Üniversitelerde Görev Yapan Hekimlerin Tam Güne Geçiş Sürecinde Dikkat Etmesi Gereken Hususlar


  • Aralık 22, 2010
  • 2826

Bilindiği gibi 5947 sayılı Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a ilişkin iptal başvurusu 16.07.2010 günü karara bağlandı ve 22.07.2010 tarih ve 27649 sayılı Resmi Gazete’de de yayımlandı.

Anayasa Mahkemesi tarafından hukuka aykırı bulunan madddeler arasında, 36. maddesinin ikinci fıkrasının birinci tümcesi de yer alıyordu. İlgili cümlenin iptali sonrasında; Üniversite öğretim üyeleri yönünden kısmi çalışma statüsü ortadan kalktı. Üniversite öğretim üyelerinin artık sadece ve sadece devamlı statüde çalışmaları sonucunu doğuran bu düzenleme, 30.01.2011 tarihinde yürürlüğe giriyor.

Hatırlanacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararının ardından, kamuda çalışan hekimlerin mesai sonrası mesleklerini serbest olarak icra etmelerinin veya özel bir sağlık kuruluşunda çalışmalarının önünde herhangi bir YASAL engel kalmamıştı. Sağlık Bakanlığı’nın aksi yöndeki açıklamaları nedeniyle, konu Danıştay’a da taşınmış ve Danıştay tarafından da (Sağlık Bakanlığı’nın bu açıklaması) hukuka aykırı bulunmuştu.
 
Yargı kararları ışığında; Üniversitelerde görev yapan hekimlerin 30 Ocak 2011 tarihi itibarıyle dikkat etmesi gereken hususları, bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

1- 30 Ocak 2011 tarihinden itibaren değişecek olan sadece mesai saatleridir.  Artık bilinen adıyla “full-time-part-time” ayrımı kalmayacak, tüm personelin haftalık çalışma saati haftalık 40 saat olacaktır.

2-  Mesleğin üniversite dışında icra edilmesi ise, ancak mesai saatleri sonrasında mümkün olacaktır. Bir başka ifadeyle,  mesai saatleri sonrasında, mesleğini serbest olarak icra etmeye devam edecek hekimler yönünden herhangi bir değişiklik söz konusu değildir.

3-Anayasa Mahkemesi tarafından geçici 57. Maddede yer alan “Bu süre içerisinde talepte bulunmayanlar istifa etmiş sayılır.” ibaresi “üniversitelerde öğretim üyesi olarak kısmi statüde görev yapan profesör ve doçentlere devamlı statüye geçmemesi halinde kanunla tanınan süreli çalışmanın (iki yıllık), kanunla tanınan süre dolmadan istifa etmiş sayılmaları hukuk devletinin gereği olan belirlilik ve hukuki güvenlik ilkeleri ile bağdaşmaz.” gerekçesiyle  hukuka aykırı bulunmuştur.  

Bu karar ışığında; hekimlerin ayrıca bir talepte bulunmalarının ve/veya “tam güne geçiş” dilekçesi vermesinin ne gerekli, ne zorunlu, ne de anlamlı olmadığı açıktır. Kaldı ki, 57 maddenin iptali sonrasında, maddenin yaptırım gücü de (“istifa etmiş sayılmak”) ortadan kalkmıştır.

4- Ancak Üniversite Dekanlıkları tarafından Anabilim Dallarına gönderilen ve tereddütlere yol açan çağrıdan (kısmi statüde çalışan hekimler için “tam gün statüsüne geçme dilekçesi” verme çağrısı) ayrıca bahsetme gereği duyuyoruz.
İlgili yazıdan da anlaşıldığı üzere temel sıkıntı, “kısmi statüde çalışma sözleşmesinin süresi biten öğretim üyeleri” yönünden doğmaktadır. Üniversite Dekanlığı da “olası üzücü durumları önlemek amacıyla” dilekçe verilmesini önermektedir.

Öncelikle dikkat edilmesi gereken husus; bu dilekçelerin hak kaybına yol açmayacak şekilde kaleme alınmasıdır. Daha açık anlatımla ilgili hekimin; bu içerikte dilekçe verdiği gerekçesiyle mesai saati sonrasında mesleğini icra etmesi engellenememeli, dilekçe bu amaca hizmet etmemeli/bu sonuca yol açmamalıdır. Bir başka ifadeyle, dilekçe verilip-verilmemesinden ziyade, hangi içerikte dilekçe verildiği daha önemlidir.

Dekanlığın çağrısına uygun olarak dilekçe verecek hekimler için oluşturduğumuz dilekçe örneği ekte yer almaktadır.

Konuyu bilgilerinize sunar, ayrıntı değerlendirmeler için Hukuk Büromuza ulaşmanızı öneririz. 23.12.2010


          
İstanbul Tabip Odası
Hukuk Bürosu
   

◊ Dilekçe örneği için tıklayınız


1Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararına ve hukuki değerlendirmeye www.istabip.org.tr adresindeki güncel hukuk sayfalarından ulaşılabilir.


Bu HABERİ Paylaş!