İstanbul Tabip Odası “Hekimlikte Sendikalaşma Çalışma Grubu” Toplantılarına Başladı


  • Şubat 21, 2011
  • 2719

20 Şubat 2011 Pazar günü İstanbul Tabip Odası’nda gerçekleştirilen ilk toplantıda “hekimlikte özlük sosyal ve demokratik haklar” konusu tartışmaya açılarak, bilgi paylaşım süreci başlatıldı. Toplantı İstanbul Milletvekili Dr. Sacit Yıldız, Diş Hekimleri Odası, Avukatlar Sendikası  temsilcileri, Kültür Sanat Sendikası Başkanı  ve duyarlı hekim kitlesinin katılımıyla yapıldı

Dr. Arda Saygılı, “İLO sözleşmeleri çerçevesinde hekimlerin özlük, sosyal ve demokratik haklarına bakış” sunumunda emeğin metalaştırıldığı günümüzde, varalon krizi aşmada ve ertelenmesinde ücretli çalışan hekimlerin daha yoğun bir emek ve artı değer sömürüsüne maruz kaldığını vurgulayarak İLO’nun “Evrensel ve sürekli barış ancak sosyal adalet ile sağlanabilir” ve “Emek bir ticari mal değildir”  ilkesinden hareketle Türkiye’nin de kabul ettiği üç önemli sözleşme (sendika özgürlüğüne ilişkin 87 sayılı sözleşme-örgütlenme hakkının güvenceye alınması ve özgür toplu pazarlık olmasına ilişkin 98 sayılı sözleşme-151 sayılı kamu görevlileri ile ilgili sözleşme) gereklerinin yerine getirilmesi ve Avrupa Birliği uyum sürecinde “insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı” olarak da kabul edilen bu sendikal haklar konulu sözleşmelerin ekseninde mücadelenin yürütülmesinin önemli olduğunu belirtti.

Dünyada hekimlerin özlük, sosyal ve demokratik haklarında günümüzdeki durum açısından Kanada örneğini inceleyen Dr. Akif Akalın Kanada sağlık sisteminde; tıp eğitiminin zor ve çok pahalı  olduğunu, sağlık sisteminin sosyal özelliğinin giderek kaybettiğini, özel hekimliğin daha önce yasak olmasına rağmen giderek  yasağın kalktığını; “ Bütün sağlık hizmetleri devlet bütçesinden finanse ediliyor(du)” söyleminin yerleştiğini, hasta katkı paylarının var olduğunu ve giderek arttığını, yine son yıllarda bazı sağlık hizmetlerinin kapsamdan çıkartılmaya başladığını, hekimlerin sözleşmelerini Meslek Örgütü ile Eyaletler arasında yıllık olarak yapıldığını belirtti.

Almanya örneğini dile getiren Dr. Ümit Şen kapitalizmin sağlık hizmetlerini uluslararası tekellerin vahşi bir özelleştirme planı ile Almanya’da pratiğe geçirdiğini ve hekim  sendikal hareketinin tıp dernekleri ve tabip odasının fonksiyonlarını bütünleyici bir hareketle ortak mücadele verdiklerini ifade etti. Almanyada hekimlerin sendikal mücadele tarihinin 1900 yılların başında ortaya çıktığını vurguladı.

Dr. Samet Mengüç ABD’deki toplam işgücünün %4’ünü hastane sağlık çalışanları oluşturduğunu, devletin hastane işletmesinde ve doktor istihdamında yer almadığını,  üniversitelerin hemen hemen tamamın özel işletmeler olduğunu, “Hekimlerin malpraktise karşı yaptırdıkları meslek sigortası harcamalarının 2005 yılında yüzde 37 oranında arttığını, sendikalaşma oranının 2009 yılında 15.3 milyon kişi ile yüzde 12’lere düştüğünü de vurgulayan Mengüç son verilere göre sağlık sektöründe yeniden sendika üyeliğinin artma eğiliminde olduğu söyledi.

Dr. Kemal Özay Bulgaristan’da Dünya  Bankası  tarafından  “Sağlıkta  Yeniden  Yapılanma”  için  63.3  milyon  dolarlık  bir  kredi  verildiğini ancak paradoks olanın  bu  uygulamaların  sonucunda bebek  ölüm  hızlarında  artış , ortalama  yaşam  süresinde  ise kısalma  olduğunu belirtti. Özay, Kamu  sağlık  kuruluşlarında  çalışan  hekimlerin  diğer  sağlık  çalışanları  ile  birlikte  “Bulgaristan  Sağlık  Hizmetleri  Sendikası”   çatısı  altında  örgütlendiğini ve ulusal  düzeyde  ilk  toplu  sözleşmenin  sağlık  çalışanları  tarafından  yapıldığını anlatarak ülkemizdekine benzer yapılan sağlık reform  süreciyle  beraber  hastanelerin  işletme  haline  geldiğini, performans  sistemine  göre  çalışan  pek çok  uzmanlık  alanında  hekim  gelirlerinin  önemli  oranda  düştüğünü kısaca bir yıkım süreci yaşandığını vurguladı.

TTB hukuk bürosundan Av. Ziynet Özçelik “Türkiyede  hekimlerin mesleki, sosyal ve demokratik haklarında gelinen durum” başlıklı sunumunda yeni sağlık sistemi açısından yapılan yasa değişiklikleri ile mesleki bağımsızlığın giderek azaldığını, hekimler açısından daha yoğun ve kuralsız bir çalışma ortamının ortaya çıktığını belirterek Türk Tabipleri Birliği’nin çalışma ve özlük haklara yönelik kanun yasa önerisindeki;

 İş güvencesini yok eden sözleşmeli çalışma biçimlerinin ve zorla çalıştırmanın ortadan kaldırılması
 Tek işte çalışarak insanca yaşamaya yetecek, emekliliğe yansıyan, insancıl bir ücretlendirme yöntemi
 Mesleki gelişimi özendirici ve destekleyici bir izin ve karşılıklandırma sistemi
 Fazla çalışma dahil hafta da en fazla 56 saatlik çalışma süresi
 Toplu sözleşme ve grev hakkını içeren sendikal haklar
 Her türlü şiddetten arınmış, sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarını sağlanması
 Tıbbi hataları önlemeyi ve hastaların zararlarını derhal karşılamayı amaç edinen kamusal bir zarar karşılama sistemi ve  kurumun olması

düşüncelerinin altını çizdi.

Tartışma bölümünde katılımcılar;

 Başta özel hekimler olmak üzere tüm hekim gruplarının daha yoğun bir mücadele sürecine girdiği
 Haklar konusunda her türlü örgütlü mücadele yollarının değerlendirilmesi ve bu açıdan sendikal mücadele yönteminin de değerlendirilmesi
 Sendikal mücadele açısından işkolu ve mesleki sendikacılık seçeneklerinin tartışılması
 Yürütülecek olan mücadele açısından diğer sağlık meslek odaları ile birlikteliğin devam etmesi
 Mücadelenin TTB ya da sendikal örgüt yapıları içerisinde sürdürülme kavramlarından çok mücadelenin doğru örgütlenmesi
 Verilecek olan mücadelenin TTB’nin yıllardır sürdürdüğü temel ilkeler ve değerler çerçevesinde yürütülmesi
konularında görüşlerini belirttiler.

Toplantı sonunda bu tür bilgilenme toplantıların sürdürülmesinin önemli olduğu vurgulanarak bir sonraki toplantıda “Hekimlikte Çalışma Biçimleri ve Ücretlendirme Modelleri” konusunun işlenmesinin uygun olacağı belirtildi.

Hekimlikte Sendikal Mücadele Çalışma Grubu


Bu HABERİ Paylaş!