Ebe Yağmur Söylemez'e saldıranlar açığa çıkartılmalıdır.


  • Mayıs 26, 2015
  • 4749

1 Mayıs 2015 günü kutlamalara katılmak üzere SES kortejinde yürürken polisin engellemesiyle karşılaşan ve bu esnada bir aracın çarpması sonucu yaralanan Ebe Yağmur Söylemez’le ilgili olarak SES Bakırköy Şubesi ile ortak basın toplantısı gerçekleştirildi.

26 Mayıs 2015 günü İstanbul Tabip Odası Cağaloğlu binasında yapılan basın toplantısına Odamız Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç, İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Dr. Ali Tezel Erol ve SES Bakırköy Şube Eş Başkanı Nuran Güngör katıldılar.

Yapılan toplantıda ilk olarak Nuran Güngör söz aldı. Nuran Güngör “1 Mayıs günü kutlamalara katılmak üzere SES korteji olarak yürürken polis tarafından önümüz kesildi. Yapılan görüşmeler sonrasında Merter’e kadar yürümemize izin verildi. Ancak yürüyüşe başladığımız anda hiçbir uyarı olmaksızın polisin gaz bombalı saldırısı başladı. O sırada bir sivil araç hızla insanların üzerine yöneldi. Yağmur Söylemez’in de aralarında olduğu arkadaşlarımıza çarptı. Diğer arkadaşlarımız hafif yaralanırken Yağmur arkadaşımız ağır yara aldı. Sağlıkçılar olarak yaralı arkadaşımıza ilk müdahaleyi yapıp, sağlıklı koşullarda müdahale edilecek bir hastaneye ulaştırılmasına çabalarken polisin müdahalesi devam etti. Bu olay kasıtlı gerçekleştirilmiş bir olaydır. SES olarak peşini bırakmayacağız. Faillerin açığa çıkartılması, olayın aydınlığa kavuşması için çaba göstereceğiz” diye konuştu.

Ardından Yağmur Söylemez’i evinde ziyaret ederek durumu hakkında bilgi alan heyette yer alan İnsan Hakları Komisyonu Üyemiz Dr. Ali Tezel Erol, Yağmur Söylemez’in mesajını iletti. Dr. Ali Tezel Erol “Yağmur bilerek, isteyerek, insan canına kastedilerek yapılan bu saldırının peşinin bırakılmamasını istiyor. İnsanlığın en vahşi yanını temsil ettiğini belirtiyor. Faillerin bulunamamasının, olayın açığa çıkartılmamasının bu tür vahşi saldırıları ve saldırganları cesaretlendireceğini belirtiyor. Olayın açığa çıkartılmasının toplumun vicdan ve adalet duygusunun zedelenmemesi açısından da gerekli olduğunu dile getiriyor. Yağmur arkadaşımız ayrıca SES ve İstanbul Tabip Odası’na, destek olan tüm meslektaşlarına teşekkürlerini iletiyor” diye konuştu.

Ortak basın açıklaması ise Dr. Samet Mengüç tarafından okundu. Yapılan açıklamada; “Yağmur ebenin, yaşadığı ağır sağlık sorunları nedeniyle öncelikle tıbbi yardım, tıbbi destek sağlamak ve belgelemek amacıyla mevcut durumu Adli Tıp, Psikiyatri, Jinekoloji ve Ortopedi uzmanlarından oluşan tabip odası heyetimiz tarafından değerlendirildi.

-Yağmur ebe fiziksel ve ruhsal olarak ağır yaralı olup vücudunda kemik kırıklarıyla halen yatağa bağımlı haldedir.

-Yağmur ebeye kasten ‘sivil’ bir araçla çarpılarak bir açık alan işkencesi yapılmıştır.

- Yağmur ebe yaralı halde yerde yatarken polis tarafından saçının çekilip sürüklenmesi açıkça bir işkence ve kötü muameledir.

-Yağmur ebeye “sivil” araçla kasten çarpanlar en kısa sürede belirlenmeli ve adalet önünde hesap vermelidir.

-Yağmur ebe yalnız değildir!

Bir kez daha sesleniyoruz; Gezi ve 1 Mayıs mağdurları konusunda tüm kamuoyunu duyarlı olmaya ve yetkilileri görevlerini yapmaya çağırıyoruz” denildi.

Basın açıklamasının tam metni aşağıdadır.

 

 

26 Mayıs 2015

BASINA VE KAMUOYUNA
EBE YAĞMUR SÖYLEMEZ YALNIZ DEĞİLDİR

 

Emek ve Dayanışma Bayramı’nın Taksim Meydanı’nda kutlanması ve 1977’de Taksim Meydanı’nda katledilen işçi ve devrimcilerin anılması emekçilere yasaklanması, AKP iktidarında olağan hale gelen polis terörü ve hukuk dışı uygulamalar, bu 1 Mayıs’ta bir kez daha yaşanmıştır.

On binlerce polis, kilometrelerce polis bariyeri, yüzlerce TOMA ile yasaklı Taksim 1 Mayıs Alanı, yasaklı İstanbul, kimyasal gazla, devlet şiddetiyle devletin halka karşı giriştiği bir güç gösterisine tanıklık etmiştir.

Yüzlerce gözaltı, onlarca yaralı, polis araçlarında ve gayri resmi mekânlarda tutulma, ters kelepçe, kadınlara çıplak arama, polis merkezlerinde, adliyelerde, kapalı ve açık alanlarda işkence ve kötü muameleler, tüm toplu ulaşım araçlarının iptal edilip yolların kapatılması ve İstanbul halkının özgürlüklerinden mahrum bırakılmasıyla adeta sıkıyönetim uygulanmıştır.

AKP iktidarının 1 Mayıs’ı ‘İç Güvenlik Yasası’nı uygulama fırsatı olarak görmesi sebebiyle, hukuksuz adli süreçler, hukuksuz gözaltı ve tutuklama kararları ile adeta ‘rehine’ mantığıyla, günlerce işkence altında tutulup, özgürlüklerinden mahrum bırakılmıştır, 1 Mayıs’ı kutlamak isteyenler.

Türkiye’de hızla değişen gündem, bu sürecin unutulmasına neden olmuştur. Emekçilere yaşatılan terörün yüzlerce mağdurlarından biri olan Ebe Yağmur Söylemez’in öyküsü o günün karmaşasında kamuoyuna yeterince duyurulamamış, unutulmaya yüz tutmuştur. Yağmur arkadaşımızın mağduriyeti olanca ağırlığıyla devam ediyor. Biz İstanbul Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu ve Kadın Komisyonu olarak evinde ziyaret ettiğimiz Yağmur Söylemez’in yaşadıklarını ve şu anki sağlık durumunu kamuoyuyla paylaşıp, Yağmur Söylemez’in nezdinde tüm 1 Mayıs mağdurları konusunda kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz.

İlk örneklerine Mısır’da Hüsnü Mübarek karşıtı gösterilerde tanık olduğumuz kalabalıkların üstüne araba sürme terörünün, Türkiye’deki uygulayıcıları ‘’Gezi Parkı’’ sürecinde Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümüne sebep olmuştu. Bu durumun benzerini yaşayan Yağmur arkadaşımız şans eseri ağır yaralı olarak kurtulmuş, olay adli bir vaka olarak hastane kayıtlarına girmiş “Araç Dışı Trafik Kazası” olarak değerlendirilmiştir. Şu aşamada “adli” olay olarak dahi sorumluların yakalanması için somut hiçbir çaba gösterilmemiştir. Biz bu canileri yıllardan beri iyi tanıyoruz.

Evinde komisyon olarak ziyaret ettiğimiz Yağmur Söylemez o gün yaşadıklarını şöyle özetledi; “1 Mayıs 2015 tarihinde, SES korteji ile E-5 İstanbul yolunda ilerlerken, beklenmedik bir anda gaz sıkıldı, sürekli. Gazın etkisiyle kortej dağılmaya başladı. Aniden bir aracın üzerimize geldiğini gördük. Sağa doğru çekilmeye başladık. Üzerimize gelmeye devam etti. Sürücüyle göz göze geldik. O sırada sürücünün bana bakıp sırıttığını gördüm. ‘Sivil’ araç hızla üzerimize geliyordu. Çarpmaya çalıştığını hissederek yolun kenarına iyice çekildik. Araba pelvik bölge sol yan, ön tarafımdan çarptı. Araç bir kaç kişiye daha çarptı. Bütün bunlar onlarca resmi polisin gözleri önünde oldu. Bana araç çarptıktan sonra ortalık karıştı, ‘arkadaşa araba çarptı araba çarptı’ dediler. Polisler, ‘Kalk sen, kalk sen. Sen kalkmazsan biz çekmesini biliriz’ dediler. Birisi sol bacağımdan çekiyordu. Birisi saçımdan çekti. Birisi de çantamı arıyordu... O sırada bundan sonra ne olacak diye düşündüm. Polislerin o sahnesi gözüme geliyor. Kasıtlı çarptılar. Eskiden onlar da görevini yapıyorlar, onlara da emir veriyorlar diye düşünüyordum. Artık öyle düşünmüyorum. Sürekli uykumda arabanın bana çarpıp yere düştüğümü görüyorum. İlk günü, o anı, rüyamda görüp irkilerek uyanıyorum. Sürekli rüyalarımı işgal ediyor. İlk günler tahammül edememe, öfke hali vardı.”

Yağmur ebenin, yaşadığı ağır sağlık sorunları nedeniyle öncelikle tıbbi yardım, tıbbi destek sağlamak ve belgelemek amacıyla mevcut durumu Adli Tıp, Psikiyatri, Jinekoloji ve Ortopedi uzmanlarından oluşan tabip odası heyetimiz tarafından değerlendirildi.

-Yağmur ebe fiziksel ve ruhsal olarak ağır yaralı olup vücudunda kemik kırıklarıyla halen yatağa bağımlı haldedir.

-Yağmur ebeye kasten ‘sivil’ bir araçla çarpılarak bir açık alan işkencesi yapılmıştır.

- Yağmur ebe yaralı halde yerde yatarken polis tarafından saçının çekilip sürüklenmesi açıkça bir işkence ve kötü muameledir.

-Yağmur ebeye “sivil” araçla kasten çarpanlar en kısa sürede belirlenmeli ve adalet önünde hesap vermelidir.

-Yağmur ebe yalnız değildir!

Bir kez daha sesleniyoruz; Gezi ve 1 Mayıs mağdurları konusunda tüm kamuoyunu duyarlı olmaya ve yetkilileri görevlerini yapmaya çağırıyoruz.

İstanbul Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu

Sağlık Emekçileri Sendikası Bakırköy Şubesi


Bu HABERİ Paylaş!