ABBAS GÜÇLÜ'NÜN YAZISI


  • Ağustos 25, 2010
  • 1846

TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?

Öğrenciler sordu, konunun uzmanları değerlendirdi. Ortaya çıkan Türkiye tablosu, iktidarın çizdiğinden çok farklı. Öğrencilerin bu konudaki yorumu, “Ankara hemen her konuda bulanık görüntü veriyor. Kime neye, güveneceğimizi şaşırdık” yönünde oldu. Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu’nda gerçekleşen programda, öne çıkan görüşlerden bazıları şöyle:

Prof. Dr. A. Özdemir Aktan (İstanbul Tabip Odası Başkanı)

-  Türk Tabipleri Birliği yıllardan beri tam gün çalışmayı, özelikle eğitim hastanesinde çalışan hekimlerin, tam gün çalışmasını savunuyor. Tam gün uygulanmalı ama bu yasayla değil. Mesele; sistemin güvensiz bir geleceğe, sözleşmeli bir sisteme doğru gitmesi. Eczacılar, TEKEL işçileri ve itfaiye çalışanları için de aynı sorun geçerli.

-  “Tam Gün Yasası” diyor ki; hekimlerin kazandığının 5’te 1’i’ni maaş olarak, yani güvenceli para olarak veririm, geriye kalan 5’te 4’ünü çalışarak kazanabilirsiniz. Yani bu yasayla gelecek sistem bizi sürekli daha fazla çalışmaya zorluyor. Karşı çıktığımız şeylerden biri bu. Hiç kimse bir cerrahın ameliyat ettiği 11., bir dahiliyecinin muayene ettiği 178. hasta olmak istemez.

-  110 bin hekim içerisinde muayenehanesi olan hekim sayısı 1200. Yani bu muayenehanelerin kapatılması meselesi değil. Yasaya yakından bakmak gerek. Örneğin, devlet diyor ki, fakir olanların sağlık primini ben ödeyeceğim. Ama sizi fakir sayabilmesi için aylık geliriniz asgari ücretin 3’te 1’i olması gerek. Yani tam bir kandırmaca.

-  Tam Gün Yasası ile çoğu hocamızın üniversiteden ayrılacağını düşünmüyorum. Çünkü çoğu para için değil, mesleklerinden keyif aldıkları için oradalar.

-  Eczacılar sokakta çünkü tüm bankacılık sistemimizin yabancıların eline geçmesi gibi, eczacılık sistemimiz de bir zincir sisteme gidecek. Bir yabancı sermaye gelip tümünü alacak. Ardından da hastaneler gelecek.

Faik Öztrak (CHP Tekirdağ Milletvekili)

-  Dünyada bize benzeyen 149 gelişmekte olan ekonomi var. Bu iktidarın yönetimi devraldığı 2002 senesinde, bu ülkeler içinde büyüme hızı bakımından 29. sıradayken, 2007’de 100., 2009’da ise 136. sıraya düşmüşüz.

-  Bu iktidar ile Türkiye ilk kez istihdam yaratmayan büyüme modeliyle karşılaştı.

-  2002 yılına dek Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri görev yapan tüm hükümetlerin biriktirdiği dış borç 129 milyar dolar. 2009 sonunda ise bu rakam 273 milyar dolar. Yani ikiye katlanmış durumda. İç borç ise 2002 sonunda 149.9 milyar lira iken, 2009’un üçüncü çeyreğinde 321 milyar lira. Bu arada doğrudan 40 milyar dolara yakın özelleştirme yapılmış.

-  En önemli mesele işsizlik. Ama Türkiye’de bir cambaza bak politikası var. Ekonomide yaşanan sorunları gizleyebilmek için sürekli farklı gündemler yaratılıyor.

-  Bugün tekrarlanan, “Kim gelirse aynı şeyi yapacak, sistem böyle” söylemi çok yanlış. Türkiye alternatifsiz değildir.

-  Hükümet IMF’yi bir opsiyon olarak tuttu. Sıkıştığı anda IMF ile anlaşıyorum deyip piyasaları sakinleştirdi. Ama IMF’siz yürüyorum diyen hükümetin politikaları IMF’den daha berbat.

-  Çiftçi son dönemde çok ciddi bir zulüm altındadır. .

-  Türkiye’nin en önemli sorunu yanlış büyüme stratejisi. Bu mart ayında borsaya 1 milyon dolar yatıran yabancı, 2 milyon 350 bin dolar aldı gitti. Hani rant ekonomisi bitmişti?

Prof. Dr. Süheyl Batum (Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi)

-  Biz özelleştirmeye karşı değiliz. Biz özelleştirmenin kayırmacılık şekline, yandaşları besleme şekline dönüştürülmesine karşıyız.

-  Bugün hak talep edenler susturulmaya çalışılıyor. İtfaiyeciler, TEKEL işçileri, demiryolu işçileri dayak yiyor.

-  Türk siyasetinde demokrasi filan yok. Siyasetin içinde halk yok. Siyaset 3-4 liderin eline kalmış, istediklerini yazıyorlar, istediklerini yazmıyorlar.

-  2002’den beri eksen kayması olduğuna inanmıyorum. Türkiye’nin ekseni çizildi. Çuval da onun bir parçasıdır. Eksen gidiyor ama züccaciye dükkânına girmiş fil gibi gidiyor.

-  Şu an siyasete girmeyi düşünmüyorum.

Faruk Loğoğlu (Emekli Büyükelçi)

-  ABD, Türkiye’ye hem enerji bağlamındaki konumu itibariyle, hem de medeniyetler çatışması, İslam terörü gibi sorunlar nedeniyle büyük önem veriyor.

-  Hamas, İran, Sudan gibi konulara bakıldığında bir eksen değişikliğinden güçlü bir şekilde bahsetmek mümkün.

-  Türk askeri çuval olayının karşılığını, bir gün, bir yerde mutlaka ABD’ye verecektir.

-  Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler koptuğu zaman bundan en çok dostumuz, yardımdaşımız addettiğimiz Filistin, Suriye, Lübnan zarar görür.

-  Rusya ile ilişkilerimizin iyileşmesi güzel ama ibre aşırıya kaçıyor. Rusya’ya bağımlı hale geliyoruz.


-  Türkiye’de birçok alanda öfke, mutsuzluk var. Türkiye’nin enerjisi, ekonomik kaynakları doğru yönlendirilmiyor. Türkiye’de adalet yok. En önemli eksik bu. Örneğin, beyin göçünde en önemli neden kaliteli eğitime erişmede fırsat eşitliğinin olmaması.

-  Ben dünyada birçok yeri gördüm, yaşadım. Tüm sıkıntılarına rağmen, dünyada yaşanacak en güzel yer Türkiye.


Bu HABERİ Paylaş!