SİGARA YASASINA KARŞI YÜKSELEN SESE CEVAP SAĞLIK MESLEK ODALARINDAN GELDİ


  • Ağustos 25, 2010
  • 1704

“Sigara kanunu, sigara içmeyenlere bugüne kadar yapılan haksızlığın özrüdür”

 19 Temmuz itibariyle yürürlüğe giren sigara yasasına karşı yapılan spekülasyonlara sağlık meslek odalarından açıklama geldi. Toplantıda, sigara yasasının ‘demokrasi kısıtlayıcı’ olduğuna ilişkin yapılan eleştirilerin asılsız olduğu vurgulanırken, Türkiye’de 50 milyon kişinin sigara içmediği halde sigara kullanan daha az sayıdaki insanın kirlettiği havayı solumak zorunda kaldığına dikkat çekildi.

Ülkemiz tarihinin en önemli halk sağlığı kanunlarından biri olarak hayata geçen ve kapalı alanlarda sigarayı yasaklayan 4207 sayılı kanunun “faşizan ve demokrasi kısıtlayıcı” olduğuna dair eleştiriler, sağlık meslek odalarını harekete geçirdi. 28 Temmuz 2009’da Odamızda ortak bir basın toplantısı düzenleyen İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacılar Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası ve İstanbul Veteriner Hekimler Odası spekülasyonlara cevap verdi.

Toplantıda su havzalarını kirletmenin yasak olması ve herkesin temiz suya ulaşmasının sağlanması gibi, iç ortamlarda havanın temizliği ve bunun güvence altına alınmasının bir sağlık konusu olduğu vurgulandı. Ortak kullanım alanlarındaki havanın sigaradan kaynaklanan kanserojen taneciklerle kirletilmesinin ‘özgürlük’ olamayacağının belirtildiği toplantıda yasanın, bugüne kadar sigara kullanmadığı halde sigara dumanına maruz kalan kişilerin haklarının iadesi ve korunması anlamına geldiği ifade edildi.

Sigara yasasının ‘demokrasi kısıtlayıcı’ olduğuna ilişkin yapılan eleştirilerin asılsız olduğunun belirtildiği toplantıda, Türkiye’de 50 milyon kişinin sigara içmediği halde sigara kullanan daha az sayıdaki insanın kirlettiği havayı soluduğu ifade edildi.

Toplantıda bir konuşma yapan Odamız Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan bugüne kadar yapılmış bilimsel ve istatistiksel bütün ölçümlerin sigara dumanını ikinci el solumanın kanser ve kalp hastalığına neden olduğunun bilimsel araştırmalarla kanıtlandığını belirtti. Aktan, bir yasanın çıkartılmasıyla o yasanın uygulanmasının ayrı şeyler olduğunu, yasanın eksiksiz uygulanması, toplumda kabul görmesi açısından hekimler olarak üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getireceklerini belirtti.

Toplantıya katılan Avukat Turgut Kazan ise işletmelerin korkusunun yersiz olduğunu, sigara içmeyenlerin bundan böyle rahatlıkla lokantalara, kafelere gidebileceğini belirtti. Kazan “Kanunun uygulanmasını istemeyen, karşı çıkan bazı işletme ve kahvehane sahiplerini sağlığın yanında olmaya davet ediyoruz. Bağımsız bilimsel çalışmaların tümü, kanunların işletmelerin zarar etmesine yol açmadığını göstermektedir. Aksine, sigara içmeyenlerin, çocuklu ailelerin, astım gibi akciger hastalığı olanların artık eğlence mekanlarına gitmeye başlamaları ile işletmelerin karlılık oranlarında artış olduğu tespit edilmiştir. Türkiye’de sigara kullanmayan insan sayısının çok daha fazla olduğu gerçeği unutulmamalıdır” dedi.

Toplantıda bir sunum yapan Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Dönem Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, sigara tekellerinin sigara yasasına karşı yanıltıcı bir propaganda gerçekleştirdiğine, bu propaganda çalışmalarında üzücüdür ki kimi sanatçıların da yer aldığına değindi. Dr. Dağlı yapılan bu yanıltıcı propagandanın bilimsel gerçeklerin üzerini örtemeyeceğini, pasif (ikinci el) dumanın kanser, kalp krizi gibi hastalıklara sebep olduğunu, hiç kimsenin, hiçbir kurumun insanları hasta etme pahasına hareket etmeye hakkı olmadığını vurguladı.


Bu HABERİ Paylaş!