SORUMLULAR HESAP VERMELİ


  • Ağustos 25, 2010
  • 18495

İstanbul Tabip Odası 08.09.2009 tarihinde yaşanan sel felaketinin ardından ağır hasar alan Silivri Çatalca Bölgesindeki hastanelerimizin durumuna ilişkin bugün Silivri Devlet Hastanesi’nin önünde basın açıklaması düzenledi.
Açıklamada, hastanelerin son durumunu ve hasar gören birimlerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin önerilerde bulunuldu.Ayrıca, İstanbul Tabip Odası olarak özellikle Silivri Devlet Hastanesi’nin dere yatağında inşa edilmesine izin veren ve göz yuman kamu görevlileri hakkında yasal işlem başlatılacağı ifade edildi.

 

 


Silivri Basın Açıklaması ( 17.09.2009) 

BASINA VE KAMUOYUNA

Salı sabahı saat 09–12 sıralarında yoğun yağış sonrası Silivri, Selim paşa, Çatalca bölgesinde bulunan dere yatakları taşmış, dere yataklarındaki rant alanlarına yapılan yapılar zarar görmüş, yaşam alanına açılan bölgelerde araçlarda nasibini almış en önemlisi onarlarca yurttaşımız yaşamını yitirmiştir. Bu arada selden kamu sağlık birimlerinin de zarar görmesiyle 9 günden beri bölgede yataklı sağlık hizmeti verilememektedir. Silivri ilçesinde Silivri Devlet Hastanesi, Selimpaşa Devlet Hatanesi ve Şerife Baldöktü Sağlık Ocağı, Çatalca da Çatalca İlyas Çokay Devlet Hastanesi selden hasar görmüştür.

Çatalca Devlet Hastanesi, iki bölümden oluşmakta olup, ilk bölüm çocuk esirgeme kurumu olarak yapılmış, ikinci büyük bölümü İlyas Çokay tarafından aynı yerde yapılarak Sağlık Bakanlığına bağışlanmıştır. Hastanenin dere yatağında yapılması nedeniyle acil ve poliklinik birimleri sel suları altında kalmış, acil dışında hizmet durmuştur. Halen yataklı hasta kabulü ve poliklinik hizmetleri yapılmamaktadır. Bu binanın il özel idaresi tarafından depremde zarar görmesi nedeniyle güçlendirme karar verilmiş ancak binanın dere yatağında olması nedeniyle Belediye binasının yanında yer alan Sağlık Grup Başkanlığı’nın da içinde yer aldığı arsaya 100 yataklı hastane yapılması uygun olacaktır.

Selimpaşa Acil Yardım ve Travmatoloji Hastanesi bodrum katı tamamen sular altında kalmış, elektrik sistemi tamamen çökmüş, ilaç ve malzeme deposu büyük zarar görmüş, arşiv içeriği sular altında kalmıştır. Yataklı sağlık hizmeti sunamayan hastanenin zemin katına dışarıdan sağlanan geçici elektrikle yetindiği bodrumun temizlik işlemleri devam etmektedir. Normalde düşük kapasiteyle çalışan hastanenin tam kapasiteyle çalışmasını sağlayacak önlemlerin biran evvel alınmasını, olası sel felaketine karşı bodrum katının başka amaçla değerlendirilmesi uygun olacaktır.

Prof.Dr. Necmi Ayanoğlu Silivri Devlet Hastanesi(SDH),2009 Mart ayında hizmet vermeye başlayan,150 yatak kapasiteli, henüz hizmet vermese de yoğun bakım ve hemodializ birimlerini içinde barındıran bölgenin oldukça iddialı hastanesinin Boğluca dere yatağının kenarına inşa edilmesi, son sel sonrası yaşananlar için bile bile lades deyimi pek uygun düşmektedir. Hastane bodrum katı tamamen sel sularıyla dolmuş, hastanenin en önemli sayılabilecek birimlerinden elektrik trafosu, laboratuar birimi, radyoloji, ilaç ve tıbbi malzeme birimi, arşiv, ayniyat ve araç-gereç içeren depo birimi, mutfak ve gıda deposu, morg, mahkûm koğuşu, çamaşırhane, ısıtma sistemi ve su deposu sular altında kalmış, malzemelerin büyük bir kısmı, ilaç-gıda gibi sudan etkilenen stoklar tamamen kullanılmaz hale gelmiştir.
Bodrum katta bulunan birçok tıbbi atık ve fosseptik bu sel sularıyla birlikte tüm bina içine girmiş, temizlik görevlileri ve sağlık çalışanlarının yaşamlarını tehdit etmiştir. Hastanedeki hasar bununla sınırlı kalmayıp, üst katlarda bulunan ameliyathaneye yağmur sularının sızması üzerine ameliyathane tavanı ve hepafilitre sistemi tahrip olmuş, elektrikler kesilmiş, ameliyatlara başlanılmaması hasebiyle büyük bir felaketten kıl payı kurtulunmuştur.
Hastanede yaşanan bu felaket sonrası hastalar başka hastanelere transfer edilmiş, hastaların tedavi süreci etkilenmiştir. Halen hastanenin sadece zemin katına dışarıdan kablolarla elektrik verilmekte, yataklı hasta kabul edilmemekte, ameliyatlar ve doğumlar yapılamamaktadır. Röntgen hiç, laboratuar hizmetlerinin çoğu verilememektedir. Dere yatağına yapılan binanın olası sel baskınında hastanenin lojistik sayılabilecek birimlerinin bodrum katta konuşlandırılması düşündürücü, üzücüdür.

Sel sonrası idarenin hiçbir önlem almadan sağlık çalışanlarının hayatını riske atma pahasına her türlü kontamine suları temizleyen belediye görevlilerinin arasında apar topar poliklinik hizmeti verilmesini toplumsal baskıyı azaltmak amaçlı olduğu, polikliniklerde çalışan tıbbi sekreterlerin alelacele ücretsiz izne çıkarılması, bodrum katın aynı şekilde kullanıma açma gayretleri düşündürücüdür. Sağlık Bakanlığına ve bu binanın burada yapılmasına ön ayak olan yetkili kamu görevlilerine soruyoruz:

1.Silivri Devlet Hastanesini, yetkili yetkisiz herkesin dere yatağı olarak bildiği, taşkınların sellerin su toplanma havzasına niye yaptınız?
2.İl Özel İdaresi, Silivri Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Sağlık Bakanlığı yetkilileri hastanenin dere yatağında yapılmasına niçin karşı çıkmamışlardır? Tüm bu yaşanan felaketlerden sonra sorumlu kişiler hakkında soruşturma açılacak mı?
4.Boğluca Deresi’nin ıslah çalışmalarını hızlandırmak için neler yapılacak?
3.Hastanenin Boğluca Deresi’nin ıslahı sonrası olası sel felaketinden etkilenmemsi için neler yapılacak?
5.Boğluca deresi ıslah edilene dek hastanenin olası sel faaliyetlerine karşı nasıl korunacak?
6.5 ay önce hizmete giren binanın 2 cm kaymıştır. Ameliyathane birimi yağmurdan zarar görmüştür. Bu nedenlerden dolayı binayı yapan firma hakkında incelene başlatılacak mı?

Hastanenin bodrum katı hâlihazırda kullanılmamalı, bodrumda bulunan röntgen-laboratuar-arşiv-depoların-elektrik sisteminin idari birime taşınması, idari birimlerinde bir üst kata taşınarak servislerin birer kat üste kaydırılmasının ilk etapta yapılmasının uygun olacağını düşünüyoruz.
Hasar gören hastanelerdeki sağlık çalışanlarının performans sistemi nedeniyle aldıkları maaşın çok az olması, gelirlerinin önemli bölümünün döner sermaye geliri olması nedeniyle önemli gelir kaybına uğrayacaklardır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı, bu dönemlerde merkezi bütçesiyle çalışanlarını maddi yönden desteklenmelidir.

Sonuç:

AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm projesinin bir parçası olan modern hastanelerin kamu imkânlarıyla yapılıp, işletme haline getirildikten sonra meclis gündeminde olan Kamu Hastane Birliği Yasa Tasarısıyla tamamen özelleştirip, sağlık çalışanlarının sözleşmeli çalışan haline getirilmesi süreci devam etmektedir. Birçok bölgede, bilimsel çalışmalardan ve planlamalardan yoksun yapılan oldukça yüksek maliyetlere mal olan gecekondu kamu hastanelerin, yeni bir sel felaketi olmadan eksiklikleri görülmeli, gözden geçirilmelidir. Ayrıca sağlık hizmeti verecek binalarının deprem sel gibi doğal afetlere karşı korunmalı yerleşkelerde yapılmasına özen gösterilmesini; hizmet binalarının kontrollerinin yeterince yapılmasından sonra devir alınması gerekir diye düşünüyoruz.
İstanbul Tabip Odası Olarak bu hastanelerin bundan sonraki sürecini izleyip özellikle Silivri Devlet Hastanesi’nin dere yatağında inşa edilmesine izin veren ve buna göz yuman kamu görevlileri hakkında yasal yollara başvuracağımızı bildirir, sağlık bakanlığının meslektaşlarımızın ve diğer sağlık çalışanlarının bu dönemde oluşacak mahrumiyetlerini gidereceği inancıyla bu süreci ısrarla izleyeceğimizi bir kere daha belirtir saygılar sunarız.         


İSTANBUL TABİP ODASI

 


Bu HABERİ Paylaş!