"Dna Verileri Ve Türkiye Milli Dna Veri Bankası Kanunu Tasarısı" İlgili Tarafların Görüşü Alınmadan Yasalaşmamalıdır!


  • Ağustos 18, 2010
  • 2672

BASIN DUYURUSU / 26/12/2006

"DNA VERİLERİ VE TÜRKİYE MİLLİ DNA VERİ BANKASI KANUNU TASARISI" İLGİLİ TARAFLARIN GÖRÜŞÜ ALINMADAN YASALAŞMAMALIDIR!

Uzmanlık derneğimiz, DNA Verileri ve Türkiye Milli DNA Veri Bankası Kanunu Tasarısı�nın, konu ile ilgili olarak tüm resmi veya sivil kurumların görüşünün alınmasına olanak tanımayacak kadar kısa bir süre içerisinde yasalaşmasının taşıdığı riskler hakkında ilgili kişi ve kurumların ve kamuoyunun dikkatini çekmeyi önemli bir sorumluluğu olarak görmektedir.

DNA Verileri ve Türkiye Milli DNA Veri Bankası Kanunu Tasarısı ile ilgili olarak dikkatimizi çeken hususlardan önemli bir kaçı şunlardır:

- Bu tasarıda, konu DNA Bankası kurulması amacı dışına taşmış; kimlik tespiti veya adli amaçlarla DNA örneklerinin alınması ve analiz yapılması hususlarını da kapsayan kurallar ön görülmüştür. Böylece, yasa tasarısı içeriği Ceza Muhakemesi Kanunu�nun(CMK) 78- 81. maddelerinde tanımlanan unsurlar ile çelişki ve aykırılık oluşturacak tarzda geniş bir kapsamda tanımlanmış olup; CMK�nın ilgili maddelerinde ele alınmış hususların, söz konusu yasa ile hızla değiştirilmeye çalışıldığı izlenimi ortaya çıkmaktadır.

- Tasarının 6. maddesine göre, Banka izin vermedikçe ve Sağlık Bakanlığı da önermedikçe, sadece 3 laboratuar (Adli Tıp, Polis ve Jandarma Kriminal Laboratuarları) adli DNA incelemesi yapabilecektir. Bu laboratuarların her üçü de yürütmeye bağlıdır. Üniversite bünyelerindeki adli tıp, tıbbi biyoloji ve genetik laboratuarları tamamen devre dışı bırakılmıştır. 2547 sayılı YÖK Kanunu�nun 38/2. maddesi ile 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu�nun 31. maddesi uyarınca üniversiteler adli tıp olaylarında ve diğer konularda resmi bilirkişi olarak zikredilmiş olup; yasa tasarısı üniversitelerin bu yasal hak ve yetkilerini açıkça ihlal etmektedir.
Gerekli alt yapıya sahip Üniversitelerin ilgili birimlerinin de DNA analizi yapma yetkisine sahip olması hem yargı hem de ülke çıkarları açısından gereklidir. Üniversitelerdeki alt yapının kullanılmaması önemli bir kaynak israfı olacaktır.
Bilimsel rekabeti önlediği gibi, şahısların hak arayabilme hürriyetlerine zarar verecektir. Bu düzenleme ile kişilerin, başka laboratuar incelemelerine göre kendilerini temize çıkarabilme olanakları olamayacaktır. Mahkemelerin bağımsız bilirkişi atamasına engel olacaktır.

- Banka Başkanının atamasının Başbakanca yapılacağı ön görülmüştür. Böylesine önemli bir kurumun siyasi erke bağlanması doğru değildir. Ayrıca, banka başkan ve başkan yardımcısında aranan akademik düzey için �bilim uzmanlığı�nın yeterli bulunması, kurumun güvenilirliği açısından uygun değildir.

- Konuyla ilgili çalışabilecek profesyoneller arasında, tıp fakültesi mezunlarına yer verilmemiş olması, sadece Fen Fakültesi ve Mühendislik Fakültesi mezunlarına yer verilmesi önemli bir eksikliktir.

- DNA Bankası� konusu halen, dünyada hukuksal ve etik açıdan önemli bir tartışma konusu iken; CMK ile çelişen hususları ve insan hakları hukuku açısından riskleri ilgili akademik ve sivil platformlarda kapsamlı bir şekilde tartışılmadan, söz konusu tasarının alelacele yasalaştırılmaya çalışılması son derece önemli sakıncalar içermektedir. Bu tasarıda, hukuk ve etik açıdan tartışma veya belirsizlik yaratan pek çok nokta yer almaktadır. Çok önemli bir örnek olarak; DNA Bankası oluşturulması amacı ile materyalin hangi tür kriminal olaylardan elde edileceği ve hangi amaçlarla kullanılacağı belirsizdir. Bu konuda yetkili kılınan üç laboratuarın (Adli Tıp, Polis ve Jandarma Kriminal Laboratuarları) yürütmeye bağlı olması ve ayrıca üniversitelerin devre dışı bırakılmış olması ciddi sakıncalar içermektedir.

Uzmanlık Derneğimiz, DNA Verileri ve Türkiye Milli DNA Veri Bankası Kanunu Tasarısı hakkında; başta üniversitelerin ilgili birimleri (Adli Tıp Enstitüsü, Adli Tıp Anabilim Dalları, Tıbbi Biyoloji ve Genetik.., Ceza ve İnsan Hakları Hukuku Dalları) ve ilgili sivil toplum örgütleri (Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Barolar Birliği, Adli Tıp Uzmanları Derneği başta olmak üzere ilgili uzmanlık dernekleri,..) olmak üzere tüm kamu ve sivil kurumların görüşü dikkate alınarak ve aceleye getirilmeksizin ele alınması gerektiğine; önemle dikkati çeker.

Derneğimiz, bu tasarı ile ilgili tüm kamu ve sivil toplum kuruluşlarını, bu tasarı konusunda kendilerine bir bilgilendirme ve davet yapılmamış bile olsa, konuyu ilgili kurullarında acilen değerlendirilmelerinin ve bunu Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere sunmalarının önemine dikkat çeker.

İlgili resmi veya sivil kurum, kişilere ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.

ADLİ TIP UZMANLARI DERNEĞİ YÖNETİM KURULU


Bu HABERİ Paylaş!