İŞ GÜVENCEMİZ, MESLEK ONURUMUZ İÇİN YÜRÜDÜK


  • Ağustos 25, 2010
  • 1612

14 Mart Tıp Haftası kapsamında sağlık alanında yaşanan sorunları ve sağlık çalışanlarının taleplerini dile getirmek üzere 12 Mart 2010 Cuma günü ortak bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi.

İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, SES İstanbul Şubeleri ve Dev Sağlık-İş tarafından gerçekleştirilen yürüyüş saat 12.30’da Ayasofya Meydanı’nda başladı. “Sağlıkta Deprem ve Artçı Sarsıntılar Sürüyor: Katkı-Katılım Payı Kaldırılsın, Kamu Hastane Birlikleri Tasarısı Geri Çekilsin” pankartı arkasında bir araya gelen hekimler ve sağlık çalışanları, İl Sağlık Müdürlüğü önüne dek “Sağlık Haktır Satılamaz”, “Ne 4-B Ne 4-C Çalışanlara Güvence”, “Kamu Hastane İşletmelerine Hayır” sloganları eşliğinde yürüdüler.

İl Sağlık Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasına vatandaşların ilgisi de yoğun oldu.


“Sağlığın Ticareti Olmaz, Sağlık Hakkımızdan İş Güvencemizden Vazgeçmeyeceğiz”

14.03.2010

Sağlık haftasında, sağlıkta özelleştirme operasyonunun yeni bir adımı ile karşı karşıyayız. Kamu Hastanelerinin özelleştirilmesini-kapatılmasını-satılmasını öngören, sağlık emekçilerinin güvencesiz-sözleşmeli çalıştırılmasını dayatan  Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor.
Bu operasyon, personel-kaynak-teçhizat ihtiyaçları karşılanmayarak kamu sağlık kurumları adım-adım çökertilerek başlatıldı. Hizmet   alanlarda memnuniyetsizlik yaratılarak,  özelleştirmenin  zemini oluşturuldu. Sağlık emekçileri ile hastalar ve hasta yakınları karşı karşıya getirildi.
Özel sağlık kurumlarına sevkin önü açılarak, kamu kaynakları özel hastanelere, tıbbi teknoloji ve ilaç tekellerine aktarıldı.
Bir yandan da,  kurulan döner sermaye işletmeleri ile, kamu sağlık kurumları işletme kurallarına göre çalıştırılmaya başlandı. Maaşlarımız  düşük tutularak, döner sermaye katkı payı ödemelerine muhtaç hale getirildik. Dönersermaye ödemelerinde işlem  sayısı ve kar üzerinden performans belirlenmesi uygulaması başlatılarak; sağlık emekçileri  hastanelerin ticarethane gibi işletilmesine ortak edilmeye, birbiri ile rekabete zorlanarak;  dayanışma-ekip anlayışı ve örgütlenme dağıtılmak istendi.
Sağlık hizmeti parçalandı, yemek, temizlik, güvenlik hizmetlerinde başlatılan taşeronlaştırma; kamu sağlık kurumlarının  laboratuar-radyoloji-ameliyathane bölümlerinin taşeron şirketlere devredilmesine kadar vardırıldı.
Artan nüfusa rağmen, personel sayısı artmadı, kadrolu personel eliyle, devlet tarafından  verilmesi gereken kamu sağlık hizmetlerinde, asıl istihdam biçimi geçici-sözleşmeli-taşeron çalıştırma haline geldi. Doktorlar, hemşireler başta olmak üzere, sağlık emekçileri güvencesiz-sözleşmeli çalıştırılmaya başlandı. Bugün işkolumuzda çalışanların 108 bini taşeron işçisi, 60 bin 4/b’li doktor- ebe-hemşire,  sayısı daha sınırlı da olsa 4/c’li, vekil ebeler, 4924, 4/b, 4/c adı altında binlerce sözleşmeli çalışan  var. Yani işkolumuzdakilerin %40’ ı iş güvencesinden yoksun.
Aile hekimliği uygulaması ile, koruyucu sağlık hizmetleri yok edilerek, sağlık ocakları muayenehanelere dönüştürüldü.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası  Yasası ile, sosyal güvence kapsamındaki sağlık hizmetleri sınırlandırılırken, hangi sağlık hizmetini, ne kadar süre ile alacağımız, Hükümetlerin iki dudağı arasına bırakıldı.
Sağlıkta özelleştirmenin diğer adı olan "Sağlıkta Dönüşüm Programı " ile
Muayene ücretleri %50 arttı. Kamu ve özel Sağlık kuruluşlarında her türlü işlem için cebimizden ekstra paralar çıkmaya başladı.Yeşil kartlılar dâhil herkese katkı payı getirildi. Hastaneye yatan ve ameliyat olan hastalardan katilim payı alınmaya başlandı. Özel hastanelere giden hastalar sağlık güvencesi olsa bile büyük paralar ödemeye başladı.Anne-babası sigortalı olmayan 18 yaş altı çocuklar için kısıtlamalar getirildi.
Birçok ilaç ödeme kapsamından çıkarıldı. İlaçta devletin ödediği pay düşürüldü, vatandaşınki arttı. Bakanlar, milletvekilleri Sağlık haklarını genişletiyor. Amerika'da tedavi oluyor. Sigortası olmayan, primini ödeyemeyenler ise ölüme mahkûm ediliyor. Kriz bahanesi ile işsiz bırakılan yüz binlerce emekçi ve ailesi sağlık güvencesinden mahrum ediliyor.
Özel hastaneler sınıflandırıldı, kamu hastanelerinin sınıflandırılması hazırlıkları başlatıldı. Böylece, parası olanlar 1.sınıf hastanelerde tedavi olurken, fakir-fukara 5. sınıf hastanelerde bakılacak.
Tam gün yasası ile,   sağlık emekçilerine esnek-kuralsız çalışma ve angarya dayatıldı.  Ucuz işgücü haline getirildi.  Ağır  iş yükü altında çalışan sağlık personeli,  geçinebilmek için daha  fazla çalışma, karşılığında hiçbir güvencesi olmayan-emekliliğe yansımayan  performansa dayalı döner sermaye ödemesine mahkum edildi.
Şimdi sıra, Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı ile; özerkleştirme adı altında özelleştirilerek, atanan 7 kişilik Yönetim Kurulu Üyesine, bina-teçhizat ve arsası ile birlikte satma-kapatma-devretme yetkisi tanıyan ,  sağlık emekçilerine sözleşmeli kölelik dayatmasını öngören, halkın vergileri ile kurulan  Kamu Hastanelerinin peşkeş çekilmesine geldi. Amaçlanan,  özel hastanelerin istediği gibi fiyat belirlemesi önünde engel olarak, haksız rekabet yaptığı düşünülen kamu hastanelerinin yok edilmesi, arazilerinin yağmalanması, sermayenin  sağlık alanında istediği gibi  kar etmesinin önündeki engellerin kaldırılması; özel sağlık şirketlerinin zincir hastanelerinin kurulması.  İzin verirsek, gideceğimiz nitelikli kamu hastanesi kalmayacak,
Hükümeti uyarıyoruz! Bu uygulamaların son bulması, herkese, eşit, ücretsiz nitelikli sağlık hizmeti sunulması ve herkese sağlık, güvenlik gelecek için "bu talepler benimde talebimdir"  diyen tüm halkımızı haklarına sahip çıkmaya, eylemlerimize destek olmaya çağırıyoruz!
Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı derhal geri çekilsin.  Sağlık  alanındaki her türlü özelleştirmeye son verilsin.  Sağlıktaki katkı-katılım payı ve her türlü ilave ücretlerin kaldırılması ve sağlık hakkının güvenceye alınması için, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası iptal edilsin. Herkese eşit-ücretsiz-nitelikli-ulaşılabilir sağlık hizmeti hakkı tanınsın. Kamu sağlık kurumlarına bütçeden kaynak aktarılsın.
4-B, 4C, 4924, VEKİL, TAŞERON adı altında güvencesiz çalıştırmaya son verilsin. Tüm sağlık emekçileri tek statüde ve güvenceli çalıştırılsın. Rekabeti körükleyen, kalıcı olmayan Performans ücretlendirmesi yerine; emekliliğimize de yansıyacak insanca yaşamaya yetecek, kalıcı ve güvenceli temel ücret  verilsin. Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı için; özlük haklarımız tanınsın. Meslek ve görev tanımlarımız yapılsın. Meslek hastalıkları ve iş kazaları bilimsel temelde ele alınsın ve bu alanda yasal düzenlenmeler yapılsın.


İSTANBUL TABİP ODASI
İSTANBUL DİŞ HEKİMLERİ ODASI
İSTANBUL VETERİNER HEKİMLER ODASI
DEV-SAĞLIK İŞ
SES İSTANBUL ŞUBESİ


Bu HABERİ Paylaş!