Almanya'da Aile Hekimliği Çöküyor


  • Kasım 03, 2010
  • 3367

Almanya aile hekimliğini pahalı bir sistem haline geldiği için yetmişli yıllardan bu yana reform etmeye çalışıyor. Reform çabası düşük gelirliye mali külfet getirirken, ilaç sektörünü karlı çıkarıyor.

KÖLN - Almanya’da bugün temelleri sarsılmaya başlayan aile hekimliğinin tarihi Bismarck dönemine, yani 1880'li yıllara dayanıyor. Türkiye’nin bu sistemi kurarken örnek aldığı Almanya’nın bu konudaki tecrübesi bir asrı geçiyor.
Bundan yirmi yıl öncesine kadar Almanya’daki Türkler bu ülkenin sağlık sistemini öve öve bitiremezdi. Hatta emekliye ayrılmış olanların Almanya ile ilişkilerini kesmemelerinin en önemli nedenlerinin başında aldıkları sağlık hizmeti geliyordu. Ancak maliyetlerin azalması amacıyla yetmişli yıllarda başlayan reform hareketinin zararı önce göçmenler gibi alt sınıflarda kendini göstermeye başladı.

Sağlık sistemindeki reform Almanya’da iktidara gelen her koalisyon hükümetini çetin tartışmalara sürüklüyor. Çünkü her reform adımı sistemin özelleşmesine hizmet ederken, aile hekimleri de yavaş yavaş sistemden çıkma yolunu tercih ediyorlar. Nüfusun giderek yaşlanması bir yandan sağlık hizmetine duyulan ihtiyacı, dolayısıyla maliyetleri arttırıyor, diğer yandan da sağlığı daha karlı bir sistem haline getiriyor. Ama kimin için?

Almanya’da sağlık sistemini sürekli bir krize dönüştüren en önemli olgu, sigorta şirketlerinin aile hekimlerini daha fazla kontrol edebilir hale gelmesi. Elbette bu kontrol mali araçlarla yapılıyor. Doktorlar yıllar içinde sadece hasta bakan değil sigorta şirketleri için çalışan muhasebeciler haline dönüştü.
Örneğin aile hekimleri artık kendisine başvuran hastanın şikayetlerinin nedenini anlayabilmek için ayrıntılı değil, daha basit ve ucuz tahlillere başvurmaya başladı. Aksi takdirde kendisine izin verilen bütçeyi aşmak ve aştığı miktarı cebinden ödemek zorunda kalması söz konusu. Bu durum doktorların doğru tanıda bulunmalarını zorlaştırıyor. Ayrıca hastayı uzman doktora sevk etmekte de geç kalabiliyorlar. Ayrıca hem doktorlar hem de eczaneler ilaç verirken sigorta şirketlerinin anlaşmalı oldukları firmaların ürünlerine öncelik vermekle yükümlüler.

Bu ve benzer nedenlerle doktorlar kendilerine daha çok para kazandıran özel sağlık sigortasına üye hastalarına öncelik vermeye başladılar. Devlete bağlı sigorta şirketlerinin üyeleri ise bazı doktorlardan randevu almak için aylarca beklemek zorunda kalıyor ya da hiç randevu alamıyorlar.

DOKTOR BÜTÇESİ VE VİCDANI ARASINDA HESAP YAPMAK DURUMUNDA KALIYOR

Doktorların hastaya ayırdığı zaman da sigortadan aldığı parayla doğru orantılı. Bu nedenle bazı doktorlar saat ücretini hesaba katılarak hastalarına ya daha az zaman ayırıyor ya da fazla zaman ayırmışsa bunu hastanın finanse etmesini istiyor. Yani doktor bütçesiyle vicdanı arasında bir hesap kitap yapmak zorunda da kalabiliyor.
Özel sağlık sigortalarına üye olabilmek ise şimdilik kazanca bağlı. Diş, göz, alternatif tedavi yöntemleri ve hastane hizmetleri sunan ek sigortaların çeşidi de buna ihtiyaç duyanların sayısı da giderek artıyor. Almanya’da artık daha iyi bir sağlık hizmeti almak istiyorsanız ya çok para kazanıp özel bir sağlık sigortasına üye olacak, ya da vicdanlı bir aile hekimi bulabilmek için dua edeceksiniz.

Geçen ay bakanlar kurulunda kabul edilen sağlık sistemi reform paketi de genel hatlarıyla hastanın aleyhine olabilecek maddeleri içeriyordu. Almanya’da sağlığa harcanan para yıllık 240 milyar Euro’yu buluyor. Buna rağmen bu sektörde çalışmak isteyenlerin sayısı giderek artıyor.
Yapılan araştırmalar 2030 yılında sağlık sektöründe bir milyon uzman açığı olacağını ön görüyor. Yine aynı araştırmalar ilaçların en pahalı satıldığı ülkenin Almanya olduğunu da gösteriyor.

Örneğin aspirinin tanesi Yunanistan’da 2, Türkiye’de 3 cent iken aspirin ülkesi Almanya'da 20 cent.
Almanya’da aile hekimliğine dayalı asırlık sağlık sistemi giderek hastalanıyor ve açık ki, bundan da en çok ilaç sektörü faydalanıyor. Aile hekimliği bugün İstanbul’da da uygulanmaya başlayacak. Almanya’yı 130 yıl sonra takip eden Türkiye’nin bu gelişmelerden haberi var mı acaba?

*01.11.2010/Fulya CANŞEN/ntvmsnbc


Bu HABERİ Paylaş!