Prof. Dr. Kayıhan Aydoğmuş Anısına, Cumhuriyet Dergi’de 1979 Yılında Yayınlanmış Olan Bir Dosya Yazısını Paylaşıyoruz


  • Temmuz 20, 2015
  • 2675

CUMHURİYET DERGİ: 7 AYIN KONUSU
İSTANBUL'DA İlk çocuk bahçesi 1956 yılında Moda'da açılmış. 1950'-den sonra köyden kente başlayan akınla bahçe İçindeki evlerin yerini apartmanlar almış, çocukların oyun alanları İyice daralmış ve İstanbul’daki ikinci çocuk bahçesinin açılması ancak 1963 yılında olmuş. Çocukların oy verme hakkı olmadığı İçin politikacılar onlarla pek İlgilenmemişler.

Devlet İstatistik EnstitOsü’nün verilerine göre nüfusun yaklaşık yüzde 40'ını 0-14 yaş grubundakiler oluşturuyor. 3-6 yaşta-kilerin yüzde 1.1'inin okul öncesi eğitimden yararlanabildlğlnin belirlenmesinin dışında çocukların "oyun İhtiyaçları"nın nasıl karşılandığına ilişkin bir bilgi yok. Oysa bu konu Çapa Çocuk Psikiyatrisi kürsüsünden Doç. Kayıhan Aydoğmuş'un değindiği gibi oldukça önemli:

"Daha özgürce çevreyi, doğayı tanıması diğer çocuklarla ilişki kurması ve toplumsallaşması için ev dışı ortam 3-4 yaşından itibaren önemli bir gereksinimdir. Bunu karşılamak İçin bahçe, çocuk bahçeleri, oyun yerleri, yuva ve okul öncesi hazırlık sınıfları ve kırsıl yerler, piknik gezintiler gerekir..."

Çocuğun ev dışı ortamda oynaması bugün İçin sokak ve caddelerde olası. Ya çocuk bahçeleri?

280 milyon metrekarelik bir alana yayılan İstanbul Belediye sınırları İçinde iyimser bir varsayımla 3 milyon nüfus var. Ve en az 1 milyon 200 bin çocuk oyun alanı İstiyor. Belediyenin verebildiği İse toplam 332 bin metrekarelik 235 çocuk bahçesi.

Bir çocuk bahçesine 5106 çocuk ya da her çocuk bahçesinde bir çocuğa 27 santimetrekare oyun alanı.

2 milyon metrekareye yaklaşan parkları da değerlendirirsek bir çocuğa düşen oyun alanı 80 santlmetrekareye yükseliyor! İstanbul’daki tüm yeşil alanların toplamı İse 7mllyon metrekare İle kentin yüzde 4’0. Oysa dünya ölçüsünde, kentlerin yüzde 35’inin yeşil alan ve çocuk bahçesinde bir çocuğa düşen oyun alanının da 10 metrekare olması gerekiyor.

İstanbul Belediye Başkanı Aytekin Kotil ise gelecekten umutlu:

"Şahıs arazilerinin planlamasında sosyal alanlar düşünülmemiş. İstanbul'u bir taş yığını haline getirmişler. Belediye olarak bu boşluğu doldurmak İçin sürekli bir çaba İçindeyiz. Ancak yılların ihmalini kısa sürede gidermek mümkün değildir.

Semtlerdeki çocuk bahçeleri ve parklar
dışında elimizde 4 büyük proje var. Feriköy'de 170 bin metrekarelik çöplük alanının, Göztepe'de 140 bin metrekarelik arsanın ve 130 bin metrekarelik Küçüksu çayırının koru park yapılması İle Ayazağa'-daki 1 milyon 200 bin metrekarelik hayvanat bahçesinin tamamlanması için çalışmalarımız sürüyor. Bu yerlerin 1-2 yıl içinde biteceğini sanıyorum. O bölgelerdeki çocuklara ve büyüklere dinlenme, eğlenme, oyun ve spor olanakları sağlanmış olacak. Ayrıca kıyıların doldurulması ile de geniş alanlar kazanılmaktadır.."

Başkan Kotil, Gözteoe'de Bağdat Caddesi üzerindeki 140 bin metrekarelik yerden söz ederken inşaat hakkı olduğunu ve bugünkü değerinin 2 milyar liraya ulaştığını söyledi. Bazı çevreler bu arsanın satılarak paranın belediye hizmetlerine

harcanmasını önermişler. Kotil'in düşüncesi ise şöyle:

"Belediye zor da olsa 2 milyar lirayı bulur ama böyle bir arsayı bir daha bulamaz.."

Birçok kuruluş, gelecekteki müşterileri olan çocuklar için hizmetler geliştirirken çocuğun gelişiminde önemli bir yeri olan çocuk bahçeleri bu yatırımların dışında kalmış. Bir çocuk bahçesinin yapımı ise arsa dışında 50 bin lira. Salıncak, tahtıravalli, kaydırak ve tırmanma kulesi ile oyun aletleri tamamlanıyor. İstanbul Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü Ruhi Çınar ise bu "klasik oyunlar"ın çocuk için yeterli olmadığını söylüyor,

"Çocuk bahçelerine bugüne kadar zihinsel gelişmeyi sağlayacak aletler konmamış. Yaratıcılık yeteneğini geliştirecek
İstanbul'da 7200.000 çocuk oynamak istiyor
' "Çocuk için ev dışı ortam 3-4 yaşından itibaren önemli bir gereksinimdir'
oyun aletleri için üniversite ile işbirliği halindeyiz. Yörenin çocuklarına göre yeni oyun aletleri geliştirmeyi amaçlıyoruz."

İstanbul'daki çocuk bahçelerinin yetersizliğinden söz etmiştik. Daha İyi korunmaları gereken bu yerler özellikle geceleri yağmalanıyor, demir akşamları çalınıyor. Belediyenin elinden de bir şey gelmiyor. Ruhi Çınar'ın belirttiğine göre her bahçeye bir bekçi konsa 235 yeni kadro gerekecek. Bir bekçiye ödenen yıllık para ise 3-4 yeni bahçenin yapımına eşit. Cumartesi pazar çalışmalarında da 3 yövmiye ödeyecek durumu olmayan Belediye, çocuk bahçelerini kaderine terk etmiş gibi.. Park ve Bahçeler Müdürü Ruhi Çınar bu konuda "Herşeyden önce toplumun çocuk bahçelerine sahip çıkması ve tahrip edilmesini önlemesi gerekir." diyor.    #
ilk eğitim aracı
PEDAGOJİ bilimindu çocuğun neden oyun oynadığına ilişkin kesin bir yargıya ulaşılamamış. Bir görüşe göre oyun, çocuğu yetişkin hayata alıştıran bir araç oluyor, bir başka teze göre ilk 8 yaşa kadar büyük bir enerji potansiyeli olan çocuk bunu oyunla dışa vuruyor. Oyunun yeri kesin olarak saptanamamasına karşılık pedagoglar çocuğun oyunu oyun olarak değil, gerçek yaşantı biçiminde değerlendirdiğini belirtiyorlar. Oyunda kullanılan oyuncakların durumu ise daha karışık...

Tarihte oyuncak

Oyuncağın varlığı eski çağlardan beri biliniyor. I.ö. 2. yüzyılda Romalı çocukların çevirdiği topaçlar günümüze dek gelmiş. Türklerin oyuncak bebekleri ise İslamlığın kebuiü He ortadan kalkmış.

Evliya Çslebi'nin 17. yüzyılda 100 dükkanda 105 kişi olduklarını yazdığı Eyüp oyuncakçıları yüzyıllar boyunca çocukların oyun gereksinimini karşıla-
mışlar. Sanayi Devriminin ardından oyuncakta fabrikasyon üretime geçilmesi ve giderek günümüzde elektronik oyuncak sanayiinin dev boyutlara ulaşması sonucu Eyüp’teki çarşıda 3 dükkan kalmış. El sanatının ağırlıkta olduğu bu eski tür oyuncakları yapan son üç usta da ölünce Eyüp dükkanları da plastik ve metal oyuncaklarla iyice dolmuş. Şişirme kursak düdükler, hacıyatmazlar, ördekti arabalar artık yok Sünnet öncesi Eyüp Sultan Cam isi'ne götürülen çocukların dikkatini yalnızca, üfleyince öten küçük testiler çekiyor.

Çapa Çocuk Psikiyatrisi kürsüsünden Doç. Kayıhan Aydoğmuş "Çocuk yoksulluğu da tatmalıdır" derken yersiz isteklerin engellenmesi gerektiğini vurguluyor ve çocuğa aşırı oyuncak alınmasının doğru olmadığını belirtiyor. Doç. Aydoğmuş şöyle diyor.

“Oyun sırasında eğitim ve oyuncak eğitici olmalıdır. Bununla çocuğun bedensel, zihinsel ve duygusal bazı özel yeteneklerini geliştirmesi gerekir. Çocu-
ğun çevre uyaranları bakımından, kİ oyuncaklar bunun içinde yer alabilir, zengin bir ortamda olması mevcut zeka potansiyelinin daha erken ve yeterince işlevlere girmesine yardımcı olur. Böyle-ce çocuk yeteneklerini en olumlu düzeyde ortaya koyabilir..."

Eğitim ve oyuncak

Uzmanlar, oyuncağın çocuk eğitimin de önemli bir yeri olduğunu belirtirken, çocuklarımız bebeklerle ruhsal gelişmelerini sağlıyorlar. Zihinsel gelişme konusunda ise onlara bir şey veremiyoruz. Duygusal gelişme olmaksızın zihinsel gelişmenin bir anlam taşımayacağı da belirtiliyor. Ne var ki Batılılar zihinsel gelişme konusunda önemli adımlar atmışlar Bilimsel eğitim araçlarını Türkiye'de de bir şirket başlatmış durumda. Ancak bu belli bir kesime yansıyabiliyor. Nadir Ergin Telci, yayımcılık yaparken yurt dışındaki sergi ve fuarlarda çocuklara yönelik eğitim araçlarını görmüş ve bu işe başlamış. Telci şöyle konuşuyor:
"İnsan zekası 3-6 yaş arasında gelişiyor ve bu dönemde ne kadar imkan bulursa o kadar gelişiyor. İlk başta Amerika'yı yeniden keşfetmektense dışarıda denenmiş olanları buradaki uzmanlarla revizyondan geçirdik. Eğitici oyuncakta montaj sanayii gibiydik. İkinci programda fikrini de malzemesini de kendimiz ürettik. Batıda eğitici oyuncaklara ilgi olağanüstü. Avustralya’da geometrik oyun anaokullarında ders aracı olarak kabul edilmiş. Çocuğa üç boyutlu düşünme olanağı getiriyor. Almanya'da çocuk rakam öğrenmeden matematik mevhumunu öğreniyor. Sonuçta modern matematik umacı olmuyor. Bizim sorunumuz ailelerle, önce anne babayı bilinçlendirmemiz gerekiyor. Malın özünde ağırlık olduğu için albenisinde kayıp var. Okul öncesinde ne kadar bilinçli bilgi verilirse okul döneminde başarı o oranda yüksek olur..”

Pedagog Ozana Uzunkavak da eğitimsel oyuncakların hazırlanmasında çocuğun zihinsel, duygusal ve hareket yeteneklerini geliştirmesinin ön planda tutulduğunu belirtiyor ve "En önemlisi bir ders aracı amacında değil, oyun olduğudur." diyor.

Fakat bugünkü koşullarda eğitimsel oyuncaklara karşı olanlarda var. Bu nörüşe göre belli bir azınlık yarış atı örneği üstün zekalı yetiştirilmeye çalışılırken, çoğunluk "geri zekalı" bırakılıyor.

Oyun ve oyuncakta amaç

Çocuğun ruhsal ve zihinsel kapasitesini geliştiren oyuncakların birbirinden soyutlanamayacağını belirten pedagog Hatice Girgin özsar çocuğun 11 yaşından sonra özdeşleşme yoluna geçtiğim ve toplumsal hayata girdiğini söylüyor ve "Oyun ve oyuncaktaki amaç çocuğu toplumsal hayata alıştırmak, sosyal yaşantıya uyum sağlamaktır." diyor.

Bir tahta parçası ile onu bir kamyon gibi düşünüp oynayan çocuk uzaktan kumandalı mekanik bir oyuncağa İlgi duymayabiliyor. Karikatürlere de konu olan ve babaların oynayıp çocukların seyrettiği bu tür oyuncakların yanında çocuklar TV'de büyüklerin programlarını, büyükler de küçüklerin programlarını izleyebiliyorlar.

Ve İsveç'te savaş oyuncakları yasaklanıyor. .    •
çocuk başına
Çocuk bahçelerinde zihinsel gelişmeye katkıda bulunacak oyunlar yok....


Bu HABERİ Paylaş!