İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof.Dr.Gürsoy: "Temel Sorun Ekim Eksikliği Değil"


  • Ağustos 18, 2010
  • 2379

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof.Dr.Gürsoy: "Temel sorun hekim eksikliği değil"

15 Mayıs 2002 günkü Cumhuriyet Gazetesi'nde İTO Başkanı Prof.Dr.Gencay Gürsoy ile yapılan bir röportajı yayınlandı.

Seçim sonuçlarını değerlendiren Prof.Dr.Gürsoy, sonuçların hekimlerin TTB politikalarını onayladığını ve Sağlık Bakanlığı güdümünde bir Tabip Odasının istemediğini gösterdiğini belirtti. "Eleştiri, katılım ve dinamizm istiyoruz." diyen Prof.Dr.Gürsoy, üyelerin Tabip Odasının her türlü faaliyete katılımının hedeflenildiğini ekledi.
Prof.Dr.Gürsoy, "Mecburi Hizmet" ile ilgili olarak "Bakanlığın Mecburi Hizmet konusunda ısrarlı olmayacağını umut etmek istiyoruz." dedi.

İnceleyebilmeniz için Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan röportajın tüm metnini aşağıya alıntılıyoruz.


***

CUMHURİYET- Tabip Odaları seçimleri bugünlerde tamamlandı. Sonuçları genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Prof. Dr. Gencay GÜRSOY- Öncelikle seçimlere katılarak görevlerini yerine getiren bütün meslekdaşlarıma, İstanbul Tabip Odası Yeni Yönetim Kurulu adına teşekkür etmek istiyorum. Oylarıyla bize güvenlerini gösteren meslektaşlara ise hem teşekkür ediyor hem de herkesten önce onlardan, oda çalışmalarına aktif katılım bekliyorum. Yapılması gerekenler, Yönetim Kurulunun tek başına üstesinden gelemiyeceği kadar kapsamlı. İstanbul'da aldığımız sonuç, özellikle Ankara, İzmir gibi büyük tabip odalarının seçim sonuçlarıyla birlikte, Türkiye'deki hekim çoğunluğunun Türk Tabibleri Birliği'nin (TTB) bugüne kadar izlediği politikaları ve çalışma anlayışını onayladığını gösteriyor. Bu dönem hemen her yerde, Sağlık Bakanlığı'nın desteklediği gruplar İstanbul'da olduğu gibi, yer yer kamu olanaklarını da kullanarak seçimlere girdi. Sonuçlar, Türkiye'deki hekim çoğunluğunun Sağlık Bakanlığı'nın güdümünde tabip odası istemediğini ortaya koydu. Doğru olan da budur. Tabip Odaları, özellikle yaşadığımız günlerde, toplumsal muhalefetin sözcüsü olmak durumundadır.

CUMHURİYET- Odanın bundan sonra izleyeceği çalışma ilkeleri nelerdir?
Prof. Dr. Gencay GÜRSOY- Seçim sonuçları siyasi perspektifimizin genel olarak onay aldığını gösterse de, Türkiye'nin sağlık sorunları ve hekimlerin ekonomik durumu ile ilgili somut yaklaşımlarımızı geniş hekim kitlesiyle tartışmak ve onların katılımıyla yeniden oluşturmak kararındayız. Yani hazır şablonları uygulamak niyetinde değiliz. O yüzden, bizim yaklaşım tarzımıza karşı olanları da dinlemek istiyoruz.
Kısaca bize oy verenleri de, vermeyenleri de rahat bırakmayacağız. Uzakta durmak yok. Eleştiri, katılım ve dinamizm istiyoruz. Bu çerçevede öncelikle sağlık kurumlarındaki oda temsilciliklerini canlandırmak, bürokratik engelleri ortadan kaldırarak, üyelerin her tür oda faaliyetine aktif katılımını sağlamak, Temsilciler Meclisinin yetkilerini genişletmek ve etkinliğini artırmak niyetindeyiz.

CUMHURİYET- AB ile ortaklık sürecinde, hekimlik ortamında yapılması gerekenler nelerdir?
Prof. Dr. Gencay GÜRSOY- AB ile entegrasyon konusu, hemen her kesimde çeşitli boyutlarıyla gündeme gelen sıcak bir tartışma alanı. Kamu oyu yoklamaları genel olarak entegrasyondan yana olanların beklenenin hayli üstünde olduğunu gösteriyor. Türkiye'deki hemik çoğunluğunun eğilimlerinin de bu doğrultuda olduğunu tahmin ediyorum. Ama tabip odalarının bu aşamada, AB konusundaki tartışmalarda taraf olarak yer almasını doğru bulmuyorum. Bu konuda kişi olarak farklı yaklaşımlarımız olabilir. Oda, her konuda olduğu gibi bu konuda da demokratik bir tartışma platformu açabilir ama kurumsal bir angajman için ancak ciddi bir referandum sonucunda karar verilebilir.
Ben kişi olarak Avurupa'daki ırkcı gelişmeleri, bir zenginler külübüne dönüşme ve içe kapanma eğilimlerini endişeyle izlemekle birlikte, Türkiye'nin tarihsel ufkunun Avrupa'ya dönük olduğunu düşünüyorum.
AB ile ortaklık sürecinde hekimlik ortamı bakımından tartışılması gereken çok konu var. Uyum süreci içinde herşeyden önce temel tıp ve uzmanlık eğitimlerinin Avrupa ile eşdeğer hale getirilmesi gerekiyor.
Bu bizim açımızdan olumlu birşey. AB ile bütünleşme gerçekleşmese de eğitimin eşdeğer hale gelmesi zaten gerekiyordu. Bu anlamda en çok tartışılan konulardan biri, hekimlerin serbest dolaşımının Türkiye'li hekimlerin zararına sonuçlar doğurabileceği ve işsizlik tehtidini artıracağı üzerinede yoğunlaşıyor. Ben bunun biraz abartılmış bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum. Vaktiyle, Portekiz'in, İspanya'nın, Yunanistan'ın AB'ye girdikleri dönemde, aynı endişeler onlar açısından da ileri sürülmüştü. Sonuçta bu ülkeler hiç de İngiliz, Alman ya da Fransız hekimlerinin istilasına uğramadı ve bu yüzden ciddi bir hekim işsizliği ortaya çıkmadı.

CUMHURİYET- Zorunlu hizmet konusunda ne yapmayı planlıyorsunuz?
Prof. Dr. Gencay GÜRSOY- Zorunlu hizmete kategorik olarak karşı oldğumuzu çeşitli vesilelerle ortaya koymuştuk. Zorla hekimlik olmaz. Gönülsüz yapılan hekimlik kötü hekimliktir. Kötü hekimlik ise, hekimsizlikten daha tehlikeli sonuçlar doğurur. Eksik kadroları doldurarak, sadece görünüşü kurtarmak istemiyorsanız hekimleri şu ya da bu biçimde memnun etmek ve hizmete gönüllü ve istekli göndermek zorundasınız. Esasen temel sorun hekim eksikliği değildir. Mecburi hizmeti kamu sağlığı bakımından tehlikeli buluyoruz. Bu yüzden Sağlık Bakanlığı'nın bu yola başvurmasını engelleyecek her eylemi kamu sağlığı adına "meşru müdafaa" sayıyoruz ve Bakanlığın bu konuda ısrarlı olmayacağını umut etmek istiyoruz.


Bu HABERİ Paylaş!