Herkese Eşit Nitelikli Sağlık Hakkı İçin Dr. Naki Bulut’un Yanındayız!


  • Ağustos 27, 2010
  • 2413

Halen Muğla Tabip Odası Başkanlığını yürüten ve Muğla Devlet Hastanesi’nde görevli Genel Cerrahi Uzmanı Opr.Dr. Naki BULUT; Anayasanın 90. maddesine, İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi’ne, İstanbul Protokolü’ne, Hasta Hakları Yönetmeliği’ne, İnsan Haklarının temel değerlerine, yasal mevzuatlara uygun davranarak, mesleğini etik kurallar ve insan mahremiyetini gözeterek yapmak istediği için “ Devleti zarara uğrattığı” gerekçesiyle 19.20 TL para cezası ile cezalandırılarak hakkında soruşturma açıldı.

Konuya ilişkin bugün (02.08.2010) İstanbul Tabip Odası’nda Türk Tabipleri Birliği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Adli Tıp Uzmanları Derneği ortak bir basın açıklaması düzenlediler.

Açıklamaya, TTB 2. Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve ATUD Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer katıldı.

Basın toplantısının açılış konuşması Prof. Dr. Özdemir Aktan tarafından yapıldı. Aktan açıklamasında, “Hepinizin bildiği üzere meslektaşımız Sayın Dr. Naki Bulut, bir tutukluyu kolluk kuvvetlerinin yanında insan hak ve özgürlüklerine ve meslek etiği kurallarına uyarak muayene etmek istediği için para cezasına çarptırılarak hakkında soruşturma açılmıştır. Elbette bu trajikomik olay hepimiz çok üzdü.
Ancak sevgili meslektaşımız, bir hekimin yapması gereken en doğru hareketi yapmış ve hasta ve insan haklarına sahip çıkmıştır.
Ayrıca biliyorsunuz Dr. Naki Bulut Genel Cerrahtır. Türk Cerrahi Derneği de arkadaşımızın sonuna kadar arkasında durarak bu olayı kınayan bir açıklama yapmıştır. Dolayısıyla ben hem Türk Tabipleri Birliği adına hem de mensubu bulunduğum Türk Cerrahi Derneği adına yapmış olduğu bu davranış nedeniyle kendisine teşekkür ediyorum” dedi.

TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan’ın ardından söz alan ATUD Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer ise yaşanan bu olayın meslek etiği ve yasalardaki yeri boyutunda değerlendirdi. Dr. Naki Bulut’un yaşamış olduğu bu durumun hekimlerin neredeyse her gün yaşadıkları bir problem olduğunu ifade etti.

Tutukluların tedavi alma sürecinde, jandarmanın ya da güvenlik görevlilerinin ortamda bulunması,  sağlıklı muayene olanaklarını ortadan kalktığına dikkat çeken Biçer, bu durumun ayrıca hekim ve hasta arasındaki gizlilik ve güven ilişkisini de sekteye uğrattığını ifade etti.  Prof. Dr. Ümit Biçer sözlerine şöyle devam etti: “Ama Türkiye’de bu etik kural Adalet Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan üçlü protokole göre ihlal edilmektedir. Bu ihlal nedeniyle her gün hekimler jandarma ya da güvenlik görevlileri ile karşı karşıya getirilmekte ve bu olayda olduğu gibi komik bir soruşturma, komik bir talep gündeme çıkabilmektedir. Buradaki etik tutumla ilgili olarak hasta hakları yönetmeliği, biyotıp sözleşmesi, diğer taraftan hükümlü ve tutuklularla ilgili olarak 2005 yılından sonra yapılan yakalama ve gözaltı yönetmeliğinde yapılan değişiklikler aslında çelişki oluşturmakta, bu çelişkinin giderilmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla son olarak hasta ve hekim arasındaki etik kuralları ihlal eden bu üçlü protokolden Adli Tıp Uzmanları Derneği olarak Sağlık Bakanlığı’nın imzasını çekmesini istiyoruz” dedi.

Prof. Dr. Ümit Biçer’in ardından söz alan TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı olayı insan hakları boyutuyla değerlendirdi.

Fincancı açıklamasında, insan hakları savunuculuğunu tüm insanlar için kurgulamak gerektiğine dikkat çekerek İsrail saldırısına uğrayan Mavi Marmara mağdurları için Hükümet’in, Sağlık Müdürlüğü’nün ve Sağlık Bakanlığı’nın etkin bir işkence tespiti yapılabilmesi için son derece hassas davrandığını ifade etti. Ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu sevindirici bir durumdu elbette. Ancak bu güzel insan haklarına duyarlı tutumu bu ülkede yaşayan herkes için göstermek gerekiyor. Dolayısıyla Dr. Naki Bulut’un sevgili meslektaşımızın, hastanın haklarını gözeterek, hastanın mahremiyetini korumak adına üçlü protokolü işletmeye çalışanlara direnmesi bu hakların tüm insanlığa yayma çabasının bir parçasıdır. Dolayısıyla biz Türkiye İnsan Hakları Vakfı olarak Dr. Naki Bulut’a teşekkür borçluyuz. En azından insan haklarının korunmasının belli gruplara ait olmadığını unutmamak gerekiyor. Son olarak Mavi Marmara olayında insan hakları savunucularının burada bu tutumdan vazgeçmelerini kınamak gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Basın Açıklaması İçin Tıklayınız.


Bu HABERİ Paylaş!