COVİD-19 ve D Vitamini: Asemptomatik Ve Ağır Hastalar Arasındaki Fark, İnflamatuar Yanıta Olan Etkisi


  • Aralık 02, 2020
  • 10833

COVİD-19 hastalığında klinik seyir, karakteristik olarak çok değişkenlik gösterebiliyor. Çalışmalar, %10 ila 15 vakanın ciddi hastalık geliştirdiğini ortaya koymakta. Yakın zamanda D vitamini bu klinik ağırlık seviyesini belirleyen etkenlerden biri olarak öne çıktı. Nature dergisinde geçtiğimiz ay yayınlanan ve tercüme ettiğimiz bu 6 haftalık prospektif gözlem çalışmasının hedefi COVİD-19 hastalarında D vitamini düzeylerini, inflamatuar yanıtı ve bunun hastalık seyrinin ağırlığı üzerindeki etkisini incelemek.

Detaylı bilgi için makalenin tamamına bu linkten erişim sağlayabilirsiniz.

Çalışma için 30 ila 60 yaş arasında toplam 154 COVİD-19 hastası katılımcı seçilmiş. Gebe, kronik obstrüktif akciğer hastası, hemodiyaliz alan kronik böbrek hastası ve kemoterapi alan kanser hastaları çalışmaya dahil edilmemiş. A Grubunda asemptomatik (91 hasta), B Grubunda ise YBÜ de izlenen ağır hastalar (63 hasta) var. Serum 25-hidroksi D vitamini ve buna ek olarak IL-6, TNF-alfa ve ferritin düzeylerine bakılmış.

İki grup arasındaki ortalama D vitamini seviyesi farkı oldukça anlamlı; A grubunda 27.89 ± 6.21 ng/ml iken B grubunda bu 14.35 ± 5.79 ng/ml. Rehberlerden yola çıkarak 20 ng/ml’ nin altındaki 25-OH D vitamini seviyesi eksiklik olarak kabul edilmiş. Buna göre toplam 154 hastadan 90’ında D vitamini eksikliği mevcut: İlk grupta %32.96 olan D vitamini eksikliği prevalansı ikinci grupta 96.82% saptanmış. İskelet sisteminden ayrı durumlar için ise kabul edilen cut-off değeri 30 ng/ml, bu değişiklik B grubundaki prevalansı %100’ e çıkarıyor.

Ayrıca bakılan serum inflamatuar belirteçleri D vitamini eksikliği olan COVİD-19 hastalarında daha yüksek ölçülmüş. Ölüm oranı D vitamini eksikliğinde daha yüksek (%21 e karşı %3), ağır hastalarda D vitamini seviyesi belirgin düşük ve inflamatuar yanıt D vitamini eksik olanlarda yüksek.

Şu ana kadar geliştirilmiş kesin bir tedavi ya da aşı elimizde yok, bu nedenle eğer prognozu modifiye edilebilecek faktörler saptanırsa hastalığın ağır geçmesinin önüne geçilebilir. Akla ilk gelen faktör viral yük olmuştu. Ancak viral yükün hastalığın ağır seyretmesi veya ARDS’ ye yol açmasıyla ilgili bir bağlantı olmadığı gösterildi.

Kan grubu medyada öne çıkan bir başka faktör. Ama hiçbir kan grubuyla entübasyon riski veya mortalite arasında korelasyon olmadığı kanıtlandı. COVİD-19 da görülen akut akciğer hasarının başlıca sebebinin konaktaki kontrolsüz immun reaksiyon olduğunu biliyoruz. Bunu takip eden sitokin fırtınasının sonuçları ise yaygın doku hasarı ve koagülasyon bozukluğu. İtalya'dan bilim insanları mikrovasküler COVİD-19 akciğer damar tıkayıcı ve trombo inflamatuar sendromu adını verdikleri mekanizmayı COVİD-19’da görülen akciğer hasarından sorumlu tutuyor. TNF-alfa, IL-1β, IL-8, IL-12 patogenezde rol oynuyor ve en önemli medyatör IL-6.

D vitamininin en çok bilinen etkileri kemikler ve Ca-P metabolizması ile ilgili ama bu molekül aynı zamanda immün sistemde de temel bir göreve sahip. Makrofajlar, B ve T lenfositler, nötrofiller ile dendritik hücrelerle etkileşiyor. B ve T lenfositleri D vitaminin aktif metaboliti olan 1,25 OH D vitamini üretebiliyor ve böylece T hücre proliferasyonu ve aktivasyonu inhibe ediliyor. ayrıca, D vitamini proinflamatuar sitokinlerin üretilmesini inhibe ediyor ve antiinflamatuar sitokinlerin üretimini artırıyor. Edinilmiş bağışıklık sistemini inhibe eden D vitamini, doğal bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve sonuç olarak immun yanıtı dengeleyerek anti-inflamatuar sürece katkı sağlıyor.

Yukarıda özetlediğimiz çalışma gibi başka araştırmalarda da D vitaminin COVİD-19 enfeksiyonun prognozuna etkisi gösterilmişti. Ancak buna ek olarak D vitaminin COVİD-19’ da gelişen inflamatuar yanıtla korelasyonuna bakan bu kadar kapsamlı bir çalışma henüz yayınlanmadı.

Son olarak bu çalışmadaki kısıtlamalar şöyle; tek merkezli ve D vitamini eksikliği prevalansının halihazırda yüksek olduğu bir yerde yapılması, enfeksiyonun başından hastaneye yatışa kadar olan sürenin çalışmanın kapsamı dışında olması ve komorbiditelerin inflamasyon üzerine etkisinin incelenmemiş olması.

Tüm bu anlattıklarımız şu anlama geliyor, D vitamini eksikliği olan COVİD-19 hastalarında ağır hastalık riski ve mortalite artıyor. İnflamatuar yanıtın şiddeti de bu kişilerde daha yüksek. Bu araştırmanın yazarları, risk grubundaki hastalara yönelik D vitamini takviyesi yapılmasını öneriyor.

Dr. Şirin Atay


Bu HABERİ Paylaş!