YAŞANAN SELİN BERABERİNDE GETİRDİĞİ SAĞLIK SORUNLARI AYLARCA SÜRECEK


  • Ağustos 25, 2010
  • 2124

Marmara Bölgesi ve özelde İstanbul'da yaşanan sel felaketinin yarattığı yıkımı, ortaya çıkan sorunları ve alınması gereken önlemleri kamuoyuyla paylaşmak üzere 11 Eylül 2009 Cuma günü Odamızda diğer meslek örgütleriyle ortak bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Basın toplantısına Oda Başkanımız Prof. Dr. Özdemir Aktan, Genel Sekreterimiz Dr. Hüseyin Demirdizen ve Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Komisyonu'muzdan Doç. Dr. Özlem Sarıkaya'nın yanı sıra, İstanbul Sağlık Meslek Odaları, TMMOB İKK, İstanbul Barosu ve İstanbul Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası temsilcileri katıldı.

 

İstanbul Sel Felaketi Hızlı Sağlık Durum Değerlendirmesi Raporu İçin Tıklayınız.


ISTANBUL VE MARMARA BÖLGESİNDEKİ SEL FELAKETİNİNTOPLUM SAĞLIĞI VE SAĞLIK HİZMETLERİNE ETKİSİ

Meslek örgütleri olarak 7’nin üzerinde bir deprem tehdidi ile karşı karşıya olan bölgede yaşadığımız düşünüldüğünde gördüklerimizi, izlediklerimizi anlamakta, anlatmakta güçlük çekmekteyiz. Var olan sağlık kuruluşlarımızın %90’nın depreme hazır olmadığını konuştuğumuz dönemde yeni yapılan hastanelerin yer ve zemin seçiminin uygun olmadığı ve ilk afetle birlikte afetzede olduğu görülmektedir. 

Bilindiği gibi İstanbul'da 8 Eylül akşam saatlerinde başlayan ve 9 Eylül’ün ilk saatlerinde şiddetini artıran sağanak yağışı, özellikle batıda İkitelli bölgesi, Küçükçekmece, Avcılar, Silivri ve Çatalca ilçelerinde insan ve çevre sağlığını önemli ölçüde etkilemiştir. Bilinen ölü ve kayıpların yanı sıra sel, özellikle Silivri ve Çatalca ilçeleri ile bunlara bağlı sahil beldelerini önemli ölçüde etkileyen olağandışı durum, İstanbul ve bölgesinin en büyük sel ve kütlesel su hareketine bağlı felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçmiş ve milyonlarca dolar ekonomik kayba neden olmuş görünmektedir. Kamu yetkilileri olağanüstü durumun boyutlarını değerlendiren bir çalışmayı henüz toplumla paylaşmış değildir. Afetin sorumluluğunu tüm İstanbullulara yüklemek ve doğa olaylarına karşı çaresizliğe bağlamak, kamu yetkililerinin kendi sorumluluklarını hafifletemez.     

Doğa olaylarına bağlı gelişen afetlerden biri olarak sınıflanan seller, tüm Dünyada depremlerle birlikte en sık görülen, en fazla sayıda kişiyi etkileyen ve en fazla ekonomik kayba neden olan afet türüdür. Uluslar arası afet veri tabanına göre (CRED-CRUNCH) 2009’da seller 40 milyondan fazla insanı etkilemiştir.

Afetlerde afetin evrelerine göre sağlık hizmetlerinin önceliklerini belirlemek için hızlı sağlık durum değerlendirmeleri gereklidir. Bu amaçla, İstanbul Tabip Odası’ndan bir ekip 10 Eylül Perşembe günü, selden etkilenen bölgelerdeki sağlık durumunu, sağlık kuruluşları ve sağlık hizmetlerini yerinde değerlendirmiştir. Değerlendirmede, hasar kaldırma ve temizleme çalışmalarının sürdürüldüğü İkitelli bölgesindeki tır garajında en önemli problem, çalışma sahasında dağınık durumda bulunan ve etiketlerinden kimyasal madde içerdiği anlaşılan varil ve bidonların yaratacağı kimyasal kontaminasyon tehlikesidir. Bu materyalin incelenmesi ve uygun koşullarda bölgeden uzaklaştırıldıktan sonra çalışmalara devam edilmesi gereklidir. Sel genel olarak Çatalca çevresinde daha çok tarımsal alanların, ardında konut /işyeri ve kamu kurumlarının zarar görmesi şeklinde sıralanabilecek etkilenmişlik düzeyi; Silivri-Selimpaşa çevresinde konut –araç, kamu kurumları ve tarımsal alanlar şeklinde sıralanabilir.

Bölgede sağlık ocakları selden etkilenmemiş olmakla birlikte, Selimpaşa, Silivri ve Çatalca devlet hastaneleri hizmet veremez durumdadır. Hepsinin ortak özellikleri, su havzası ve bataklık zemin üzerine kurulmuş olmaları nedeniyle zemin katlarının selden tamamen etkilemiş olmasıdır. Arşiv, mutfak, depo, hastane eczanesi, elektrik donanımı gibi lojistik birimlerin yanı sıra bu katlardaki cerrahi, radyoloji, laboratuar ünitelerinde tıbbi ekipmanın tamamı kullanılamaz durumdadır. Hastanelerdeki drenaj sorunu önümüzdeki günlerde beklenen yağış sonrasında maddi hasarın daha da ağırlaşması olasılığını akla getirmektedir.

Sel ve su basmaları sonucu oluşan afetlerde ilk-acil evre ilk 3 gündür ve bu evrelerde kurtarma ve acil tıbbi yardım çalışmaları ağırlık kazanır. İkinci evre 4. günden 4. haftaya kadar geçen dönem olarak kabul edilir ve sel bölgelerinde su, gıda ve eşyalarla bulaşan enfeksiyon hastalıklarının arttığı ve hatta salgına dönüşebildiği bilinmektedir. Bu evre özellikle temel sağlık hizmetlerinin önem kazandığı bir evredir. Halkın temiz içme ve kullanma suyuna erişiminin sağlanması, çevre sağlığı denetimleriyle vektör, kemirici artışlarına yönelik alınacak önlemler, toplumun doğru ve yerinde sağlık mesajlarıyla bilgilendirilmesi, kesintiye uğrayan alt yapı hizmetlerinin hızlı onarımı, vb. ile bu evrenin en az zararla geçirilmesi hedeflenir.

ITO ekibinin yaptığı değerlendirmede, selin bir bölgedeki konut ve işyerlerini kullanılamaz hale getirirken belde veya kent merkezini sınırlı etkilediği gözlenmiştir. Bu nedenle, etkilenen bölgelerdeki, afetlerde risk grupları olarak bilinen ve sunulan hizmet ve yardımdan sınırlı düzeyde yararlanan veya hiç yararlanamayan yoksul, kadın, çocuk ve yaşlılara yönelik alt yapı, su, gıda, barınma ve temel sağlık hizmetinin hızlı, erişilebilir ve eşit verilmesi şarttır.    

Bölgede genel bir elektrik ve şebeke suyu kesintisi olmamakla birlikte, selden etkilenen kesimler bu hizmetlerden yararlanamamaktadır. Özellikle sahil şeridinde kanalizasyon şebekesi dışında kalan afetten önce foseptik çukurlarla idame edilen sistem sel suları ve ardında bıraktığı çamur altındadır. Bu nedenle, atık suların deniz ve diğer su kaynaklarına karışması muhtemeldir. Bölgelerde bir diğer tehlike selden etkilenmiş su depolarının temizlik ve denetimlerden önce kullanıma açılmasıdır. Bu konuda belediye ve sağlık ekiplerinin çevre sağlığı çalışmaları yaparak, doğru sağlık mesajlarını halka iletmesi ve temiz içme-kullanma suyu, güvenli gıda ve barınma desteği sağlaması esastır. 

Yaşanan sel ve beraberinde getirdiği sağlık sorunları aylar sürecektir. Seller sonrası en sık rastlanan sağlık sorunu bulaşıcı hastalıklar ve salgınlardır. Kamu yetkililerinin bilgi kirliliğini önlemek için olağandışı durumun evrelerine uygun bilgileri toplumla ve sivil toplum kuruluşlarıyla paylaşma konusunda şeffaf olması şarttır.

İlerleyen günlerde sağlık durumuna yönelik izlem ve değerlendirme (sürveyans) çalışmalarıyla birlikte temel sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi ve sağlık kuruluşlarının bu gereksinimlerine yönelik desteklenmesi kamu yetkililerinin sorumluluğudur.

Meslek örgütleri olarak etkilenen bölgelerde yaptığımız hızlı sağlık durum değerlendirmesini afetin ilerleyen evrelerine yönelik izlem ve değerlendirme çalışmalarıyla sürdürecek, bilgi ve önerilerini toplum ve yetkili kurumlarla paylaşacağız. Bölgede ortaya çıkabilecek sağlık sorunları dikkate alındığında, sağlık durum değerlendirmesi sonuçları etkilenen bölgelerde sağlık hizmetlerinin önceliklerinin belirlenmesinde ve sürdürülebilir bir sürveyans sisteminin kurulmasında temel oluşturacaktır.

İSTANBUL TABİP ODASI
İSTANBUL ECZACI ODASI
İSTANBUL DİŞHEKİMLERİ ODASI
İSTANBUL VETERİNER HEKİMLER ODASI
İSTANBUL BAROSU
TMMOB-ŞEHİR PLANCILARI ODASI İSTANBUL ŞUBESİ
TMMOB-MİMARLAR ODASI İSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESİ
TMMOB-İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ
İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ VE MALİ MÜŞAVİRLER ODASI

     11.09.2009


Bu HABERİ Paylaş!