Dişhekimi Sevinç Özgüner’in Savunduğu Değerler Hafızalarımızdan Ve Yüreğimizden Silinmeyecek


  • Mayıs 24, 2011
  • 2956

Barış ve demokrasi düşmanlarınca 23 Mayıs 1980 günü evinde katledilen, dönemin TTB Merkez Konseyi Üyesi Dişhekimi Sevinç Özgüner Odamızda yapılan törenle anıldı. 23 Mayıs 2011 Pazartesi günü yapılan törene Odamız Yönetim Kurulu Üyeleri, TTB Merkez Konseyi Üyeleri Dr. Hüseyin Demirdizen ve Dr. Osman Öztürk, Sevinç Özgüner’in kızları Alev ve Işıl Özgüner, Sevinç Özgüner’in dönem arkadaşları, yakınları, çeşitli sendika, demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldılar.

Törenin açılış konuşması Oda Başkanımız Prof. Dr. Taner Gören tarafından yapıldı. Dr. Gören, yaptığı konuşmada Sevinç Özgüner’in hayatı ve geride bıraktığı değerlerin bugün hala önemini koruduğunu ve yürütülen mücadeleye ışık tuttuğunu dile getirdi. Ardından Odamız İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Dr. İncilay Erdoğan tarafından Sevinç Özgüner’in hayatı ve 12 Eylül darbesi öncesi katledilen biliminsanlarıyla ilgili görsel sunumlar gerçekleştirildi.

Sunumların ardından, TTB Merkez Konseyi adına Dr. Hüseyin Demirdizen, Prof. Dr. Gençay Gürsoy ve Sevinç Özgüner’in yakınları, dostları konuşmalar yaptılar. Konuşmaların ardından Ressam Esra Caruş, Sevinç Özgüner anısına yapmış olduğu tabloyu Oda Başkanımız Dr. Taner Gören’e sundu.

SEVİNÇ ÖZGÜNER İNSAN HAKLARI, BARIŞ VE DEMOKRASİ ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNE VERİLDİ

Törende her yıl 14 Mart Tıp Haftası etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen “Sevinç Özgüner İnsan Hakları, Barış Ve Demokrasi Ödülleri” de sahiplerine verildi. Bu yılki ödül, Muğla Devlet Hastanesi hekimi ve Muğla Tabip Odası Başkanı Dr. Naki Bulut ile Muğla Üniversitesi’nde öğrenciyken uğradığı ırkçı saldırı sonucu hayatını kaybeden Şerzan Kurt’un ailesine verildi.
Ödül sahiplerinden Dr. Naki Bulut, Muğla Devlet Hastanesi’ne muayeneye getirilen hükümlüyü jandarma ve infaz koruma memurları önünde muayene etmeyi reddetmiş ve hakkında “Devleti 19 lira 20 kuruşluk zarara uğrattığı” gerekçesiyle dava açılmıştı.

Dr. Bulut meslek etiğine uygun davranması karşısında açılan davayı; “İnsan haklarını ve hasta haklarını ihlal eden bir devletin hekimi olacağıma, hekimlik meslek etik kurallarına aykırı davranan bir hekim olacağıma, devletin 19.20 lira zarar etmesine neden olmak; devletimizin onuru dikkate alındığında daha küçük bir kayıptır. İnsan haklarını tanımayan, devletin kendilerine verdiği yetkileri kötüye kullanan kişilerin, devlete verdikleri maddi ve manevi zararın karşılığı hesaplanamayacak kadar büyüktür,” sözleriyle karşılamıştı.

Ödülün diğer sahipleri 12 Mayıs 2010 tarihinde Muğla Üniversitesi’nde “Derin” lakaplı bir polisin silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybeden Şerzan Kurt’un anne-babası oldu. Oğullarını 21 yaşında kaybeden Nejla ve Ömer Kurt, hastanenin teklifini dahi beklemeden oğullarının organlarını bağışlamış, ardından yaptıkları tüm açıklamalarda istedikleri tek şeyin barış ve kardeşçe yaşamak olduğunu ifade etmişti.

Ödül sahiplerinin törende yaptığı konuşmalar duygulu anlar yaşanmasına sebep oldu. Dr. Naki Bulut, Muğla Devlet Hastanesi Yoğun Bakımı’ndaki son anlarında bilinci kapalı olan Şerzan Kurt’un elini tutarak destek olmaya çalıştığını anlattı. Dr. Bulut “O gün, o zor anlarda elini tuttuğum Şerzan Kurt’un anne-babasıyla aynı ortamda bulunmak, bugün onların ellerini tutmak benim için onurdur” dedi.

Ömer Kurt ise ödülünü alırken yaptığı konuşmada; Şerzan Kurt’u hayattan kopartan saldırının aslında tek bir kişiye değil, barışa, kardeşliğe, yapılmış bir saldırı olduğunu, anne-baba olarak tek istediklerinin  barış olduğunu, karanlık odakların açığa çıkartılması olduğunu dile getirdi.
Anma töreni sanatçı Özcan Gül’ün duduk dinletisiyle son buldu.


Bu HABERİ Paylaş!