Aile hekimlerinin hukuki statüsü nedir?Üye olmak zorunda mıdır?Aidat miktarı nasıl belirlenir?


  • Eylül 10, 2010
  • 4863

Bilindiği gibi tabip odalarına üyelik 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 7. maddesinde düzenlenmektedir. Bu maddenin 1. fıkrasında belirtildiği üzere “Bir tabip odası sınırları içinde sanatını serbest olarak icra eden tabipler bir ay içinde o il veya bölge tabip odasına üye olmak ve üyelik görevlerini yerine getirmekle yükümlüdürler.”

Maddenin ikinci fıkrasında ise, isteğe bağlı olarak üye olabileceklerin kimler olduğu gösterilmiştir. Buna göre, “kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde asli ve sürekli görevlerde çalışanlar” da tabip odalarına üye olabilirler.

Bu durumda 5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun uyarınca yapılan aile hekimliği sözleşmesine bağlı çalışmanın, 6023 sayılı Yasanın 7. maddesinin 2. fıkrası kapsamında sayılıp sayılmayacağı üzerinde durulmalıdır.

Yasanın 3. maddesi uyarınca; aile hekimleri Sağlık Bakanlığı ile bir sözleşme yaparak mesleklerini icra etmektedirler. Bu sözleşme, kamusal bir hizmeti vermek üzere kamu otoritesiyle yapılmakla birlikte, ilgili kanun gereği özel hükümlere sahip bir sözleşmedir. Bu yönüyle aile hekimliği sözleşmelerini, kamu kurumları ile işyeri hekimi arasında yapılan işyeri hekimliği sözleşmelerine benzetmek olanaklıdır 

Diğer taraftan, aile hekimliği hizmeti “aile sağlığı merkezleri”nde verilmektedir.
Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğin 18. maddesi uyarınca
aile sağlığı merkezi (Yönetmeliğin 19. maddesinde sayılan fiziki koşulları
taşıyan mekanda) bir yada daha fazla aile hekimi tarafından açılabilir. 5258
sayılı Yasanın 4. maddesinde de belirtildiği gibi, hazine, belediye veya il
özel idaresine ait taşınmazlardan aile sağlığı merkezi olarak
kullanılması uygun görülenler, Maliye Bakanlığı, belediye veya il özel idarelerince bu amaçla kullanılmak üzere doğrudan aile hekimine kiraya verilebilir. Bu
düzenlemelerden anlaşıldığı üzere, özel sağlık kuruluşu niteliğindeki “aile sağlığı
merkezlerinin” kirası aile hekimi tarafından ödendiği gibi, aile sağlığı merkezinin diğer tüm giderleri de aile hekimi tarafından karşılanmaktadır. Bu özellikleriyle ele alındığında aile hekimliğinin, 6023 sayılı kanunun 7. maddesinin 2. fıkrası kapsamında kabul edilmesi olanaklı görünmemektedir. Bu durumda;

• serbest çalışmakta iken aile hekimliği sözleşmesi imzalamış hekimlerin

6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 7. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen serbest çalışma biçiminde mesleklerini icra etmeye devam ettikleri için, tabip odalarına üyelik yönünden de bu düzenlemeye tabi olacaklardır

• kamu görevlisi iken aile hekimliği sözleşmesi imzalamış hekimlerin;

5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun’un 3. maddesi gereği kadroları ile ilişkileri devam etmesine rağmen, 6023 sayılı Kanunda üyelik için kabul edilen ölçüte göre serbest çalışmaya başladıkları kabul edileceğinden tabip odasına üye olmaları, tercihlerine bağlı değil zorunlu bir hal almıştır. 

 
Hekimlerin üyeliklerinin başlangıcı aile hekimi olarak ilgili oda çevresinde çalışmaya başladıkları tarihten bir ay sonrasıdır. Aidatların da bu tarih dikkate alınarak ve mesleğini serbest olarak icra eden hekimler için belirlenen orana uygun olarak hesaplanması gereklidir. 

Bilgilerinize sunulur. 05.06.2010

Hukuk Bürosu


Bu HABERİ Paylaş!