Şimdi Cumhuriyet Zamanı. Cumhuriyet Okumak Dayanışmadır, Direniştir!


  • Aralık 08, 2016
  • 1617

Odamızın da bileşeni olduğu İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu (İMOK) yönetici ve üyeleri Cumhuriyet Gazetesi'nin tutuklu yönetici ve yazarlarının bir an önce görevlerine iade edilmeleri ve basın üzerindeki baskılara son verilmesi talebini dile getirmek üzere Cumhuriyet Gazetesi’ne dayanışma ziyareti gerçekleştirdi.

İstanbul Tabip Odası, İstanbul Barosu, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası başkan ve yöneticileri 7 Aralık 2016 günü 18.00’da Şişli Meydanı’nda buluştular ve toplu halde Cumhuriyet Gazetesi’ne gittiler. Heyette Odamız adına Başkanımız Prof. Dr. Selçuk Erez, Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Haydar Durak, Dr. Hakkan Hekimoğlu ile Dr. Hüseyin Demirdizen yer aldı.

Cumhuriyet Gazetesi önünde üyelerle buluşan heyet adına Oda Başkanları birer konuşma yaparak destek ve dayanışma duygularını ifade ettiler.

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez yaptığı konuşmada; “Bir memlekette demokrasi varsa aynı zamanda basın özgürlüğü de vardır. Çünkü vatandaş doğru oyu vermek için, doğru kararlara varabilmek için sadece hükümetin değil, muhalefetin de ne söylediğini öğrenmek zorundadır. Bunu gerçekleştiremeyen vatandaş objektif bir şekilde oy kullanamaz ve o ülkede de demokrasi var denilemez. Vatandaşlardan haberlerin, bilgilerin saklanıldığı bir ülke olmak istemiyoruz, gerçekleri öğrenmek için elimizden geleni yapacağımızı bir kez daha buradan Cumhuriyet Gazetesi önünden dile getiriyoruz” dedi.

Yapılan konuşmaların ardından ortak basın açıklamasını Dr. Hüseyin Demirdizen okudu. Açıklamada; “Basının baskılandığı, gerçekleri ve görüşlerini, eleştirilerini halka yansıtamadığı bir ülkede demokrasinin varlığından bahsedilemez. Vatandaşın, karşı karşıya bulunduğu sorunları sadece tek bir kaynaktan değil, bir çok kaynaktan ve farklı açılardan dinlemesi engellenmemelidir. Vatandaşın sadece iktidardan yansıtılan bilgilerle yetinmesini istemek onu yanıltmak anlamını taşır. Bu nedenlerle; basına uygulanan baskılara, kısıtlamalara, “şunu yazma, bunu basma” gibi zorlamalara, bu emirlere başeğmeyenlere verilen cezalara, basın organlarına kayyum atama girişimlerine, uygar ve demokratik ülkelerde asla rastlanmaz. “Memleket sadece beni dinlesin, başka şey bilmesin!” düşüncesi, esasen yönetimin kulak kabarttığında çok yararlanacağı görüşleri de engellemekte, basının bu yöndeki eleştirilerinin de artmasına neden olmaktadır.  Bu ülkede 1860 yılında yayınlanmış ilk resmi olmayan Türkçe gazetenin, Tercüman-ı Ahval’ın birinci sayısında Şinasi, yazdığı önsözde şöyle demekteydi: ‘Değil mi ki, bir toplulukta yaşayan halk bunca yasal görevlerle yükümlüdür; elbette ki söz ve yazı ile yurdunun çıkarları konusunda düşüncelerini bildirmeyi kazanılmış haklardan sayar. Eğer bu sav için kanıtlayıcı bir belge aranacak olursa, bilgi gücüyle zihni aydınlanmış uygar ulusların siyasi gazetelerini göstermek yeter.’ Bu satırların yazılmasından bir buçuk yüzyıl sonra bizim burada, yazarları, yöneticileri hapsedilmiş bir gazetenin bahçesinde basın hürriyetinin demokrasi için vazgeçilmez olduğundan bahsetmek zorunda olmamız çok acıdır. Atatürk Türkiyesi ile beraber doğmuş , Atatürk Türkiyesi’nin kuruluş ilkelerine bugüne kadar destek olmuş Cumhuriyet Gazetesi’nin yönetici ve yazarlarının bir an önce görevlerine iade edilmelerini ve basının üzerindeki baskılara hemen son verilmesini bu ülkede demokrasinin yok olmaması için istiyoruz” denildi. 

Basın açıklamasının ardından kurum temsilcileri Cumhuriyet Gazetesi Yöneticileri ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Basın metni için tıklayınız.


Bu HABERİ Paylaş!