İstanbul Tıp Fakültesi’nde Disiplin Cezası Komedisi


  • Eylül 17, 2015
  • 2788

İ.Ü. Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarının yerine getirilmesini talep ettiği için hakkında soruşturma açılan Dr. Coşkun Canıvar’a görevden atmanın bir alt aşaması olan “kademe durdurma” cezası verildi.

Aynı zamanda İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Tabip Odası hastane temsilcisi  de olan Arş. Gör. Dr. Coşkun Canıvar’ın taşeron çalıştırılan sağlık işçilerine yönelik iş sağlığı ve güvenliği eğitim toplantısında göstermelik eğitime ‘nitelikli işçi sağlığı eğitimi’ talebiyle yaptığı itiraz disiplin cezasıyla karşılık buldu. Canıvar’a “işçinin sağlığını korumak suçu”ndan görevden atmanın bir alt aşaması olan “kademe durdurma” cezası verildi.

Geçen yıl yine aynı fakültede taşeron işçi olarak çalışırken, gerekli önlemler alınmaksızın kanalizasyon temizliğine zorlanan ve burada kaptığı enfeksiyon nedeniyle karaciğer yetmezliği yaşayıp hayatını kaybeden Zafer Açıkgözoğlu’nun hastaneye karşı verdiği mücadeleye de sahip çıkan Dr. Coşkun Canıvar aynı zamanda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nde çalışmalar yürütüyor.

Arş. Gör. Dr. Coşkun Canıvar’a verilen cezanın ardından Çapa Tıp Fakültesi önünde bir araya gelen SES, İstanbul Tabip Odası ve hastane çalışanı taşeron işçiler protesto yürüyüşü ve basın açıklaması yaptılar. Yapılan konuşmalarda Dr. Canıvar’ın yalnız olmadığı ve hukuksuzluğa karşı mücadele edileceği vurgulandı.

Açıklamaya; İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez, DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu, TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Hüseyin Demirdizen, İstanbul Tabip Odası yönetim kurulu üyeleri Dr. Ozan Toraman ve Dr. Ümit Şen’de katıldılar.

 

Basın açıklamasının tam metni aşağıdadır.

 

17.09.2015

İstanbul Tıp Fakültesi’nde Disiplin Cezası Komedisi
“İşçiler daha nitelikli İşgüvenliği eğitimi alsın” diyen Araştırma Görevlisi 
Dr. Coşkun Canıvar’a CEZA verildi!

Sadece sağlık ortamında değil hayatın yer alanında asgari mantık, hukuk ve demokratik işleyiş arayışı beyhude bir çaba halini almış durumda. Ülkemiz bugün işçinin sağlığını düşünen araştırma görevlisini cezalandıran tıp fakültesi yöneticileri ile tanışmış oldu. Bu yönetici anlayışının hastaların sağlığı konusunda da aynı tutumu takınmayacağını kim garanti edebilir? İşçi sağlığı ve güvenliği eğitiminin daha nitelikli verilmesini talep eden hekime ceza verenlere sormak istiyoruz. Yarın daha nitelikli tıp eğitimi isteyen öğrencilerinizi de, daha nitelikli uzmanlık eğitimi almak isteyen asistanlarınızı da cezalandırmayı düşünüyor musunuz?

Ülkemizin önde gelen tıp fakültesi konumundaki İstanbul Tıp Fakültesi ve bağlı olduğu İ.Ü. Rektörlüğü, kendi bünyesinde, büyük kısmı ‘çok tehlikeli işyerleri’ kapsamında yer alan Cerrahpaşa ve “Çapa” hastanelerini barındırmaktadır. Rektörlüğe bağlı ‘çok tehlikeli’ işyerlerinden birisi olan İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde (ÇAPA) son üç yıl içerisinde iki işçi iş cinayetiyle hayatını kaybetti. Bu durumdan dolayı kimseye soruşturma açılıp ceza verilmedi. Zorla kanalizasyon taşkınına müdahale ettirilmesi sonucu karaciğer yetmezliği nedeniyle hayatını kaybeden Zafer Açıkgözoğlu ve hiçbir güvenlik önlemi alınmadan yaptırılan klima bakımı esnasında 6. kattan düşerek can veren işçi Serkan Borucu’nun ölümünde hastane yönetimi ve sorumlu şirket bünyesinde herhangi bir kişi hakkında bir ceza verildiğini duyan olmadı.

Bu yaşananlara sessiz kalanlar, aynı dönemde İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Tabip Odası Hastane Temsilcisi Arş. Gör. Dr. Coşkun Canıvar’ın taşeron çalıştırılan sağlık işçilerine yönelik iş sağlığı ve güvenliği eğitim toplantısında eğitimin göstermelik olduğunu ifade etmesi ve ‘nitelikli işçi sağlığı eğitimi’ talebiyle yaptığı itirazı disiplin cezası sürecine dönüştürdü. Yapılan işçi eğitiminin içeriğinin ve biçiminin bilimsellikten uzak, bütünüyle prosedürü yerine getirme amacı taşımasını önemsemeyen fakülte yönetimi, buradaki itirazı kendi otoritesine bir başkaldırı olarak kabul edip cezalandırma yoluna gitti. Dr. Coşkun Canıvar İ.Ü. Rektörlüğü’nün de onayladığı İstanbul Tıp Fakültesi’nin Disiplin Kurulu kararıyla meslekten atılma cezasının bir alt seviyesi olan “kademe durdurma cezası” ile cezalandırıldı. Biz bu anlayışı tanıyoruz. Fırından ekmek almaya çıkan yaşlıların ölümünü, küçücük çocuk bedenlerinin buzdolaplarında saklanmak zorunda kalınmasını sıradanlaştıran yönetici anlayışının bir devamı olduğunu, ülkenin çıkarına, hastanın çıkarına, hekimin çıkarına ya da işçinin çıkarına itiraz eden, ses çıkaran herkesin cezalandırılması gerektiğini; kapıkulu gibi biat etmeyen herkesin düşman gözüyle görülerek “yok edilmesi” gerektiğini düşünen bu yönetici zihniyetini biliyor ve reddediyoruz.

İşçilerin sağlığını önemsemeyen bu anlayışın hastaların sağlığını da önemsemeyebileceğine dair kaygılı olduğumuzu da bu vesileyle kamuoyunun dikkatine sunmak istiyoruz. Çünkü büyük bir tarihsel mirası barındıran ülkemizin en önemli tıp fakültesi, hastaları, hekimleri ve işçileriyle birlikte yarın ne olacağını bilemez durumdayken; deprem onarımı yapılmamış binaları, borç batağındaki finansmanı, rant için müteahhitlerce göz dikilmiş değerli arazisini ranta dönüştürme projeleri ile ilgilenmek yerine, işçi sağlığı ve güvenliği konusunda kendilerini uyaran Araştırma Görevlisi doktorlarına ceza vermeye odaklanmış durumda. Bu durumu tarihin bir ironisi olarak kabul ediyoruz.

İstanbul Tıp Fakültesi Hastane Temsilcimiz Araş. Görevlisi Dr. Coşkun Canıvar’a verilen ve hukuksuzluğunu idare mahkemesi sürecinde ispat edeceğimiz bu gayri meşru; akla, bilime ve vicdana aykırı cezalandırmayı karşı demokratik tepkimizi her yerde göstereceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu

 



Bu HABERİ Paylaş!