiklerini bakanlık bize aylık ücret olarak bile vermek istemiyor.

Aile Sağlığı Merkezlerinde ebe ve hemşire meslektaşlarımıza yoksulluk sınırının yarsına tekabül eden 30 bin lira ücreti reva görüyorlar.

Aile Sağlığı Merkezlerinde bebeklerimizin aşılarını yapan, gebelerimizi takip eden, yaşlıların yaralarına pansuman yapan bir ebe ya da hemşireye insanca yaşayacağı ücret ödemeyi tercih etmeyen hükümet, ayrıcalıklı kesimlere sermaye aktarmaktan vazgeçmiyor.

Hekimlere “Siz ne yapıyorsunuz ki?” diyebilen Sağlık Bakanlığı bürokratları,18 hastanenin müteahhidine verdikleri sözü tutmak için Sağlık Bakanlığı bütçesinin onda birini ayırdıkları şehir hastanelerine her ay 15 milyar lira verebiliyorlar; ama düzgün tıbbi malzeme alamıyorlar ve yeterli aşı temin edemiyorlar.

Sağlık Bakanlığı şimdi de çıkardıkları yönetmeliklerle maaşlarımızı kesmenin ve reçetelerimize karışarak hastalarımızı ilaçsız bırakmanın peşinde.

Hastalarımız hastanelerden günlerce randevu alamıyor, özel hastanelere mecbur bırakılıyor. Sağlık hizmetini piyasa koşullarına göre ve tüketime dayalı bir sektör gibi yöneten, sağlık çalışanlarını performansa dayalı çalışmaya mecbur bırakan Sağlık Bakanlığı, ne halkın sağlığına çare oluyor ne de sağlık çalışanlarının insanca yaşamasına olanak tanıyor. Sadece halkın ve sağlık çalışanlarının sırtından yüksek kârlar elde eden imtiyazlı şirketlerin kârı artıyor; bu da yetmiyor, taşerona teslim edilmiş yoğun bakım yataklarında ölen bebeklerin hesabı bile verilmiyor.

42 hafta oldu bir daha soruyoruz:

Sağlık emekçisinden yüzde 35 vergi kesintisi olur mu?

Bizden topladığınız vergileri bizim için kullanacak mısınız?

Yoksul halkımızın ve yoksullaşan sağlık çalışanlarının hak ettiği, emekliliğe yansıyan tek kalem maaş uygulamasına geçecek misiniz?

Bizden topladığınızı bizim için harcayacak mısınız?

Toplumun sağlık hakkı, sağlık emekçilerinin yaşam hakkı ve mesleğimizin onuru için biz mücadeleye devam edeceğiz.

Türkiye’nin dört bir yanında yüzlerce basın açıklaması yaptık ama duymadınız. Siz yönetemediğiniz için biz tükenmek istemiyoruz.

Sağlık çalışanları olarak yarattığınız bu sağlıksız düzene karşı 6-10 Ocak tarihlerinde birinci basamakta iş bırakacağımızı ve tüm sağlık kurumlarında 8 Ocak’ta iş bırakacağımızı duyuruyoruz. Gelirde adalet, vergide adalet ve sağlıkta adalet için mücadele etmeye devam edeceğiz.

İstanbul Tabip Odası
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şubeleri 

 


Bu HABERİ Paylaş!